Hizbullah heyeti Lavrov da dahil olmak üzere Rus yetkililerle görüşmek için yarın Moskova’ya gidiyor

Hizbullah heyeti Lavrov da dahil olmak üzere Rus yetkililerle görüşmek için yarın Moskova’ya gidiyor
TT

Hizbullah heyeti Lavrov da dahil olmak üzere Rus yetkililerle görüşmek için yarın Moskova’ya gidiyor

Hizbullah heyeti Lavrov da dahil olmak üzere Rus yetkililerle görüşmek için yarın Moskova’ya gidiyor

Hizbullah heyeti yarın Moskova ziyaretine başlıyor. Ziyaret kapsamında “Lübnan ve bölgedeki dosyalar hakkında görüş alışverişinde bulunmak” üzere Rusya Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Rusya Federasyonu Devlet Duması’nda görüşmeler yapılacak. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklara göre Rusya’nın son zamanlarda Lübnan’ın iç dosyasına gittikçe ilgi göstermesine rağmen söz konusu ziyaretin Lübnan hükümet dosyası ile doğrudan bir ilgisi yok.
Hizbullah'ın Lübnan Parlamentosu'ndaki kolu olan Direnişe Vefa Grubu Başkanı Muhammed Raad’ın başkanlık edeceği ve Hizbullah Dış ilişkiler Sorumlusu Ammar el-Musevi’nin de yer alacağı heyet, Hizbullah’ın Moskova’yı ziyaret eden en üst düzey siyasi heyeti sayılıyor. Söz konusu ziyaret Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, Lübnan’da hükümeti kurmakla görevlendirilen Saad Hariri’yle Abu Dabi’de gerçekleştirdiği görüşmeden günler sonra yapılacak. Bu durum bazılarının ziyareti Lübnan hükümetinin kurulmasına ilişkin görüşmelerle ilişkilendirmesine yol açtı.
Ancak Hizbullah’ın yaklaşımını bilen kaynaklar, ziyaretin Lübnan hükümet dosyasıyla bir ilgisinin olmadığını söyledi. Kaynaklar Şarku’l Avsat’a verdikleri demeçte Hizbullah’ın bir ay önce Moskova’yı ziyaret etmek üzere Rusya tarafından bir davet aldığını ‘bunun da ziyaretin iç hükümet dosyasıyla bağlantılı olduğu iddiasını çürüttüğünü’ söyledi. Kaynaklar “Ziyaretin amacı Suriye dosyası da dahil olmak üzere Lübnan ve bölge hakkında karşılıklı görüş ve fikir alışverişinde bulunmak” dediler. Hizbullah’ın Rusya’nın başkentine düzenlediği ziyaretler arasında ilk kez Raad’ın bir heyete başkanlık ettiği göz önüne alındığında toplantılar sırasında ana gündem maddesi olarak Lübnan dosyası tartışılacak. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçtiğimiz Eylül ayında Lübnan’ı ziyareti sırasında Beyrut’taki Sanavber Sarayı’nda Lübnanlı yetkililerle yaptığı toplantıya Hizbullah’ı temsilen Raad katılmıştı.
Bu seferki ziyaret, siyasi temsilciliğin büyüklüğü göz önüne alındığında iki taraf arasındaki ilişkilerde stratejik bir ilerleme olarak görülmüyor. Zira Hizbullah ile Rusya’nın Beyrut Büyükelçiliği arasındaki görüşmeler yıllardır devam ediyor. Bunlar haftalık veya aylık olabiliyor. Hizbullah Dış İlişkiler Sorumlusu, Rusya Büyükelçiliği ile temaslarda bulunup toplantılar yapıyor.
Beyrut’ta Hizbullah’ın Moskova ziyaretinin 2011 yılından beri yapılan ilk ziyaret olduğuna ilişkin söylentilerin aksine bu, Hizbullah’ın Moskova’yı ilk ziyaret edişi değil. Nitekim 2019 yılında Direnişe Vefa Bloğu üyesi Milletvekili Ali Fayyad, Rusya’nın başkentine bir ziyaret düzenlerken ondan önce de 2014 yılında dönemin Lübnan Sanayi Bakanı Hüseyin Hac Hasan ziyaret düzenlemişti. Buna ek olarak Hizbullah Dış İlişkiler Sorumlusu seneler önce Moskova’yı ziyaret etmişti. Kaynaklar bu sefer “Rus yetkililerin, Hizbullah’ın üst düzey siyasi yetkililerinin görüşmek istedikleri dosyalara ilişkin fikirlerini dinleyeceğini” kaydetti.
