Suudi Arabistan’da vaka sayıları geçtiğimiz Nisan ayındaki seviyelere yaklaştı

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali (Şarku’l Avsat)
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan’da vaka sayıları geçtiğimiz Nisan ayındaki seviyelere yaklaştı

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali (Şarku’l Avsat)
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayılarının geçtiğimiz yıl Nisan ayındaki seviyelere yaklaştığı konusunda uyardı.
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali bugün yaptığı açıklamada, “Suudi Arabistan, geçtiğimiz Nisan ayındaki sayılara benzer şekilde yüksek vaka oranlarıyla karşı karşıya. Şu anda ülkede var olan bir araya gelmeler ve yanlış davranışlar çok talihsiz” dedi.
Sözcü, belirli yerlere girmek için şart koşulduğu gibi, bazı devlet kurumlarında aşı yaptırmayı zorunlu kılma adımına da övgüde bulundu.
Sağlık Bakanlığı, ayrıca son 24 saat içerisinde 673 kişide daha koronavirüs tespit edildiğini ve ülkedeki toplam vaka sayısının 392 bin 682’ye ulaştığını duyurdu.
Bakanlık, son 24 saatte 504 kişinin daha sağlığına kavuştuğunu, böylece ülkede iyileşen toplam hasta sayısının 379 bin 816 olduğunu belirtti.
Sağlık Bakanlığı 7 ölüm daha kaydedilmesi ile toplam can kaybı sayısının 6 bin 697’ye yükseldiğini ifade etti.
Bakanlık, 782’sinin sağlık durumu kritik olmak üzere ülkedeki aktif vaka sayısının 6 bin 169 olduğunu da bildirdi.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Yarbay Talal eş-Şalhub ise, son bir hafta içinde ihtiyati tedbirlerin 27 bin 83 ihlal edildiğini bildirerek, tedbirleri ihlal eden kişilere para cezaları uygulanacağını vurguladı.
Suudi Arabistan İslami İşler, Davet ve Rehberlik Bakanlığı da, cemaat arasında koronavirüse yakalanan kişilerin tespit edilmesinin ardından dün 2 bölgede 7 camiyi geçici olarak kapattı.
56 günde geçici olarak kapatılan toplam cami sayısı 461’e ulaştı. Bu camilerden 454’ü, cemaatin sağlığının korunmasına yönelik sterilizasyon işlemlerinin tamamlanmasının ardından yeniden açıldı.
Bakanlık, ibadet edenleri ve cami çalışanlarını, ibadet edenlerin güvenliği ve sağlığı için talimatlara uymaya çağırdı.



‘İran saldırısı’ dünyanın dikkatini Gazze’deki trajediden uzaklaştırdı mı?

İsrail saldırısında akrabalarının öldürülmesinin ardından ağlayan Filistinli bir kadın (Reuters)
İsrail saldırısında akrabalarının öldürülmesinin ardından ağlayan Filistinli bir kadın (Reuters)
TT

‘İran saldırısı’ dünyanın dikkatini Gazze’deki trajediden uzaklaştırdı mı?

İsrail saldırısında akrabalarının öldürülmesinin ardından ağlayan Filistinli bir kadın (Reuters)
İsrail saldırısında akrabalarının öldürülmesinin ardından ağlayan Filistinli bir kadın (Reuters)

İran'ın İsrail'e saldırısı Tel Aviv'in hava savunmasını test etti ve Washington'la bozulan ilişkisini en azından geçici olarak onardı. Ancak diğer yandan Gazze'deki savaşı ve kıtlığı manşetlerden ve diplomatik gündemden uzaklaştırdı.

The Guardian'a göre, altı aydan fazla süren savaşın ardından sivil nüfusun neredeyse tamamının yerinden edildiği ve açlık çektiği Gazze'de, dikkatlerdeki bu değişim şiddetli bir şekilde hissedildi.

“Sempati İsrail'e kaydı”

Şu anda beş çocuğuyla birlikte Refah'ta bir çadırda yaşayan 52 yaşındaki eski Filistin Yönetimi çalışanı Beşir Alyan, “Ülkeler ve insanlar eskiden bize sempati duyardı ama şimdi sempati İsrail'e kaydı. İsrail bir gecede madur oldu” dedi.

Ailesinin Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) tarafından sağlanan gıda yardımlarıyla geçindiğini ve günde sadece iki öğün yemek yediğini söyleyen Alyan, altı ayda 20 kilo kaybettiğini de sözlerine ekledi.

Alyan, “Daha fazla yardım getirmesi ve Gazze'ye saldırıyı durdurması için İsrail'e uygulanan uluslararası baskı artık geçmişte kaldı” dedi.

Alyan ayrıca, “İran'ın meseleleri bizim meselelerimiz değil. Onlar sadece kendi çıkarlarının peşindeler” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Joe Biden, özellikle yedi World Central Kitchen (WCK) yardım çalışanının Gazze'deki bir İsrail saldırısında öldürülmesinin ardından, yardım çalışanlarını koruması, işlerini kolaylaştırması ve Gazze'ye daha fazla yardım girmesine izin vermesi için İsrail üzerindeki baskıyı arttırıyor.

ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) Başkanı Samantha Power, geçtiğimiz hafta Gazze Şeridi'nde kıtlık yaşandığını doğrulayan ilk yetkili oldu. ABD ve İngiltere’de ise Gazze'deki koşullar göz önüne alındığında İsrail'e silah satışının yasallığı konusunda tartışmalar yaşandı.

