Cumhurbaşkanı Erdoğan: Onlara rağmen Kanal İstanbul'u yapacağız, inadına yapacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan:  Onlara rağmen Kanal İstanbul'u yapacağız, inadına yapacağız
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Onlara rağmen Kanal İstanbul'u yapacağız, inadına yapacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan:  Onlara rağmen Kanal İstanbul'u yapacağız, inadına yapacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şimdi beğenmiyorlar ya engellemeye çalışıyorlar ya Kanal İstanbul projemizin etüt kapsamında yer alan projeler tamamlandı, diğer çalışmaları devam ediyor, onlara rağmen Kanal İstanbul’u yapacağız, inadına yapacağız. Kanal İstanbul’la İstanbul nasıl güzelleşecek, İstanbul nasıl bir başka şehir olacak ona gösterecekler, buna da alışacaklar” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti İstanbul 7. Olağan İl Kongresine katıldı. Kongre kapsamında konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Mesela bu günde burada bizim adımıza İstanbul'un her ilçesini, her mahallesini, her caddesini, her sokağını her hanesini muhabbetle kucaklayacağına inandığımız bir dava arkadaşımıza il başkanlığı görevinin tevdi edeceğiz. 1994 ruhuyla 2023 hedeflerimizi gerçekleştirecek bir arkadaşımızı Osman Nuri Kabaktepe kardeşimizi İstanbul'a il başkanı yapıyoruz. Osman Nuri Kabaktepe şahsen tanıdığımız gayretine samimiyetine davamıza olan sadakatine bizzat şahitlik ettiğimiz kardeşimizdir. Bayram Şenocak kardeşimize şu ana kadar olan hizmetleri sebebiyle teşekkür ediyorum. Bu iş burada bitmiyor, kendileriyle bundan sonra farklı platformlarda birlikte çalışmayı sürdüreceğiz“ dedi.

24 Mart 2021 Çarşamba günü 7. Olağan Büyük Kongremizi Ankara'da toplayarak bu süreci taçlandırıyoruz”
“Partimizin 7. Olağan Kongre sürecini ülkemizin her yerinde böyle bir değişimin haline dönüştürmeye çalıştık” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu süreçte ilçe teşkilatlarımızda yüzde 70'i, il teşkilatlarımızda yüzde 65'i bulan oranlarda yeni isimler bayrak yarışında nöbeti devir alıyor.
Bu gece saat 3'e kadar beraber çalıştık. Başkan vekilim, teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcım, Fatma Betül Sayan Kaya birlikte çalıştık. Şu anda mevcut yönetimimizin yaş ortalaması 39. Genç dinamik bir yapıyla yola devam. Yönetimimizde en son bildiğim kadarıyla 15 hanım kardeşimiz var. Bu da AK Parti'nin diğerlerinden farklı yanını ortaya koyuyor. Aynı şekilde bir o kadar da genç var, bunlarda 30 yaş grubu altında. AK Parti dinamik bir parti, AK Parti bugünü değil geleceği kuşatan bir parti olduğunu gösteriyor. Kuruluşunun üzerinden 20 yıla yakın süre geçtiği halde hala Türkiye'nin en büyük partisi olmamızı, yönetimde alternatifsiz konumda bulunmamızı bu değişim gerçeğine borçluyuz.
Şu ana kadar ilçe ve il kongrelerimizde hamd olsun her hangi bir sıkıntı yaşamadık. Gençler yaş önemli değil demeyin, fatihin yaşı kaçtı ona bakacaksın. Fatih 21 yaşında bir çağı kapadı, bir çağı açtı. Yaşla gençliği ruhta gençti. Şimdi aynısını bizlerde gençlerimizle beraber inşallah bütün ülkeye değil, dünyaya haykırıyoruz, dünyada da bunun uygulamasını yapacağız. Niyetimiz il kongrelerimizin tamamına yakınına katılmaktı. Bu gün İstanbul kongresi benim7. Kongrem. Salgın şartları sebebiyle birkaç il dışında bunu gerçekleştiremedik. Buna rağmen kongrelerimizle canlı bağlantıyla iştirak ederek arkadaşlarımızın heyecanına ortak olmaya çalıştık. İnşallah 24 Mart 2021 Çarşamba günü 7. Olağan Büyük Kongremizi Ankara'da toplayarak bu süreci taçlandırıyoruz” diye konuştu.

