Şam sakinleri liranın düşüşü ve hükümetin ilgisizliği arasında krize uyum sağlıyor

Pazarda baharat satan bir Şamlı. (EPA)
Pazarda baharat satan bir Şamlı. (EPA)
TT

Şam sakinleri liranın düşüşü ve hükümetin ilgisizliği arasında krize uyum sağlıyor

Pazarda baharat satan bir Şamlı. (EPA)
Pazarda baharat satan bir Şamlı. (EPA)

Şam sakinlerinin büyük çoğunluğu, Suriye lirasının ABD doları karşısındaki rekor değer kaybı nedeniyle Suriye tarihinin en kötü koşulları altında yaşamaya çalışıyor. Söz konusu duruma eşlik eden eşi benzeri görülmemiş fiyat artışı da krizi daha da derinleştiriyor.
Suriye lirasının değer kaybı son iki gündür hız kazandı. Suriye lirası geçtiğimiz hafta 1 ABD doları karşısında 4 bin lira eşiğine geldi. Cumartesi günü ise kısıtlı da olsa değer kazanarak 3 bin 800’e yükseldi. Suriye lirası dün öğlen saatlerinde ise 3 bin 960 liraya düştü. Nitekim yerel para birimindeki en yüksek düşüş kaydedildi. Merkez Bankası tarafından onaylanan resmi döviz kurunda ise 1 dolar bin 256 liraya tekabül ediyor.
Suriye lirası döviz kuru, ülkede çatışmaların başladığı 2011 yılından bu yana karaborsada yaklaşık yüzde 99 oranında değer kaybetti. Nitekim 2010 yılında 1 dolar 50 Suriye lirasıydı.
Tüccarlar ile esnafın gıda ve emtia fiyatlarını yeni döviz kuruna paralel olarak yükselttiği önceki dalgalanmaların aksine bu seferki fiyatlarda döviz kurunun çok üzerinde artış kaydedildi.
Fiyatı şu an 3 bin Suriye lirası olan 500 gram bir kutu kaliteli kağıt mendil, Suriye lirası ABD doları karşısında 3 bin 500 lira olduğu sırada  bin 600 liraydı. Son iki aydır 2 bin 500 lira olan bir kilo iyi pirinç ise şu an 4 bin lira.
Şam'ın merkezindeki bir süpermarketin sahibi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi:
“Fiyatlar çok yüksek. Çoğu perakendecinin ise bununla hiçbir ilgisi yok. Önde gelen tüccarlar toplu satış yaptıkları sırada son derece yüksek fiyatlar koyuyor. Zira döviz kurunda daha ciddi bir düşüş bekliyorlar. Bu yüksek fiyatlardan vatandaşlar gibi perakendeciler de etkileniyor. Bu düşüş öncesinde yoksulluğa rağmen makul derecede olan satışlarda şu an yüzde 80 düşüş kaydedildi.”
Vatandaşların çoğu, geçmişteki fiyat artış dalgalanmalarında et, zeytinyağı ve peynir gibi oldukça yüksek fiyatlı gıda ürünlerini tüketim listesinden çıkarmış; domates, patates, lahana, soğan, maydanoz, nane, süt, bulgur ve yumurta gibi temel gıda ürünleriyle yetinmeye başlamıştı. Şimdi ise müşterileri pazarlarda seyrek görünmesi, çoğunun yüksek fiyatlar nedeniyle artık sebze de almadığına işaret ediyor.
Pazarda elleri boş dolaşan, kederi yüzünden okunan 50’li yaşlarında bir kadın, Şarku’l Avsat’a şunları söyledi:
“Ne alınabilir ki? Bir kilo patates bin lira, domates bin lira, turp 500 lira, yağ 10 bin lira, piliç 8 bin lira. Maaş desen 60 bin lira. Allah yardımcımız olsun. Maaş yalnızca iki gün yetiyor. Hükümetin umurunda değil. Bu insanlar ömürlerinde böyle kriz görmedi. İnsanlar aç; felafel, humus, ful gibi en temel yiyecekler dahi ulaşılmaz hale geldi.”
Birleşmiş Milletler’in (BM) bildirdiğine göre devlet kontrolündeki bölgelerde ikamet edenlerin en az yüzde 87'si yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Dört kişilik Suriyeli bir ailenin geçimini karşılamak için ayda en az 1 milyon liraya (yaklaşık 250 dolar) ihtiyacı var.  Ülkedeki işçilerin ortalama maaşı 60 ila 80 bin lira arasında değişiyor. Bu da 15 ila 20 dolara denk geliyor.
Hükümetin kontrolü altındaki bölgelerin yaklaşık 10 yıldır süren savaşın ardından şahit olduğu ekonomik kriz, Sezar Yasası’nın uygulanması ve ardından gelen yaptırımlarla beraber daha da kötüleşiyor. Un, benzin, mazot, ilaç ve evde kullanılan gaz gibi temel ihtiyaçlara ulaşımda yaşanan sıkıntı ve uzun süreli elektrik kesintileri artıyor. Yakıt yetersizliği nedeniyle kamu ve özel ulaşımdaki kriz derinleşiyor. 
Kovid-19 salgını kapsamında alınan tedbirler ve birçok Suriyelinin mal varlığını yatırdığı komşu Lübnan'daki ekonomik çöküş, Şam hükümeti tarafından kontrol edilen bölgelerdeki vaziyetin daha da kötüleşmesine neden oldu. Nitekim geçtiğimiz günlerde karaborsada Lübnan lirasında da benzeri görülmemiş bir düşüş kaydedildi. Bir dolar, kara borsada 11 bin Lübnan lirası oldu. 
Chatham House'dan ekonomist ve araştırmacı Zeki Mahşi, 4 Mart'ta AFP’ye verdiği demeçte, “Lübnan'da olup bitenler Suriye lirasını da etkiliyor. Zira Lübnan, Suriye hükümetini dış pazara bağlayan en önemli koridorlardan biri sayılıyor” dedi. Lirayı etkileyen bir diğer hususun da ekonomik faaliyetlerde hiçbir iyileşme olmayan ülkede 5 bin liralık yeni banknotun kabul edilmesi olduğuna işaret etmişti.