Bu baskı karşısında İsrail, Gazze'ye yardım ‘yağdıracağını’, insani yardım çalışanlarının saldırıya uğramadan yardım ulaştırabilmeleri için onlarla koordinasyonu geliştireceğini, kıtlığın en yoğun yaşandığı kuzey Gazze'ye doğrudan geçişler açacağını ve Aşdod Limanı üzerinden gıda girişine izin vereceğini açıkladı.

Gazze'yi terk etmek

İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırıya karşılık olarak İran'ın hafta sonu gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırı, ABD ve diğer müttefiklerini farklılıklarını bir kenara bırakıp İsrail'in yanında durmaya zorladı.

Başta Gazze Şeridi'nde yaşayanlar olmak üzere Filistinlilerin hareket özgürlüğünü savunmak amacıyla kurulmuş İsrailli bir sivil toplum kuruluşu olan Gisha'nın İcra Direktörü Tanya Hari, “Tüm gözler İsrail ve İran arasındaki tehlikeli gerilime çevrilmişken, diğer ülkelerin Gazze'yi yalnız bırakmasından endişe duyuyoruz” dedi.

Hari sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz ay yardım erişimini genişletmek için atılan adımlar ne yazık ki yetersiz ve krizi anlamlı bir şekilde ele almıyor. Ancak İsrail üzerindeki uluslararası baskının azalması daha fazla Gazzeli’nin hayatını riske atıyor. Dünya bu felaketi görmezden gelemez.”

ABD'nin İran saldırısından sonra dikkati o kadar dağılmış görünüyor ki, üst düzey yetkililer geçen hafta öncelik verdiklerini iddia ettikleri yardım sevkiyatlarını takip etmekte zorlanıyorlar.

dfrbtg
Gazze Şeridi’ne insani yardım taşıyan tırlar (Reuters)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada ABD'nin bölgedeki sivillere daha fazla yardım sağlama konusundaki kararlılığını sürdürdüğünü söyledi.

Kirby, MSNBC'ye verdiği röportajda “Yardımlar sadece son birkaç gün içinde önemli ölçüde arttı. Bu önemli ama devam etmesi gerekiyor” dedi.

Kirby ayrıca geçtiğimiz hafta içinde Gazze'ye toplam iki bin kadar yardım tırının ulaştığını doğruladı ki bu rakam BM'nin o dönem için verdiği rakamların çok üzerinde. Doğru olsa bile bu rakam BM'nin Gazze'de baş gösteren kıtlığı hafifletmek için gerekli olduğunu söylediği günlük 500 yardım tırının çok altında.

Refah saldırısı

Dünya İran saldırısına odaklanmışken İsrail'in Refah'a saldırı düzenleme sözünü yerine getirebileceğine dair endişeler de artıyor.

Dün CNN'e konuşan iki İsrailli kaynak, İsrail'in bu hafta Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a kara saldırısı düzenlemek üzere ilk adımlarını attığını, ancak İran'ın son saldırısına nasıl bir yanıt vereceğini düşünürken bu planları ertelediğini söyledi.

İsrailli bir yetkili ise İsrail'in halen Refah'a kara saldırısı düzenlemekte kararlı olduğunu doğruladı. Ancak sivil tahliyelerin ne zaman yapılacağı ve saldırının ne zaman gerçekleşeceği hâlâ belirsizliğini koruyor.

Son aylarda Refah'a sığınan Gazzeli Hikmet el-Mısri, İsrail'in güney kentine saldırma ihtimalini bir ‘felaket’ olarak nitelendirdi.

El-Mısri, “Refah tüm Gazzelilerin nefes aldığı akciğerdir. Yardım için tek geçiş noktasıdır. İsrail Refah'a saldırırsa tüm bu mülteciler nereye gidecek?” ifadelerini kullandı.

Bir milyondan fazla insan kuzeydeki çatışmalardan kaçarak Refah'ta çadırlarda ve geçici barınaklarda yaşıyor. ABD, İsrail'in sivilleri korumak için net bir planı olmadığı sürece operasyona devam edemeyeceğini söyledi.


Çin, viral bir hikaye uyduran fenomenin hesaplarını kapatıp soruşturma başlattı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Çin, viral bir hikaye uyduran fenomenin hesaplarını kapatıp soruşturma başlattı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Çinli yetkililer, Paris'te bir çocuğun kayıp ev ödeviyle ilgili viral hikaye uydurduğu gerekçesiyle popüler bir fenomenin sosyal medya hesaplarını kapattı.

Polis soruşturması sonucunda hikayeyi uydurduğu tespit edilen 29 yaşındaki Thurman Maoyibei'nin Sina Weibo, WeChat ve Douyin hesapları kapatıldı.

Polis teşkilatı tarafından soyadının Şu olduğu belirtilen fenomenin Çin'deki çeşitli platformlarda toplam 30 milyon takipçisi vardı.

Şu, 16 Şubat'ta Paris'teki bir kafede çalışan garsonun kendisine Quin Lang adlı öğrenciye ait iki adet tatil çalışma kitabı verdiğini iddia eden bir video yayımladı. Daha sonra kitapları Çin'deki 1. sınıf öğrencisine iade etme görevi için harekete geçti. 