İstanbul'un hakkını verir bedelini öderseniz bu şehir sizi sırtında da taşır bağrına basar zirveye yükseltir”
İstanbul'a hangi unvanla olursa olsun hizmet etmenin şereflerin en büyüğüdür" diyerek konuşmasına sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul için merkezi büldan yani dünyanın merkezi derler. İstanbul Fatih'in olduğu kadar Ebu Eyüb-el Ensari'nin, Akşemsettin'in ve nice gönül sultanlarının şehridir. Böyle bir şehre hangi unvanla olursa olsun hizmet etmek şereflerin en büyüğündür. İstanbul'u anlamadan Türkiye'yi anlayamazsınız.
Aynı şekilde İstanbul'u büyük bir aşkla sevmeyen hiç kimsenin de bu şehre, bu ülkeye, bu partiye hizmet etmesi mümkün değildir. İstanbul kavramının en güzel yolu ona şairlerin gözüyle bakmaktır. Bu İstanbul sade semtini sevmek bir ömre değer. Bu İstanbul gözleri kapalı bile dinlenir. Bu İstanbul adını göklere yazarsanız düşlerinizden mehtabının kaybolacağından korkarsınız. Bu İstanbul ki güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyardır. İki kıtadaki insanlar gibi sarmaş dolaş olacak semtleri vardır.
Ama İstanbul'u sevmek ne de kolay, ne de bedelsizdir. Bu şehri seviyorsanız önce onun hakkını vereceksiniz, bu şehri seviyorsanız önce bedelini kendisine hizmet ederek ödeyeceksiniz. Eğer hakkını verir bedelini öderseniz bu şehir sizi sırtında da taşır bağrına basar zirveye yükseltir. İstanbul bir başka sevgilidir. Eğer İstanbul'u küstürürseniz, eğer bu şehri kendinize sırt çevirtirseniz vay halinize. Böyle bir durumda değil Türkiye'ye, dünyaya sığamazsınız. Çünkü İstanbul Türkiye'nin 80 vilayetinin remzi demektir. Çünkü, İstanbul 7 iklim 3 kıtanın merkezi demektir. Çünkü, dünyadaki 200 ülkenin hemen tamamından insanları bağrından yaşatan bir küresel zenginlik demektir” şeklinde konuştu.

Ülkemize milletimize İstanbul'a hizmetten asla vazgeçmedik“
Karşımıza kim dikilirse dikilsin, hangi oyunlar oynanırsa oynansın ülkeye ve İstanbul'a hizmetten vazgeçmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul insanlık tarihinin, İslam medeniyetinin, Türk tarihinin de sembolü demektir. Çünkü İstanbul eşsiz konumu, tarihi mirası tabi güzellikleri her alandaki engin birikimi ve en önemlisi insani değerleriyle kainatın en kıymetli hazinesi demektir.
Bunun için biz İstanbul'a ram olduk. İşte bunun için biz İstanbul'a aşkla hizmet ettik, İstanbul'a ömrümüzü adadık, hep boğazın 4 muhafızı olarak gördüğümüz Telli Babaya, Yuşa hazretlerine, Yahya Efendi hazretlerine ve Hüdai hazretlerinin layık olmaya çalıştık. Rahmetli Menderes'in, Özal'ın, Erbakan hocamızın miraslarını yaşatmanın gayreti içinde olduk. Şair davası olmayanın sevdası olmaz, sevdası olmayanın öfkesi olmaz diyor. Eğer zaman öfkeli gözükmüşsek işte bu sevdamızdandır. Karşımıza kim dikilirse, önümüze hangi engeller çıkartılırsa, çıkartılsın, geride hangi oyunlar oynanırsa oynansın. Ülkemize milletimize İstanbul'a hizmetten asla vazgeçmedik." ifadelerini kullandı.

