El Ula, uygarlık ve doğayı karşılayan küresel bir yolculuk başlatıyor

Suudi Arabistan’ın El Ula şehri
Suudi Arabistan’ın El Ula şehri
TT

El Ula, uygarlık ve doğayı karşılayan küresel bir yolculuk başlatıyor

Suudi Arabistan’ın El Ula şehri
Suudi Arabistan’ın El Ula şehri

Suudi Arabistan’ın El Ula şehri, 20 bin yıllık insanlık tarihi, zengin mirası ve turistik cazibesiyle dünyanın en büyük kültürel vahasını restore eden yeni bir aşama başlattı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, ‘Zamanda Yolculuk’ ismiyle El Ula’daki ana ekolojik alanı canlandırmak ve restore etmek amacıyla tasarım planı başlattı. Proje, El Ula’yı geliştirmenin yanı sıra bölgeyi sanat, miras, kültür ve doğa için önde gelen küresel bir varış noktası haline getirmek için önemlidir.

Cebeli İkma vahası
El-Ula Valiliği Kraliyet Komisyonu’na göre, Zamanda Yolculuk planı, El Ula’nı doğası, mirası, oluşumu ve sütunlarından yola çıkarak El Ula’nın kalbinden 20 kilometre uzakta 5 merkezin kurulmasını içeriyor. Bu merkezler eski şehrin merkezinden güneye, Dadan vahası, Cebeli İkma vahası ve el Nebatiye vahasının ardından kuzeydeki antik kent Medaiin Salih’e uzanıyor.
Bu beş merkez içerisinde müze, galeri ve turistik mekanlar dahil olmak üzere 15 yeni tesisin yanı sıra 5 bin odalı yerler olacak. Her merkez kendi yaşam seçenekleriyle dağlara oyulmuş lüks orman evleri ve konaklama alanlarıyla çeşitli otellere ekoturizm tatil köyleri fırsatı sunuyor.
Komisyon, her merkezin coğrafi bölgenin doğası ve arazisini benzersiz şekilde yansıtmak adına kendi kültürel yapısıyla dönüm noktası olmayı hedeflediğini bildirdi. Kültür merkezlerinin ve tesislerinin mekânsal tasarımı ise, ziyaretçilerin bölgenin antik tarihini keşfetmeleri için benzersiz bir deneyim sağlamak adına inşa ediliyor.

Kral Enstitüsü
Kral Enstitüsü, Zamanda Yolculuk projesinin en önemli planlarından birini temsil ediyor. Arap Yarımadası’nın kuzeyinde 7 bin yılı aşkın insanlık tarihinde yaşayan uygarlıkların araştırılması için küresel bir merkez olan alan, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) listesinde yer alan ve içerisinde Dadan, Lihyan ve Nebatiler dahil eski Arap Krallıklarını barındıran el Hicr antik kentini kapsıyor.
3 aşamadan oluşan Zamanda Yolculuk projesinin ilk etabının 2023 sonu ile 2035 arasında tamamlanması bekleniyor.
Suudi Arabistan’ın gayri safi yurt içi hasılasına (GSYİH) 120 milyar riyal (32 milyar dolar) katkı sağlaması beklenen proje, El Ula Kraliyet Komisyonu tarafından denetlenen programın bir parçası olup, 2035 yılına dek 38 bin yeni iş fırsatı yaratmayı hedefliyor.

Şarku’l Avsat’ın haberine göre, Kraliyet Komisyonu yetkilileri, projenin dünyadaki kültürel nitelik bakımından en büyük proje olduğunu düşünüyor. 7 bin yılı aşkın insanlık tarihinin El Ula şehrinin çeşitli vahalarından sürdürüldüğüne işaret eden Zamanda Yolculuk projesi, bölgenin kültürel miras ve zenginliğinin yanı sıra doğal ve jeolojik yapısına yatırım yapıyor.
Komisyon, El Ula halkının projeye katılımının, bölgenin kültürel mirasıyla keşfedilmemiş tarihini açığa çıkarmak adına yeni bölümler açmak için gelişme sürecinde temel etken oluşturduğunu bildirdi.

El Ula turist treni
Projedeki en önemli planlarda biri ise, El Ula sakinleri ve ziyaretçilerinin bölgenin mirası ve doğal çeşitliliğini ayrıntılarıyla yaşayabileceği El Ula turist treninin kurulması. Tren El Ula’daki 5 yeni merkezi birbirini bağlayacak.
Kraliyet Komisyonu, bahsi geçen trenin yol tıkanıklığı ile gürültü seviyesini azaltarak, sürdürülebilir elektrik enerjisinin etkin bir şekilde kullanılmasıyla bölgedeki tüm alanları birbirine bağlamasına odaklanıyor.