Video kısa sürede Çin'de viral oldu ve "8. şubeden 1. sınıf Qin Lang" gibi etiketlerin bir mikroblog sitesi olan Weibo'da ve TikTok'un Çin'deki adı olan Douyin'de milyonlarca görüntülenme almasıyla çocuğun aranmasına yol açtı.

İlk videoyu paylaşmasının üzerinden bir hafta geçtikten sonra Şu, çocuğun ailesiyle temasa geçerek kitapları teslim ettiğini iddia eden başka bir kısa video yayımladı.

Videoların gerçekliğinin sorgulanmasının ardından bir soruşturma başlatıldı.

Güneydeki Hangzhou kentinden olan fenomen daha sonra özür dileyerek uydurma bir hikaye paylaştığını kabul etti.

Şu, hikayeyi "hukuk bilincinin az olması" nedeniyle uydurduğunu söyledi ve eylemlerinin "internet düzenini bozarak devasa bir olumsuz etkiye yol açtığını" kabul etti.

"Sosyal sorumluluklarımı net bir şekilde bilmeli ve sadece dikkat çekmek için içerikler oluşturmamalıyım" dedi.

Meslektaşlarımı benim yaşadığım durumdan ders çıkarmaya ve asla asılsız içerik üretmemeye ya da yaymamaya çağırıyorum. Gelin hep birlikte temiz ve sağlıklı çevrimiçi ortamı sürdürmek için çalışalım.

Hangzhou polisi, Şu'nun viral videosuyla ilgili şikayetler üzerine bir soruşturma başlattıklarını belirtti. Polis teşkilatı, Şu ve bir suç ortağının viral videoyu oluşturmak amacıyla kitapları satın aldıklarını tespit etti. Her ikisine de idari yaptırım uygulandı. 

Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı, Şu'nun soruşturmasını internetteki söylentilere karşı uygulanan sıkı tedbirlere örnek olarak gösterdi. Bakanlık, aralıktan bu yana 1500'den fazla kişinin internette söylenti yaymaktan tutuklandığını ve yaklaşık 10 bin 700 kişiye idari ceza uygulandığını açıkladı. 
Independent Türkçe


Meşhur serideki büyük yanlış yeni filmle düzeliyor

Filmin başrollerinde Cailee Spaeny, Isabela Merced, Archie Renaux ve David Jonsson rol alıyor (20th Century Studios)
Filmin başrollerinde Cailee Spaeny, Isabela Merced, Archie Renaux ve David Jonsson rol alıyor (20th Century Studios)
TT

Meşhur serideki büyük yanlış yeni filmle düzeliyor

Filmin başrollerinde Cailee Spaeny, Isabela Merced, Archie Renaux ve David Jonsson rol alıyor (20th Century Studios)
Filmin başrollerinde Cailee Spaeny, Isabela Merced, Archie Renaux ve David Jonsson rol alıyor (20th Century Studios)

Tüm zamanların en ürkütücü korku serilerinden Yaratık'ın (Alien) 7. filmi merakla bekleniyor. 

Uzun soluklu serinin Fede Álvarez yönetmenliğindeki son filmi, ölümcül bir Xenomorph'la karşılaşan genç bir ekibi takip ediyor. 

İlk filmlerle çelişiyordu

Filmde Ridley Scott'ın 1979'da çektiği ve Sigourney Weaver'ın canlandırdığı Ripley karakterini ilk kez izleyiciyle tanıştıran ikonik bilimkurguyu anımsatan unsurlar yer alıyor.

2012 yapımı Prometheus ve 2017'de gösterime giren Yaratık: Covenant (Alien: Covenant) etkileyici prodüksiyon tasarımlarına sahip olmalarına rağmen görsel açıdan serinin ilk filmleriyle çelişiyordu.

Özellikle de Prometheus'un 1979 yapımı ilk Yaratık'tan önce geçtiği düşünüldüğünde, teknolojileri fazlasıyla gelişmiş görünüyordu.

Xenomorph yaratıklarına hayat vermek için CGI (Bilgisayar Üretimli İmgeleme anlamına gelen kısaltma, yeşil ekran teknolojisinin çok daha geliştirilmiş bir versiyonu) kullanımı da vardı ve özellikle Covenant, inandırıcı olmayan görsel efektlerden muzdaripti.  

Yönetmen köklere dönüşü müjdeledi

Alien: Romulus'un CinemaCon etkinliğinde paylaşılan görüntüleri, filmin çoğunlukla bilgisayarla değil elle yapılmış efektler kullandığını doğruladı. Haberlere göre bunlar eski filmlerin tarzını anımsatıyor.

Eleştirmenlere göre ilk Yaratık filmlerini bu kadar etkileyici kılan şey, gerçekçi görsel efektler ve oyuncuların canavarlarla aynı mekanı paylaştıkları hissiydi. 

Covenant'ın yaratıklarıysa bilgisayarla üretilmiş, kökenlerine ihanet eden ve doğal görünmeyen bir duruşa sahipti. Bu da gerilimi baltalıyordu. 

Geçen ay Hollywood Reporter'a röportaj veren Uruguaylı yönetmen Fede Álvarez, serinin köklerine dönüşün müjdesini vermişti.

Senaryoyu da kaleme alan Álvarez tarz, hikaye ve ton açısından büyük ölçüde serinin ilk iki filminden yararlandığını söylemişti.

