The Walking Dead'in Daryl'ı sürpriz aşka dair konuştu: "Göründüğü gibi değil"

Leah'nın, Daryl ve Carol'a odaklanacak spin-off dizisinde yer alacağı düşünülüyor (AMC)
Leah'nın, Daryl ve Carol'a odaklanacak spin-off dizisinde yer alacağı düşünülüyor (AMC)
TT

The Walking Dead'in Daryl'ı sürpriz aşka dair konuştu: "Göründüğü gibi değil"

Leah'nın, Daryl ve Carol'a odaklanacak spin-off dizisinde yer alacağı düşünülüyor (AMC)
Leah'nın, Daryl ve Carol'a odaklanacak spin-off dizisinde yer alacağı düşünülüyor (AMC)

The Walking Dead dizisinin en sevilen karakterlerinden biri olan Daryl, son bölümde işaret edildiği biçimde gerçekten de Leah'ya mı ait? 
Daryl Dixon karakterini canlandıran Norman Reedus'a göre zombi dizisinin en yeni romantik ilişkisi "gerçekten göründüğü gibi" değil. Pazar yayımlanan "Find Me" isimli bölümde Daryl'ın Rick Grimes'ı bulmaya çalışırken ormanda olduğu dönemde Leah'yla aşk yaşadığı ortaya çıkmıştı. 
Bölümün sonunda Daryl'ın ortadan kaybolan Leah için bir not bıraktığı ve notta, "Ben sana aidim. Beni bul" yazdığı görülmüştü. 
Comic Book'un haberine göre Daryl'ın ilk romantik ilişkisine dair konuşan Reedus şu ifadeleri kullandı:
"İlginçti çünkü ilk günden beri böyle bir şeyin gerçekleşmesiyle mücadele ediyordum. Ve 'Lütfen beni birine bağlamayın. Herkes bana bu konuda bağıracak' diyordum."
The Walking Dead hayranlarının Daryl ve Leah'nın ilişkisine dair verdiği tepkilerden bazıları olumsuz olsa da Reedus, hikayenin bu açıdan genişleyeceğine dair ipucu verdi. 
Ünlü oyuncu hikayeye yapılan eklemelere dair aldığı tepkileri şöyle anlattı:
"Bu sabah, 'Onunla nasıl birlikte olursun? Senin sorunun ne?' diyen bir sürü mesajla uyandım. Ve, 'Pekala, aslında göründüğü gibi değil' dedim. Buna dair biraz konuştuk. Aşırı gergindim. Ve bu tür şeylere dair ne bekleneceğini asla bilemezsiniz."
Reedus, Daryl'ın ekranda görülen ilk aşk hikayesi hakkında şunları ekledi:
"Bu yüzden sadece Daryl'a sadık kalmak istedim ve sonrasında ne olacağına bağlı olarak karakteri belirli bir biçimde oynamanız gerekiyor, aksi takdirde (hikayeye dair) başka bir nokta daha sonra çalışmayabilir. Bu yüzden olabildiğince dikkatli davrandım."
Leah'yı canlandıran Lynn Collins, karakterinin geri döneceğini ima etse de Reedus, Leah'nın hikayesinin "farklı yerlere gideceğini" söyledi. Leah'nın spin-off dizisinde mi yoksa son sezonda mı döneceği büyük bir merak konusu. 
Reedus son olarak şunları ifade etti:
"İnsanların ne düşündüğünü biliyorum. Ne duyduğumu biliyorum. Karakterimin buna dair ne düşünebileceğini biliyorum. Ve buna tam olarak hazır olup olmadığımı bilmiyorum fakat daha fazlası gelecek."
Screen Rant'in haberine göre ilgili bölümde ilk olarak Leah, kendisini rahatsız ettiği için Daryl'a karşı düşmanca davransa da zamanla yakınlaşmaya başlıyorlar. Leah ailesini ve oğlunu nasıl kaybettiğine dair trajik hikayesini Daryl'la paylaşıyor. Daryl da öldüğüne inanmadığı kardeşini aramak için ormanda kaldığını açıklıyor. İlişkileri romantik bir hal alırken Leah, Daryl'ı kendisiyle kalmak ve Alexandia'ya dönmek arasında seçim yapmaya zorluyor. 
 
Independent Türkçe, Comic Book, Screen Rant



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience