Uzmanlar: “Koronavirüs sonsuza kadar kalacak, ancak zamanla zayıflayacak”

Tayland’da koronavirüs aşısı olan bir vatandaş (AP)
Tayland’da koronavirüs aşısı olan bir vatandaş (AP)
TT

Uzmanlar: “Koronavirüs sonsuza kadar kalacak, ancak zamanla zayıflayacak”

Tayland’da koronavirüs aşısı olan bir vatandaş (AP)
Tayland’da koronavirüs aşısı olan bir vatandaş (AP)

Bazı sağlık uzmanları, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) tamamen ortadan kalkmayarak, sonsuza kadar kalacağına ancak zamanla zayıflayıp yayılma hızının azalacağına inanıyor.
Salgının başlangıcında halk sağlığı uzmanları, aşıların virüsü ortadan kaldırmaya yardımcı olacağını ve onu çiçek hastalığı gibi bir hastalık haline getireceğini ummuşlardı. 
Şimdi ise uzmanlar, koronavirüsün büyük olasılıkla endemik bir hastalık olacağına inanıyor. Bu da virüsün her zaman mevcut olacağı ancak düşük oranlarda yayılacağı anlamına geliyor.
Daily Mail gazetesinin haberine göre bu durum, birçok insanın virüse maruz kalmasına ve bir miktar bağışıklık geliştirmesine neden olacak.
Sonuç olarak, bu bağışıklık onları ciddi semptomlara karşı koruyacak, ancak yeniden hastalığa yakalanmaktan korumayacak.
Bu, gelecekte koronavirüsün her yıl dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen soğuk algınlığına benzeyebileceği anlamına geliyor.
Boston Çocuk Hastanesi’nden epidemiyolog Dr. John Brownstein, “Koronavirüsünün sonsuza dek var olacağını düşünüyorum ve ayrıca onu ortadan kaldırmanın temelde imkansız olduğunu düşünüyorum” dedi.
Dr. Brownstein, koronavirüse karşı geliştirilen aşıların, kişilerin virüse yakalandıktan sonra kazanacağı doğal bağışıklık ile birlikte önümüzdeki yıllarda virüsün yeni mutasyonlarının ortaya çıkmasını önlemeye yeterli olacağına inandığını dile getirerek, “Bu onu soğuk algınlığına benzer basit bir enfeksiyona dönüştürecek” şeklinde konuştu.
Emory Üniversitesi’nden profesör Jennie Lavine ise, “Bir kişiye birden fazla virüs bulaşabilir, ancak bu olursa, semptomlar ikinci seferde hafiftir ve vücut virüsten daha hızlı kurtulur. Bu, zamanla virüsün gücünü ve tehlikeli semptomlarını kaybedeceği gerçeğini doğruluyor” ifadelerini kullandı.
Lavine, koronavirüs kaynaklı ölüm oranının, mevsimsel gripte olduğu gibi yüzde 0,1’in altına düşene kadar zamanla gerilemeye devam edeceğini tahmin etti.
Araştırmaya katılan Pennsylvania Üniversitesi’nden biyoloji profesörü Dr. Ottar Bjornstad, “Kovid-19’a karşı güvenli ve etkili bir aşı, bir veya iki yıl içinde yüzbinlerce hayatı kurtarabilir. Ancak koronavirüs daha zayıf ve daha az ölümcül hale geleceği ve insanlar ona karşı bağışıklık geliştireceği için kapsamlı bir aşı daha az önemli hale gelebilir” dedi.
Dr. Bjornstad, “Yine de, savunmasız alt popülasyonlarda hedeflenen aşılama hayat kurtarabilir” diye ekledi.



Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
TT

Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)

Yeni bir çalışma, vücudun yaşlanmaya verdiği doğal tepkiye dair uzun süredir kabul gören bir inanışın yanlış olabileceğini öne sürüyor.

Yaşa bağlı iltihaplanma (inflammaging), ilerleyen yaşla birlikte gelişen kronik, düşük dereceli bir iltihaplanma şeklidir. İltihaplanma vücudu yaralanma veya enfeksiyona karşı korur.

Kronik iltihaplanmanın yaşlanma sürecini hızlandırdığı ve Alzheimer hastalığı, artrit, kanser, kalp hastalığı ve Tip 2 diyabet gibi çeşitli sağlık sorunlarına katkıda bulunduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar çoğu yaşlı kişinin yaşlandıkça iltihaplanmadan muzdarip olacağına uzun zamandır inanıyor.

Ancak bu hafta Nature Aging'de yayımlanan çalışma, sanayileşmemiş bölgelerdeki insanların kentsel bölgelerdekilerden farklı şekilde iltihaplanma deneyimlediğini ve bunun arkasında başka bir neden olabileceğini tespit etti.

Araştırmacılar, Bolivya Amazonları'ndan Tsimane ve Malezya Yarımadası'ndan Orang Asli olmak üzere sanayileşmemiş iki yerli nüfusun yaşantısını İtalya ve Singapur'dan iki grupla karşılaştırdı. 4 gruptan 18 ila 95 yaşındaki yaklaşık 2 bin 800 yetişkinden alınan kan örneklerini karşılaştırdılar.

Kronik enflamasyonun net bir şekilde yaşlanmayla bağlantılı olmayabileceğini, bunun yerine beslenme biçimi, yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin önceden  sanılandan daha büyük rol oynadığını buldular.

Çalışma ayrıca sanayileşmemiş gruplardaki iltihaplanmanın, katılımcılar yaşlandıkça artmadığını da gösterdi.

Columbia Üniversitesi'nde çevre sağlığı bilimleri doçenti ve çalışmanın ortak yazarı Alan Cohen bulguların, iltihaplanmanın "şu anda anladığımızdan daha karmaşık" olduğuna işaret ettiğini söylüyor.

The Independent'a konuşan Cohen, "Tsimane ve Orang Asli tüm bu yönlerden bizden farklı" diyor. 

Çalışmamızın anlamı, daha aktif olmamız gerektiğini söylemekten ziyade biyolojiyi iyi anladığımız ve onu hher yönüyle kontrol edebileceğimiz düşüncesine meydan okumak. Yani bu bir uyarıdır: Özellikle iltihaplanmayı azaltmak için belirli gıdaları tüketmekten ve haftalık popüler sağlık trendlerini takip etmekten kaçının.

Öte yandan diğer uzmanlar bu çalışmadan yola çıkarak kesin yargılara varmadan önce bir uyarıda bulunuyor.

Yale Yaşlanma Araştırmaları Merkezi Direktörü Vishwa Deep Dixit, New York Times'a yaptığı açıklamada kirliliğe daha az maruz kalan kişilerde kronik hastalık oranlarının daha düşük çıkmasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor. Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden farmakoloji alanında öğretim üyesi olan Bimal Desai ise bulguların değerli tartışmalara yol açması gerektiğini ancak "yaşa bağlı iltihaplanma anlatısını baştan yazmadan önce" daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ekliyor.

Independent Türkçe