16 Ağustos'ta vizyonda

Álvarez, serinin beyni ve Romulus'un yapımcısı Scott'a yönetmen kurgusunu gösterdiğinde onay aldığını da ifade etmişti. 

Alien: Romulus'un 16 Ağustos'ta gösterime girmesi bekleniyor.

Independent Türkçe, ScreenRant, Hollywood Reporter


Stephen King uyarlamasını izleyenler unutamıyor: "Neredeyse bayılıyordum"

Klostrofobik gerilimin başrollerindeki Carla Gugino ve Bruce Greenwood'a Henry Thomas eşlik ediyor (Netflix)
Klostrofobik gerilimin başrollerindeki Carla Gugino ve Bruce Greenwood'a Henry Thomas eşlik ediyor (Netflix)
TT

Stephen King uyarlamasını izleyenler unutamıyor: "Neredeyse bayılıyordum"

Klostrofobik gerilimin başrollerindeki Carla Gugino ve Bruce Greenwood'a Henry Thomas eşlik ediyor (Netflix)
Klostrofobik gerilimin başrollerindeki Carla Gugino ve Bruce Greenwood'a Henry Thomas eşlik ediyor (Netflix)

Stephen King'in romanından uyarlanan ürkütücü bir korku filmi, izleyicileri yıllar sonra bile tedirgin ediyor. 

76 yaşındaki yazarın, aralarında O (It), Hayvan Mezarlığı (Pet Sematary), Umacı (The Boogeyman) ve Cinnet'in (The Shining) de bulunduğu kitaplarından uyarlanan tüm filmler izleyicilere korku dolu anlar yaşatıyor.

Netflix, son yıllarda King'in romanlarına dayanan filmleri gösterime sokuyor, yeniden çekiyor ya da uyarlıyor.

Başrollerini Carla Gugino ve Bruce Greenwood'un paylaştığı Oyun (Gerald's Game), 1992 tarihli aynı adlı romandan uyarlanarak yayın platformu için çekilen filmlerden biri.

İddiaya göre filmi izleyenler "mide bulantısıyla tuvalete koşuyor". Hatta film yüzünden "neredeyse bayıldığını" öne sürenler de var.

Korku yapımlarının aranan yönetmeni

2017'de gösterime giren filmin yönetmenliğini The Haunting: Tepedeki Ev (The Haunting of Hill House), Doktor Uyku (Doctor Sleep), The Midnight Club ve Gece Yarısı Ayini (Midnight Mass) gibi projelerle tanınan Mike Flanagan üstleniyor.

Netflix, 18 yaşından küçükler için uygun olmadığını belirttiği filmin konusunu şöyle özetliyor:

Kocasının seks oyunu ters gittiğinde ıssız bir göl evinde yatağa kelepçeli kalan Jessie, çarpık vizyonlar, karanlık sırlar ve korkunç seçimlerle karşı karşıya kalır.

Bir Netflix kullanıcısı, geçen günlerde yayın platformunun Facebook'taki Netflix Bangers adlı hayran sayfasına girerek diğer abonelere Oyun hakkında ne düşündüklerini sordu.

"Üç kez izledim"

Bir sosyal medya kullanıcısı şöyle cevap verdi: 

İyi film, daha da iyi kitap!

Filmi çok beğendiğini söyleyen ikinci bir kişi, şu yorumu yaptı: 

Bayıldım, üç kez izledim.

Üçüncü bir kişi "Bazı sahnelerde rahatsız edici olabilir ama izlemeye değer" dedi.

Filmin Stephen King uyarlaması olduğunu hatırlatan bir diğeri "İyi film" diye ekledi.

"En heyecanlı sahnesi midemi bulandırdı"

Bir başkası izleyicilere uyarıda bulundu: 

Dikkatli olun. En heyecanlı sahnesi midemi bulandırdı. İzlemeyi bitiremeden önce ara vermek zorunda kaldım.

Başka bir seyirciyse filmin "dehşet verici" olduğunu söyledi.

Etkileyici filmle dehşete düşen bir diğer izleyiciyse şöyle yazdı:

Beni bu kadar etkilediğine inanamıyorum. Yemin ederim daha kötülerini de gördüm. Ama gerçekten baygınlık geçirecektim, tuvalete koşmak zorunda kaldım.

Independent Türkçe, The Sun, Metro

 


The Walking Dead'in yaratıcısından "animasyon" açıklaması

İlk kez 2010'da gösterime giren The Walking Dead 2 Emmy ödülü kazandığı 11 sezon boyunca 2022'ye kadar devam etti (AMC)
İlk kez 2010'da gösterime giren The Walking Dead 2 Emmy ödülü kazandığı 11 sezon boyunca 2022'ye kadar devam etti (AMC)
TT

The Walking Dead'in yaratıcısından "animasyon" açıklaması

İlk kez 2010'da gösterime giren The Walking Dead 2 Emmy ödülü kazandığı 11 sezon boyunca 2022'ye kadar devam etti (AMC)
İlk kez 2010'da gösterime giren The Walking Dead 2 Emmy ödülü kazandığı 11 sezon boyunca 2022'ye kadar devam etti (AMC)

İşler çizgi roman yazarı Robert Kirkman'ın istediği gibi gitseydi, The Walking Dead hayranları onun kitaplarına sadık kalarak uyarlanmış bir animasyona kavuşacaktı. Ancak ComicBook.com'un aktardığına göre bu projenin hayata geçirilmesinde önemli bir engel var. 

