Bilim insanları: Dinozor kemikleri 66 milyon yıl önce ayda bulundu

Fransa’nın başkenti Paris’te bir müzayede evinde sergilenen dinozor iskeleti (AP)
Fransa’nın başkenti Paris’te bir müzayede evinde sergilenen dinozor iskeleti (AP)
TT

Bilim insanları: Dinozor kemikleri 66 milyon yıl önce ayda bulundu

Fransa’nın başkenti Paris’te bir müzayede evinde sergilenen dinozor iskeleti (AP)
Fransa’nın başkenti Paris’te bir müzayede evinde sergilenen dinozor iskeleti (AP)

Neil Armstrong 1967’de aya ayak basan ilk insan olmasına rağmen, dinozorlar bunu 66 milyon yıl yapmış olabilir. Çünkü bilim insanlarına göre bu dev yaratıklara ait kemikler 66 milyon yıl önce ayda bulundu.
Daily Mail gazetesine göre blog yazarı Matt Austin, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Peter Brannen’in 2017 tarihli ‘The End of the World’ (Dünyanın Sonu) adlı kitabında bu iddianın yer aldığını bildirdi.
Söz konusu kitaba göre dinozorların öldürülmesine neden olan şiddetli asteroit ‘atmosferde bir uzay boşluğu deliği’ açtı ve bu delikten uzaya uçan çok sayıda enkaz ve dinazorların kemik parçaları aya yerleşti.
Ödüllü bir bilim muhabiri olan Peter Brannen, asteroidin Everest Dağı’ndan daha büyük olduğunu ve bir mermiden 20 kat daha hızlı bir şekilde atmosfere çarptığını kitabında yazdı.
Kitap, Brannen’in teorisini doğrulayan jeofizikçi Mario Rebolledo’nun yorumlarını da içeriyor.
Bu iddiaları destekleyecek hiçbir kanıt bulunmasa da, bilim insanları asteroit çarpmasıyla ilgili bilimsel verilerin kendi teorilerinin geçerliliğini desteklediğini iddia ediyor.
Bilim insanları, daha önce 10 kilometre genişliğindeki bir asteroidin çarpması sonucu dinazor neslinin tükendiğini açıkladı.



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news