Avrupa koronavirüsün yeni türlerinin yayıldığı bölgeleri izole etmeye karar verdi

Salgının geniş çapta yayılmasına yönelik olarak sağlık sisteminin güçlendirilmesi önerildi.

Avrupa Birliği Başkanı, Avrupa Zirvesi’ndeki video bağlantısında Kovid-19 ile ilgili konuşuyor (AFP)
Avrupa Birliği Başkanı, Avrupa Zirvesi’ndeki video bağlantısında Kovid-19 ile ilgili konuşuyor (AFP)
TT

Avrupa koronavirüsün yeni türlerinin yayıldığı bölgeleri izole etmeye karar verdi

Avrupa Birliği Başkanı, Avrupa Zirvesi’ndeki video bağlantısında Kovid-19 ile ilgili konuşuyor (AFP)
Avrupa Birliği Başkanı, Avrupa Zirvesi’ndeki video bağlantısında Kovid-19 ile ilgili konuşuyor (AFP)

Perşembe gecesi geç saatlerde çalışmalarını sona erdiren Kovid-19’a özel Avrupa zirvesi, koronavirüsün yeni türlerinin yayılmasını durdurmak için “çaresiz” bir girişimde bulunarak, Avrupa Birliği içinde hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırmaya karar verdi.
Söz konusu karar Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) koronavirüsün yeni türlerinin teşkil ettiği sağlık riski seviyesini yükseltmesinden ve gerekli olmayan hareketlerin yasaklanmasının tavsiye edilmesinden birkaç saat sonra geldi. ECDC hükümetlerden, önümüzdeki haftalarda geniş çapta yayılması öngörülen salgın dalgasına hazırlık olarak sağlık sistemlerinin güçlendirmelerini istedi.
Zirvenin bitmesinden kısa bir süre sonra Fransa ve Belçika, yeni türlerin yayıldığı bölgelerden veya ülkelerden gelen yolcuların girişinin önlenmesine yönelik önlemler alındığını açıkladı. Bu adım, Avrupalı ​​liderlerin, ECDC standartlarına uygun olarak, virüsün yüksek yayılma oranları kaydettiği alanlar için bir kategori oluşturmayı kabul etmelerinden sonra geldi.
Zirve, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ni (UNHCR), salgının yoğun bir şekilde yayıldığı bölgelerin izole edilmesini sağlamak amacıyla hareketleri kısıtlamaya yönelik önlemler alması için görevlendirmeye karar verdi. Söz konusu önlemler arasında, sınırlar ötesi hareketler, temel hizmetler ve malların geçişlerini gerçekleştiren işçilerin hareketleri yer almıyor.
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, zirve sonunda, epidemiyolojik durumun yeni tür virüsün yayılma hızı nedeniyle kötüleşmesi durumunda yeni önlem paketinin ek önlemlerle güçlendirilmesinin önemini vurgulamışlardı.
ECDC tarafından perşembe günü yayınlanan güncel raporda, “bulaşma hızları nedeniyle İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya'da ortaya çıkan üç virüs türünün Avrupa ülkelerinde çok yüksek bir yayılma olasılığına işaret ettiği” belirtildi. Rapor, şu anda İngiltere’de olduğu gibi, bulaşma sayısındaki hızlı artışın tehlikeleri ve bunun sağlık sistemleri üzerindeki yansımaları konusunda uyarılarda bulunuyor.
ECDC Direktörü Andrea Ammon dün yaptığı açıklamalarda yeni türlerin yayıldığı bölgelerde epidemiyolojik durumun kötüleşmesinin sonuçlarına dikkat çekmiş ve vaka sayısındaki artışın kaçınılmaz olarak hastanelerde tedavi gerektiren vaka sayısında artışa yol açacağı, aynı zamanda özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar olmak üzere tüm yaş gruplarında virüse bağlı ölümlerin artmasına neden olacağına yönelik uyarıda bulunmuştu.
ECDC’nin uyarıları, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Bölge Ofisi verilerine göre, yoğun bakım ünitelerinde tedavi gerektiren vaka sayısının sürekli artmasıyla birlikte, Avrupa ülkelerinin neredeyse yarısında toplam vaka sayılarının hala yüksek olduğu ve ölüm oranlarının arttığı bir dönemde geldi.