Tek engel dizilerin muazzam başarısı

The Walking Dead'in genişletilmiş evreninin popülaritesi. 2010'daki prömiyerinden bu yana Andrew Lincoln'ın canlandırdığı Rick Grimes'ın zombi kıyameti karşısında ayakta kalma çabasıyla tüm dünyayı büyüledi.

Dizinin birden fazla spinoff'u ortaya çıktı ve Lincoln, şerif şapkasını astıktan yıllar sonra bile role geri döndü. Zombi kıyametinden sonrasını anlatan dizi, AMC için muazzam bir başarı oldu ve The Walking Dead'in yaratıcısı Kirkman'a göre kitapların gerçek bir uyarlamasının yapılmasını engelleyen de tam olarak bu.

Kirkman, çizgi roman serisi The Walking Dead Deluxe'ın 85. sayısındaki köşesinde, bir hayranının sorusuna yanıt verdi. 

"Mümkün olacağını sanmıyorum"

Kirkman, şöyle dedi: 

Bir gün bunun gerçekleştiğini görmeyi çok isterim ancak AMC'den hakları geri alana kadar bunun mümkün olacağını sanmıyorum.

Kanal kâr ettiği sürece, hakların Kirkman'a ne zaman geri döneceği tam olarak belli değil. Halihazırda ikinci sezon hazırlıkları süren iki spinoff var: Dead City ve Daryl Dixon. 

The Walking Dead: The Ones Who Live'in ilk sezonu da kısa süre önce sona erdi. Dizi, Rick'le Michonne'un yeniden bir araya gelmesini bekleyen pek çok kişi için tatmin edici bir hikaye sundu.

The Walking Dead'in halihazırda pek çok uyarlaması olsa da eleştirmenlere göre çizgi romanın animasyon olarak yeniden anlatılması hayranları tatmin edebilir.

Canlı aksiyon dizisi ne kadar sevilse de kitabı kelimesi kelimesine uyarlamadı. Dizide The Walking Dead'in en sevilen karakterlerinden Glenn'in ölümü gibi önemli anlar hayranları travmatize etti. 

Çizgi romandaki pek çok önemli sahne ve tasvir de bir kenara bırakıldı. Kirkman'ın çizgi romanındaki Rick, dizidekinden büyük ölçüde farklı bir karakter ve Vali'yle yüzleşmesinin hemen başında elini kaybediyor.

Andrea sadece çizgi romanın son sayılarına kadar hayatta kalmakla kalmıyor, aynı zamanda grubun değerli bir üyesi ve nihayetinde Rick'in eşi oluyor. Ayrıca çizgi romanda Carl değil Judith ölüyor. 

Televizyon yazarlarına göre çizgi romanı aslına sadık kalarak uyarlamak, bu anları geniş kitlelere ulaştırmanın bir yolu olabilir. 

Independent Türkçe, Collider, ComicBook.com


Keanu Reeves'in yeni projesi belli oldu

Chad Stahelski'nin yönettiği John Wick 4, dünya çapında 440 milyon dolar hasılat yapmıştı (Lionsgate)
Chad Stahelski'nin yönettiği John Wick 4, dünya çapında 440 milyon dolar hasılat yapmıştı (Lionsgate)
TT

Keanu Reeves'in yeni projesi belli oldu

Chad Stahelski'nin yönettiği John Wick 4, dünya çapında 440 milyon dolar hasılat yapmıştı (Lionsgate)
Chad Stahelski'nin yönettiği John Wick 4, dünya çapında 440 milyon dolar hasılat yapmıştı (Lionsgate)

John Wick serisinin yıldızı Keanu Reeves'in merakla beklenen Kirpi Sonic'te (Sonic the Hedgehog) Kirpi Shadow'u seslendireceği açıklandı. Variety'ye konuşan bir kaynak, aksiyon yıldızı Reeves'in yeni projesini doğruladı.

Ben Schwartz ve Jim Carrey de var

Seslendirme kadrosunda Sonic rolünde Ben Schwartz yer alırken, ona kötü adam Dr. Robotnik'e sesini verecek Jim Carrey eşlik ediyor. 

İlk iki Sonic macerasına imza atan Jeff Fowler, son devam filminde de yönetmen olarak geri dönüyor. 

Neal H. Moritz, Toby Ascher, Toru Nakahara ve Hitoshi Okuno'nun yapımcılığını üstleneceği Sonic 3'ün 20 Aralık'ta sinemalarda gösterime girmesi bekleniyor.

Reeves'in seslendireceği Kirpi Shadow, serinin ana karakteri olan Sonic'in ezeli rakibi olarak izleyicinin karşısına çıkacak. Sonic'in kürkü maviyken siyah kürküyle dikkat çeken Shadow, "nihai yaşam formu" olarak yaratılan antromorfik bir kirpi.  

Kirpi Sonic'in kötü versiyonu

Meşhur oyun serisinde keskin zekası ve her zaman tetikte oluşuyla bilinen Shadow, hem hız hem de beceri açısından Sonic'le denk olduğu için onun kötü versiyonu olarak kabul ediliyor. Shadow, çoğunlukla yalnız çalışmayı tercih etse de gerektiğinde Sonic ve arkadaşlarıyla işbirliği yapmaktan da geri durmuyor.

