WHO’nun son zamanlarda neredeyse her taraftan maruz kaldığı baskıların, Kovid-19 salgını ile küresel mücadelenin kritik aşamasındaki çabalarını sekteye uğrattığı belirtiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) üst düzey bir kaynak tarafından yapılan açıklamada bu durumun, çoğu bölgede yoğun ve hızlı bir şekilde yayılmaya yeniden başlayan ve aşılama kampanyalarının etkilerini yok etme tehdidi oluşturan koronavirüs ile mücadelede gerekli ortamın oluşmasına yardımcı olmadığı vurgulandı.
İsmini vermek istemeyen yetkili, ilk olarak 2019’un sonlarında Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan virüsün kökenini araştırmak için Çin’e yapılan ziyaretin ve WHO heyeti uzmanları tarafından hazırlanan raporun nihai ve eksiksiz versiyonunun yayınlanmasının ardından Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulundu. Yetkili, başta ABD, Japonya ve Güney Kore'nin yanı sıra Avustralya, Kanada, İngiltere, Almanya ve Fransa olmak üzere bir dizi Batı ülkesinin soruşturma dosyasının kapatılmaması, ekibin yeniden oluşturulması ve yetkilerinin değiştirilmesi için WHO yönetimine baskı uyguladığını belirtti. Yetkili, Çinli yetkililerin ise salı akşamı, raporun yayınlanmasının ardından WHO tarafından düzenlenen ve ekip uzmanlarının Çin’deki görevleri sırasında karşılaştıkları zorlukları dile getirildiği basın konferansına yönelik memnuniyetsizliğini WHO Direktörü’ne bildirdiğini aktardı.
Yetkili, WHO’nun bazı ülkelerden bu baskıları hafifletmek için arabuluculuk yapmalarını ve özellikle büyük ve zengin ülkeler arasındaki rekabetin ve jeopolitik çatışmaların kurbanı olan gelişmekte olan ülkelerde birçok zorluk ve engelle karşılaşan aşı dağıtımı ve aşı kampanyalarına odaklanılmasını talep ettiğini söyledi.
WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus salı akşamı yaptığı açıklamalarda, WHO Yönetim Kurulu tarafından çıkarılan karar ve Pekin hükümeti ile yapılan anlaşma gereğince virüsün kaynağını araştırmak için Çin’de bulundukları süre boyunca “orijinal sağlık verilerini inceleyemeyen” ekip uzmanlarının karşılaştığı zorluklara dikkat çekti. Bu nedenle duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Bu duurm gözlemcileri şaşkınlığa uğrattı.
Ghebreyesus, Pekin’e yakın bir isim olarak görülüyor ve bu nedenle bazı taraflar, özellikle de önceki ABD yönetimi tarafından Çin’in çıkarlarına hizmet etme, hatalarını ve krizinin başlangıcı ile ilgili bilgileri örtbas etmekle itham edildi. Ghebreyesus daha önce Pekin’e olan bağlılığıyla bilinen Etiyopya Komünist Partisi’nde yüksek mevkilerde görev almıştı.
WHO ekibi lideri Peter Ben Embarek ise virüsün kökenini Çin dışında aramaya devam etmenin ve tüm olasılıkları göz önünde bulundurmanın zorunlu olduğunu söyledi. Embarek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Görevimizi gerçekleştirirken her taraftan ağır baskılara maruz kaldık. Buna rağmen bu görevin temeli olan saf bilimsel araştırmalara alan açabildik. Kimseden saklayacak bir şeyimiz yok. Son aylarda karşılaştığımız zorluklara rağmen rapordan gurur duyuyorum. Raporun içerdiği sonuçlar, uzmanların tüm veriler üzerinde fikir birliği sonucunda ortaya konulmuş olması sebebiyle önemli. Bu sonuçlar sadece bir araya gelen farklı görüşler değiller, aksine tüm uzmanların imzasını taşıyan düşünceler.”
Ekip lideri, virüsün bir laboratuvardan sızma olasılığı ile ilgili de şunları söyledi:
“Şu ana kadar hiç kimse Wuhan veya yakınlarındaki herhangi bir laboratuvar ile virüsün yayılması arasındaki bağlantıya yönelik teoriyi destekleyen bir kanıt bulamadı. Bununla birlikte bir kanıtın olmaması, bunun imkansız olduğu anlamına gelmiyor. Ekip laboratuvarlarda kapsamlı araştırmalar yapamadı. Bu yüzden nihai sonuçlara ulaşmak için araştırmalara devam etmeliyiz. Aralık 2019’dan önce Wuhan içinde veya dışında vakaların olması ya da virüsün Çin’e yurt dışından girmiş olması oldukça mümkün. Çünkü Wuhan büyük bir sanayi merkezi olması sebebiyle birçok uçuş ile dünyanın her yerine bağlıydı.”
Embarek ekibin, hayvanlar, virüsün bulaşmış olduğu dondurulmuş gıdalar veya laboratuvar sızıntısı da dahil olmak üzere virüsün insanlara bulaşmasına ilişkin birçok olasılığı araştırdığını ve virüsün yarasa türlerinden birinden, belirlenemeyen başka bir hayvan yoluyla bulaşmış olması muhtemel olarak gördüğünü belirtti. Embarek bununla birlikte halen çok küçük bir olasılık olmasına rağmen, laboratuvardan kaza sonucu bir sızıntı oluşması teorisinin ihtimal dışı görülmesinin mümkün olmadığını belirtti.
Ekip üyesi virolog Marion Koopmans da koknuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Wuhan’ın salgının yayılma çemberini genişletmekte önemli bir rol oynadığına şüphe yok. Ancak virüsteki mevcut çeşitlilik, Kovid-19’un Aralık 2019 öncesinde gözlemlenmemiş ilk vakalar tespit edildiği sırada bulaşmakta olduğunu gösteriyor.
Kovid-19’un kaynağının belirlenmesine yönelik baskılar ve tartışmalar sürüyor
Kovid-19’un kaynağının belirlenmesine yönelik baskılar ve tartışmalar sürüyor
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة