Biden, neden Harris'i dış politikada daha büyük bir rol oynamaya teşvik ediyor?

Başkan Biden, Yardımcısı Harris’i bir rakip değil, daha ziyade Demokrat Parti liderliğinin varisi olarak görüyor

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Biden'ın teşvikiyle dış politikadaki yerini almaya çalışıyor (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Biden'ın teşvikiyle dış politikadaki yerini almaya çalışıyor (AFP)
TT

Biden, neden Harris'i dış politikada daha büyük bir rol oynamaya teşvik ediyor?

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Biden'ın teşvikiyle dış politikadaki yerini almaya çalışıyor (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Biden'ın teşvikiyle dış politikadaki yerini almaya çalışıyor (AFP)

Tarık eş-Şami
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetiminde çok belirgin bir role ihtiyaç duymadığı konusunda ısrar ettikten sonra şimdi kendisini yabancı liderlerle iletişim kurmaya ve ABD’nin ortaklarıyla ilişkilerini geliştirmeye çağıran Başkan Biden’ın teşviki ile ABD dış politikasındaki yerini almaya çalışıyor. Ancak bu durum hukuk alanında uzman olan ve daha çok iç meselelere odaklanan Harris'in özellikle Biden’ın bir sonraki seçimlerde 82 yaşın üzerinde olacağı için seçimlere katılamayacağından dolayı daha fazla dış politika bilgisine ihtiyaç duymasına neden oluyor. Peki, Biden’ın Harris’i dış politikada daha büyük rol oynamaya teşvik etmesinin nedenleri neler? Harris, deneyimlerine ve çoklu kültürel geçmişine dayanarak ABD’nin dış politikasına neler ekleyebilir? Harris’in rolü, Amerikan tarihindeki geleneksel başkan yardımcılarının rollerinden ne kadar farklı olacak?

Farklı bir deneyime sahip
Kamala Harris, 20 Ocak'ta birçok açıdan tarihe geçti. ABD’nin ilk kadın başkan yardımcısı olan Harris, aynı zamanda bu göreve gelen ilk Afrika ve Güney Asya kökenli kişi oldu. Bunlar başlı başına önemli başarılardır. Öte yandan ABD Başkan Yardımcılığı, son yıllarda artan etkisine rağmen geleneksel olarak sembolik bir makam olarak kalırken Başkan Biden, eski Başkan Barack Obama’nın Yardımcısı olduğu dönemde ABD dış politikasında belirli sınırlar içinde oynadığı rolü daha da büyüterek tarihe geçmek istiyor.
Ancak sorun Harris’in dış politika alanında yeterli bilgi ve deneyime sahip olmamasıdır. Harris, şu anki Oval Ofis görevlisi ile karşılaştırıldığında dış politika alanında bir çaylak olarak başkan yardımcılığına getirildi. Biden, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi başkanlığından bu yana onlarca yıldır Washington’da yer alırken birçok yabancı liderle ilişkilerini geliştirdi. Obama’nın Başkan Yardımcılığı görevini sürdürdüğü sekiz yıl boyunca 50'den fazla ülkeye resmi ziyaretlerde bulundu.
Kariyerinin büyük bölümü Kaliforniya'da savcı olarak geçen Harris, son dört yıldır Senato’daki Seçilmiş İstihbarat Komitesi’nin üyeliği yapsa da dış ilişkilerle ilgili meseleler, Harris’in Washington'daki başkanlık seçimi kampanyası sırasında önemli bir odak noktası olmamıştır.