Hollywood'un aranan isimlerinden Reeves'in filmleri arasında Hız Tuzağı (Speed), Benim Güzel Idaho'm (My Own Private Idaho) ve Dracula'nın (Bram Stoker's Dracula) yanı sıra Matrix serisi de yer alıyor. 

John Wick'e büyük alkış

59 yaşındaki aktör ayrıca John Wick spinoff'u Ballerina'da Ana de Armas'la birlikte rol alacak. Geçen hafta Las Vegas'ta gerçekleşen CinemaCon etkinliğinde yayımlanan yeni fragmanda, Reeves'in oynadığı meşhur suikastçı Wick'in görünmesi sinema salonu yöneticilerinden oluşan kalabalıktan büyük bir alkış aldı. Bu da aktörün gişe başarısının bir işareti olarak kabul edildi.

Reeves ayrıca Aziz Ansari'nin yazıp yönettiği ve başrolde yer aldığı Good Fortune'da Aziz Ansari, Seth Rogen, Keke Palmer ve Sandra Oh'la birlikte rol alacak.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter


Ağabey sayısının geylik ihtimalini artırması araştırılıyor: "Türkiye'de de durum böyle"

Bilim insanları, hipotezle ilgili daha fazla çalışma yürütülmesini istiyor (Unsplash)
Bilim insanları, hipotezle ilgili daha fazla çalışma yürütülmesini istiyor (Unsplash)
TT

Ağabey sayısının geylik ihtimalini artırması araştırılıyor: "Türkiye'de de durum böyle"

Bilim insanları, hipotezle ilgili daha fazla çalışma yürütülmesini istiyor (Unsplash)
Bilim insanları, hipotezle ilgili daha fazla çalışma yürütülmesini istiyor (Unsplash)

ABD'deki Stetson Üniversitesi'nden Scott Semeyena, ağabey sahibi olmanın erkeklerde eşcinsellik ihtimalini artırması üzerine yapılan araştırmalara atıfta bulunarak, bunun bunun dünyanın farklı bölgelerinde yapılan çalışmalarda da görüldüğünü savundu.

Evrimsel ve kültürel psikoloji alanında uzmanlaşan Semeyena, 1960'lardan beri araştırılıp 1990'larda "kardeş doğum sırası ve erkeklerin cinsel yönelimi" (fraternal birth order and male sexual orientation) adını alan hipotezle ilgili çalışmaları değerlendirdi. 

Semeyena, ABD'de kamu bağışlarıyla fonlanan Ulusal Halk Radyosu'na (NPR) verdiği söyleşide, bu tezin öne sürdüğü bağlantıları birçok ülkede gözlemlediklerini belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Bu model Kanada ve ABD'de gözlemlendi fakat durum bunun ötesine geçiyor. Modelin Samoa gibi ülkelerde var olduğuna yönelik pek çok doğrulama söz konusu. Meksika'nın güneyinde de görülüyor. Ayrıca Türkiye ve Brezilya gibi yerlerde de var.

Semeyena ve ekibi, 12 Aralık'ta yayımladıkları makalede, Samoa'da yaptıkları 10 yıllık saha çalışmasının sonuçlarını paylaştı. 

Akademisyen, hiç kardeşi olmayan bir erkeğin başlangıçta eşcinsel olma olasılığının yüzde 2 ila 3 arasında değiştiğini, hesaplama için yüzde 2'yi sabit aldığını söyledi. Araştırmacı, kardeş doğum sırası tezine göre bu olasılığın, her ağabeyle birlikte yüzde 33 arttığına dikkat çekti. 

Buna göre bir ağabeye sahip erkeklerin eşcinsel olma olasılığı yaklaşık yüzde 2,6'yken, ikinci ağabey denkleme girdiğinde bu olasılık yaklaşık yüzde 3,5'e yükseliyor. 

Diğer yandan bilim insanı, bunun doğrudan tek başına belirleyici bir unsur olmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:  

Birden fazla ağabeye sahip erkekler yine de karşı cinse ilgi duyabilir. Pek çok eşcinselin hiç erkek kardeşi olmayabilir ya da bu kişiler kardeşlerin en büyüğüdür. Ağabeye sahip olmak kesinlikle cinsel yönelimi belirleyen tek etki değil.

Semeyena, bu çalışmasında Türk akademisyenlerin konuyla ilgili 2014'te yayımladıkları bir makaleye de işaret etti. Çalışmayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Yakın Doğu Üniversitesi'nden İpek Sönmez, Ali Bozkurt ve Özlem Hekim Bozkurt yapmıştı.

Independent Türkçe, NPR, New York Post


Meşhur korku serisinin yeni halkası, kült filmin ekibini kızdırdı

Korku klasiği, Blair Cadısı olarak bilinen yerel efsaneyle ilgili belgesel çekmek için Black Hills'te gezintiye çıkan üç sinema öğrencisini anlatıyordu (Artisan Entertainment)
Korku klasiği, Blair Cadısı olarak bilinen yerel efsaneyle ilgili belgesel çekmek için Black Hills'te gezintiye çıkan üç sinema öğrencisini anlatıyordu (Artisan Entertainment)
TT

Meşhur korku serisinin yeni halkası, kült filmin ekibini kızdırdı

Korku klasiği, Blair Cadısı olarak bilinen yerel efsaneyle ilgili belgesel çekmek için Black Hills'te gezintiye çıkan üç sinema öğrencisini anlatıyordu (Artisan Entertainment)
Korku klasiği, Blair Cadısı olarak bilinen yerel efsaneyle ilgili belgesel çekmek için Black Hills'te gezintiye çıkan üç sinema öğrencisini anlatıyordu (Artisan Entertainment)

Geçen hafta Las Vegas'ta gerçekleşen CinemaCon etkinliğinde yapım şirketi Lionsgate, meşhur korku serisi Blair Cadısı'na (The Blair Witch Project) yeni bir film daha ekleneceğini duyurdu. 