Çevre dostu ulaşım
İnsana yatırım yapmak

El Ula Kraliyet Komisyonu, bölge sakinlerinin topluma katılımını destekleme taahhüdünü yineleyerek,  projenin El Ula için kültür ekonomisi ile toplum hizmetlerinin yanı sıra kamusal alanlar, kültür ve eğitim tesisleri gibi yeni alanlar sağlayacağını kaydetti. Bireyin ve ailenin yaşam tarzını iyileştirecek olan proje, El Ula sakinleri arasında aidiyeti arttıracak olup, bölgenin canlanmasına ve tarım toplumunun sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.
Komisyon, projenin Suudi Arabistan ve uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından denetlendiğini aktararak 3 yıllık süre boyunca El Ula’daki çevresel ve jeolojik gelişim üzerine yapılan kapsamlı çalışmalara dayandığını kaydetti. Doğayla bir arada yaşama kavramını geliştirmenin yanı sıra kültürel tarih mirasını önemseyen Zamanda Yolculuk projesi, bölgenin yeniden canlandırılması ve toplumun sürdürülebilir kalkınmasını teşvik ediyor. Proje aynı zamanda tehdit altındaki doğal çevrenin gelişiminin zorluklarına doğrudan bir yanıt olma özelliği taşıyor.

Dadan vahası
Sürdürülebilirlik ve doğayı koruma

Kraliyet Komisyonu, Kral Enstitüsü projesinin El Ula kültür vahasını yeniden canlandırmanın yanı sıra, Suudi Arabistan’ın kültürel ve doğal mirası koruyarak, doğal alanların geliştirilmesi ve tarımsal üretim için sağlam politikalarla örneklik oluşturan bir taahhüt sağladığını yineledi. Komisyon ayrıca El Ula’nın yüzde 80’inin bitkileri canlandırmak, doğal sistemleri restore etmek adına doğal yaşamı koruyacağını bildirerek yabani hayvanların da bu kapsamda korunacağını bildirdi.
Komisyon tarafından yapılan açıklamada, projenin Yeşil Ortadoğu girişimi ile uyumlu olduğu ifade edilerek Zamanda Yolculuk’un El Ula geliştirme programıyla kültürel projelerin yeniden canlandırılması stratejisine dayandığı aktarıldı. 10 milyon metrekare yeşil alanın doğal bitki örtüsünün artmasına katkı sağlayacak proje Suudi Arabistan’ın karbon emisyonlarının yüzde 60 azaltma hedefiyle uyumludur. Önümüzdeki yıllarda 10 milyon ağaç dikilmesiyle yeşil alanların 12 kat arttırılması hedefleniyor.

Dadan vahası
Proje, yılda 2 milyon ziyaretçinin El Ula’da ağırlanmasıyla turizm sektörünün yanı sıra tarım, sanat ve kültür gibi sektörlere olanak sağlayacak olup 2035 yılına kadar 9 bini aşkın otel odası inşa edilmeyi kapsıyor.
El Ula başkent Riyad’a bin kilometre mesafede olan tarihi bir şehir.  Doğal ve insan mirasıyla ayrıcalıklı yerlerden biri olarak kabul edilen şehirde çalışmalar sürüyor. El Hicr Arap Yarımadası’nın bazı bölümlerinin MS 206 yılında ilhak edilmesinde sonra Roma İmparatorluğu’nun en güney bölgesinde yer alıyordu.
El Ula ayrıca, Dadan ve Lihyan krallıklarının başkenti olan antik Dadan gibi bir dizi tarihi ve arkeolojik alanlara ev sahipliği yapıyor. Arap Yarımadası’nda MÖ bin yılda en gelişmiş şehirlerinde biri olarak kabul edilen El Ula, binlerce yıllık antik kaya sanatını da içinde barındırıyor.



NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

TT

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun (PIF) sahibi olduğu NEOM'daki gelişme hızı, Oxagon ve NEOM Yeşil Hidrojen projelerinin üretim ve işletmeye yaklaşmasıyla birlikte hızlanıyor. Söz konusu projeler, Suudi Arabistan’ın temiz enerji ve ileri endüstrilere geçişinde önemli bir rol oynuyor. Bu adım, karbon emisyonlarının azaltılması ve ulusal ekonominin çeşitlendirilmesini hedefleyen Vizyon 2030 çerçevesindeki çalışmalar kapsamında atılıyor. Yenilenebilir enerji ve teknolojik yenilik temelli entegre sanayi ve teknoloji ekosistemlerinin inşası yoluyla, NEOM’un sürdürülebilir sanayiler ve geleceğin teknolojileri alanında küresel bir merkez olarak konumunu güçlendirmesi amaçlanıyor.