Biden'ın nedenleri
Biden, Harris'in kendisini dış politikadaki büyük bir role hızla hazırlamasını istiyor. Bu amaçla ondan yabancı liderlerle doğrudan iletişim kurmasını ve ABD’nin önemli ortaklarıyla hâlihazırda başlamış olan ilişkilerini geliştirmesini istedi. Harris, ABD'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı mücadeledeki rolünü tartışmak için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhonam Ghebreyesus ile temasa geçmiş, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşmeler yapmıştı. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı'nda bir konuşma yapan Harris, geçtiğimiz Salı günü yeni yönetimin ABD ile Kanada arasında yapılan ilk ikili toplantısına katıldı.
Biden’ı Harris’i bu role teşvik etmeye iten önemli nedenlerden biri, Demokrat Parti liderliğinin varisi olarak görmesi olabilir. Şuan 78 yaşında olan Biden 2024 yılında ikinci bir dönem için başkanlık yarışına katılamayabilir. Bu da birden fazla etnik kökene sahip bir kadın olan Harris’i partinin geleceği haline getiriyor. Ancak Harris şu andan itibaren dış politika alanındaki tecrübesini artırmaya ve politika vizyonları geliştirmeye başlamazsa zor bir durumda kalacaktır. Harris’in başkanlık seçimini kazanması, bilgi, beceri ve özellikle ulusal güvenlik konusunda yüksek düzeyde güvene sahip olmasını gerektiriyor.
Washington'daki bazı gözlemciler, Başkan Biden’ın yardımcısını rakibi olarak görmediği için Harris'e gücü kullanma fırsatı vereceğine inanıyorlar. Yine aynı gözlemcilere göre Biden, daha ziyade dış politikada yönetici rolü oynaması için Harris’i nasıl yetkilendireceğine ve yönlendireceğine bakıyor.

Söz konusu rolün doğası
Bazı uzmanlar Harris'in dünya siyaset sahnesine ilişkin yeterli bilgiye sahip olmadığını kabul etseler de, bu alanda deneyimli danışmanlardan oluşan bir ekibe sahip olduğunun altını çiziyorlar. Ayrıca Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile görüştüğüne dikkati çektiler. Bu arada Beyaz Saray yetkilileri, CBS ağına yaptıkları açıklamalarda, Harris'in en azından ilk aşama olarak müttefiklerle ortaklık, siber güvenlik ve küresel sağlık gibi belirli konularda reform yapmaya odaklanacağını söylediler. Çünkü Harris, bu konulara, Kaliforniya senatörü olduğundan ve Senato İstihbarat Komitesi üyeliği deneyiminden bu yana ilgi gösteriyor. Harris’in yakın çevresinden kaynaklar ise Harris’in 5G teknolojilerine olan ilgisinin yanı sıra anne ve çocuk sağlığı, gıda ve su güvensizliği gibi diğer konulara da odaklandığını belirttiler.
Harris ile çalışan birkaç kişiye göre çok fazla deneyime sahip olmasa bile senatör olduğu zaman iç politika ve ulusal güvenlik konularına odaklandığında yaptığı gibi öğrenmek için doğru araçlara sahip ve uluslararası arenayla ilgili ilkeli değerler ve politikalar tarafından yönlendirildi. Harris, 2017 yılında İsrail'e gitti ve ABD ile İsrail arasındaki ilişkiye olan derin bağlılığını gösterdi. ABD Senatosu Seçilmiş İstihbarat Komitesi’ndeyken, Rusya'nın 2016’daki başkanlık seçimlerine müdahalesinin araştırılmasında aktif bir rol üstlendi.
Her ne kadar Harris'in komitedeki görevi boyunca edindiği deneyimler, kendisine ABD istihbarat teşkilatları ve dünyanın dört bir yanından ortaya çıkan tehditlerin doğası hakkında fikir verse de bunlar bir senatörün yabancı liderlerle ilişkilerini geliştirmesine veya uluslararası arenada bir dosya incelemesine yardımcı olmaz. Ancak bu ikisi, dış ilişkilerde vazgeçilmez birer araçtır.
Biden, açıkça bunu değiştirmek için çalışıyor ve Harris’e, eşit ortaklığın kanıtı olarak dış politikaya daha derin bir şekilde girme fırsatı veriyor. Aynı zamanda 2024 veya 2028 seçimlerine giderken Harris’e liderlik konusunda bir avantaj sağlamak için dış politikayı geliştirmeye teşvik ettiği de ortadadır.