Hiç kimsenin bu şehre, bu ülkeye, bu millete kem gözle bakmasına müsaade etmedik, etmeyeceğiz”
“Gençler, kardeşlerim onlar yeni Zelanda'da katilin ağzından Ayasofya'yı minarelerden kurtaracağız dediler, biz cevabımızı Ayasofya'yı 86 yıl sonra ibadete açarak verdik” diyerek konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar mesajlarını bu aziz şehrin duvarlarını zulüm 1453 yılında yazarak verdiler, biz cevabımızı büyük ve güçlü Türkiye diyerek verdik. Onlar şimdi adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan başlattıkları darbeyle istikbalimize el uzattılar, biz cevabımız 7'den 70'e şehadete yürüyerek verdik. Bunlar değil mi? Bezmialem Valide Sultan Camii'ni işgal ederek bira kutularıyla beraber o camimize girenler bunlar değil mi? Bu ahlaksızlar, edepsizler, bu teröristler değil mi? İşte o gezi olaylarında da unların hesabını sorduk. Bundan sonra da bilsinler ki ola ki böyle bir yola tevessül edecek olurlarsa bu millet bunun bedelini çok ağır ödetir. Biz cevabımızı geceler boyuna hiç dinmeden süren selalarımızla verdik.
Onlar milletimizi birbirine karşı kışkırtmak için her yolu denediler. Biz cevabımızı Rabia'mızla verdik. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. İşte bizim yolumuz bu. Onlar gençlerimizi değerlerinden uzaklaştırarak mankurtlaştırmaya çalıştılar. Biz cevabımızı gençlerimize 2053 vizyonunu emanet ederek verdik. İstanbul'u yanımıza aldığımızda içerdeki hainlerden dışardaki düşmanlara kadar 7 düvele meydan okuyacak güce sahip olduk. Hiç kimsenin bu şehre, bu ülkeye, bu millete kem gözle bakmasına müsaade etmedik, etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“İstanbul'u sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli sağlık merkezlerinden biri haline getiriyoruz”
İstanbul'a yapılan hizmetlerin miktarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hizmet mücadelesinde elbette eksiklerimiz olmuştur, belki hatalarımızda olmuştur. Hiç kimse merak etmesin, hepsi giderilir, hepsi de tamamlanır, önemli olan ülkeye ve millete hizmet iradesini güçlendirerek sürdürmektir. Bu azim ve kararlılıkla bir kez daha milletimizin huzurunuzdayız. Bizim İstanbul'u aşkla seviyoruz ifademizi, bir iyi niyet beyanından ibaret değildir. Bu sözün gerisinde çok büyük bir müktesebat var. Sadece son 18 yılda İstanbul'a eski rakamla 275 katrilyon lira tutarında yatırım yaptık. Eğitimde 38 bin 361 adet yeni derslik kazandırdık. 1 milyonun üzerinde yüksek öğrenim öğrencisinin 37 bin 500 akademik personelin çalıştığı İstanbul'a toplam 38 adet yeni üniversite kurduk. 13 bin 677 kişi kapasiteli yurt binaları açtık.
Birkaç yıl içinde de Yüksek Öğrenim yurt kapasitesini iki katından fazla artıracak yatırımlarımız şu anda sürüyor. İstanbul'a 46 adet spor tesisi kazandırdık, sosyal yardımlarda son 18 yılda toplam 17 katrilyon, yeni rakamla 17 milyar lira tutarında kaynak aktararak ihtiyaç sahibi İstanbullu kardeşlerimizin yanında olduk. Sağlıkta 17 bin 534 yatak kapasiteli 66 hastaneden oluşan 163 adet sağlık tesisi inşa ettik. Toplamda 950 yatak kapasiteli 3 hastanemizle birlikte 17 sağlık tesisimizin yapımı devam ediyor. İstanbul'a kazandıracağımız plan proje ihalesi devam eden toplamda 9 bin 582 yatak kapasiteli 60 sağlık tesisimiz var.
Böylece İstanbul'u sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli sağlık merkezlerinden biri haline getiriyoruz. Toplu konutta 173 bin konut projesini hayata geçirdik. İstanbul'da toplamda 16 milyon 101 bin metrekare yüz ölçümünde 38 adet millet bahçesi projesi bulunuyor, bunların 10 tanesini tamamladık. Atatürk Kültür Merkezi'nin inşasından sona geliyoruz. Muhteşem bir opera binasını İstanbul'umuza kazandırıyoruz. O malum zatlar var ya onlara rağmen, yaparsak biz yaparız, AK Parti yapar. Çok farklı bir projeyi oraya hamd olsun inşa ettik. Bir diğer tarafta sağ olsun özel sektör muhteşem bir camiyi Taksim Meydanına inşa ediyor. O da 10 yılların hayaliydi" diye konuştu.
İstanbul'a ulaştırma alanında yapılan yatırımları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ulaştırmada İstanbul'un bölünmüş yol uzunluğunu 500 kilometre ilaveyle 782 çıkarttık. İstanbul-İzmir Otoyolunu tamamlayarak 8-9 saat süren İstanbul İzmir yolculuğu 3,5 saate, Bursa'yı 1 saate, Balıkesir'i 2 saate düşürdük. Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan Kuzey Marmara Otoyolu'nu tamamlamak üzereyiz. Marmaray'a, Avrasya Tüneli'nin sadece milletimizin değil insanlığın hizmetine sunduk mu? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, Osmangazi Köprüsü'nü, İstanbul Havalimanı'nı birinci etabını hizmete aldık.
İstanbul'un, Ankara Eskişehir, Konya, Bilecek, Sakarya bağlantılarını yüksek hızlı trenle sağladık. İnşası devam eden hatlar tamamlanınca İstanbul'u ülkemizin 4 bir yanına hızlı tren kolaylığıyla bağlamış olacağız. Levent-Hisarüstü metro hattını tamamladık. Açıldığı günden bu gün toplam 202 milyon yolcunun seyahat ettiği Gebze-Halkalı Banliyö hattını işletmeye açtık. Halkalı lojistik merkezini bitirdik. Demiryollarımızın çoğunu yeniledik. Marmaray ve Avrasya tünelinden sonra boğazın altından geçecek olan büyük İstanbul Tünelinin etüt projelerini tamamladık ihale hazırlıkları devam ediyor. Sabiha Gökçen Havalimanımızın Marmaray'a, Kadıköy'e, Tuzla'ya Yüksek Hızlı garına Üsküdar'a, Çekmeköy'e bağlayacak demiryolu projemizin çalışmaları suratla devam ediyor. Yapımı süren Gayrettepe-İstanbul Havalimanı metro hattını ve Bakırköy, Bahçelievler kirazlı metro hattını bu yıl sonuna kadar tamamlıyoruz. Halkalı İstanbul havalimanı raylı sistem bağlantısını ve İstanbul Başakşehir, Kayaşehir metro hattını önümüzdeki yıl bitiriyoruz. Yenikapı, İncirli, Sefaköy metrolarını ise 2023 yılının sonuna kadar hizmet sunuyoruz." diye konuştu.