İşletme ve bakım

NEOM Yeşil Hidrojen Şirketi CEO'su Visam el-Gamidi, şirketin 2026'da test ve devreye alma aşamalarını tamamladıktan sonra 2027'de ticari üretime başlamaya hazırlandığını duyurdu. Bu projenin, Suudi Arabistan’ın temiz enerjiye geçişinin en önemli dayanaklarından biri olduğunu ve karbonsuzlaşma ve net sıfır emisyon hedefleri olan Vizyon 2030 hedefleriyle uyumlu olduğunu açıkladı.

Şirketin ACWA Power, Air Products ve NEOM arasında bir ortak girişim olduğunu ve NEOM projesi kapsamındaki sanayi şehri Oxagon'da bulunduğunu belirtti. Proje üç ana tesisten oluşuyor: Oxagon'daki hidrojen üretim tesisi, yaklaşık 80 kilometre doğuda bulunan güneş enerjisi sahası ve yaklaşık 120 kilometre kuzeydeki rüzgâr türbini sahası.

El-Gamidi, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, projenin toplam üretim kapasitesinin 2026 yılı sonuna kadar hidrojen tesisine güç sağlamak için 4 gigawatt olacağını ve ticari üretimin ertesi yıl 2027'de başlayacağını açıkladı. Tesis, günde 600 ton hidrojen üretebilecek; bu hidrojen, yılda 1,2 milyon ton amonyağa dönüştürülecek ve projenin bir parçası olarak inşa edilen deniz rıhtımı da dahil olmak üzere tesise ait özel bir liman üzerinden sevk edilecek. El-Gamidi, şirketin yaklaşık iki yıl önce inşaat aşamasına girdiğini ve şu anda inşaat aşamasının yüzde 80'inden fazlasını tamamladığını, güneş ve rüzgâr enerjisi santrallerinin ise ileri aşamalarda olduğunu ve 2026 yılında hidrojen tesisine test ve işletme için enerji sağlamaya hazır olduğunu bildirdi.

El-Gamidi, şirketin sadece fabrikayı inşa etmekle kalmayıp, aynı zamanda kurumsal yapısını da kurduğunu, bugüne kadar yaklaşık 350 çalışanı istihdam ettiğini, operasyonlar, bakım ve tüm destek fonksiyonları için gerekli yetenekleri çektiğini açıkladı. Şirket ayrıca, bu gelecek vaat eden sektöre katılmak üzere yeni mezunları eğitmek ve nitelik kazandırmak için özel eğitim programları başlattı.

El-Gamidi, şirketin Oxagon bölgesinde bulunmasının ve limanın hidrojen tesisine yakın olmasının projenin başarısında belirleyici bir rol oynadığını belirtti. El-Gamidi’ye göre, tüm rüzgâr türbinleri Neom Limanı ve Oxagon hizmetleri üzerinden ithal edildi. Ayrıca hidrojen tesisinin ana ekipmanları ve birçok diğer ekipman da Neom Limanı ve Oxagon üzerinden getirildi.

Oxagon'un sanayi bölgesindeki yatırımcılara NEOM'da lisans ve izinler, liman hizmetleri, mühendislik ve lojistik hizmetlerini içeren entegre bir sistem sağladığını ve bunun da projenin uygulama aşamalarında önemli ilerlemeler kaydetmesini sağladığını belirtti.

El-Gamidi, bugün inşa edilenin sadece bir istasyon değil, küresel bir model haline gelecek yeni bir endüstrinin başlangıcı olduğunu vurgulayarak, büyük ölçekli bir hidrojen endüstrisi kurmanın ve onu geleceğe taşımanın mümkün olduğunu dünyaya kanıtladığını ifade etti.

Projenin ekonomik ve sosyal etkisi hakkında konuşan el-Gamidi, şirketin NEOM Yeşil Hidrojen Projesi kapsamında 300 ila 350 arasında doğrudan istihdam sağlayacağını ve bunların çoğunun halihazırda doldurulduğunu, ayrıca destekleyici sektörlerde bu sayının 6 ila 7 katı arasında dolaylı istihdam yaratacağını açıkladı.