Bulunmaz fırsat
Biden’ın, bu şekilde Harris'e, özellikle ABD Anayasası’nda birkaç durum dışında başkan yardımcılığı görevine değinilmediğinden, Amerikan tarihinde daha önce hiçbir başkanın yardımcısına vermediği altın bir fırsat verdiğinden şüphe yok. ABD Anayasası’nın birinci maddesi üçüncü bölümü, başkan yardımcısının Senato başkanı olduğunu, ancak şuan olduğu gibi Senato'da oyların eşit olması durumu dışında oy hakkına sahip olmadığını belirtir.
Anayasa’nın birinci bölümdeki ikinci maddenin başlangıcında başkan yardımcısının nasıl seçileceğini ve başkanın ölümü, istifası veya görevlerini yerine getirememesi durumunda başkanın yetkisinin başkan yardımcısına ait olduğu belirtilir. Aynı maddenin dördüncü bölümünde ise ihanet, rüşvet veya diğer büyük suç ve kabahatler nedeniyle hakkında iddianame oluşturulması ve mahkum edilmesi durumunda başkan yardımcısının görevden alınabileceği hükmü yer almaktadır.
Bu nedenle Kamala Harris’in şuan yaptığı gibi, hesap verebilirlikten kaçınmanın ve başkanın değiştirilmesine ihtiyaç duyana kadar beklemenin yanı sıra Senato'da oy eşitliği olması durumunda oy kullanması gerekiyor. Ancak bu mesele, 2023 yılının Ocak ayından itibaren, ara seçimlerin ABD Kongresi’nde yeni dengeler oluşturmasının ardından büyük olasılıkla sona erecektir. Bu da ABD tarihindeki başkan yardımcılarının büyük çoğunluğunun anayasada belirtilen yetkilerine uygun olarak yapacak gerçek işleri olmadığı anlamına geliyor.

Birden fazla alternatif
ABD başkanlarının çoğu, Birinci Dünya Savaşı sonrası eski Başkan Woodrow Wilson'ın ardından başkanlık koltuğuna oturan, bir başkan yardımcısının rolünün önemi konusunda sıra dışı görüşlere sahip olan ve başkan yardımcısının beklemedeki bir alternatiften daha fazlası olması gerektiğine inanan başkan yardımcısı Warren G. Harding'in marjinal rolünün farkındalar. Harding, daha sonraki bir aşamada, yardımcısı Calvin Coolidge'i ABD tarihinde ilk kez düzenli olarak kabine toplantılarına katılmaya yönlendirdi.
Harding, 1923'te kalp krizi nedeniyle öldüğünde, yardımcısı Coolidge onun yerini aldı. Coolidge daha sonra kabine toplantılarına katılmasının, başkan olduğunda ona büyük yardımı olduğunu itiraf etti.
Harding ve Coolidge'in ardından göreve gelen başkanların çoğu, hayati konularda dahi başkan yardımcılarını olay yerinden uzak tutma geleneğini sürdürdüler. Örneğin, eski Başkan Franklin Roosevelt, atom bombasını, yardımcısı Harry Truman'dan bir sır olarak sakladı. Truman, bunu ancak Roosevelt'in ölümünden sonra öğrendi. Bir diğer örnekte eski Başkan Dwight Eisenhower, 1960 başkanlık seçimi sırasında yardımcısı Richard Nixon'ın, John F. Kennedy karşısında seçimleri kaybetmesine neden oldu. Çünkü Eisenhower, gazetecilerden kendi başkanlığı sırasında Nixon'ın gerçekleştirdiği herhangi önemli bir şeyi hatırlatması için Nixon’a bir hafta vermelerini istedi.

Öneri ve tavsiyelerde bulunan başkan yardımcısı
1976 yılında ise dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter’ın Yardımcısı Walter Mondale, başkanın duymak istediklerinden uzakta tarafsız tavsiyelerde bulunması ve bağımsız analizler yapması gerektiği fikrini ilk dile getiren kişiydi. Carter daha sonra bu fikri kabul etti ve Mondale'yi yakın çevresinin bir parçası haline getirdi.
O tarihten bu yana, bazı başkan yardımcıları, başkanın görüşüne uygun olmayan görüşlerini dile getirdiler. Örneğin, eski Başkan Bill Clinton ile Başkan Yardımcısı Al Gore, First Lady Hillary Clinton'a emanet edilen güç ve nüfuz konusunda hem fikir değillerdi. O dönem patlak veren Monica Lewinsky skandalıyla başa çıkma yolu konusunda da aynı fikirde değillerdi. Yine ABD’nin eski başkanlarından George W. Bush ile yardımcısı Dick Cheney, zaman zaman Irak konusunda ve başkanlık affının kullanılıp kullanılmaması konusunda fikir ayrılığına düştüler. Buna karşın eski Başkan Yardımcısı Mike Pence, eski Başkan Donald Trump'ın sadık bir müttefiki olduğunu kanıtladı. Ancak sadece iktidarın son günlerinde Trump’la aynı fikirde değildi.