Onlara rağmen Kanal İstanbul'u yapacağız, inadına yapacağız”
Kanal İstanbul projesinin etüt çalışmalarının tamamlandığını ve diğer çalışmaların sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul'un turizmine kültürel zenginliğine ekonomisine ciddi katkısı olacağına inandığımız Haliç Yat Planı ve Kompleksi projemizi de seneye bitirmeyi planlıyoruz. Ben ne anlatıyorum? İstanbul'a yapılan hizmetleri anlatıyorum. Peki CHP'lilerden bu tür şeyleri dinlediniz mi? Bunların kitabında hizmet var mı? Ekranları başında bizi izleyen milletimize de sesleniyorum, biz bu millete hizmetkar olmaya geldik, efendi olmaya değil. Şimdi beğenmiyorlar ya engellemeye çalışıyorlar ya Kanal İstanbul projemizin etüt kapsamında yer alan projeler tamamlandı, diğer çalışmaları devam ediyor, onlara rağmen Kanal İstanbul'u yapacağız, inadına yapacağız.
Kanal İstanbul'la İstanbul nasıl güzelleşecek, İstanbul nasıl bir başka şehir olacak ona gösterecekler, buna da alışacaklar. Çamlıca Tepelerinde Büyük Çamlıca Camii çevresinde görüntü kirliliği var. Antenler falan, hepsini kaldırdık. Çünkü biz çevreciyiz. Onları kaldırdık, bunun yanında televizyon ve radyo kulesini hizmete açarak bir başka görüntüyü oraya verdik. Onu da Binali Bey'le birlikte çalıştığımız zaman, farklı bir mimari var, bu mimariyle o eseri İstanbul'a kazandırdık. O antenlerin hepsinin vericileri orada. Ama artık çevre adına hamd olsun bu adımı attık. İnşallah önümüzdeki dönemde bu şehre nice güzel hizmetleri kazandırmaya devam edeceğiz, artık o kuleden İstanbul'u izlemek yemekleri yeme fırsatına sahipsiniz” dedi.



İsrail Genelkurmay Başkanı: Kuzeyde saldırıya hazırlanıyoruz

İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)
İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)
TT

İsrail Genelkurmay Başkanı: Kuzeyde saldırıya hazırlanıyoruz

İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)
İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki saldırı operasyonunun ‘güçlü bir şekilde devam edeceğini’ ve İsrail ordusunun ‘kuzeyde saldırıya hazırlandığını’ belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Halevi, Lübnan sınırında bir durum değerlendirmesi yaptığı açıklamalarında daha fazla ayrıntıya girmedi.

Times of Israel gazetesi ise bugün (Perşembe) erken saatlerde İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a, esirlerin serbest bırakılması anlaşmasının bir parçası olarak, Gazze Şeridi'ndeki savaşa son verilmesi talebini kabul etmeyeceğini söylediğini aktardı.

Gazete Netanyahu'nun ofisinden öğrendiğine göre Başbakan’ın Filistin'in Refah kentini de işgal etme sözü verdiğini belirterek ofisin şu sözlerini aktardı: “Refah operasyonu hiçbir şeye bağlı değil. Netanyahu bunu Blinken'a açıkça ifade etti.”


Blinken ateşkesin aciliyetini vurgularken insani yardım planında ısrarcı

Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA
Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA
TT

Blinken ateşkesin aciliyetini vurgularken insani yardım planında ısrarcı

Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA
Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail ile Hamas Hareketi arasında rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılmasını öngören bir ateşkese varılması konusunda kararlı. ABD’li bakan dün Tel Aviv'e yaptığı ziyaret sırasında, iki taraf arasında bir anlaşmaya varılmasının aciliyetini vurguladı.

Blinken, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüşmesinde “Bu zor zamanlarda bile ateşkese ulaşmaya ve bunu hemen yapmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.

ABD’nin insani plan olmadan Refah'a bir kara operasyonunu destekleyemeyeceğini vurgulayan Blinken, Washington'a böyle bir plan sunulmadığını belirterek, Tel Aviv'e, Refah'a kara saldırısından kaçınmak için başka çözümler önerdiğini söyledi. Ancak bu çözümleri açıklamadı.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Refah’a kara operasyonu konusundaki tutumunu sertleştirmeye devam etti. Netanyahu’nun ofisinden gazetecilere yapılan bir açıklamada, Netanyahu’nun Blinken'a “Refah’a kara saldırısı olacak” dediği ve ateşkes anlaşmasının savaşın sona ereceği anlamına geldiğini söylediği bildirildi.

Diğer taraftan İngiltere merkezli televizyon kanalı ABC News dün Mısırlı bir yetkilinin Hamas'ın İsrail ile anlaşma teklifine yanıtını birkaç saat içinde vermesini beklediklerini söyledi. Mısırlı yetkili müzakerelere olumlu bir havanın hâkim olduğunu da sözlerine ekledi.

Bu arada Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, Kahire'de yaptığı açıklamada Gazze'de olası bir ateşkese benzer bir anlaşmanın Lübnan'da da yapılmasını istediklerini söyledi. Sejourne, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Buraya ateşkese ulaşma çabalarımızı koordine etmek üzere geldik. Fransa ve bölgedeki Arap ülkelerinden ortakları, İsrail'in Refah'ta kara saldırısından vazgeçmesi gerektiği yönünde mesajlar gönderdi” şeklinde konuştu.


Mısırlı yetkili: Hamas'ın anlaşma teklifine kısa sürede yanıt vermesini bekliyoruz

Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)
TT

Mısırlı yetkili: Hamas'ın anlaşma teklifine kısa sürede yanıt vermesini bekliyoruz

Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)

Londra merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı (AWP), ABC News'ten dün Mısırlı bir yetkilinin Hamas'ın İsrail ile önerilen anlaşma teklifine kısa süred yanıt vermesini beklediklerini söylediğini aktardı.

ABC News'ün haberine göre Mısırlı yetkili, Hamas ile İsrail arasında ateşkes ve esir takası anlaşmasına varılmasına yönelik müzakerelerde olumlu bir havanın hakim olduğunu da belirtti.

Mısırlı yetkili, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çözüm bekleyen bir dizi meselenin çözüme kavuşturulması için tüm taraflarla müzakereler devam ediyor.”