4 gün sürecek ziyaret programı içerisinde siyasetçiler, diplomatlar, güvenlik yetkilileri ve parlamenterlerle yapılacak toplantılar yer alıyor. Kaynaklar Rusya’daki toplantıların üç aşamaya ayrıldığını söyledi. İlk olarak Rusya Dışişleri Bakanlığı’nda Dışişleri Bakanı Lavrov ile görüşülecek. Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı’nın yanı sıra Rusya Federasyonu Devlet Duması Başkanı veya yardımcısı ile de görüşmeler yapılacak. Kaynaklar, ziyaretin amacının Lübnan ve bölgesel dosyalar hakkında istişare yapıp görüş alışverişinde bulunmak olduğunu ve Rusların gündeme ve ilişkilerin doğasına göre Hizbullah’ın Lübnan ve bölgedeki olaylara bakışını anlamak istediklerini vurguladılar.
Kaynaklar söz konusu ziyareti, hükümet dosyasında bir boşluk açılma olasılığıyla ilişkilendirmek için hiçbir gerekçe olmadığını vurgulasa da, ziyaret bir taraftan Rusya’nın haftalardır Fransız girişimini desteklemek üzere hükümet kurma sahasına girmesiyle çakışıyor. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Hariri ve Bakan Lavrov arasındaki toplantı, bundan önce İlerici Sosyalist Parti (İSP) Genel Başkanı Velid Canbolat ve Marada Hareketi Partisi Başkanı Süleyman Franciye başta olmak üzere hükümetle ilişkili Lübnanlı siyasi güçler ile yapılan görüşmeler, Cumhurbaşkanı’nın Rusya İşlerinden Sorumlu Danışmanı Emel Ebu Zeyd’in geçtiğimiz ay iki kez Rusya’yı ziyaret etmesi ve Hariri’nin danışmanı George Şaban'ın geçtiğimiz aylarda Rus yetkililerle yaptığı toplantılar bunun bir delili. Rus hareketine eşlik eden kaynaklar, Lübnan’da Fransız girişimi varken Moskova’nın müdahalede bulunmak istemediğini ve ilişkileri hareketlendirmeye karar vermeden önce gelişmeleri izlediğini söyledi. Kaynaklar Moskova’nın, hükümet dosyasındaki durgunluktan sonra son zamanlarda ‘üçüncü kez bozulma’ olmaması gerektiğini söyleyerek net bir tavır aldığına ve hükümeti kurması için Hariri’ye bağlı kalmalarının yanı sıra parti yanlısı olmayan teknokratlardan oluşan bir hükümet kurulması için baskı yaptıklarına dikkat çekti.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandılar:
“Ruslar ne kendilerini Fransız girişiminin bir alternatifi olarak sunuyorlar, ne de ABD yönetiminin değişmesinden sonra ortaya çıkan ABD boşluğunu dolduruyorlar. Ancak Lübnan’daki kötüleşen ekonomik koşulları takip ediyorlar. Bunun güvenlik açısından bir kaosa sebep olacağından ve aktif bir şekilde rol aldıkları Suriye üzerindeki ekonomik yükleri artıracağından endişe duyuyorlar. Güvenliğin bozulması Suriye ve Lübnan’daki mültecileri etkileyebilir. Buradan hareketle, Lübnan hükümetinin kurulması için baskı yapıyorlar.”
Kaynaklar “Ruslar, Ortadoğu’da önemli bir oyuncu haline geldikten sonra Lübnan dosyasında ve aynı şekilde diğer bölgesel dosyalarda da rol oynuyorlar” dedi. Bu yüzden kaynaklar, ABD’nin Suriye, İran ve sığınmacılar konusundaki tavrı netleşmeden önce bu dosyada yeni bir şey olmayacağı göz önüne alındığında hareketliliğin yerlerinden edilmiş Suriyelilerle ilgili olduğunu reddettiler. Kaynaklar Moskova’nın “BM ve komşu ülkelerin katılımıyla yerlerinden edilmiş kişilerle ilgili olarak önümüzdeki mayıs ayında bir konferansa hazırlandığına” dikkat çekti.



