Husiler, Suudi Arabistan’ın barış girişimine nasıl yaklaşıyor?

Suudi Arabistan’ın Yemen girişimine yönelik uluslararası ilgi atrarken Husilerden de olumlu işaretler geliyor.

Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, ülkesinin Yemen'in istikrarına ve güvenliğine olan bağlılığını vurguladı. (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, ülkesinin Yemen'in istikrarına ve güvenliğine olan bağlılığını vurguladı. (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
TT

Husiler, Suudi Arabistan’ın barış girişimine nasıl yaklaşıyor?

Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, ülkesinin Yemen'in istikrarına ve güvenliğine olan bağlılığını vurguladı. (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, ülkesinin Yemen'in istikrarına ve güvenliğine olan bağlılığını vurguladı. (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)

Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir, geçen Pazartesi günü ilan edilen Suudi girişimini “Yemen'de barışı sağlamak ve inşa etmek için cesur bir stratejik girişim" olarak nitelendirdi. Ayrıca girişimin, Suudi Arabistan Krallığı'nın 2011 yılından bu yana Yemen’de sürdürdüğü cesur ve stratejik girişimlerinin bir devamı niteliğinde olduğunu ve Yemen'de güvenlik ve istikrarı sağlamayı hedeflediğini ifade etti.
Şarku’l Avsat Suudi Büyükelçi’ye Suudi Arabistan’ın girişimine dair beklenen tepkilerle ilgili olası senaryoları sordu. Öte yandan, girişime yönelik uluslararası ivme ve Yemen hükümeti ile Yemen'e dost ülkeler ve hatta Husilerden gelen destekleyici olumlu işaretler dikkati çekti. Büyükelçi Cabir, “Husilerden girişime yönelik olumlu işaretler alıyoruz” dedi. Ayrıca,  Husilerin Sözcüsü Muhammed Abdusselam’ın ‘Girişim yeni bir şey getirmiyor’ sözleriyle girişimi veya ana bileşenlerini kesin bir şekilde reddetmediğine işaret ettiğini belirtti. 
Şarku’l Avsat’ın Suudi Büyükelçi ile yaptığı görüşmede Büyükelçi, ülkesinin Yemen'de güvenlik istikrarının sağlanması ve Yemen halkının çektiği acılardan kurtulması ve Arap ve Körfez çevrelerinde aktif ve olumlu bir şekilde var olmaları için her türlü çabayı göstermeye devam ettiğini vurguladı.
Riyad'ın Yemenli taraflara açıklığıyla ilgili sorulara cevaben Suudi Arabistan ve Yemen’in onlarca yıldır stratejik ilişkilere sahip olduğunu vurgulayan Büyükelçi şu ifadeleri kullandı:
“Yemen’i siyasi tarafların bağlılıklarına ve yönelimlerine bakılmaksızın milyarlarca dolarla destekledik. Ancak aynı zamanda Yemenliler arasında devletin güvenliğini ve istikrarını sağlamak için bir fikir birliği yaratmaya çalışıyoruz ve böylece ülkelerinde barışı sağlamak için tüm Yemenlilerle iletişim kuruyoruz. Siyasi diyaloga başvuruyoruz ve sorunlarını siyasi eylemle iyileştirmeye çalışıyoruz.”

Girişim hakkında
Büyükelçiye göre girişimin ilan edilmesinden önce Suudi Arabistan, Yemen hükümeti, Umman, koalisyon ülkeleri ve Yemen'de barışa ilgi duyan ülkelerin etrafını sardı ve ardından bu ülkeler girişimi memnuniyetle karşıladılar. Büyülelçi, girişimin uygulama mekanizmasının BM Yemen Temsilcisi Martin Griffiths ve ekibi tarafından geliştirileceğini belirtti.
Büyükelçi ayrıca, Husilerin İran'a bağlı olmadıklarını ve İran'ın menfaatlerinden ziyade Yemen halkının menfaatini ön planda tuttuklarını tüm dünyaya ispat etme fırsatı olduğunu vurguladı.
Cabir, "Husilerin herhangi bir geçiş dönemi veya sonraki hükümete katılımını kabul etmek bir kazanç için kabul edilebilir mi?" sorusuna cevaben şu açıklamayı yaptı:
“Yemenliler neye karar verirlerse versinler herkes onları bu konuda destekleyecektir. Yemenliler bu konuda netler. Ortaklıktan, siyasi çalışmalardan ve herkesin siyasi çalışmaya katılımından bahsediyorlar. Yemen hükümeti ve siyasi taraflarla barış hakkında konuştuğumuzda, Husilerin çatışmayı sona erdirme ve devlete dahil olmaları talebiyle karşılaştık. Bu doğal bir talep.”

