Tunus, Libyalı temsilcilerin seçimlerin anayasal zeminini görüştüğü toplantıya ev sahipliği yapıyor

Tunus, Libyalı temsilcilerin seçimlerin anayasal zeminini görüştüğü toplantıya ev sahipliği yapıyor
TT

Tunus, Libyalı temsilcilerin seçimlerin anayasal zeminini görüştüğü toplantıya ev sahipliği yapıyor

Tunus, Libyalı temsilcilerin seçimlerin anayasal zeminini görüştüğü toplantıya ev sahipliği yapıyor

Tunus’un başkenti bugün (Çarşamba) Libya Siyasi Diyalog Forumu üyelerine ev sahipliği yapıyor. Libyalı temsilciler, Cuma gününe kadar sürecek toplantılarda 24 Aralık’ta yapılması planlanan parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinin anayasal zeminini görüşecek.
Bu toplantı, Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) Libya Siyasi Diyalog Forumu üyelerinden oluşan Hukuk Komitesi’ni, seçimlerin anayasal referansları tamamlaması ve seçim süreci için düzenleyici kanunları hazırlaması amacıyla Tunus’un başkentinde toplantı düzenlemeye çağırmasının ardından gerçekleşti. UNSMIL, çağrısında ayrıca gelecek seçimlerin başarılı olması için seçim bölgelerinin, oy kullanma merkezlerinin sayılarının belirlenmesi ve diğer hazırlıkların tamamlanmasıyla Siyasi Diyalog Forumu üyelerine sunulmasını talep etmişti.
24 Aralık tarihine kısa bir zaman kalması nedeniyle anayasa referandumunun yapılmasının zorluğuna işaret edilirken, Libya basınında çıkan haberlere ve Siyasi Diyalog Forumu’nun bazı üyelerinin açıklamalarına göre, Tunus’ta toplanan Hukuk Komitesi üyeleri gelecek seçimler için anayasal zemini sağlamlaştırmayı hedefleyen 7 öneriyi görüşecek. 3 gün sürecek toplantıların sonunda ortak bir öneri üzerinde uzlaşı sağlanacak.
Basındaki haberlerde ayrıca Siyasi Diyalog Forumu’nun bu görüşmelerden çıkacak ortak öneriyi ihtiyatlı bir seçenek olarak bekleteceğini ve Temsilciler Meclisi’nin daha önce Mısır’ın Hurgada kentinde varılan ortak öneriyi onaylamaması halinde bu seçeneğe başvuracağı iddia ediliyor.
Libya’daki siyasi durum, seçim sürecinin çerçevesini oluşturmak ve gelecek seçimleri meşru kılmak için bir anayasal prosedürün olmasını gerektiriyor. Hukuk Komitesi’nin anayasal krizden çıkış için çözüm arayışları ‘seçim sürecinin başarısız olmasını engellemeyi’ amaçlıyor.
Libya’da daha önce Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter başta olmak üzere birkaç güvenlik yetkilisi ve siyasetçi, söz konusu
siyasi seçeneğe, yani gelecek seçimlere olan desteğini ifade etmiş ve seçimlerin ertelenmeden zamanında yapılmasını talep etmişti. Seçimin ertelenmemesi, Libya’da siyasi ve güvenlik durumunun üstesinden gelinmesine katkı sağlayabilir.
Gelecek seçimleri beklerken, çeşitli siyasi çevreler yabancı paralı askerlerin Libya’dan hızlı bir şekilde çıkarılması konusunda mutabık kaldı. Libya Dışişleri Bakanı Necla Mankuş, içerde ve dışarda çeşitli aktörlerin müdahalesi dikkate alındığında bu meselenin (10 Mart’ta Meclis’ten güvenoyu alan) Abdulhamid Dibeybe hükümetini bekleyen en zor ve en önemli dosya olduğunu ifade etti.
Hatırlanacağı üzere, Tunus Kasım ayında Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun ‘Önce Libya’ başlığı altında 75 Libyalı temsilcinin katılımıyla düzenlediği toplantıya ev sahipliği yapmıştı. Toplantı doğrudan BM gözetiminde gerçekleşmişti.