İsrail ordusu: El Halil yakınlarında araçla saldırı olayı yaşandı, geniş çaplı insan avı başlatıldı

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
TT

İsrail ordusu: El Halil yakınlarında araçla saldırı olayı yaşandı, geniş çaplı insan avı başlatıldı

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)

İsrail ordusu dün akşam yaptığı açıklamada, el Halil yakınlarında bir araçla saldırı gerçekleştiğini ve askerlerin saldırgana ateş açarak karşılık verdiğini, geniş çaplı bir insan avı başlatarak karşılık verdiğini duyurdu.

Ordu, Batı Şeria'da el Halil yakınlarındaki Yehuda Kavşağı'na araçlı saldırı ihbarı üzerine bölgeye birlik gönderildiğini belirtti.

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (Reuters)Batı Şeria'daki İsrail askerleri (Reuters)

Açıklamada, "Askerler, saldırının failini bulmak için geniş çaplı arama çalışmaları yürütüyor ve ayrıntılar daha sonra açıklanacak" ifadelerine yer verildi. Yerel basında yer alan bazı haberlere göre olayda bir kadın asker yaralandı.

Araçla gerçekleştirilen saldırının sonuçları ve faili hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.


Hamas: Gazze'ye giren tırlar asgari temel ihtiyaçları karşılamıyor

İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
TT

Hamas: Gazze'ye giren tırlar asgari temel ihtiyaçları karşılamıyor

İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarının halkın asgari temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak olduğunu belirterek, Şeride izin verilen yardımların niteliğinde köklü bir değişiklik yapılması çağrısında bulundu.

Kasım dün yaptığı açıklamada, "İşgalin girmesine izin verdiği kamyonların çoğu ticari sektöre ayrılmış olup, mevcut insani felaket nedeniyle vatandaşlar için gerekli görülmeyen ilave malzemeler taşımaktadır" dedi.

Kasım, "İki milyondan fazla insanı etkileyen krizin boyutuna uygun miktarda temel yardım malzemesi taşıyan kamyonların getirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Kasım, kış ve sert hava koşullarının yaklaştığı bu günlerde, arabuluculara ve ilgili tüm ülkelere, mobil evler (karavanlar) getirmek ve sivilleri kurtarmak için "ciddi ve acil adımlar atma" çağrısında bulundu.


Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimlik kutlamaları fahri rütbelerle ilgili tartışmanın gölgesinde kaldı

Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
TT

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimlik kutlamaları fahri rütbelerle ilgili tartışmanın gölgesinde kaldı

Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Mustafa Rüstem

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni görsel kimliğinin lansmanı sırasında Şam sokaklarında dolaşan lüks araç konvoyu bir kutlama vesilesi gibi görünüyordu. Ancak bu aynı zamanda, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra tüm personel ve memurlarının terhis edilmesinin ardından iç güvenlik teşkilatının yeniden yapılandırılmasına, yerlerine yeni birliklerin getirilmesine yönelik çabaların da olduğunu gösterdi.

Bu sahnelere rağmen, gözlemciler, Suriye İçişleri Bakanlığı'nın kimlik lansmanı ile Türkiye'de yeni güvenlik ve polis araçlarından oluşan bir filonun sergilenmesiyle aynı zamana denk gelen Suriye’deki modern araç geçit töreni arasındaki bağlantıyı sorguluyorlar. Bu olayların zamanlaması arasında bir bağlantı olup olmadığı, Türkiye’ye bağlılık konusunda gizli mesaj taşıyıp taşımadığını, yahut zamanlamanın sadece bir tesadüf olup olmadığını sorguluyorlar.