25 yıllık hayalkırıklığı

Ancak 1999 yapımı ilk filme imza atan ekibin bu plandan haberdar olmadığı ortaya çıktı. Film ekibinin, serinin geleceğine dahil olamamaktan duyduğu hayal kırıklığı yıllardır devam ediyordu.

1999'da çekilen buluntu film türündeki korkunun yapım tasarımcısı Ben Rock, Hollywood Reporter'a yaptığı açıklamada, planlanan yeni filmle ilgili "Dürüst olmak gerekirse buruk bir sevinç" dedi.

Rock, yönetmenler Daniel Myrick ve Eduardo Sánchez de dahil olmak üzere hiç kimsenin 2000 yapımı Blair Cadısı 2: Gölgelerin Dili (Blair Witch 2: Book Of Shadows) ya da 2016'da çıkan devam filmine dahil olmadığını belirtti.

Rock, Lionsgate ve Blumhouse'un üzerinde çalıştığı mevcut projede bu durumun değişeceğini umsa da şu ana kadar ilk filmden hiç kimseyle temasa geçilmediğini söyledi.

"Şans verilebilirdi"

İlk filmin yaratıcılarının göz ardı edildiğini söyleyen Rock, Joe Berlinger'in çektiği ikinci ve Adam Wingard imzalı 2016 yapımı üçüncü filmin gişede aradığını bulamadığını hatırlattı:

Devam filmlerinin hiçbiri izleyicilerle istenilen bağı kuramadı. Bu yüzden en azından ilk filmin yaratıcılarından bazılarıyla konuşmaya şans verilebilirdi.

İlk filmin ekibinden pek çok kişi, yeni projeye sosyal medya üzerinden tepki gösterdi. Rock'ın yanı sıra Blair Cadısı'nın ortak yapımcılarından biri olan Mike Monello da tepkisini dile getirenler arasındaydı.

"Radikal bir fikir"

Lionsgate ve Blumhouse'la birlikte şirketin kurucusu Jason Blum'ı da etiketleyen Monello, şöyle yazdı:

Radikal bir fikir: Bu projeyi ilk filmi çeken ekibin ellerine teslim etmeyi deneyebilirsiniz. Bilirsiniz, hani bir Blair Cadısı filminin nasıl çekilebileceğini yeniden keşfetmek için bütün seriyi planlamış olan ekip?

Ayrıca, filmin üç başrol oyuncusundan biri olan Joshua Leonard da Instagram'da hayal kırıklığına uğradığını dile getiren bir paylaşımda bulundu. 

Oyuncu, yeni bir film çekileceğini, kendi fotoğrafını kullanan bir haberle öğrenmiş.

"Aslan payını cebe indirenlerin 25 yıllık saygısızlığı"

Leonard, "Küçük punk-rock filmimizle gurur duyuyorum ve hayranları SEVİYORUM" diye yazarak ekledi: 

Ama bu noktada, işimizden elde edilen kârın aslan payını cebe indirenlerin 25 yıllık saygısızlığı sözkonusu ve bu hem iğrenç hem de aşağılayıcı.

Blair Cadısı, pazarlama masrafları hariç 35 bin dolar gibi cüzi bir bütçeyle çekilmiş ve Ocak 1999'da Sundance Film Festivali'nde gösterildiğinde bir anda sansasyon yaratmıştı.

Artisan Entertainment filmi satın almış ve haziranda sinemalarda gösterime sokmuştu. Bir yaz fenomeni haline gelen proje, hem 1999'un en yüksek gişe hasılatı elde eden 10 filminden hem de tüm zamanların en kârlı yapımlarından biri oldu.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, ScreenRant


Prömiyerde olay: İşler çığırından çıktı

Filmde başroldeki Kristen Stewart'a Katy M. O'Brian, Anna Baryshnikov ve Jena Malone eşlik ediyor (A24)
Filmde başroldeki Kristen Stewart'a Katy M. O'Brian, Anna Baryshnikov ve Jena Malone eşlik ediyor (A24)
TT

Prömiyerde olay: İşler çığırından çıktı

Filmde başroldeki Kristen Stewart'a Katy M. O'Brian, Anna Baryshnikov ve Jena Malone eşlik ediyor (A24)
Filmde başroldeki Kristen Stewart'a Katy M. O'Brian, Anna Baryshnikov ve Jena Malone eşlik ediyor (A24)

Eleştirmenlerin beğenisini kazanan yönetmen Rose Glass imzalı Love Lies Bleeding'in cumartesi günü Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen galası olaylı geçti. 

Başrolünde Kristen Stewart'ın yer aldığı filmin gösterimi sırasında 1400 kişilik salondan homofobik ve kadın düşmanı yorumların yükselmesinin ardından kitlesel bir protesto gerçekleşti. Polisin de olaya müdahalesiyle kaos hüküm sürdü.