Projenin NEOM'da yer almasının, tesisin bakımını ve uzun vadeli sürdürülebilirliğini desteklemek için sürekli endüstriyel hizmetlere ihtiyaç duyulacağı anlamına gelen, yukarı ve aşağı akış hizmetlerinin geliştirilmesine kapı açacağını belirtti. Suudi Arabistan'daki hidrojen endüstrisinin yapay zekâ, dijitalleşme ve mühendislik çözümleri gibi alanlarda uzmanlaşmış birçok şirketi çekeceğini ve Suudi ekonomisinin çeşitlendirilmesi için yeni bir dayanak noktası olacağını vurguladı.

Gelecekteki fırsatlar

Oxagon CEO'su Vishal Wanchoo ise projenin NEOM'da ileri ve temiz endüstrilere ev sahipliği yaptığını ve bölgenin ana ekonomik itici güçlerinden biri olduğunu vurguladı. Oxagon'daki çalışmaların 2021'de planın başlatılmasından bu yana önemli ilerleme kaydettiğini açıkladı. Şehrin, Neom limanı çevresindeki Kızıldeniz'de, özellikle Avrupa ve Afrika olmak üzere birçok coğrafi bölgeye mükemmel erişim sağlayan stratejik bir konumda bulunduğunu ve bu nedenle ürün ihracatı ve Suudi Arabistan'a hizmet vermek için ideal bir yer olduğunu belirtti.

Wanchoo, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Neom Limanı’nın halihazırda faaliyete geçtiğini ve endüstriyel şirketleri Oxagon'da iş kurmaya çekmek için çabaların sürdüğünü, Neom Yeşil Hidrojen Projesi’nin ise yeşil hidrojenin büyük ölçekli üretimi için ilk büyük proje olduğunu bildirdi. Ayrıca, Oxagon'un endüstriyel şehir için odaklandığı temel alanlar olan yapay zekâ veri merkezlerini genişletmenin ve genel olarak yapay zekâ sistemini geliştirmenin yanı sıra entegre bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak için çalıştığını da doğruladı.

Wanchoo, Neom Limanı’nın şu anda Yeşil Hidrojen Projesi’ne malzeme tedarik ederek ve karmaşık sevkiyatlar gerçekleştirerek hizmet verdiğini açıkladı ve projenin gelecekteki fırsatlarına yönelik büyük heyecanı vurguladı. Ayrıca, Oxagon'un önceliklerinden birinin kapsamlı bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak olduğunu belirterek, yeşil hidrojen alanındaki çalışmaların yaklaşık dört yıl önce başladığını ve geleneksel enerjiden temiz enerjiye geçişin devam ettiği göz önüne alındığında, Krallığa hizmet etmek ve ihracat kapasitesini artırmak için yenilenebilir enerji sisteminin tüm unsurlarının geliştirilmesinin önemini vurguladı.

Wanchoo, Oxagon’un odaklandığı ilk üç temel sütunun, rüzgâr enerjisi teknolojisinin geniş ölçekte yerli üretimi, güneş enerjisi teknolojisinin orta ve nihai aşamalarda yerli olarak üretilmesi ve yüksek üretim kapasitesine sahip bu tesislerin hem Suudi Arabistan’ın yenilenebilir enerji ihtiyacını karşılaması hem de ihracat pazarlarına hizmet etmesi olduğunu belirtti. Ayrıca, yenilenebilir enerji ekosisteminin kilit unsurlarından biri olarak batarya teknolojilerinin geliştirilmesi yönünde çalışmaların sürdüğünü ifade eden Wanchoo, bu alanda projenin önemli bir ilerleme kaydettiğini vurguladı.

Temiz ve teknik endüstrilerle ilgili olarak, Oxagon'un tüm faaliyetlerinin doğası gereği temiz enerji olan yenilenebilir enerji etrafında döndüğünü açıkladı. Hedefin yenilenebilir enerji bileşenlerinin üretimi ile sınırlı olmadığını, Oxagon'daki tüm endüstrilerin tamamen yenilenebilir enerji kullanarak çalıştırılmasına kadar uzandığını vurguladı. NEOM Yeşil Hidrojen Projesi'nin en büyük yenilenebilir enerji üretim projelerinden biri olduğunu ve tamamen temiz enerjiyle çalıştığını, bu sayede Oxagon'daki diğer endüstrilere de aynı enerjiyi sağladığını belirtti.