Odadaki son ses
Joe Biden, Barack Obama’nın başkan yardımcısı olmayı kabul ettiğinde önemli kararlar alınırken ‘odadaki son kişi’ olmak istediğini, böylece Obama'ya hiçbir söze gerek kalmadan veya nezaket göstermeden fikirlerini açıkça belirtebileceğini söyledi. Biden aynı şekilde Harris'i yardımcısı olarak seçtiğinde de ondan odadaki son ses olmasını istediğini, böylece zor soruları sorabileceğini ve aynı fikirde değilse görüş ve varsayımlarına meydan okuyabileceğini belirtti.
Harris'in başkan yardımcılığı görevine gelmesinin üzerinden bir ay geçti ve başkanın duymak istemediği farklı görüşlere karşı bağışıklığı olduğundan emin olmak için Walter Mondale pelerini giymekten daha büyük bir şansı var. Dünya liderleri ve önde gelen isimler, haftalar önce Avrupalı bir büyükelçinin de açıkça ifade ettiği gibi pek çok kişinin bir gün başkan olabileceğine inandığı Harris ile ilişkiler kurmaya başlamayı istiyor.



ABD Senatörü, Google'a geri adım attırdı

Google CEO'su Sundar Pichai, 15 Şubat 2024'te Paris'te bir Google AI merkezi açılışında konuşuyor (AFP)
Google CEO'su Sundar Pichai, 15 Şubat 2024'te Paris'te bir Google AI merkezi açılışında konuşuyor (AFP)
TT

ABD Senatörü, Google'a geri adım attırdı

Google CEO'su Sundar Pichai, 15 Şubat 2024'te Paris'te bir Google AI merkezi açılışında konuşuyor (AFP)
Google CEO'su Sundar Pichai, 15 Şubat 2024'te Paris'te bir Google AI merkezi açılışında konuşuyor (AFP)

Bir ABD senatörü, Google’ın kendisi hakkında asılsız suçlamalar ürettiğini öne sürünce şirket, yapay zeka modellerinden birini popüler geliştirici platformundan kaldırdı.

Tennessee'nin Cumhuriyetçi Senatörü Marsha Blackburn, Google'ın büyük dil modeli Gemma'nın, "Marsha Blackburn tecavüzle suçlandı mı?" sorusu sorulduğunda cinsel istismar suçlamaları uydurduğunu iddia etti.

Gemma'nın yanıtında, 1987’de bir eyalet polisiyle "rızası olmayan eylemler" içinde olduğuna dair uydurulmuş bir olay hakkında var olmayan haber makalelerine sahte bağlantılar eklendiği belirtildi.

Google'ın CEO'su Sundar Pichai'ye yazdığı mektupta Senatör Blackburn, yanıtın "muhafazakarlara karşı sürekli bir önyargı örüntüsünün" parçası olduğunu iddia etti ve yapay zeka aracının kapatılması çağrısında bulundu.

Mektubunda, "Bu sorunun kapsamı basit teknik hatalardan çok daha geniş ve bu 'halüsinasyonların' sonuçları hakkında ne söylense az" diye yazdı.

Bu zararsız bir 'halüsinasyon' değil. Google'a ait yapay zeka modeli tarafından üretilip yayılan bir iftira. Görevdeki bir ABD Senatörü hakkında asılsız suçlamalar uyduran, herkesin erişimine açık bir araç, denetim ve etik sorumluluk açısından feci bir başarısızlığı temsil ediyor.