Suudi Arabistan'ın Yemen'deki hedefleri

-Suudi Arabistan, çeşitli taraflar arasındaki kapsamlı Yemen müzakerelerine öncülük etmeye hazır mı?
 Hiç şüphesiz. Krallık bu adımları destekliyor ve müzakerelerin gerçekleşeceği yer de dahil olmak üzere Yemenliler neye razı olacaklarsa onu destekliyoruz. Yemenlilerin halklarının yararına, güvenlikleri uğruna, devletlerinin yeniden restorasyonu ve inşası ve mahallelerinin ve bölgelerinin güvenliği için buluşması, konuşması, tartışması ve çözüm üretmesi için çabalıyoruz.”

-Suudi Arabistan'ın Yemen'deki en önemli siyasi hedefleri neler? 
"Yemen'in güvenliği ve istikrarı, topraklarını kontrol eden bir hükümetin varlığı, Yemen topraklarının Suudi Arabistan'a saldırmak için kullanılmaması ve Bab el-Mendeb ve genel olarak bölgenin tehdit edilmesinin önlenmesi.”

-Ancak bunun için sihirli bir formül olduğunu düşünüyor musunuz?
"Sihirli bir formül yok. Yemen, son on yılın ve savaşın zorluklarına ek olarak, siyasi partilerin ilişkileriyle ilgili ve bir dizi uzun tarihsel ve ekonomik karmaşaya tanık olan bir ülke. Bu karışıklık yeni değil. Ancak Yemen'deki istikrar sürecini tüm taraflarla birlikte ilerletmek için yorulmadan çalışıyoruz ve bu büyük bir zaman ve çaba gerektiriyor.”
Suudi Büyükelçi, Suudi Arabistan’ın Yemen’deki yardımları hakkında sorulan soruya cevaben yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın Kral Selman İnsani Yardım Merkezi aracılığıyla ve kalkınma projeleri ve havalimanları ve limanların iyileştirilmesi yoluyla Yemen'deki insani yardım çalışmalarının lideri olduğunu belirtti. Suudi Arabistan’ın Yemen’in Kalkınması ve Yeniden Yapılanması Programı aracılığıyla daha fazla mal, emtia ve gıda taşıma kapasitesini artırmaya çalıştığını belirten Büyükelçi, Suudi Arabistan’ın Yemen Merkez Bankası'na verdiği büyük destek sayesinde temel malzemelerin satın alımını kolaylaştırdığını ve böylece döviz kurları veya mallar olsun fiyatlarda düşüşe gidildiğini kaydetti.

Hudeyde Limanı
Hudeyde Anlaşması'nın veya Stockholm Anlaşması’nın gerektiği gibi uygulanmamasına dikkat çekilen girişimde, Yemen’in batısındaki Kızıldeniz sahilinde yer alan valilikteki Yemen Merkez Bankası hesabındaki gelirlerin durumunun onaylanması gerektiği kaydedildi.
Büyükelçi Cabir, Hudeyde ile ilgili soruya şu ifadelerle cevap verdi:
"Hudeyde Limanı’nda olanlar Husiler tarafından anlaşmanın ihlalidir. BM'nin Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, Stockholm Anlaşması'na dayanarak bir anlaşma imzaladı. Buna göre Yemen hükümeti ve Husiler, Husilerin kontrolündeki Hudeyde Merkez Bankası hesabına petrol türevleri üzerindeki vergi ve gümrüklerin yatırılması şartıyla  istisnasız tüm gemilerin geçişine Yemen'de Araştırma ve Doğrulama Mekanizması (UNVIM) öncülüğünde ve takibi altında izin vermelidir. Yemen kanunlarına göre vergi ve gümrük uygulayabilecek tek yetkili Husiler.”
“Nitekim gemiler limana girdi ve para Husilerin kontrolündeki Merkez Bankası'na yatırıldı. Bu Yemen hükümetinin ülkedeki insani durumu iyileştirme çerçevesinde büyük bir ödün vermesidir. Ancak sadece 2 ay 10 gün sonra Husiler Yemenli sivillerin maaşlarını ödemek yerine parayı çekip savaş çabası için harcadı.”
Suudi Büyükelçi, Husilerin parayı bu şekilde elden çıkarmasını tehlikeli ve insani yardım çalışmaları için zararlı" olarak nitelendirdi. Ayrıca ülkesinin uluslararası toplumla uluslararası anlaşmaları uygulamaya koymaya çalıştığını vurgulayarak, “Aynı zamanda bu gemilerin Hudeyde Limanına girmesini ve vergilerden gelen paranın sivillerin maaşı için ödenmesini sağlamak istiyoruz” dedi.

