İnsülin ilacı kullanılmayan diyabet tedavisi

İnsülin ilacı kullanılmayan diyabet tedavisi
TT

İnsülin ilacı kullanılmayan diyabet tedavisi

İnsülin ilacı kullanılmayan diyabet tedavisi

Kanadalı bilim adamı Frederick Banting yaklaşık yüz yıl önce şeker hastalarının hayatlarını kurtaran insülin ilacını keşfetti ve 1923 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü kazandı. Söz konusu tarihten bu yana durum değişmedi ve insülin ilacı, hastalığın kendisi için değil, semptomlarına yönelik bir tedavi olarak kaldı.
Münih Teknik Üniversitesi ve Alman Diyabet Araştırma Merkezi’nden bir ekip tarafından dün Nature dergisinde yayımlanan bir araştırmada reseptörlerin çalışmasını engelleyen bir ilaç geliştirildiği bilgisi paylaşıldı. Çalışmaya göre ilaç, pankreastaki beta hücrelerinin insülin üretimini artırıyor ve beta hücrelerini koruyor. Ayrıca yenilenmesine izin vererek diyabetin tedavisine yardımcı oluyor.
Diyabet, kan şekeri seviyesini kontrol eden pankreastaki Langerhans adacıklarında insülin üreten beta hücrelerinin yok olmasıyla veya hasar görmesiyle oluşan kompleks bir hastalık olarak biliniyor. Yoğun insülin tedavisi kan şekeri seviyesini dengeliyor ve diyabetin hafiflemesine olanak sağlıyor. Ancak aynı zamanda istenmeyen kilo alımına ve daha ciddi yan etkilere sebep oluyor. Kan şekerinin önemli ölçüde düşmesine hatta bilinç kaybına yol açabiliyor.
Çalışma sırasında araştırma ekibi lir geni tarafından kodlanan yeni bir insülin inhibitörünü tanımlamayı başardı. Deney farelerinde yapılan çalışmalarda beta hücrelerindeki reseptörlerden monoklonal antikorları kullanarak fonksiyonu engellendi. Sonuç olarak insülin sinyallerinde ve beta hücrelerinde bir artış oldu. Böylece reseptör diyabetin, beta hücre kaybının ve işlev bozukluğunun nedenini tedavi etmek için umut verici bir hale geldi.
Helmholtz Zentrum München CEO’su Dr. Matthias Tschöp, şirketin internet sitesinde yayınlanan raporda şunları söyledi:
 “Bu çalışma nihayet şeker hastalığından kurtulabilmek yolunda atılan önemli bir adımdır. Kovid-19 salgını üstesinden gelebileceğimiz acil bir tehdidi temsil ediyorken diyabetin halen gezegenimizdeki en büyük ve en hızlı katillerden biri olduğunu unutmamalıyız.”



Sicilya köprüsü projesi İtalya’yı karıştırdı: “Messina Boğazı’na dokunamazlar”

Köprünün 2032'de tamamlanması planlanıyor (Stretto di Messina)
Köprünün 2032'de tamamlanması planlanıyor (Stretto di Messina)
TT

Sicilya köprüsü projesi İtalya’yı karıştırdı: “Messina Boğazı’na dokunamazlar”

Köprünün 2032'de tamamlanması planlanıyor (Stretto di Messina)
Köprünün 2032'de tamamlanması planlanıyor (Stretto di Messina)

İtalya'da Sicilya adasının anakaraya köprüyle bağlanmasını sağlayacak proje tartışma yarattı. 

Sicilya'yı Calabria bölgesine bağlayacak Messina Boğazı Köprüsü tamamlanırsa 3,6 kilometreyle dünyanın en uzun asma köprüsü olacak.

Ekonomik Planlama ve Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi, projeye 6 Ağustos'ta onay verdi. Bunun ardından basın toplantısı düzenleyen Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma Bakanı Matteo Salvini, "Dünyanın en uzun tek asma açıklıklı köprüsü olacak, rekor şu anda Türkiye'nin elinde" dedi.

Köprü projesi uluslararası ihaleyle Eurolink konsorsiyumuna verildi. Konsorsiyumda İtalya'dan Webuild, İspanya'dan Sacyr ve Japonya'dan IHI şirketleri yer alıyor. Webuild grubundan yapılan açıklamada da “Messina Boğazı Köprüsü, Türkiye'de rekoru elinde tutan Çanakkale Köprüsü'nden 1 kilometre daha uzun olacak” ifadeleri kullanıldı. 

Diğer yandan Giorgia Meloni hükümetinin 13,5 milyar euroya mal olması beklenen köprü projesi ülkede tartışma yarattı. 

Reuters'ın aktardığına göre Sicilya adasında ve anakaradaki Calabria bölgesinde köprünün ve yolların inşası için en az 440 mülkün kamulaştırılması gerekeceği aktarılıyor.

Sicilya'daki Messina şehrinde yaşayan 75 yaşındaki Mariolina De Francesco şunları söylüyor: 

Bana evimin değerinin üç katını teklif etseler bile, bu benim için önemli değil. Önemli olan doğa. Messina Boğazı'na dokunmamalılar.

Evi inşaat projesi alanında bulunan De Francesco, kendisi gibi birçok kişi olduğunu ve projeye karşı dava açacaklarını belirtiyor. 

Salvini ön çalışmaların eylül ya da ekimde başlayacağını, ev sahiplerine “cömert tazminatlar ödeneceğini” söylemişti. Aktivistlere göre inşaat nedeniyle yaklaşık bin kişi evlerinden olabilir. 

Bunlara ek olarak çevreciler de inşaatın uzayabileceğini ve ciddi bir gürültü kirliliğine yol açabileceğine dikkat çekiyor. Çevreciler, bu hafta Avrupa Birliği'ne inşaatla ilgili resmi şikayette bulundu. Uzmanlar ayrıca köprünün bölgedeki depremlerden etkilenebileceğini de belirtiyor. Şirket ise köprünün fay hatları üzerine inşa edilmeyeceğini ve depreme dayanıklı tasarlanacağını savunuyor. 

Independent Türkçe, Reuters, AP