Google, halüsinasyon sorununun Gemma gibi daha küçük, açık kaynaklı yapay zeka modellerinde yaşandığının bilindiğini ve bu problemin sıklığını en aza indirmeye kararlı olduğunu belirterek yanıt verdi.

ABD'li teknoloji devi ayrıca, Gemma'nın özellikle yapay zeka geliştiricileriyle araştırmacıları için üretildiğini ve Senatör Blackburn'ün bahsettiği türden sorular için tasarlanmadığını belirtti.

Google, X'te paylaştığı bir dizi gönderide, "Bu modeller olgusal yardım veya tüketicilerin kullanımı için tasarlanmamıştır... Geliştiriciler ve araştırmacıların, hataları tespit etmek ve geri bildirim sağlamak da dahil sınırlarını zorlaması için varlar" diye yazdı.

Geliştirici olmayanların Gemma'yı AI Studio'da kullanmaya ve ona olgusal sorular sormaya çalıştıklarına dair haberler gördük. Bunun bir tüketici aracı veya modeli olmasını ya da bu şekilde kullanılmasını asla amaçlamadık.

Araç, uygulama programlama arayüzü (API) aracılığıyla geliştiricilerin kullanımına hâlâ açık ancak artık Google'ın AI Studio'sunda bulunmuyor.

Independent Türkçe


Trump'tan ICE baskınları yorumu: Yeterince ileri gitmediler

Federal ajanların protestoculara müdahale ederken ve operasyonlarda sert davrandığı görülüyor (AFP)
Federal ajanların protestoculara müdahale ederken ve operasyonlarda sert davrandığı görülüyor (AFP)
TT

Trump'tan ICE baskınları yorumu: Yeterince ileri gitmediler

Federal ajanların protestoculara müdahale ederken ve operasyonlarda sert davrandığı görülüyor (AFP)
Federal ajanların protestoculara müdahale ederken ve operasyonlarda sert davrandığı görülüyor (AFP)

CBS News'un 60 Minutes programında Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi'nin (ICE) agresif taktikleri hakkında kendisine yöneltilen sorular üzerine ABD Başkanı Donald Trump, kurumun baskınlarda "yeterince ileri gitmediğini" söyledi.

Tamamı pazar akşamı yayımlanacak röportajda sunucu Norah O'Donnell, ICE görevlilerinin taktikleri hakkında başkanın üzerine gitti. Şüphelileri kovalarken arabalara çarpmak, camları balyozla kırmak, kiliselere baskın düzenlemek ve protestoculara orantısız güçle müdahale etmek, son 10 ayda görülen taktiklerden bazıları.

O'Donnell, "Amerikalılar, ICE'ın genç bir anneyi sertçe yakaladığı, Şikago'daki bir mahallede göz yaşartıcı gaz kullandığı ve araba camlarını kırdığı videoları izliyor" dedi.

Bu baskınlardan bazıları çok mu ileri gitti?

Trump, "Hayır, bence yeterince ileri gitmediler" diye yanıtladı.

scdf
Başkan Donald Trump, yönetimin saldırgan taktikleri hakkında sorularla karşılaştığında Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza baskınlarının "yeterince ileri gitmediğini" söyledi (60 Minutes/CBS)

O'Donnell, eylülde Manhattan şehir merkezindeki göçmenlik adliyesinin koridorlarında bir ICE görevlisinin, iki küçük çocuğunun önünde ağlayan bir kadını yere serdiği olaya atıfta bulundu. Görevli daha sonra görevden alınmıştı.

O'Donnell, başkana "bu taktikleri onaylayıp onaylamadığını" sordu.

Trump, "Evet, çünkü insanları ülkeden çıkarmamız gerekiyor" dedi.

Onların çoğu katil.

Başkan, O'Donnell tarafından yönetimin büyük ölçüde "bahçıvanları, dadıları, inşaat işçilerini" sınır dışı ettiği konusunda daha da sıkıştırıldı.

Trump, "Suçlu bahçıvanları" diye araya girdi.

Daha sonra Trump, Demokrat selefleri eski başkanlar Barack Obama ve Joe Biden tarafından atanan "liberal yargıçları" suçladı.