Savaşın tarafı

-Girişime yönelik bazı eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Basında bizler krizin Yemen-Yemen şeklinde gerçekleştiğini biliyoruz. Ancak Suudi Arabistan'ın savaşa taraf olduğunu düşünen ya da söylemek isteyen taraflar var. Buna nasıl cevap verirsiniz? 
“Krallık meşru hükümeti destekliyor ve devleti yeniden kurmaya çalışıyor. Gerçek şu ki, askeri destek haricinde, Krallığın yaptığı tüm ülkeler tarafından Yemen hükümetini desteklemek için yapılıyor. Ancak İran hariç. Uluslararası toplum, Yemen hükümetini ve meşru hükümetle bağlantılı büyükelçilerini tam olarak tanıyor. Ayrıca çeşitli Yemenli taraflarla görüşüyor ve Husilere siyasi olarak ve medya yoluyla baskı yaparak onları siyasi sürece dahil olmaya çağırıyor. Uluslararası toplum 2011'den beri Yemen'e çok fazla yatırım yaptı. Körfez girişiminin ardından Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve uluslararası toplum Yemen'de bir güvenlik, barış ve istikrar durumu yaratmak için çok çalıştı.

Riyad Anlaşması
Aden'deki göstericiler 16 Mart 2021 Salı günü Yemen’in geçici başkenti Aden'deki Meaşık Başkanlık Sarayı'na baskın düzenledi. Olayın ardından 24 saat geçmeden Suudi Arabistan açıklama yaparak baskını kınadı ve Riyad Anlaşması taraflarını acil yanıt ve anlaşmada kalan noktaların uygulanmasının tamamlanması için Riyad'da toplantıya çağırdı. Her iki taraf da bu daveti memnuniyetle karşıladı.
Büyükelçi, Özellikle Aden'deki olaylardan sonra Riyad anlaşmasının geri kalan kısımlarını uygulamak için yapılan toplantılarla ilgili şunları kaydetti:
“Anlaşmanın taraflarına Riyad'a gelmeleri için resmi davette bulunduk ve ayrıca temaslarımız aracılığıyla onları davet ettik. Riyad'a vardıklarında toplantılar ve tartışmalar olacak.”

-Anlaşmada belirtilen maddeler hakkında detay verebilir misiniz? Hangi kısımlar kaldı? 
“Aslında çok fazla madde var. Ancak karmaşık değiller ve üzerinde çalışılabilir. Bu konu zorunlu olarak tarafların birbirine cevap vermesini gerektiriyor. BAE’deki ve koalisyon ülkelerindeki kardeşlerimizin katılımıyla bu krizi ele almak için bir arabulucu ve koalisyon lideri olarak rolümüzü gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Herkes bunu başarmak için samimiyetle çalışıyor. Ancak Riyad Anlaşması'nın uygulanmasını sağlamak için taraflardan yanıt almaya ihtiyacımız var.”



Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi
TT

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

İki Kutsal Caminin Sorumlusu Kral Salman bin Abdulaziz, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan'ın ölümü üzerine Birleşik Arap Emirlikleri Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan'a başsağlığı ve taziye mesajı gönderdi.