Hamas Hareketi liderlerinden Yusuf Hamdan, dün sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşması için sunduğu son teklifin Hamas’ın tutumuna ve şartlarına yakın olduğunu, ancak yine de uygulandığında anlaşmayı havaya uçurabilecek mayınlı maddeler içerdiğini söyledi.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin en güneyindeki Refah şehrine kara saldırısı planını, Hamas ile bir ‘ateşkes’ sağlanması ve iki taraf arasında rehine ve tutuklu takası yapılması için Mısır'ın desteklediği müzakerelerle ilişkilendirmeyi reddetti.

Hükümetindeki aşırı sağcı bakanların baskılarına ve tehditlerine boyun eğerek, ateşkes anlaşması olsun ya da olmasın Refah'a kara saldırısı gerçekleştireceklerini açıklayan Netanyahu, Hamas'la bir anlaşmaya varılacağına dair iyimser havanın oluşmasından bir gün sonra anlaşma şansını küçümseyen ifadeler kullandı.

Gazze'de öldürülen İsrail askerlerinin ve Hamas tarafından rehine alınan askerlerin aileleriyle bir araya gelen Netanyahu, savaşın hedeflerinde bir değişiklik olmadığını belirterek, “7 Ekim'den sonra belirlediğimiz her şey aynı, hiçbir değişiklik yok” dedi.

Netanyahu, şunları söyledi:

“Refah'a gireceğiz, Hamas’a teslim olmayacağız. Anlaşma olsun ya da olmasın Refah'a gireceğiz ve oradaki Hamas tugaylarını ortadan kaldıracağız.”


The Jerusalem Post: İsrail ordusu Refah’taki yerinden edilenleri tahliye etmek üzere Gazze'nin orta kesiminde yeni bir 'güvenli bölge' kurmayı planlıyor

Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)
Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)
TT

The Jerusalem Post: İsrail ordusu Refah’taki yerinden edilenleri tahliye etmek üzere Gazze'nin orta kesiminde yeni bir 'güvenli bölge' kurmayı planlıyor

Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)
Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)

İsrail The Jerusalem Post gazetesi bugün yayınladığı bir haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'tan tahliye edilecek yerinden edilen Filistinliler için Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yeni bir ‘güvenli bölge’ kurmayı planladığını bildirdi.

Gazete yeni güvenli bölgenin Nuseyrat ve el-Bureyc mülteci kamplarının eteklerinde, İsrail ordusu tarafından oluşturulan koridorun yakınlarında kurulacağını ve el-Mevasi yakınlarındaki mevcut barınma bölgesinin ise Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrine doğru genişletileceğini aktardı.

Öte yandan İsrail basınına göre Başbakan Binyamin Netanyahu, dün yaptığı açıklamada, Refah’a kara saldırısına hazırlık olarak şehirdeki sivillerin tahliyesine başlandığını söyledi.

Ancak Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, dün yaptığı açıklamada henüz Refah sakinlerinden şehri boşaltmalarının istenmediğini açıkladı.


Kenevir yakında ABD’de daha az tehlikeli bir uyuşturucu olarak sınıflandırılacak

Kenevir çiçeği (Reuters)
Kenevir çiçeği (Reuters)
TT

Kenevir yakında ABD’de daha az tehlikeli bir uyuşturucu olarak sınıflandırılacak

Kenevir çiçeği (Reuters)
Kenevir çiçeği (Reuters)

ABD hükümeti keneviri daha az tehlikeli bir uyuşturucu olarak sınıflandırmaya hazırlanırken, bu hamlenin önemli ekonomik sonuçları olması bekleniyor.

Basın tarafından ortaya çıkarılan ve daha sonra ABD Adalet Bakanlığı tarafından onaylanan yeni sınıflandırma, kenevir üzerinde tıbbi araştırmaları teşvik edecek ve bir dizi vergi kısıtlamasını hafifletecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre, bir Adalet Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, kenevirin eroin gibi tıbbi kullanımı olmayan ve bağımlılık yapan maddeleri içeren birinci kategoriden, örneğin bazı kodeinli ilaçları içeren üçüncü kategoriye taşınmasının önerildiğini söyledi.

ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer yaptığı açıklamada, ‘kısıtlayıcı ve sert kenevir yasalarını, bilimin ve ABD’lilerin çoğunluğunun açıkça söyledikleriyle uyumlu hale getirme ihtiyacını kabul eden’ kararı memnuniyetle karşıladı.

Schumer, ‘ABD Kongresi'nin esrar üzerindeki federal yasağı sona erdirmek için elinden gelen her şeyi yapması gerektiğini’ vurguladı.

2020 ve 2022 yıllarında Demokratların çoğunlukta olduğu ABD Temsilciler Meclisi, kenevirin tehlikeli uyuşturucular listesinden çıkarılmasını amaçlayan bir yasa tasarısını kabul etmiş, ancak ABD Senatosu'nun muhalefetiyle karşılaşmıştı.

Pew Araştırma Merkezi tarafından Mart ayında yayınlanan bir anket, ABD’lilerin yüzde 88'inin tıbbi veya eğlence amaçlı esrar kullanımının yasallaştırılması gerektiğine inandığını gösterdi.

Yirmi dört ABD eyaleti ve Washington DC'nin bulunduğu Columbia Bölgesi halihazırda keneviri yasallaştırmış durumda. Diğer 14 eyalet de sadece tıbbi amaçlarla kullanımına izin veriyor.

