Rusya, Suriye’nin orta kesiminde İranlı güçlerin yakınına yeni bir askeri nokta kurdu

Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kahtaniyye beldesi yakınlarında önceki gün görülen bir Rus devriyesi (AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kahtaniyye beldesi yakınlarında önceki gün görülen bir Rus devriyesi (AFP)
TT

Rusya, Suriye’nin orta kesiminde İranlı güçlerin yakınına yeni bir askeri nokta kurdu

Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kahtaniyye beldesi yakınlarında önceki gün görülen bir Rus devriyesi (AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kahtaniyye beldesi yakınlarında önceki gün görülen bir Rus devriyesi (AFP)

Çeşitli kaynaklar, DEAŞ’ın Suriye’nin doğusunda yeniden ortaya çıkarak rejim ve destekli milislerin mevzilerine bir dizi saldırı düzenlemesinin ardından Suriye rejim güçlerinin Rus uçakların desteğiyle Hama, Humus ve Deyrizor kentlerinin arasında kalan çöl bölgelerinde geniş çaplı arama tarama operasyonları başlattığını bildirdi.
Bu adım, Rus güçlerin iki gün önce Humus’un doğusunda rejim ve destekçilerinin kontrolündeki Tedmür’ün şehir merkezine bir askeri nokta kurmasıyla eşzamanlı geldi. Muhalif Ayn El-Fırat haber sitesi, “eski bir siyasi güvenlik binasını karargah olarak kullanan rejime bağlı Hava İstihbaratı’nın karargahın içinde Rus güçleri için bir merkez hazırlamaya başladığını” yazdı. Haber sitesi, karargahın Tedmür’de İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) ait bir mevziye yakın bir mesafede bulunduğuna işaret etti.
Bu merkez, Rus güçlerin Suriye çölünde inşa ettiği ikinci merkez olma özelliği taşıyor. Nitekim Rus güçleri geçtiğimiz günlerde Humus’un doğusundaki Karyeteyn kentinde Irak-Deyrizor-Humus yolunda İranlı mevzilerin yakınına bir gözlem merkezi inşa etmişti. Ayn El-Fırat, Rus güçlerin, Rus şirketi Wagner eliyle DMO’nun konuşlu bulunduğu Tayfur Askeri Havaalanı’na takviye getirdiğini aktardı.
Rejime yakın kaynaklar, Şam’ın, Suriye çölü ile Şam-Deyrizor yolunda güvenliği sağlamaya çalıştığını ve son aylarda saldırılarına hız veren DEAŞ örgütüne ait hücreleri bu bölgelerden ‘temizleme’ çalışmaları yürüttüğünü
kaydetti. Kaynaklar, Suriye rejim güçlerinin Rus uçakların desteğiyle, DEAŞ’ın faaliyetlerini takip etmek ve yeni bir saldırının gerçekleşmesini engellemek amacıyla Deyrizor, Humus, Hama ve Rakka kentleri arasında bulunan çölde geniş çaplı arama tarama operasyonları başlattığını dile getirdi. Kaynaklar, rejim güçlerinin Ulusal Savunma milisleriyle birlikte Et-Teym petrol sahasının bitişiğindeki Deyrizor Çölü’nde başlattığı operasyonda örgüt mensubu 8 militanı etkisiz hale getirdiğini ve örgüte ait araçları imha ettiğini bildirdi.
Deyrizor’daki kaynaklar, Deyrizor’un güneyinde rejime bağlı Filistinli Kudüs Tugayı ile 17. Tümene ait mevzilerde çarşamba günü meydana gelen ve Filistinli Kudüs Tugayı ile rejim güçlerine bağlı 1 askerin ölümü ve birkaçının yaralanmasıyla sonuçlanan patlamanın ardından Rus uçaklarının Deyrizor Çölü’nde bazı noktaları vurduğu bilgisini paylaştı. Ayn El-Fırat haber sitesi, Tedmür Çölü’nde bulunan Esraya-Es-Suhne mevzisine DEAŞ örgütü tarafından düzenlenen saldırı sonucu İran Bakır milislerinden 12 kişinin öldüğünü kaydetti.
Başkent Şam’ı, Deyrizor Çölü ve Elbu Kemal Sınır Kapısı üzerinden Irak’ın başkenti Bağdat’a bağlayan yolun güvenliğinin sağlanması, İran ve Suriye açısından hayati bir zorunluluk oluşturuyor. Çünkü bu güzergah Suriye ile İran arasında askeri bir koridor görevi görüyor. Washington, İran sevkiyatlarının Suriye’ye ulaşmasını engellemek amacıyla bu hattı kesmeye çalışıyor. DEAŞ da bu güzergahı zaman zaman hedef alıyor. Kaynaklar, rejimin söz konusu yolun güvenliğini sağlamak adına başlattığı operasyonların devam edeceğine işaret ederek, “bu yolun bölge güvenliğini yeniden hedef almak isteyen her türlü girişime karşı kapalı kalacağını” belirttiler.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) DEAŞ’ın dönüşünün güçlü olduğunu göstermek için rejim güçleri ve destekli milislerin mevzilerine saldırarak çöl bölgelerindeki etkinliğini sürdürdüğünü ve perşembe günü Deyrizor’un 13 kilometre güneyindeki Et-Teym petrol sahasının çevresinde bulunan rejim güçlerinin mevzilerine sürpriz bir saldırı düzenlediğini aktardı.
DEAŞ’ın Hama’nın doğusunda rejim güçlerine düzenlediği yeni bir sürpriz saldırının ardından Halep-Hama-Rakka üçgenindeki çöl bölgelerindeki birkaç noktada rejim ve destekli güçleri ile örgüt arasında şiddetli çatışmaların gerçekleştiğine işaret eden Gözlemevi, geçtiğimiz saatlerde iki taraf arasında şiddetli çatışmaların meydana geldiğini, karşılıklı saldırılar gerçekleştiğini ve iki taraftan da ölü ve yaralıların olduğuna dair teyitli bilgilerin geldiğini belirtti.
Rejimin, püskürtmeyi başardığı bu saldırıda ağır kayıplar verdiğini kaydeden Gözlemevi, aralarında yerel Bakır Tugayı mensubu 11 milisin bulunduğu rejim güçleri ve desteklediği gruplardan 19 kişinin öldüğünü aktardı.
Deyrizor’daki kaynaklar, Deyrizor’un batı kırsalındaki Et-Tebenni beldesi yakınlarında Fatimiyyun milislerinin içinde bulunduğu seyir halindeki bir araca drone ile düzenlenen saldırı sonucu Fatimiyyun milislerinden 1’inin öldüğünü, birkaçının da yaralandığını belirtti. Kaynaklar ayrıca Deyrizor Çölü’ndeki Cebel El-Beşeri bölgesinde Fatimiyyun Tugayı’na ait bir noktaya düzenlenen saldırıda 3 Fatimiyyun milisinin öldüğü bilgisini paylaştı. Kaynaklara göre Cebel El-Beşeri bölgesinde Zeynebiyyun Tugayı’na ait bir depo imha edildi.
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrol ettiği Deyrizor’un doğu kırsalında kimliği belirsiz kişilerce düzenlenen motosikletli suikast eylemlerinin artması üzerine SDG’nin motosikletlere el koyma uygulamasına başlaması, bölge halkının tepkisine neden oldu.
Motosiklet, mevcut ağır ekonomik koşullarda bölge halkının temel ulaşım aracı sayılıyor. North Press Ajansı’nın haberine göre, SDG motosikletlere el koymak için Deyrizor’un doğu kırsalında bulunan Eş-Şecil beldesinin girişine kontrol noktası kurdu. Bu uygulama, SDG’nin Aralık 2020’de aldığı “Deyrizor kırsalına bağlı köy ve beldelerde motosikletle gezilmesini yasaklama” kararı uyarınca başlatıldı.