13 Avrupa ülkesinde vaka sayısı iki kat arttı
Merkez, son raporunda, geçen hafta 13 Avrupa ülkesinde yeni vaka sayısının önceki haftaya göre iki katına çıktığını belirtiyor ve tüm ülkelerde daha hızlı ve daha geniş bir yayılma riskinin olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.
Merkez’in, Avrupa zirvesine sunduğu ve Avrupalı ​​liderler tarafından onaylanan diğer önerileri arasında, mutasyona uğramış virüs türlerini tespit etme ve izleme kapasitelerini güçlendirme ve hayati hizmetler sunan savunmasız grupların ve işçilerin aşılanmasını hızlandırılma konuları da yer alıyor.
WHO Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, yeni türün belirlenmesinin ardından, yayılmalarını durdurmak için sınır ötesi hareketlere yasak getirme kararına desteğini belirtmiş ancak yeni türün yayılmasının hala yerel düzeyde olduğunu dile getirmişti. Kluge, vakaları belirlemek için hızlı testlerin kullanımının güçlendirilmesi ve laboratuvar testleri standartların tüm Avrupa ülkelerinde birleştirilmesi çağrısında bulundu.
Aşı kampanyalarına ilişkin olarak Zirve’ye sunulan raporda, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçen ayın sonlarında aşı kampanyalarının başlatılmasından bu yana üye devletlere dağıtılan aşı dozlarının sayısının 13 milyon olduğunu, bunlardan 5 milyonun kullanıldığı ancak aradaki farkın çok büyük olduğunu ifade etti.
UNHCR tarafından sunulan öneri ayrıca 80 yaş üstü nüfusun yüzde 80'inin, sağlık personellerinin ve kronik hastalığı olanların önümüzdeki Nisan ayı sonuna kadar ve genel nüfusun yüzde 70'inin yaz başlangıcından önce aşılanmasını hedefliyor. Von der Leyen, hedefin iddialı olduğunu kabul etti. Bunu üye ülkeler arasında işbirliği içinde gerçekleştirmenin önemini ve imkanını vurgulayarak, Avrupa Birliği’nin, vatandaşları için “dünyadaki en geniş aşı portföyünü” güvence altına aldığını belirtti.
Zirve toplantısında, bazı ülkelerin söz verilen miktarları belirtilen zamanlarda teslim etmekte geciktiği için Pfizer'a dava açılması ve imzalanan sözleşmelerin gözden geçirilmesini talep etmeleri hararetli bir tartışmalara yol açtı. Ayrıca Macaristan’ın bu hafta dağıtım kampanyasına başladığı “Sputnik” aşısını satın almak için Avrupa topluluğundan ayrı hareket etmeye karar vermesi ve Rusya Federasyonu ile bir sözleşme imzalamasından da bahsedildi.
Zirve’de konuşulan diğer konular arasında, turizm ülkelerinin yaz mevsimine hazırlık için vurguladığı aşı sertifikalarının çıkarılması da yer aldı. Ancak bu konuda, aşılama kampanyalarının geliştirilmesi, yaza kadar aşılananların yüzdesinin belirlenmesi ve aşılanan kişilerin tekrar enfekte olmadıklarından emin olunması beklenerek karar alınmasının ertelenmesine karar verildi.
Kluge, aşı olanlara aşı pasaportu çıkarmanın henüz çok erken olduğuna inandığını ancak zamanla aşı belgelerinin kimlik kartı veya pasaport gibi seyahat belgelerinin ayrılmaz bir parçası haline geleceğini ifade etti.



Birleşik Krallık, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'ya yönelik yaptırımları kaldırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Brezilya'nın Belem kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) Liderler Zirvesi’ne katıldı, 6 Kasım 2025. (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Brezilya'nın Belem kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) Liderler Zirvesi’ne katıldı, 6 Kasım 2025. (EPA)
TT

Birleşik Krallık, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'ya yönelik yaptırımları kaldırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Brezilya'nın Belem kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) Liderler Zirvesi’ne katıldı, 6 Kasım 2025. (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Brezilya'nın Belem kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) Liderler Zirvesi’ne katıldı, 6 Kasım 2025. (EPA)

Birleşik Krallık, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin pazartesi günü Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşme öncesinde benzer bir karar almasının ardından bugün Şera'ya uygulanan yaptırımları kaldırdı.

Birleşik Krallık, Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab'a uygulanan yaptırımların da kaldırıldığını duyurdu. Her iki isim de daha önce DEAŞ ve El Kaide'yi hedef alan mali yaptırımlara tabi tutulmuştu.