Pew Araştırma Merkezi, Şubat ayında ABD’lilerin yüzde 74'ünün şu anda esrarın eğlence amaçlı veya tıbbi amaçlı kullanımının yasal olduğu bir eyalette yaşadığını bildirdi.


Trump seçimleri kaybetmesi halinde destekçilerinin şiddete başvurma ihtimalini göz ardı etmiyor

ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)
ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)
TT

Trump seçimleri kaybetmesi halinde destekçilerinin şiddete başvurma ihtimalini göz ardı etmiyor

ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)
ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)

ABD merkezli CNN televizyonu eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerini kaybetmesi halinde destekçilerinin şiddete başvurma ihtimalini göz ardı etmediğini bildirdi.

Time dergisine verdiği ve fün yayınlanan röportajda Trump, “Bence kazanacağız. Tabii kazanamazsak durum değişir. Bu her zaman seçimin adil olup olmamasına bağlı” ifadelerini kullandı.

CNN'e göre bu ayın başlarında yapılan ve iki oturumda gerçekleşen röportaj sırasında Trump önce seçimleri kazanamazsa 6 Ocak 2021'de ABD Kongre (Capitol) Binası Baskını’na benzer bir şiddet olayının yaşanmasına ihtimal vermedi.

Hatırlanacağı üzere Trump, 2020 yılındaki başkanlık seçimlerinde kaybedince Kongre  Binası’na yapılan baskından önce destekçilerini Washington'da toplamış ve onlara Kongre Binasını terk etmeleri çağrısında bulunmayı reddetmişti.

Röportajda “Bence büyük bir zafer kazanacağız ve herhangi bir şiddet olayı yaşanmayacak” diyen Trump, dergi tarafından daha sonra telefonla gerçekleştirilen röportajın ikinci kısmında gelecekle ilgili görüşlerini aktarırken biraz daha üstü kapalı bir üslup benimsedi. 2020 yılındaki başkanlık seçimlerinde komplolar kurulduğu için bunun şiddet yanlısı bir grubu Kongre Binası’na baskın yapmaya kışkırttığını iddia eden Trump, “Geçen sefer yaptıkları şeyleri yapabileceklerini sanmıyorum” dedi.

CNN’in aktardığına göre Trump, siyasi kariyeri boyunca seçim sonuçlarını kabul etmeyi ya da yenilgiyi kabullenmeyi hep reddetti. Trump, 2016 yılında Cumhuriyetçi Parti’nin önseçimleri sırasında Iowa eyaletinde ikinci olduktan sonra, Teksas Senatörü Ted Cruz'u hile yapmakla suçlamış, yeni bir seçim yapılması çağrısında bulunmuştu.

Röportajda ayrıca Kongre Binası baskını sırasında işledikleri suçlar nedeniyle hüküm giyen yüzlerce kişiyi affetme vaadini yineleyen Trump, birçoğu şiddet suçu işlediğini kabul etmiş ya da jüri tarafından suçlu bulunmuş olan bu kişileri ‘rehineler’ olarak nitelendirdi.

Time dergisinin konuyla ilgili olarak kendisine yönelttiği “Onları affetmeyi düşünür müydünüz?” sorusuna Trump, “Bunu düşünürdüm, evet, kesinlikle düşünürdüm” yanıtı verdi.


Filistin yanlısı öğrenci protestoları sırasında Kaliforniya Üniversitesi’nde arbede

Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)
Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)
TT

Filistin yanlısı öğrenci protestoları sırasında Kaliforniya Üniversitesi’nde arbede

Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)
Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)

ABD televizyon kanalları tarafından yayınlanan görüntülere göre bugün (Çarşamba) Los Angeles’taki Kaliforniya Üniversitesi’nde (UCLA) Filistin yanlısı protestolar sırasında arbedeler yaşanırken, ABD genelindeki üniversiteler, benzer protestoları kontrol altına almakta zorlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın CNN'den aktardığı habere göre söz konusu arbedeler, şafak vakti Filistin yanlısı gruplar ile İsrail yanlısı protestocular arasında başladı.

Los Angeles Belediye Başkanlığı Sözcüsü Zach Seidel, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Los Angeles polisinin ‘üniversite yetkililerinin kampüste destek sağlama talebine derhal yanıt verdiğini’ bildirdi.

Televizyon görüntülerinde karşıt görüşlü protestocuların birbirlerine sopalarla vurduğu, metal bariyerleri parçaladığı ve havai fişek attığı görüldü.

Üniversite Rektörü Gene D. Block, söz konusu olaylardan önce yaptığı açıklamada ‘üniversite mensupları ve üniversiteyle bağlantısı olmayan diğer kişiler’ de dahil olmak üzere protestocuların geçen hafta kampüste çadır kurdukları konusunda uyarıda bulunmuştu.

Üniversitenin internet sitesinde dün (salı) yayınlanan bildiride, “Filistin yanlısı protestocuların bir kısmı ve alana gelen İsrail yanlısı protestocular barışçıl faaliyetlerde bulundular. Ancak diğerlerinin davranışları açıkçası şok edici ve utanç vericiydi. Çeşitli şiddet olaylarına tanık olduk. Bu olaylar kampüsümüzdeki pek çok kişiyi, özellikle de Yahudi öğrencilerimizi endişe ve korku içine soktu” ifadeleri yer aldı.

UCLA’daki öğrenci gazetesi Daily Bruin, İsrail yanlılarının kampüste Filistin yanlısı protestolar için kurulan bir çadırı kaldırmaya çalıştığını bildirdi.