Hamas: Netanyahu'nun konuşması sırasında heyetlerin salondan ayrılması, İsrail'in tecrit edildiğinin göstergesi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumu sırasında bir tercüman kabinindeki ekranda görünüyor (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumu sırasında bir tercüman kabinindeki ekranda görünüyor (AFP)
TT

Hamas: Netanyahu'nun konuşması sırasında heyetlerin salondan ayrılması, İsrail'in tecrit edildiğinin göstergesi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumu sırasında bir tercüman kabinindeki ekranda görünüyor (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumu sırasında bir tercüman kabinindeki ekranda görünüyor (AFP)

Hamas, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun konuşması öncesinde heyetlerin BM Genel Kurul salonundan ayrılmasını, Yahudi devletinin "tecrit edildiğinin" bir göstergesi olarak değerlendirdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı'nın medya danışmanı Tahir el-Nunu yaptığı açıklamada, "Netanyahu'nun konuşmasının boykot edilmesi, İsrail'in izolasyonunun ve Gazze Şeridi'nde yürüttüğü imha savaşının sonuçlarının tezahürlerinden biridir" dedi.

Netanyahu'nun Gazze'de devam eden savaşı ve askeri operasyonları durdurmayı reddetmesini protesto etmek için başladığı konuşmasının ardından dün, onlarca ülke temsilcisi Genel Kurul Salonu'ndan ayrıldı.