Kral Selman mesajında, "Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan'ın ölüm haberini öğrendik- Allah ona merhamet etsin- Majestelerine ve merhumun ailesine en derin ve samimi dileklerimizi gönderiyoruz. Allah'tan onu engin rahmet ve mağfiretiyle kuşatmasını, geniş bahçelerinde barındırmasını ve sizi her türlü kötülükten korumasını niyaz ederiz. Biz Allah'tan geldik ve O'na döneceğiz."

Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Salman da Şeyh Muhammed bin Zayed'e başsağlığı ve taziye telgrafı gönderdi. Veliaht Prens mesajında:

 "Şeyh Tahnun bin Muhammed El Nahyan'ın ölüm haberini aldım- Allah ona rahmet etsin- Majesteleri ve merhumun ailesine başsağlığı dileklerimi ve en içten taziyelerimi gönderiyorum. Yüce Allah onu geniş rahmet ve mağfiretiyle kuşatsın, geniş bahçelerinde barındırsın ve sizi her türlü zarardan korusun. O, işiten ve cevap verendir.


Faysal bin Ferhan, Al-Burhan ve Hamideti ile Sudan'daki gelişmeleri görüştü

 Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
TT

Faysal bin Ferhan, Al-Burhan ve Hamideti ile Sudan'daki gelişmeleri görüştü

 Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, dün (Çarşamba), Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Mohamed Hamdan Daklu (Hamideti) ile Sudan’da mevcut durumdaki son gelişmeleri ve bunların halk üzerindeki yansımalarını ele aldı.

Suudi Dışişleri Bakanı, Al-Burhan ve Hamideti ile yaptığı iki telefon görüşmesinde, Sudan ve halkını daha fazla yıkımdan ve zor insani koşulların daha da kötüleşmesinden korumak için çalışmanın önemini vurguladı. Halkın çıkarlarını ön planda tutmak, devlet kurumlarını, ülkeyi korumak ve güvenliği sağlamak için çatışmanın durdurulmasının önemini vurguladı.

 


Suudi Arabistan ve Meksika dışişleri bakanları Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan ve Meksika dışişleri bakanları Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün (Salı) Meksika Dışişleri Bakanı Alicia Barcena Ibarra ile Gazze Şeridi ve çevresindeki son gelişmeleri görüştü.

Prens Faysal bin Ferhan'ın Bakan Ibarra ile yaptığı telefon görüşmesinde iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ve ortak işbirliğinin çeşitli yönlerini ele aldı.


Suudi Dışişleri Bakanı Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
TT

Suudi Dışişleri Bakanı Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, dün (Pazartesi) Türk mevkidaşı Hakan Fidan ve Fransız Stephane Sejourne ile Gazze Şeridi ve çevresinde yaşanan gelişmeler ile bu konuda yapılan çalışmalar başta olmak üzere ortak çıkarları ilgilendiren konuları ele aldı.

Prens Faysal bin Ferhan ve Bakan Fidan, iki devletli çözümün uygulanmasına ve Filistin devletinin tanınmasına yönelik çabaları desteklemek amacıyla düzenlenen koordinasyon toplantısının oturum aralarında Riyad'da yaptıkları görüşmede, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile ikili ilişkileri çeşitli alanlarda güçlendirmenin ve geliştirmenin yollarını değerlendirdi.


Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, dün (Pazartesi) Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısı çerçevesinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti.

Görüşmede iki taraf Gazze ve çevresinde artan askeri gerilimi, sivillerin hayatını ve bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden kötüleşen durumu ele aldı. Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın devam eden gerilimi durdurmak ve bölgede yayılmasını önlemek için tüm uluslararası ve bölgesel taraflarla iletişim kurma çabalarını ve Filistin halkının zorla yerinden edilmesine yönelik çağrıları kategorik olarak reddettiğini vurguladı.

Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın Filistin halkının onurlu bir yaşam için meşru haklarını elde etmesi, umut ve özlemlerini gerçekleştirmesi ve adil ve kalıcı bir barışa ulaşması için sürekli desteğini yineledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre Abbas görüşme sırasında Suudi Arabistan'a ‘Filistin halkının haklarına, özellikle de başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurulmasına verdiği destek ve tüm uluslararası forumlarda Filistin davasını destekleme çabaları ile ister Gazze Şeridi'nden ister Batı Şeria'dan olsun, herhangi bir Filistin vatandaşının yerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğini’ vurgulayan kararlı tutumundan dolayı büyük takdir duyduğunu ifade etti.