Filistin Dışişleri Bakanlığı: Yerleşimcilerin idari gözetimine son verme kararı onları suç işlemeye teşvik ediyor

El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
TT

Filistin Dışişleri Bakanlığı: Yerleşimcilerin idari gözetimine son verme kararı onları suç işlemeye teşvik ediyor

El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)

Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail'in yerleşimcilerin idari gözetimini iptal etme kararının onları daha fazla suç işlemeye teşvik ettiği ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre Dışişleri Bakanlığı, İsrail Savunma Bakanı'nın ‘Filistinli vatandaşlara karşı suç ve ihlal işleyen yerleşimcilerin idari tutukluluk hallerinin kaldırılmasına yönelik kararını, tutuklananların sayısı çok az olmasına rağmen, ciddi bir endişeyle karşıladıklarını’ bildirdi.

Bakanlık, bu kararın aşırılık yanlısı yerleşimcileri ‘Filistinlilere, topraklarına ve mülklerine karşı terör uygulamaya teşvik ettiğini ve onlara ek bir dokunulmazlık ve koruma hissi verdiğini’ belirtti.

Filistin Dışişleri Bakanlığı, ‘yerleşimci milislerin terörizmini engellemek, devam eden cezasızlıklarına son vermek ve Filistin halkını işgalcilerin tecavüzünden korumak için etkili uluslararası eylem’ çağrısında bulundu.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilere karşı idari gözaltı uygulamasına son verme kararı aldığını duyurdu.

Katz yaptığı açıklamada, ‘Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerin ciddi Filistinli terör tehditlerine maruz kaldığı ve yerleşimcilere karşı haksız uluslararası yaptırımların uygulandığı bir gerçeklikte, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilere karşı idari gözaltı kararlarının kullanımını durdurmaya karar verdiğini’ belirtti.

AFP'nin aktardığına göre Katz, “İsrail devletinin yerleşim sakinlerine karşı bu tür tehlikeli bir adım atması uygun değildir” dedi.