Netanyahu'nun konuşması, dün Meclis önündeki konuşmacıların gündemindeki ilk konuydu.

Netanyahu tek başına sorumlu

Hamas açıklamasında, Gazze Şeridi'nde tutukluların serbest bırakılması ve ateşkes sağlanması için varılan anlaşmanın engellenmesinden, tek başına Netanyahu'nun sorumlu olduğunu ileri sürdü.

Tahir el-Nunu, İsrail Başbakanı'nın Gazze Şeridi'ni kontrol altına alma ve "kukla bir hükümet" kurma çabaları hakkındaki sözlerinin asla gerçekleşmeyecek bir yanılsama olarak nitelendirdi. Hamas, Netanyahu'nun İsrailli tutukluların hayatları ve özgürlükleri konusundaki endişesini sorgulayarak, tutuklular için endişeleniyor olsaydı Gazze'ye yönelik "acımasız" bombalamayı durduracağını söylerdi. El-Nunu, Başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının "vazgeçilmez ve temel bir hak" olduğunu vurguladı.


Hamas, 7 Ekim saldırısını savundu: 77 yıldır bu anı bekliyorduk

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta bulunan Dünya Gıda Programı deposunun önünde toplanan yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta bulunan Dünya Gıda Programı deposunun önünde toplanan yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
TT

Hamas, 7 Ekim saldırısını savundu: 77 yıldır bu anı bekliyorduk

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta bulunan Dünya Gıda Programı deposunun önünde toplanan yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta bulunan Dünya Gıda Programı deposunun önünde toplanan yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Üst düzey Hamas yetkilisi Gazi Hamad, Gazze savaşını başlatan 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonunu savundu.

Hamad, CNN'e verdiği röportajda bu saldırı sayesinde dünyanın "İsrail'in işlediği zulmü ve vahşeti görüp kınadığını" belirtti.

"77 yıldır bu anı bekliyorduk" diyen Hamas yetkilisi "Bence bu, dünyanın tarihi değiştirmesi için altın bir fırsat" diye ekledi.

Hamas'ın saldırılarında şimdiye dek 1200 İsrailli öldürüldü. Filistinli örgüt 250'den fazla kişiyi de esir aldı. İsrail ordusuna göre Hamas, Gazze'de halen 48 kişiyi rehin tutuyor.

İsrail'in saldırılarındaysa çoğu kadın ve çocuk 65 bin 500'e yakın Filistinli öldürüldü. Birleşmiş Milletler bünyesindeki araştırma komisyonu, İsrail'in Gazze'de Filistinlilere karşı soykırım yaptığı sonucuna varmıştı.

Hamad, saldırıların Gazze'deki can kayıplarına değip değmediğini sorusuna şu yanıtı verdi:

Bunun bedelinin çok yüksek olduğunu biliyorum, ama tekrar soruyorum, başka seçenek var mı?

İsrail bombardımanı ve kıtlıkla boğuşan Gazze Şeridi'nde martta Hamas karşıtı protestolar da patlak vermişti. Eylemciler, "Hamas defol" sloganları atarak yürüyüş düzenlemişti.

CNN, protesto görüntülerinin Hamas yetkilisine gösterildiğini, Hamad'ın bunları birkaç saniye izledikten sonra "Biliyorum, bunları gördüm. İnsanların acı çektiğinin farkındayım" dediğini aktarıyor.

Tel Aviv yönetimi, Filistinli örgütün rehineleri canlı kalkan olarak kullandığını da ileri sürüyor. Hamad, birçok kez dile getirilen bu iddianın asılsız olduğunu yineleyerek, tüm esirlere "İslami ilkelere uygun davranıldığını" belirtti.

Hamas yetkilisi, barış görüşmelerinin "askıya alındığını" söylerken, bunun hem İsrail hem de ABD'nin tutumundan kaynaklandığını savundu:

Amerikalıların sorunu bu; dürüst ve tarafsız arabulucular olduklarını kanıtlayamıyorlar.

Silahlı direnişten vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Hamad, Filistin devleti kurulması halinde ellerindeki silahların Filistin ordusuna devredileceğini söyledi. Hamas'ın Filistin'in geleceğinin bir parçası olduğunu ve savaş sonrası senaryolarının dışında tutulamayacağını belirtti.