Çelişkili duygular

Şam’daki bu sahne, çelişkili görüşlere yol açtı. Bazı Suriyeliler, bunu kuşatma ve yoksulluktan bitkin ve yorgun düşmüş bir halk için hiçbir işe yaramayan, sadece görsel bir “dekor” için yapılmış bir harcama olarak gördü. Ancak bazıları da, bu araçları bir ilerleme tezahürü, özellikle güvenlik ve istihbarat servislerinin tekelinde olan Station Wagon Peugeot araçlar gibi Esad döneminin eski, harap arabalarının yerini alan hoş bir değişiklik olarak gördü. Zira bu araçlar, onlarca yıl boyunca Suriyelilerin hafızasına baskının ve demir yumruk yönetiminin araçları olarak kazındılar.

dfrgt
Trafik Dairesi'nin modernize edilmiş araçları ve motosikletleri, daha gelişmiş bir profesyonel varlığı yansıtıyor (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Şam Valisi Mahir Mervan İdlibi ise etkinlik sırasında düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimliğinin yalnızca bir formalite değil, geleceğe yönelik yeni bir vizyon olduğunu belirtti. Bu arada, İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, bir aracın hangi makama ait olduğunun belirlenmesi de dahil olmak üzere bu kimliğin faydalarını sıraladı.

Yeniden yapılandırma ve rütbeler

Bu arada, İçişleri Bakanı Enes el-Hattab'ın mart ayında göreve başlamasından bu yana Suriye hükümeti tarafından bir dizi atama ve kararı içeren yeni bir yeniden yapılandırmanın hayata geçirildiği konuşuluyor. Bunlar arasında, polis, göç, pasaport ve nüfus müdürlüğü gibi birçok alanı denetlemek üzere farklı rütbelerden altı bakan yardımcısının atanması da yer alıyor. Bu atamaların ardından, halen hükümetin kontrolü dışında olan Haseke ve Rakka hariç olmak üzere, tüm illerdeki iç güvenlik müdürlüklerine 12 müdür atanması kararı alındı.

Aynı zamanda, bakanlıkta görev yapan bazı din adımlarına yaş ve görev yerlerine göre askeri rütbeler verileceğine dair bilgiler de dolaşıyor. Yerel medya kuruluşları, bu din adamlarının sayısının 70'e ulaştığını bildirdi. Yerel haber sitesi “Hashtag”, bazılarının ortaokul diplomasına bile sahip olmadığını, ayrıca şube ve üst düzey daire başkanlarına albay rütbesi verildiğini aktardı.

fbg
Yeni araçlar, karayollarının düzenlenmesine katkıda bulunan ileri teknolojilerle donatılmış (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Güvenlikle ilgili gözlemcilere göre, özellikle din adamlarının artan nüfuzu ve üst düzey görevlere atanmaları göz önüne alındığında, rütbe almaya hak kazanan din adamları arasında, İçişleri Bakanlığı'nın iç güvenlik, polis, kapsamlı bir eğitim, yıllar içinde edinilmiş bir deneyim ve bilgi gerektiren suç soruşturmaları gibi uzmanlık alanıyla çelişen, Şeriat hukuku diplomasına sahip olanlar da bulunuyor.

Bu haberler, Suriye İçişleri Bakanlığı'nın devrik rejim döneminde görev yapmış binlerce suç ve güvenlik uzmanını görevinden almasının ortasında geldi. Yeni yönetim, tüm güvenlik kurumlarını, orduyu ve siyasi partileri lağvederken, Savunma ve İçişleri Bakanlıkları hâlâ rejimin 8 Aralık 2024'teki çöküşünün ardından yaşanan büyük kayıpların yaralarını sarmaya çalışıyor. Ortaya çıkan kaos ve güvenlik zafiyeti, Suriye devriminin “savaşçılara ve cihatçılara” güvenerek ülke genelinde güvenliği ve emniyeti yeniden tesis etmek için acil çözümler aramasını gerektiriyor.

Fahri rütbeler

Bu haberler ışığında, askeri ve güvenlik meseleleri araştırmacısı Albay Muhsin Hamdan, “Cumhurbaşkanı, Ordu ve Silahlı Kuvvetler Komutanı adına bir kararname yayınlanmadıkça askeri rütbelerin verilmesiyle ilgili tüm söylemlerin asılsız olduğunu ve hiçbir dayanağı olmadığını” kesin bir dille belirtti. Kişinin takdiri hak eden seçkin bir kahramanlık eylemi gerçekleştirmesi halinde fahri askeri rütbenin kararnameyle verilebileceğini, ancak bunun “fahri rütbe” olarak kalacağını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı röportaja göre  Hamdan, “Din adamlarına verildiği iddia edilen rütbeler hakkındaki araştırmalar ve soruşturmalar sonucunda, bu bilginin yanlış ve hiçbir dayanağı olmadığı ortaya çıktı. Mevcut bilgilere göre, bir çalışma devam ediyor ve konu yıl sonuna kadar incelenecek ve bu noktada, Esed rejiminden ayrılık sırasında sahip olunan rütbe ve hizmet yılı esas alınarak uygun işlem yapılacak.”