BM Güvenlik Konseyi'nde ABD tarafından hazırlanan bir karar ile Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab'a uygulanan yaptırımlar da kaldırıldı.

Karar 14 ülke tarafından desteklendi, Çin ise çekimser kaldı.


Orta Asya, ABD'nin maden ve enerji güvenliğini sağlama stratejilerinin ön saflarında yer alıyor

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda ağırladığı Orta Asya liderleriyle akşam yemeği sırasında sohbet ediyor. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda ağırladığı Orta Asya liderleriyle akşam yemeği sırasında sohbet ediyor. (AFP)
TT

Orta Asya, ABD'nin maden ve enerji güvenliğini sağlama stratejilerinin ön saflarında yer alıyor

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda ağırladığı Orta Asya liderleriyle akşam yemeği sırasında sohbet ediyor. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda ağırladığı Orta Asya liderleriyle akşam yemeği sırasında sohbet ediyor. (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Beyaz Saray'da beş Orta Asya ülkesinin liderlerini ağırlarken, kritik mineralleri önemli bir öncelik olarak nitelendirdi ve yönetiminin yeni küresel anlaşmalar yoluyla ABD tedarik zincirlerini genişletme ve güvence altına alma yönündeki çabalarını vurguladı.

Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan liderleriyle yapılan toplantı, Washington'un uzun süredir Rusya'nın hakimiyetinde olan ve Çin'in de nüfuz kazanmaya çalıştığı, kaynak zengini bir bölgede etkisini genişletmeye çalıştığı bir dönemde gerçekleşti. Orta Asya'yı ‘çok zengin bir bölge’ olarak nitelendiren Trump, ABD'nin beş ülkeyle olan ortaklığını güçlendirme konusundaki kararlılığını vurgulayarak, “Gündemimizin en önemli maddelerinden biri kritik mineraller” dedi. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Trump, “Son haftalarda yönetimim, kritik mineraller için tedarik zincirlerimizi genişletmek amacıyla dünyanın dört bir yanındaki müttefiklerimiz ve ortaklarımızla anlaşmalar imzalayarak ABD'nin ekonomik güvenliğini güçlendirdi” ifadesini kullandı.

Doğal kaynaklar için rekabet

Görüşmeler, Batı ülkeleri tedarik zincirlerini Moskova ve Pekin'den uzaklaştırarak çeşitlendirmeye çalışırken, uranyum, bakır, altın ve nadir toprak elementleri gibi Orta Asya'nın muazzam mineral zenginlikleri için rekabetin artmasıyla gerçekleşti. ABD, jeopolitik rakiplerini atlayarak hayati mineralleri, enerjiyi ve kara ticaret yollarını güvence altına almak için yeni ortaklıklar arıyor.

Trump, beş ülkenin liderleriyle akşam yemeği öncesinde yaptığı açıklamada, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'in toplantıyı ‘ABD ile Orta Asya arasında yeni bir etkileşim döneminin başlangıcı’ olarak nitelendirdiğini belirtti. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ise Trump'ı ‘dünyanın başkanı’ olarak nitelendirerek, Orta Asya'da onun için kalıcı bir sekreterya kurulmasını önerdi.

C5+1 platformu ve ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesi

2015 yılında başlatılan C5+1 platformu, ekonomi, enerji ve güvenlik alanlarında iş birliğini güçlendirmek için ABD ve beş ülkeyi bir araya getiriyor. Bu bağlamda ABD ve beş ülkenin temsilcilerinin kritik mineraller alanında iş birliği anlaşmaları imzalaması bekleniyor.

Açıklanan ticari anlaşmalar arasında, hükümetin açıklamasına göre Boeing'in Kazakistan, Tacikistan ve Özbekistan'daki havayollarına toplam 37 uçak satması için bir anlaşma da yer alıyordu. Cove Capital adlı bir ABD şirketi de hükümet destekli finansmanla Kazakistan'da tungsten (sertliği ve yüksek yoğunluğu ile karakterize edilen gri bir kimyasal element) madenciliği yapacak.

Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi Direktörü Dr. Gracelin Baskaran, yönetimin, ABD'nin kritik minerallere erişimini garanti altına alan ticaret anlaşmaları imzalamaya ek olarak, hükümetler arasındaki iş birliğini güçlendirmeye çalışacağını söyledi. Baskaran, “Çin ve Rusya'nın bölgedeki madencilik, işleme ve altyapı sistemleri üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmasıyla birlikte, Washington hedefli stratejik projelerle somut bir varlık oluşturmaya çalışıyor” dedi.