Abbas, İsrail'in Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'daki tehlikeli hamlelerine değinerek, “İsrail'in Refah'ı işgal etme tehlikesinin Filistin halkı için bir felakete yol açacağı” uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın WAFA'dan aktardığı habere göre Abbas, iki milyonu Gazze'de olmak üzere yaklaşık 6,4 milyon mülteciye yardım ve destek sağlayan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) desteklemeye devam etmenin önemini vurguladı.

Muhammed bin Selman ayrıca Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Malezya Başbakanı Enver İbrahim, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron'ı ayrı ayrı kabul etti.

Görüşmelerde ikili ilişkilerin boyutları, Suudi Arabistan ile dört ülke arasındaki iş birliği alanları ve bunları geliştirmek için umut verici fırsatlar gözden geçirildi. Ayrıca ortak çıkarları ilgilendiren son bölgesel ve uluslararası durumlar ele alındı.

Muhammed bin Selman, Blinken ve Cameron ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeleri ve askeri operasyonları durdurma ve bunların güvenlik ve insani yansımalarıyla başa çıkma çabalarını ele aldı.


Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir
TT

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu'nun Altın Jübile töreni çerçevesinde düzenlenen Enerji Güvenliği, Geleceği ve Sürdürülebilir Kalkınma başlıklı diyalog oturumunda yaptığı konuşmada, iklim değişikliğiyle ilgili sorumlulukların paylaştırılması konusundaki söylemlerde bazı ikiyüzlülükler olduğunu söyledi.

Asıl meselenin Paris Anlaşması'nın yorumlanmasında ve iklim değişikliğiyle ülkeler arasında adil ve eşit bir şekilde nasıl başa çıkılacağında yattığını ifade eden Abdulaziz bin Selman, iklim değişikliği tartışmasının COP27'de daha gerçekçi bir hal aldığını belirtti.

Petrol üreticisi ülkelerin iklim etkilerini ulusal haklarıyla dengelediklerini ifade eden Abdulaziz bin Selman, “Hükümetlerin gelecek nesillerin büyümesini sağlamak gibi ahlaki bir sorumluluğu var” ifadesini kullandı.


Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
TT

Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)

Başta Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesi ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelmesi olmak üzere, Gazze'deki durum ve Filistin meselesinin güçlü bir şekilde gündeme geldiği Riyad'da dün (Pazartesi) Suudi Arabistan ve ABD'nin güvenlik anlaşmasına ‘son rötuşları’ yapmaya yakın oldukları bildirildi.

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) katılan Blinken ve Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ve ABD'nin bir güvenlik anlaşmasına varmaya yakın olduğunu açıkladı.

Bin Ferhan, ABD ile güvenlik anlaşması müzakerelerine ilişkin olarak “ABD ile ikili anlaşmaları tamamlamaya çok yakınız. Çalışmaların çoğu zaten yapıldı. Filistin cephesinde olması gerektiğini düşündüğümüz şeylerin ana hatlarına sahibiz” ifadelerini kullandı.

Blinken ise aynı konuda, “Geçtiğimiz aylarda, hatta 7 Ekim'den önce bile kapsamlı çalışmalar yaptık. Herhangi bir anlaşmanın Filistin kısmına odaklanmak istiyoruz. Sanırım neredeyse tamamlandı” şeklinde konuştu.

Bin Ferhan, Filistin konusunda, Gazze Şeridi'nde acil ve kalıcı bir ateşkes ve bir Filistin devletinin kurulması için ‘güvenilir ve geri dönülmez bir yol’ çağrısında bulunan Suudi pozisyonunu vurgularken, Blinken Hamas'a ‘masadaki cömert İsrail teklifini’ kabul etmesi çağrısında bulundu. Blinken, “İsrail ve bölge ülkeleri arasında normalleşme yolunda ilerleyebilmek için Gazze Şeridi'ndeki krizi sona erdirmeli ve Filistin devletinin kurulması için bir yol belirlemeliyiz” dedi.