ABC kanalına bağlı KABC tarafından yayınlanan hava görüntülerinde, ellerinde sopalar ve coplar bulunan kişilerin, Filistin yanlısı protestocuları korumak için kurulan ve bazıları pankart ya da şemsiye taşıyan tahta kalaslardan oluşan derme çatma barikatlara saldırdığı görüldü.

Dün geç saatlerde New York polisi UCLA’ya baskın düzenleyerek, bazıları bir akademik binayı ele geçirmiş olan onlarca Filistin yanlısı protestocuyu gözaltına aldı ve yaklaşık iki haftadır orada bulunan bir protesto çadırını dağıttı.

Hamas’ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine yönelik operasyonu ve ardından İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısı, 2020'deki ırkçılık karşıtı protestolardan bu yana ABD'deki en büyük öğrenci gösterileri dalgasını ortaya çıkardı.


Anket: Trump, Biden ile arasındaki farkı kapatıyor

Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Anket: Trump, Biden ile arasındaki farkı kapatıyor

Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

Reuters ve Ipsos tarafından gerçekleştirilen ortak bir anket, ABD Başkanı Joe Biden’ın önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimleri öncesinde eski Başkan Donald Trump'a karşı yüzde bir puanlık üstünlüğe sahip olduğunu gösterdi. Anket sonuçları, Trump’ın iş kayıtlarında tahrifat yapmakla ilgili olarak hakkında adli suçlamaların olduğu bir dönemde açıklandı.

İki gün süren ve dün sona eren ankete katılan seçmenlerin yaklaşık yüzde 40'ı, başkanlık seçimleri bugün olsa Demokrat Parti'nin adayı olan Başkan Biden'a oy vereceklerini söylerken, Cumhuriyetçi Parti'nin adayı eski Başkan Trump'a oy vereceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 39 oldu.

Oysa Reuters ve Ipsos tarafından 4-8 Nisan tarihleri arasında yapılan ankette Biden, Trump'ın dört puan önündeydi. Anket, 5 Kasım seçimlerine altı ay kala, çoğu halen kararsız olan seçmenlerle yapılmış ve yaklaşık yüzde 3’lük hata payına sahipti.

Ankete katılanların yaklaşık yüzde 28'i kime oy verecekleri konusunda kararsız olduklarını ve çekimserlik de dahil olmak üzere başka seçeneklere yönelebileceklerini belirtti.

Ankete katılanların yüzde 8'i, bağımsız adaylardan biri olan aşı karşıtı aktivist Robert Kennedy Jr'ın, Trump ve Biden ile birlikte oy pusulasında yer alması halinde ona oy vereceğini açıkladı.

Anketler adaylara verilen destekle ilgili önemli göstergeler olsa da az sayıda eyalet genellikle başkanlık seçiminin galibini belirleyen ABD Seçiciler Kurulu'nda dengeyi değiştirebiliyor.

Öte yandan hem Biden hem de Trump, kıyasıya geçmesi beklenen yarış öncesinde önemli zorluklarla karşı karşıyalar.

Trump, nisan ayının büyük bir bölümünü kendisine karşı açılan dört ceza davasının ilkinin görüldüğü Manhattan'daki bir mahkeme salonunda geçirdi.

Biden (81) ise yaşıyla ilgili endişelerin yanı sıra, İsrail'in Gazze'deki savaşına verdiği destek nedeniyle kendi partisi olan Demokrat Parti’den bir kesimin ağır eleştiri oklarının hedefinde.


Baby Reindeer hayranları birbirlerine 2020 tarihli diziyi öneriyor

12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)
12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)
TT

Baby Reindeer hayranları birbirlerine 2020 tarihli diziyi öneriyor

12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)
12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)

Richard Gadd'ın Netflix hiti Baby Reindeer, izleyicilerin daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyor; hayranların birbirine önerdiği bir dizi hariç...

İskoç yazar ve başrol oyuncusu Richard Gadd'ın kendi gerçek hikayesinden uyarladığı dizi, Donny Dunn karakteriyle ısrarlı takipçisi (stalker) Martha Scott'ın ilişkisini konu alıyor.

İki dizi de gerçek olaylara dayanıyor

Dünyanın dört bir yanındaki izleyicileri büyüleyen Baby Reindeer'ı daha da etkili kılan şey, yaratıcısı ve başrol oyuncusu Gadd'ın yaşadığı gerçek olaylara dayanması. 

Dizinin otobiyografik anlatımı, komedyenin hayatının en zor anlarını yeniden canlandırdığı gerçeğiyle daha da yıkıcı hale geliyor.

Bu gibi diziler nadir olsa da Baby Reindeer'a fazlasıyla benzeyen etkileyici bir yapım daha var: Michaela Coel'in yarattığı ve başrolünde oynadığı BBC draması I May Destroy You.

Oyuncu ve yazar Coel, baş karakter Arabella'yı yaratırken kendi deneyimlerinden yola çıkmış ve cinsel saldırıya uğrayan bir yazar olarak yaşadıklarını anlatıyor.

"Bu benim de hikayem"

Coel, dizinin gösterime girdiği yıl olan 2020'de Jimmy Fallon'la yaptığı bir söyleşide, "Arabella karakterinde kendimden esinlendim, özellikle de başlangıçta" diyerek eklemişti:

O, bir yazar ve işine ara veriyor, bir şeyler içmek için dışarı çıkıyor. İçkisine ilaç katılıyor ve tanımadığı kişiler tarafından cinsel saldırıya uğruyor. Bu benim de hikayemdi... Ama dizi aynı zamanda çok daha fazlası hakkında.