Süveyda çatışmaları: Suriye’deki istikrarın kırılganlığını gösteriyor

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)
Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)
TT

Süveyda çatışmaları: Suriye’deki istikrarın kırılganlığını gösteriyor

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)
Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre Süveyda'daki şiddet olayları nedeniyle yaklaşık 200 bin kişi yerinden oldu (Reuters)

Suriye'de Süveyda şehrindeki saldırıların yankısı sürüyor. 

Washington Post'un (WP) haberinde, saldırıların “ülkenin istikrarının kırılganlığını” gözler önüne serdiği belirtiliyor. 

Reuters'ın görgü tanıklarından aktardığına göre Süveyda'daki Bedevi aşiretlerle Dürzi grupların çatışmaları 13 Temmuz'da karşılıklı adam kaçırma olaylarıyla başlamıştı. Yaklaşık bir hafta süren ve ateşkesle sonuçlanan çatışmalarda, Şam yönetimine bağlı silahlı birlikler, gerginliğin durdurulması amacıyla bölgeye gönderilmişti. 

Birleşik Krallık merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre Süveyda'daki olaylarda en az 1400 kişi yaşamını yitirdi. 

Bazı görgü tanıkları, sivillere saldıran kişilerin kamuflaj giydiğini söylemişti ancak bunların militan mı yoksa Şam'a bağlı askerler mi olduğu net bilinmiyor. 

WP'nin irtibata geçtiği Bedevilerden Saud el-Vadi, Dürzilerle çatışmalara dair “Onlar öldürdü, biz de öldürdük. Aramızda kan var” diyor.

Dürzi yurttaş Mazen Alaaddin ise Şam'a bağlı güvenlik güçleriyle Sünni aşiretlerin ortak saldırılar düzenlediğini öne sürüyor. Alaaddin, kardeşinin öldürüldüğünü ve cesedinin yakındaki bir köprünün altına atıldığını savunuyor.

Şam yönetimi, İsrail'in Süveyda'daki Dürzileri kışkırtarak çatışmaları körüklediğini iddia ediyor. Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeyban, 31 Ağustos'ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Tel Aviv'in "iç savaşı yeniden alevlendirmek isteyebileceğini" söylemişti.

Diğer yandan askeri kamuflajlı bir grubun, Süveyda Ulusal Hastanesi'ni basarak sağlık çalışanlarını dövüp öldürdüğü görüntüler de gündem olmuştu. 16 Temmuz'da yaşanan olayın dün ortaya çıkan görüntüleri, New York Times tarafından doğrulanmıştı. Videoda askeri kamuflajlı bir kişinin, kendisine direnen sağlık görevlisini öldürdüğü görülüyor. 

Şam yönetimi, saldırıları kınayarak görüntülerle ilgili işlem başlatılacağını duyurdu. Ayrıca Suriye Adalet Bakanlığı, Süveyda'daki olayların sebeplerini incelemek üzere özel bir komite oluşturulduğunu bu ay başında duyurmuştu.

Bunlara ek olarak İsrail de Dürzilere saldırıları gerekçe göstererek 16 Temmuz'da Suriye'ye hava harekatı düzenlemişti. Operasyonda hem Şam'daki cumhurbaşkanlığı yerleşkesi hem de genelkurmay başkanlığı binası hedef alınmıştı. SOHR'nin aktardığına göre İsrail'in saldırılarında 15 kişi ölmüş, en az 28 kişi yaralanmıştı. 

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, "Dürzi kardeşlerimize saldıran herkes hesap verecek. Onlar devletin koruması altındadır. Hukuk ve adalet herkese eşit şekilde güvence sağlar" demişti. 

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times, Jerusalem Post