Biden ve Obama'nın atadığı liberal yargıçlar tarafından engelleniyoruz.

Politico'nun yakın tarihli bir incelemesine göre 100'den fazla federal yargıç, Trump yönetiminin göçmenleri gözaltına alma ve sınır dışı etme girişimlerine karşı hüküm verdi. Haber kaynağına göre yargıçlar en az 200 kez yönetimin eylemlerinin insan haklarını ihlal ettiğine veya "tamamen yasadışı" olduğuna karar verdi.

CBS News'a göre Trump programda Çin, Venezuela, İsrail, hükümetin kapanması ve ülke genelindeki şehirlere Ulusal Muhafızları konuşlandırma girişimlerini de ele aldı.

Trump, 5 yıl aradan sonra ilk kez bu programa çıktı.

Kasım 2024'te Trump, dönemin Başkan Yardımcısı ve başkanlık yarışındaki rakibi Kamala Harris'in röportajını aldatıcı şekilde montajladığı iddiasıyla CBS'e dava açmıştı.

Kanal, "temelsiz" diye nitelediği davaya başlangıçta karşı çıksa da temmuzda CBS ve ana şirketi Paramount, Trump'la 16 milyon dolar karşılığında uzlaşmıştı.

Independent Türkçe


ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümünde Hamaney, Washington ile herhangi bir iş birliğini reddetti

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümü arifesinde bir grup öğrenciyle bir araya geldi. (İran Dini Lideri Ali Hamaney’in internet sitesi)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümü arifesinde bir grup öğrenciyle bir araya geldi. (İran Dini Lideri Ali Hamaney’in internet sitesi)
TT

ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümünde Hamaney, Washington ile herhangi bir iş birliğini reddetti

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümü arifesinde bir grup öğrenciyle bir araya geldi. (İran Dini Lideri Ali Hamaney’in internet sitesi)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının 46. yıldönümü arifesinde bir grup öğrenciyle bir araya geldi. (İran Dini Lideri Ali Hamaney’in internet sitesi)

İran Dini Lideri Ali Hamaney, iki taraf arasındaki anlaşmazlığın ‘ABD ve İran yaklaşımları arasındaki çıkar çatışmasından kaynaklanan temel bir sorun’ olduğunu belirterek, Tahran ile Washington arasındaki ilişkileri normalleştirmeye yönelik olası herhangi bir girişimin kapısını kapattı.

Hamaney, yakın vadede ABD ile herhangi bir iş birliğini reddetti. Bu açıklamayı, Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin basılmasının üzerinden 46 yıl geçmesi vesilesiyle, bir grup üniversite öğrencisine hitaben yaptığı konuşmada dile getirdi. Söz konusu olay, 1979 Devrimi’nden birkaç ay sonra patlak veren ve 444 gün süren rehine krizi sonrasında iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin kesilmesine yol açmıştı.

13 Ekim'de İsrail parlamentosunda (Knesset) yaptığı konuşmada Trump, İran'ın ‘teröristleri terk etmesi, komşularını tehdit etmeyi ve vekillerine finansman sağlamayı bırakması ve İsrail'in var olma hakkını tanımasının’ bölgenin çıkarına olduğunu söyledi ve ülkesinin İran ile ‘barışa hazır’ olduğunu vurguladı.

Hamaney'in resmi internet sitesinde yer alan açıklamasında şu ifade yer aldı: “Amerikalıların İran ile iş birliği talebi, ABD lanetli Siyonist varlığa verdiği tam desteği kesmedikçe, bölgedeki askeri üslerini kapatmadıkça ve ülkelerin iç işlerine karışmayı bırakmadıkça, ne yakın gelecekte ne de uzun vadede müzakere edilebilir olmayacaktır.”

Hamaney, ‘birçok sorunun çözülmesi ve ulusal direncin sağlanmasının ancak ülkenin genel gücünün güçlendirilmesiyle mümkün olabileceğini’ vurgulayarak, hükümeti görevlerini ‘daha büyük bir kararlılık ve verimlilikle’ yerine getirmeye çağırdı.