WHO, yeni endişelerin ardından AstraZeneca aşısının güvenliğini onayladı

Avrupa İlaç Ajansı (EMA), yan etkilerine şiddetli alerjik reaksiyonun eklenmesini istiyor

Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen AstraZeneca aşısı (AFP)
Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen AstraZeneca aşısı (AFP)
TT

WHO, yeni endişelerin ardından AstraZeneca aşısının güvenliğini onayladı

Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen AstraZeneca aşısı (AFP)
Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen AstraZeneca aşısı (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün (Cuma), yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı geliştirilen AstraZeneca aşısının, birçok ülkede kan pıhtılaşmasına neden olabileceğine yönelik endişeler sebebiyle kullanımının askıya alınmasının ardından, aşının kullanımının durdurulması için bir sebebin bulunmadığını duyurdu. Avrupa İlaç Ajansı (EMA) ise aşının yan etkilerine, olası şiddetli alerjik reaksiyonun eklenmesini istedi. WHO, aşı danışma komitesinin, verilerin güvenilirliğini araştırdığını bildirdi ve AstraZeneca aşısı ile kandaki pıhtılaşma arasında nedensel bir bağlantı bulunamadığını vurguladı.
WHO sözcüsü Margaret Harris, Cenevre’de gazetecilere yaptığı açıklamalarda, “AstraZeneca, kullanılmakta olan diğer aşılar gibi mükemmel bir aşı” dedi. Harris “Evet, AstraZeneca aşısını kullanmaya devam etmeliyiz” diyerek, güvenlikle ilgili tüm endişelerin araştırılması gerektiğini vurguladı. İngiltere merkezli AstraZeneca şirketi de aşısının güvenli olduğunu ve aşının kan pıhtılaşması riskini artırdığına yönelik bir kanıt bulunmadığını söyledi. WHO tarafından yapılan açıklamada, şimdiye kadar tüm dünyada 260 milyondan fazla aşı dozu enjekte edildiğini ve herhangi bir ölümün Kovid-19 aşıları ile ilişkilendirilmediğini belirtti.
Danimarka, Norveç ve İzlanda, kan pıhtıları oluşan aşı olmuş kişilerle ilgili istisnai raporların ardından, önlem olarak AstraZeneca aşısının kullanımını askıya aldı. İtalya ve Avusturya, bazı gruplar için AstraZeneca aşısının kullanımını yasaklarken, Tayland ve Bulgaristan aşının ülke içi dağıtımının durdurulduğunu duyurdu. Avusturya, Meksika ve Filipinler, aşılama planını değiştirmek için hiçbir neden bulamadıkları için aşılama çalışmalarına devam edeceklerini belirttiler. Kanada, aşının ciddi yan etkilere neden olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığını açıkladı. Avrupa İlaç Ajansı’nın (EMA), İngiltere’de bazı vakalar ile aşı arasında olası bağlantıların bulunmasının ardından, aşının yan etkilerine ciddi alerjik reaksiyonun (anafikasi) eklenmesi gerektiğini duyurması ile AstraZeneca tekrar zor bir duruma düştü.
Kanada perşembe günü, AstraZeneca şirketinin Kovid-19’a karşı geliştirdiği aşının güvenli olduğunu belirtti. Sağlık yönetimi tarafından yapılan açıklamada, Avrupa’da AstraZeneca aşısının uygulanmasının ardından görülen yan etkilerin farkında olunduğu ve aşının faydalarının risklerinden daha fazla olduğunu ifade edildi.
Söz konusu açıklamada “Şu anda aşının bu semptomlara neden olduğuna dair hiçbir kanıt yok” ifadelerine yer verildi. Geçtiğimiz hafta 500 bin doz AstraZeneca aşısı alan Kanada, Mayıs ayına kadar 1,5 milyon dozun daha teslim edilmesini bekliyor. Kanada toplamda 20 milyon doz aşı siparişi verdi.
Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, bazı ülkelerde AstraZeneca aşısının kullanımının askıya alınmasını eleştirerek, aşının “faydalarının risklerden çok daha fazla olduğunu” belirtti. Almanya’daki Robert Koch Enstitüsü (RKI) Başkanı Lothar Felle, şu anda Danimarka ve diğer ülkelerde izlenen vakaların, istatistiksel olarak aşı ve vakalar arasında bir ilişki olduğuna dair hiçbir gösterge bulunmadığını söyledi.
Fransa İlaç Ajansı ise, dün (Cuma) Avrupa İlaç Dairesi ile, AstraZeneca’nın Kovid-19 aşısını kullanmaya devam etme konusunda anlaştığını açıkladı. Ajans ayrıca Fransa’da Kovid-19 aşılarının güvenliği konusunda bir çalışma başlattığını da bildirdi.
EMA, İngiltere’deki bir dizi vaka ile aşı arasında potansiyel bağlantıların tespit edilmesinin ardından, AstraZeneca tarafından üretilen koronavirüs aşısının yan etkilerine ciddi alerjik reaksiyonun (anafilaksi) eklenmesi gerektiğini belirtti. Bu gelişmeler, EMA’nın Danimarka’da aşı kullanımının askıya alınmasına neden olan kan pıhtılaşması vakalarını araştırdığını duyurmasından bir gün sonra geldi. Bununla birlikte EMA, aşının kullanımının hala güvenli olduğunu belirtti.
Merkezi Amsterdam’da bulunan EMA, “yan etkiler olarak anafilaksi ve aşırı duyarlılığı (alerjik reaksiyonlar) içerecek şekilde, ürün bilgilerinin güncellenmesini önerdiğini” ifade etti. EMA, ajansın ilaçların risklerinin değerlendirilmesinden sorumlu komitenin verilerine istinaden “Güncellenen bilgilerin, İngiltere’deki yaklaşık 6 milyon aşılama arasında tespit edilen 41 potansiyel anafilaksi raporunun incelemesine dayandığını” belirtti. “Komitenin, verilerin dikkatli bir şekilde incelenmesinin ardından, en azından bu vakaların bazılarında, aşı ile bir bağlantının mevcut olduğunu düşündüğü” ifade edildi. Bununla birlikte, EMA, anafilaksi veya “ciddi alerjik reaksiyonlar” olarak tanımladığı şeyin aslında “aşılarla çok nadiren ortaya çıkabilen bilinen yan etkiler” olduğunu ifade etti. AstraZeneca aşısına ilişkin ürün bilgileri, herhangi bir alerjik reaksiyon ihtimaline karşı kişilerin aşıyı olmalarının ardından “en az 15 dakika yakın gözlem altında” tutulmalarını tavsiye ediyor.



Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
TT

Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)

PKK’nın feshedildiğini ve silah bıraktığını açıklayan kurucu lider Abdullah Öcalan, Türkiye tarihine ‘barış elçisi’ olarak adını yazdırdı.

27 Şubat'ta yüz binlerce Kürt Türkiye'nin güney ve doğusundaki şehirlerde, Suriye'nin kuzeydoğusunda binlerce Kürt  sokaklara dökülerek Öcalan'ın PKK'ya yaptığı dağılma ve silah bırakma çağrısına destek verdi.

76 yaşındaki Öcalan, 26 yıldır Türkiye'nin batısındaki Marmara Denizi'nin güneyinde, İstanbul'a 51 kilometre uzaklıkta Bursa iline bağlı İmralı Adası’ndaki izole bir cezaevinde tek başına tutulmasına rağmen, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü konusunda halen ‘anahtar’ ve ‘gerekli adam’ olarak görülüyor.

hyuı
Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve dağılma çağrısını duyururken çekilen son fotoğrafı (EPA)

4 Nisan 1949'da Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyünde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Öcalan’ın fikirleri, 1970'lerde solcular ve sağcılar arasında yaşanan şiddetli sokak çatışmalarıyla şekillendi.

Kürtlerin ‘kahraman’ olarak gördüğü Öcalan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ayrıldıktan sonra bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için mücadele etmeye yemin ederek Türk solundan ayrıldı ve 28 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde PKK’yı kurdu.

1984'ten bu yana Suriye'de on binlerce insanın ölümüne neden olan bir isyana liderlik etti (kurbanların sayısına ilişkin tahminler 15 bin ila 40 bin arasında değişmekte). Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği (AB) PKK’yı terör örgütü olarak tanımlıyor.

zxcdfgt
Öcalan'ın 1999'da Kenya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye getirilişi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Arşiv - Türk medyası)

Türkiye'nin 1998'de Öcalan yüzünden Suriye'yi savaşla tehdit etmesinin ardından Şam, savaşın patlak vermesini önlemek için Mısır ve İran'ın araya girmesiyle Öcalan'ı sınır dışı etmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda Türkiye'ye, güvenliğine yönelik bir tehdit oluşması halinde PKK üyelerini kovalamak için Suriye topraklarına 5 kilometre mesafeye kadar girme hakkı veren Adana Anlaşması imzalandı.

Öcalan, 15 Şubat 1999'da Kenya'nın başkenti Nairobi'de yakalanıp Türk özel kuvvetlerinin koruması altında Ankara'ya getirilmeden önce Rusya'ya, ardından İtalya ve Yunanistan'a sığınmıştı. 29 Haziran 1999'da terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan idama mahkûm edildi.

Türkiye'nin 2004 yılında AB'ye katılım müzakereleri çerçevesinde idam cezasını kaldırması üzerine cezası infaz edilmedi ve İmralı Cezaevi’ndeki bir hücrede tek başına tutulmak üzere şartlı tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına çevrildi.

xsdfgrt
Öcalan, 1992 (AFP)

Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısı, 2000'li yılların başında ve 2013'te başarısızlıkla sonuçlanan iki girişimin ardından üçüncü ateşkes çağrısıydı. Müzakerelerde varılan mutabakatın reddedilmesi ve Türkiye'de Kürt sorunu olmadığı iddia edilmesiyle çatışmaların tetiklemesiyle ikinci çağrı da çöktü. Ancak Erdoğan'ın AK Parti'nin büyük gerilemeler yaşadığı bir seçim dönemine denk gelen önceki tutumuna rağmen, bizzat Öcalan, Kürtler ve Türkler arasında kardeşliği sağlamak ve topluma barış getirmek umuduyla yeni bir barış çağrısıyla, PKK'nın feshedilmesi ve silahsızlandırılması arzusuyla geri döndü... Ancak bu yeni çağrının Türkiye'de ve bölgede Kürt sorununa kalıcı bir çözüm getirip getirmeyeceğini ya da siyaset koridorlarında ve seçim taktiklerinde kaybolup gitmeyeceğini kimse bilmiyor.