Bu arada Riyad üç önemli toplantıya sahne oldu: Bir Arap-Amerikan toplantısı, bir Arap-İslam-Avrupa toplantısı ve bir Körfez-Amerikan toplantısı. İlk iki toplantıda Gazze'deki durum, ateşkes ihtiyacı ve Refah'ta bir İsrail operasyonu uyarısı ele alınırken, üçüncü toplantıda Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğü tartışıldı.

Blinken, ‘Kızıldeniz'de seyrüsefer konusunun ele alınması ve Husi saldırılarının üzerine gidilmesi’ gerektiğini vurgulayarak “Kızıldeniz'de kargo gemilerinin hedef alınması küresel ekonomiyi etkiliyor” dedi.


Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
TT

Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, ülkesinin enerji sistemlerini ekonomik olarak yönetmeye ve iklim değişikliği kavramları doğrultusunda bunları parasal değere ve çevreye faydalı hale dönüştürmeye odaklandığını vurguladı. Bakan bin Selman, Suudi Arabistan’ın 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramını benimsediğini ve 2020 yılında G20'ye ev sahipliği yaptığı sırada bu kavrama uygun hareket ettiğini söyledi.

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısının oturum aralarında düzenlenen ‘Uluslararası Ortaklıklarla Karbon Yakalama, Depolama ve Kullanma Alanındaki Yeniliklerin Teşvik Edilmesi’ başlıklı panelde konuşan Prens bin Selman, Suudi Arabistan’da elektriğin en düşük maliyetle üretildiğini ve rekabetçi fiyatlarla sunulduğunu açıkladı.

Suudi Arabistan hükümetinin bu alanda çeşitli programları ve projeleri olduğunu belirten Enerji Bakanı, ülkeye yatırımları çekecek bir hamleyle elektrik üretiminin maliyetini düşürme ve rekabet gücünü koruma yönünde adımlar atıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan hükümetinin enerji güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlama konusunda kararlı olduğunun altını çizen Prens bin Selman, ülkesinin bu yolda ilerleme kaydettiğini ve enerjinin DNA’sı haline gelen bir sistem kurmayı başardığını söyledi.

Enerji Bakanlığının bu sistemi kurma hedeflerine ulaşmak için Ekonomi ve Planlama Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla birlikte çalıştığını ifade eden Enerji Bakanı, bu alanda katma değer sağlayan tüm kurumlarla iş birliği yapabileceklerini belirtti.

Suudi Arabistan hükümeti tarafından 2011 yılında başlatılan enerji verimliliği programına değinen Prens bin Selman, söz konusu sistemin ülkenin hedeflerine ulaşmak için benzersiz hale geldiğini belirterek, ülkesinin döngüsel karbon ekonomisine doğru daha ileri adımlar atmak için herkesin iş birliğine açık olduğunu vurguladı.

Karbondioksitin atılmasının daha fazla karbondioksit üreteceğini ve geri dönüşüm konseptinde bunun daha faydalı başka kullanımlarla değerlendirilebileceğini açıklayan Bakan bin Selman, Suudi Arabistan Yeşil Ortadoğu Girişimi'nin hedeflerinin de bununla uyumlu olduğunu belirtti. Enerji Bakanı, tüm bu hedeflerin ise iklim değişikliğine yardımcı olduğunun altını çizdi.

Rekabetçi fiyatların korunmasının ülkede elektrik ve enerji üretimine daha fazla yatırım yapılmasını sağlayacağını söyleyen Prens bin Selman, Suudi Arabistan'ın enerji sektörünün, gelecekte yenilenebilir enerji kaynaklarıyla beslenen bir sisteme geçişte öncü olmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.


ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısında Gazze’deki savaş ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer özgürlüğü ele alındı

KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
TT

ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısında Gazze’deki savaş ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer özgürlüğü ele alındı

KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin dışişleri bakanları bugün Riyad'da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya gelerek “Gazze'de ateşkesi ve rehinelerin serbest bırakılmasını destekliyoruz” başlıklı ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısını gerçekleştirdiler. Blinken, Washington'ın Gazze'ye insani yardımların girişi konusuna büyük önem verdiğini ve bu konuda ilerleme kaydettiklerini açıkladı.

erght
Suudi Dışişleri Bakanı bin Ferhan, Riyad'daki ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısına katıldı (SPA)

Blinken, ABD Başkanı Joe Biden’ın daha önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan Gazze'deki trajik insani durumun iyileştirilmesi için somut adımlar atılmasını istediğini de sözlerine ekledi.