CNN'in aktardığına göre Hamad, İsrail'in 9 Eylül'de Katar'ın başkenti Doha'da Hamas heyetinin yer aldığı binaya düzenlediği saldırıdan sağ kurtulanlardan. Heyet, ABD tarafından sunulan ateşkes şartlarını görüşmek için Doha'ya gitmişti. Örgütün açıklamasında, Hamas Siyasi Büro üyesi Halil el-Hayye'nin oğluyla 4 örgüt mensubunun hayatını kaybettiği belirtilmişti. Bir Katar polisi de saldırıda yaşamını yitirmişti.

Independent Türkçe, CNN, BBC


ABD’nin Gazze ateşkesi teklifinin detayları belli oldu

İsrail ordusu, savaşın başından bu yana çoğu çocuk ve kadın en az 65 bin 500 Filistinliyi öldürdü (AP)
İsrail ordusu, savaşın başından bu yana çoğu çocuk ve kadın en az 65 bin 500 Filistinliyi öldürdü (AP)
TT

ABD’nin Gazze ateşkesi teklifinin detayları belli oldu

İsrail ordusu, savaşın başından bu yana çoğu çocuk ve kadın en az 65 bin 500 Filistinliyi öldürdü (AP)
İsrail ordusu, savaşın başından bu yana çoğu çocuk ve kadın en az 65 bin 500 Filistinliyi öldürdü (AP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze savaşını bitirmek için sunduğu planda, eski Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair önemli bir rol oynayabilir.

Financial Times'ın haberinde, ABD'nin planı kapsamında Gazze'deki geçiş sürecini yönetecek, uluslararası bir kurul tarafından denetlenecek bir yapı kurulması öngörülüyor.

Blair'ın da "Gazze Uluslararası Geçiş Yönetimi" adlı yapıda üst düzey bir pozisyonda yer almak istediği yazılıyor. Eski Birleşik Krallık liderinin temsilcilerinin yorum talebine yanıt vermediği aktarılıyor.

Blair ve Trump'ın damadı Jared Kushner'ın, ağustosta Beyaz Saray'da düzenlenen Gazze görüşmesine katılması da büyük yankı uyandırmıştı.

Washington'ın plan kapsamında kalıcı ateşkes için taraflara baskı yapacağı, Hamas'ın tüm rehineleri tek seferde serbest bırakmasını talep edeceği belirtiliyor.

Gazze'deki İsrail güçlerinin, ocak ve martta uygulanan geçici ateşkes sırasındaki mevzilerine yeniden konuşlandırılması, geçiş yönetimi kurulduktan sonra bölgeden tamamen çekilmesi öngörülüyor.

Hamas'ın geçiş komitesinde hiçbir rol oynamayacağı, örgüt yerine Filistin Ulusal Yönetimi'nin sürece dahil edileceği yazılıyor.

Haberde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun pazartesi günü ABD'de Trump'la görüşeceği, planın ele alınacağı belirtiliyor.

Haaretz'in analizindeyse Beyaz Saray'ın ateşkes planının Netanyahu'nun politikalarıyla ters düştüğüne dikkat çekiliyor. İsrail lideri, Mahmud Abbas yönetiminin geçiş hükümetinde yer almasına müsaade etmeyeceğini defalarca söylemişti.

Ayrıca Netanyahu'nun tehlikedeki siyasi kariyerini savaş sayesinde ayakta tuttuğu, çatışmaların sonlanması halinde iktidardaki radikal sağcı koalisyonun çökebileceği ifade ediliyor.

Planda, İsrail'in Gazze'de yerleşim birimleri kurmasına ilişkin herhangi bir madde bulunmuyor. Trump, Netanyahu'nun Batı Şeria'yı ilhak etme planının gerçekleşmesine izin vermeyeceğini de söylemişti.

ABD ziyaretinde Netanyahu'ya İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer de eşlik edecek. Dermer, ateşkes planının hazırlanmasında Blair ve Kushner'la birlikte çalışmıştı. Analizde, gittikçe artan sayıda Batılı devletin Filistin'i tanımasıyla ve Tel Aviv yönetimine boykot çağrılarının artmasıyla, İsrail'in "uluslararası sahnede Rusya'yla birlikte" parya konumuna düşebileceği yazılıyor.

Guardian'ın analizinde, İsrail yönetiminin Ekim 2023'ten bu yana Filistin Ulusal Yönetimi'ne mali baskı uyguladığı, ABD'nin de BMGK'de konuşma için ülkeye gitmek isteyen Mahmud Abbas'a vize vermediği hatırlatılıyor. Washington ve Tel Aviv'in, mevcut haliyle Abbas yönetimine geçiş komitesinde sınırlı rol vereceği ifade ediliyor. Uzun vadede Ramallah'taki yönetimden köklü reformlar talep edileceği belirtiliyor.

Independent Türkçe, Financial Times, Times of Israel, Guardian, Haaretz