Madenler ve hayati kaynaklar açısından zengin ülkeler

Madenler ve enerji kaynakları açısından zengin olmaları sayesinde bu beş ülke, eski Sovyet devleti Rusya ile ekonomik bağlarını sürdürürken, Çin altyapı ve madencilik alanlarında yaptığı büyük ölçekli yatırımlarla etkisini genişletti.

Toplam nüfusu 84 milyon olan bu ülkeler, uranyum, bakır, altın ve nadir toprak elementleri ile daha sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş için küresel çapta hayati önem taşıyan diğer stratejik minerallerden oluşan devasa yataklara sahip.

Bölgenin en büyük ekonomisi olan Kazakistan, 2024 yılında küresel üretimin yaklaşık yüzde 40'ını karşılayarak dünyanın önde gelen uranyum tedarikçisi konumuna ulaştı. Özbekistan ise en büyük beş üretici arasında yer alıyor. Bu iki ülke birlikte, dünya uranyum üretiminin yarısından fazlasını karşılıyor. Uranyum, ABD için hayati öneme sahip bir nükleer enerji kaynağı; ABD’de elektriğin başlıca kaynaklarından biri. ABD, uranyum ihtiyacının yaklaşık yüzde 20'sini Rusya'dan ithal ediyor, bu da kaynaklarının çeşitlendirilmesini giderek daha acil hale getiriyor.

ABD, kritik mineralleri güvence altına almak ve uranyum, nadir toprak elementleri, bakır ve titanyum gibi stratejik minerallerin küresel tedarik zincirlerini domine eden Çin'e olan bağımlılığını azaltmak için çok yönlü bir strateji izliyor.


Trump, İran'ın ABD yaptırımlarının kaldırılması talebini değerlendirmeye açık

ABD Başkanı Donald Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle akşam yemeğinde (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle akşam yemeğinde (Reuters)
TT

Trump, İran'ın ABD yaptırımlarının kaldırılması talebini değerlendirmeye açık

ABD Başkanı Donald Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle akşam yemeğinde (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle akşam yemeğinde (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, İran'ın ABD'nin kendisine uyguladığı yaptırımların kaldırılmasını talep ettiğini ve konuyu görüşmeye açık olduğunu belirtti.

Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle olduğu akşam yemeğinde, "Açıkçası, İran yaptırımların kaldırılması olasılığını soruyor" dedi. "İran'a yönelik çok güçlü Amerikan yaptırımları var ve bu da işleri onlar için çok zorlaştırıyor" diyen Trump, "Bunu duymaya açığım ve neler olacağını göreceğiz ama yine de açık olacağım" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Washington ve Batı tarafından nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçlanan Tahran, özellikle ABD'nin 2018'de nükleer anlaşmadan çekilmesinden bu yana yıllardır uluslararası yaptırımlar altında.

İsrail, haziran ortasında İran'a karşı eşi benzeri görülmemiş bir bombalama kampanyası başlattı ve ABD de İran'ın nükleer tesislerini vurmak için kısa süreliğine bu saldırıya katıldı.

İsrail ile 12 gün süren savaş, İran'ın füze ve insansız hava aracı saldırılarıyla karşılık vermesine yol açtı ve Tahran ile Washington arasında nisan ayında başlayan nükleer görüşmeleri sekteye uğrattı.

Trump, İran'ın bir zamanlar "Ortadoğu'nun zorbası" olduğunu, ancak artık "nükleer silah edinme kapasitesine" sahip olmadığını ifade etti.

Ocak ayında göreve dönen Cumhuriyetçi Başkan, saldırıların İran'ın nükleer programını sekteye uğrattığını iddia etti, ancak hasarın tam boyutu henüz bilinmiyor.

Eylül ayında Birleşmiş Milletler, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın tetiklediği Snapback mekanizması kapsamında Tahran'a yönelik yaptırımları yeniden yürürlüğe koydu.

Bu önlemler, Tahran'ın nükleer ve balistik füze faaliyetleriyle ilgili işlemleri yasaklıyor.

ABD-İran nükleer görüşmelerinin birkaç turuna ev sahipliği yapan Umman, her iki tarafı da müzakere masasına dönmeye çağırdı.

Görüşmeler, İran'a yönelik yaptırımların hafifletilmesi karşılığında İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlandıracak yeni bir anlaşmaya varılmasını amaçlıyordu.