Gösterimin toksik bir hal alması üzerine 60'tan fazla kadın izleyici galayı terk ederken, gösterim organizatörleri en az üç fiziksel şiddet vakası yaşandığını öne sürdü.

Katılımcılardan Elina Fischer, Variety'ye yaptığı açıklamada "Olaylar kontrolden çıktı" dedi. 

"Hayatımızdan endişe ettik"

Yaşanan deneyimi "travmatik ve korkunç" diye nitelendiren Fischer şunları ekledi: 

Hayatımızdan endişe ettik çünkü bir film gösterimi sırasında bu gibi sözler söyleyen insanlar bize saldıran insanlardır. Bu yüzden korktuk ve dışarı çıkmak zorunda kaldık.

Sundance ve Berlin gibi seçkin festivallerde eleştirmenlerin beğenisini kazanan A24 yapımı gerilim, henüz Avrupa'nın Frankofon ülkelerinde gösterime girmedi. 

Brüksel Uluslararası Fantastik Film Festivali (BIFFF) kapsamında gerçekleşem bu son gösterim, iki farklı izleyici kitlesini bir araya getiren ve onları feci şekilde kutuplaştıran etkinliğe dönüştü.

Belçikalı dağıtımcı The Searchers'ın, filmi bu yıl içinde gösterime sokması bekleniyordu. Antwerp merkezli dağıtımcı bir açıklama yaparak, "Geçen cumartesi günü Love Lies Bleeding'in BIFFF kapsamındaki gösterimi sırasında yaşanan olaylar karşısında şoke olduk ve hayal kırıklığına uğradık" dedi. 

Homofobik tezahürat ve yuhalamalar

Katılımcıların Variety'ye anlattığına göre, filmdeki eşcinsel romantizmi ön plana çıktığında gösterimdeki saygısız yorumlar kısa sürede daha rahatsız edici bir hal aldı. 

Aşk sahneleri homofobik tezahürat ve yuhalamalar gibi aşırılıklarla karşılanırken cinsel zorlama içeren bir sahneyse alkış aldı.

Festival temsilcileri olayları doğrularken çirkinliğin kalabalığın küçük bir kesiminden geldiği konusunda ısrar etti. BIFFF basın şefi Jonathan Lenaerts, "1400 kişi içinde 10 kişi zaten çok fazla" dedi.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


"Cep telefonunu bırakana bedava şarap" uygulaması büyük ilgi gördü

Restoran sahibi, cep telefonu kullanma alışkanlığının artık bağımlılığa dönüştüğünü söyledi (Unsplash)
Restoran sahibi, cep telefonu kullanma alışkanlığının artık bağımlılığa dönüştüğünü söyledi (Unsplash)
TT

"Cep telefonunu bırakana bedava şarap" uygulaması büyük ilgi gördü

Restoran sahibi, cep telefonu kullanma alışkanlığının artık bağımlılığa dönüştüğünü söyledi (Unsplash)
Restoran sahibi, cep telefonu kullanma alışkanlığının artık bağımlılığa dönüştüğünü söyledi (Unsplash)

İtalya'da bir restoran, girişte cep telefonlarını bırakan müşterilere bir şişe şarap hediye ediyor.

İtalya'nın kuzeydoğusundaki Verona şehrinde yer alan Al Condominio adlı restoranın sahibi Angelo Lella, işletmeyi açtıkları marttan beri bu uygulamayı yaptıklarını söyledi.

Müşterilerin birbirleriyle sohbet ederek vakit geçirmesini amaçladıklarını belirten Lella, "Diğerlerinden farklı bir restoran açmak istedik. Dolayısıyla böyle bir formatı tercih ettik" dedi.

İşletme sahibi, teknolojinin insanlar arasındaki iletişimi zayıflattığını belirterek şunları söyledi: 

Her 5 saniyede bir telefonunuza bakmanıza gerek yok. Fakat birçok kişi için artık bu bir uyuşturucuya dönüşmüş durumda. Bizim uygulamamızla telefonu bir kenara bırakıp, iyi bir şarap içme fırsatı yakalıyorlar.

Uygulama kapsamında müşteriler, restorana girişte telefonlarını kendilerine ayrılan kilitli özel kutulara bırakabiliyor.

Telefonlar daha sonra çıkışta garsonlar tarafından kendilerine teslim ediliyor. 

Ayrıca müşterilerden yemeklerle ilgili yorum yazıp kutuya bırakmaları da isteniyor. Restoranın değerlendirmesi sonucunda en iyi yorumu yazan kişiye bir sonraki ziyaretinde bedava yemek veriliyor.

Uygulamaya birçok olumlu tepki geldiğini söyleyen Lella, şu ifadeleri kullandı: 

Müşterilerin yüzde 90'ı ücretsiz şarap karşılığında telefonlarını bir kenara bırakmayı tercih etti. Bunu benimsediklerini görmek çok güzel. Fotoğraflara bakmak ya da telefonlarındaki mesajlara yanıt vermek yerine birbirleriyle sohbet ediyorlar.

İtalya'nın Toskana bölgesinde de Separè 1968 adlı restoran da cep telefonunu bırakan müşterilere indirim çeki veriyor.

Independent Türkçe, Guardian, The Drinks Business