Wanchoo, teknik alandaki odak noktalarının yapay zekâ olduğunu belirterek, yapay zekâ ile yenilenebilir enerji arasında yakın bir bağlantı bulunduğunu vurguladı. Günümüzde yapay zekânın karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin sürdürülebilirlik olduğunu, zira bu alanın soğutma amaçlı büyük miktarda enerji ve su tükettiğini söyledi. Bu nedenle, Oxagon, sürdürülebilir çözümler benimsemeye özen gösteriyor. Şehirde kurulacak dev yapay zekâ veri merkezi, yenilenebilir enerji ile çalışacak ve soğutma için deniz suyu kullanılacak; böylece operasyonların ve kullanılan teknolojilerin sürdürülebilirliği sağlanmış olacak.

Wanchoo ana hedefin bu görüşmeleri ilerletmek ve şirketlerin faaliyetlerine başlayabilmeleri için anlaşmaları sonuçlandırmak olduğunu vurguladı. Yenilenebilir enerji ve yapay zekâ projelerinin hızlı büyümesi göz önüne alındığında, planın 2026 yılı sonundan önce endüstriyel üretime başlamak ve 2027 yılına kadar tam üretime ulaşmak olduğunu belirtti.


Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
TT

Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Suudi Arabistan ve ABD kara kuvvetleri arasındaki ortak askeri tatbikat "Quincy-1" dün Fort Irwin askeri üssünde başladı.

Tatbikat, operasyonel hazırlığı artırmayı, uzmanlık alışverişinde bulunmayı ve çeşitli muharebe ortamlarında ortak operasyonların entegrasyonunu amaçlıyor.

Resim   Ortak tatbikat manevraları “Quincy-1” Fort Irwin askeri üssünde başladı, (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Yaklaşık bin 200 mil karelik bir alanı kaplayan dev Fort Irwin askeri üssü, Kaliforniya ve Nevada eyaletleri arasında, Mojave Çölü'nün kalbinde yer almaktadır.


Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
TT

Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)

ABD, Suudi Arabistan'ın 48 adet F-35 savaş jeti satın alma teklifini değerlendiriyor. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Reuters'a konuşan ABD'li yetkililer, Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) teklif üzerinde aylardır çalıştığını belirtiyor. 

Pentagon'daki politika departmanından geçen teklifin, bakanlıktaki üst düzey yetkililer tarafından değerlendirmeye alındığı ifade ediliyor. 

Diğer yandan nihai satış kararı için kabine düzeyinde ilave onaylar, Kongre'ye bildirim ve Donald Trump'ın imzası gerekecek.

Haberde, Suudi Arabistan yönetiminin, uçakları satın almak için doğrudan Trump'la iletişime geçtiği aktarılıyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 18 Kasım'da Beyaz Saray'ı ziyaret edecek. Sürecin bu görüşmeden önce hızlandırıldığı ifade ediliyor. 

Analizde, hava kuvvetlerini modernize etmek ve özellikle İran'dan gelebilecek muhtemel tehditlere karşı koymak amacıyla Riyad yönetiminin yıllardır bu savaş uçaklarını istediğine işaret ediliyor. 

Washington'ın Riyad'la savunma işbirliğini geliştirmeye açık olduğunu göstermesi üzerine Suudi Arabistan'ın jetler için tekrar teklifte bulunduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri'nde Boeing yapımı F-15'ler ve Avrupa menşeli Tornado ve Typhoon savaş jetleri yer alıyor. 

Trump, mayıstaki Ortadoğu turunda Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş, iki ülke arasında 142 milyar dolarlık silah anlaşması imzalanmıştı. Beyaz Saray'ın "tarihin en büyük savunma satış anlaşması" diye nitelediği anlaşma hava ve füze sistemlerinden iletişim teknolojilerinin 

geliştirilmesine kadar birçok kalemi içeriyordu. 

Öte yandan satışın gerçekleşmesinin, ABD'nin Ortadoğu'daki politikasında önemli bir değişime işaret edeceği belirtiliyor. 

Ortadoğu'da filosunda F-35 bulunan tek ülke İsrail. Washington silah satışlarıyla İsrail'in "niteliksel askeri üstünlüğünü" sağlama politikası yürütüyor ancak bu jetlerin Suudi Arabistan'a da satılmasının, bölgedeki "askeri dengeleri değiştirebileceğine" dikkat çekiliyor. 

Israel Hayom'daki analizde de bu hamlenin "İsrail'in bölgedeki askeri hakimiyetine meydan okuma" anlamına geleceği yazılıyor. 

Riyad yönetimi, F-35'leri satın almak için eski ABD Başkanı Joe Biden'la da görüşmüştü. Suudi Arabistan-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi çerçevesinde bu satışların gerçekleştirilebileceği bildirilmişti. Ancak iki ülke arasında ABD arabuluculuğunda yürütülen normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşı nedeniyle askıya alınmıştı. 

Independent Türkçe, Reuters, Israel Hayom