Askeri ve güvenlik meseleleri araştırmacısı, askeri rütbelerin askeri okullara katılım sistemi kapsamında nasıl verildiğini de açıkladı. Bir subay, üç yıllık bir eğitimden geçtikten sonra tüm sınavları başarıyla geçmesinin ardından, (deneme süresinde olan) teğmen rütbesiyle mezun olur. Deneme süresi iki yıl sürmektedir ve sonunda terfi eder ve rütbesi onaylanır. Akademik eğitim ve öğretim görenler beş yıllık bir eğitimden geçerler ve eğitim süresince yapılan bütün sınav ve çalışmaları başarıyla tamamlamaları halinde üsteğmen rütbesini alırlar.

sdfrgt
Şam'da İçişleri Bakanlığı araçlarının görsel kimliğinin sergilenmesi geniş çaplı etkileşimlere yol açtı (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

“Her rütbe ile bir sonraki rütbe arasında, subayın onaylı bir derecelendirme ölçeğine göre (iyi ve üzeri) dört yıllık bir değerlendirme süreci vardır. Askeri kurumdaki terfi sistemi ve tüm terfiler, aynı zamanda cumhurbaşkanı olan başkomutan tarafından imzalanan özel bir kararname ile düzenlenir” dedi.

Albay Hamdan, yapılan açıklamalarda tüm Esed ordusundan ayrılan subayların göreve iade edilmesi yönünde bir niyet görülse de, bu sayının Savunma ve İçişleri Bakanlıkları için hâlâ düşük olduğunu düşünüyor. Ona göre bakanlıklar bu sayının birkaç katına ihtiyaç duyuyorlar. Bu açığı kapatmak için de kısa süreli kurslar düzenlenmesinin ve mezunlar verilmesinin veya bazı din adamlarına rütbe verilmesinin mümkün olabileceğini, ancak bu sonuncusunun nihayetinde “yanlış bir prosedür” olduğunu ifade etti.

Yetkinlikler ve cihatçılar

Bu arada, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdurrahman, “Suriye'deki güvenlik yönetiminin, çoğu yeterli deneyime sahip olmayan, yalnızca ilkokul veya ortaokul mezunu olan din adamları tarafından yönetildiğine” inanıyor.

 “Gözlemciler, güvenlik teşkilatlarının Genel Güvenlik adı altında tek bir kurumda birleştirilmesinin ardından yeni yapının olumlu yönleri olduğunu düşünüyor. Daha önce, teşkilatlar çok sayıdaydı ve güvenlik, askeri güvenlik, devlet güvenliği ve siyasi güvenlik gibi farklı uzmanlıklara sahipti. Her birinin tüm şehirlerde şubeleri vardı ve bunlar birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışmıyordu, bürokrasi ile doğrudan cumhurbaşkanlığına bağlı üst düzey yönetimler bunlarda etkili olabiliyordu” diyor.

Yeni makamlar, Aralık 2024'te Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın Esed ordusunu feshetmesinin ardından, yeni Suriye ordusunun kurulması kapsamında Savunma Bakanlığı'na yeni katılan örgüt liderlerine yüksek askeri rütbeler verdi. Bunlar arasında tümgeneral, tuğgeneral ve albay rütbeleri verilen yabancı cihatçılar da vardı.

Esed döneminde Suriye devriminin patlak vermesiyle düzenli kuvvetlerden ayrılan subaylar, terfi ve atama listelerinin gözden geçirilmesini talep etmişlerdi, çünkü listede yer alan isimlerin çoğu sivildi. Askeri kurum içindeki bu atamalar ve kararlar, özellikle uzmanlar başta olmak üzere ulusal yetkinlikleri dikkate almıyor ve sadakati ön planda tutuyor.