Tıpkı Baby Reindeer gibi Coel'in dizisi de zaman zaman komik, bazen yıkıcı ve gerçek olaylara dayandığı için son derece etkileyici. Bu nedenle Baby Reindeer izleyicileri, diziyi beğnenlere bir diğer etkileyici drama olan I May Destroy You'yu öneriyor.

"Böyle hissettiren tek dizi"

Bir Reddit kullanıcısı, Gadd'ın "kırılganlığını ve çiğliğini" överken, bir diğeri de "I May Destroy You, bu diziye kadar izlediğim ve böyle hissettiren tek dizi" dedi. 

Üçüncü bir kişiyse ekledi: 

İkisi de benim için 10 numara 5 yıldız. Ve bu travmatik deneyimleri paylaşabilmek kolay olmasa gerek.

Başka bir izleyici de şöyle yazdı:

Richard Gadd'ın Baby Reindeer'ını izlerken Michaela Coel'in I May Destroy You'sunu hatırlayan biri olarak yalnız değilim.

Independent Türkçe, Dexerto, Reddit, Unilad, The Tonight Show Starring Jimmy Fallon


Donald Trump, Time'a konuştu: "İki devletli çözüm artık çok zor"

Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)
Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)
TT

Donald Trump, Time'a konuştu: "İki devletli çözüm artık çok zor"

Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)
Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump, ülkenin köklü haber dergisi Time'a verdiği söyleşide, tekrar seçilmesi halinde izleyeceği politikaları anlattı.

Time'ın politika editörü Eric Cortellessa'ya konuşan Trump, kasımda yapılacak başkanlık seçimlerini kazandığında birçok konuda daha agresif bir siyaset yürüteceğini belirtti.

Dün yayımlanan söyleşide Trump, Gazze savaşında iki devletli çözüme düşük ihtimal verdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Bir zamanlar iki devletli çözümün işe yarayabileceğini düşünüyordum. Ancak bu artık çok ama çok zor görünüyor. Bunu başarmak gerçekten çok daha zor olacak.

Trump, seçilmesi durumunda İsrail'e gönderilen askeri yardımları durdurup durdurmayacağına yönelik soruyu yanıtlamazken, 7 Ekim saldırılarını önleyemeyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yöneltilen eleştirileri haklı bulduğunu söyledi. 

"Benim dönemimde terör yoktu. IŞİD'i yüzde 100 temizledik" diyen 77 yaşındaki siyasetçi, İran ve İsrail'in savaşa girmesi durumunda Tel Aviv yönetimini destekleyeceklerini de belirtti.

Meksika sınırından yasadışı yollarla ülkeye giren göçmenlerle ilgili sert önlemler alacağını söyleyen Trump, bu kişilerin sınırdışı edilmesi için Ulusal Muhafızları görevlendireceğini ifade ederek, "Eğer onlar beceremezse ordunun başka birimlerini devreye sokarım" dedi.

Cumhuriyetçilerin lideri, kayıtdışı göçmenler için "Bunlar sivil değil. Bunlar ülkemize yasadışı şekilde giren kişiler" ifadelerini de kullandı.

ABD'de radikal sağcılar ve Trump destekçileri, 6 Ocak 2021'de, 3 Kasım 2020 seçiminin sonuçlarının onaylanmasına yönelik oturumun düzenlendiği Kongre binasını basmıştı.

Trump, rakibi ABD Başkanı Joe Biden'a karşı kaybetmesi durumunda tekrar böyle bir senaryo yaşanabileceğini ima ederek şöyle konuştu: 

Bence kazanacağız. Tabii kazanamazsak durum değişir. Bu her zaman seçimin adil olup olmamasına bağlı.

Eski Başkan, Kongre baskınından suçlu bulunanlarla ilgili af çıkarmayı "kesinlikle değerlendireceğini" de sözlerine ekledi.

Trump, kürtaj uygulamalarını tamamen eyaletlerin insiyatifine bırakacağını ve Roe-Wade Kararı'nın iptalinden memnun olduğunu söyledi.

1973 tarihli karar, ülke genelinde kürtaj hakkını anayasal olarak garanti altına alıyordu. ABD Yüksek Mahkemesi, Haziran 2022'de kararı iptal ederek, konuyla ilgili kanunların düzenlenmesini eyaletlerin kontrolüne bırakmıştı. Bunun ardından ülke genelinde büyük protestolar patlak vermişti.

Trump, kürtaj yaptıran kadınlarla ilgili hukuki işlem başlatılmasına yönelik kararları eyaletlerin vermesini sağlayacağını belirterek "Benim böyle bir durumda rahatsızlık duyup duymamamın meseleyle ilgisi yok. Tüm yetkiler eyaletlerde olacak" dedi. Trump, federal çapta uygulanacak bir kürtaj yasağı getirip getirmeyeceğiyle ilgili soruyuysa yanıtlamadı.

Diğer yandan Biden'ın seçim kampanyası yöneticisi Julie Chavez Rodriguez, Trump'ın açıklamalarına ilişkin "Söyledikleri pek şüpheye yer bırakmıyor. Tekrar seçilirse tüm ülkede geçerli olacak bir kürtaj yasağı getirecek" dedi.

Independent Türkçe, Time, Axios, CNN, Times of Israel