Gazze’deki insani krizi hafifletmenin en etkili yolunun ‘ateşkesi sağlamak’ olduğunu söyleyen Blinken, Washington’ın Gazze'deki savaşın yayılmasını önleme çabalarını sürdürdüğünü de sözlerine ekledi.

ABD Dışişleri Bakanı, toplantı sırasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

İsrail’in güvenliğini garanti eden sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz. İran'ın İsrail'e yönelik saldırısı bölgede büyüyen bir tehdidin sinyalini veriyor.

Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğinin de ele alınması gerektiğini ifade eden Blinken, “Husilerin saldırılarının üzerine gidilmeli" dedi. Kızıldeniz'de ticaret gemilerinin hedef alınmasının küresel ekonomiyi etkilediğine dikkati çeken ABD’li bakan, Suudi Arabistan Kralı Salmen bin Abdulaziz’in Yemen'de barışın sağlanması için sarf ettiği çabalara övgüde bulundu.

Öte yandan Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, toplantıdaki konuşmasında, “Körfez ülkeleri ve ABD arasındaki pozisyonları koordine etmeye çalışıyoruz. Ortadoğu'daki askeri gerilim son derece tehlikeli. Bölgeyi bu gerilim sürükleyebileceği savaş tehlikesinden kurtarmak için diplomatik çabalar yoğunlaştırılmalı” şeklinde konuştu.

Gazze'de derhal ateşkes sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunan Katarlı bakan, “Uluslararası kararlar temelinde barış çabalarını sürdüreceğiz” dedi.

fd bfe
KİK ülkeleri dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı (SPA)

Toplantıda konuşan KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Gazze Şeridi’nin tamamında derhal ateşkes ilan edilmesi, Batı Şeria'daki şiddetin durdurulması için etkili olacak uluslararası tedbirler alınması ve iki devletli çözümün uygulanması için uluslararası bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulundu.

KİK Genel Sekreteri, Husilerin ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdiği Kızıldeniz'deki saldırılarından duyduğu derin endişeyi de dile getirdi.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ABD’li mevkidaşı ile Gazze'deki son durumu görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ABD’li mevkidaşı ile Gazze'deki son durumu görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreterliği binasında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya geldi. Görüşme, ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısının oturum aralarında gerçekleşti.

Suudi Arabistan haber ajansının (SPA) aktardığına göre görüşmede, Suudi Arabistan-ABD ilişkileri ve iki ülke arasında çeşitli alanlardaki iş birliğinin geliştirilmesinin yolları ele alındı. Gazze Şeridi’nde ve Refah'taki son gelişmeler ile acil ateşkesin önemine değinilen görüşmede, ayrıca Gazze’ye acil insani yardımların girişi için sarf edilen çabalar masaya yatırıldı.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, ülkesinin son birkaç hafta içinde Gazze'deki insani durum konusunda ‘ölçülebilir ilerleme’ kaydettiğini açıkladı. Blinken açıklamasında, İsrail'e daha fazlasını yapması çağrısında bulundu. ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısının açılışında konuşan Blinken, Gazze'deki insani krizi hafifletmenin en etkili yolunun ‘ateşkesi sağlamak’ olduğunu söyleyerek, Washington’ın Gazze'deki savaşın yayılmasını önleme çabalarını sürdürdüğünü belirtti.

Görüşmeye Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Prenses Rima bint Bender bin Sultan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarları Manal Rıdvan ve Muhammed el-Yahya da katıldı.

Reuters'ın haberine göre Blinken, ABD’nin Arap ülkelerinden ortaklarıyla Gazze'deki savaş sonrası durumu görüşmek üzere çıktığı geniş kapsamlı Ortadoğu turunun ilk durağı olarak bugün Suudi Arabistan'a geldi.

Blinken’ın Ortadoğu turunun bir diğer amacı da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, ABD Başkanı Joe Biden'ın bu ay Gazze'deki trajik insani durumun iyileştirilmesi için atılmasını istediği somut adımları atması için baskı yapmak.