Hamadi Mameri
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, meclis tarafından kabul edilen Anayasa Mahkemesi yasa değişikliğini veto ettikten sonra ülkesindeki siyaset sahnesinin aktörleri ile arasındaki anlaşmazlıkları daha da derinleştirdi. Said ‘hırsızlar’ ve ‘kanun kaçakları’ olarak nitelendirdiği kişilerle diyaloga girmeyi reddettiğini açıkladı.
Diğer yandan Tunus Genel İşçi Sendikaları (UGTT) Genel Sekreteri Nureddin Tabbubi, bir hafta önce yaptığı açıklamada, Tunuslulara, Cumhurbaşkanı Said’in ulusal diyalog girişimine bağlı kalmaya devam ettiği yönünde güvence verdi.
Hırsızlar ve kanun kaçakları
Cumhurbaşkanı Kays Said, 6 Nisan 2021 Salı günü, eski Cumhurbaşkanı Habib Burgiba'nın vefatının yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen anma töreninde, ‘hırsız’ olarak nitelediği kişilerle diyaloga girmeyeceğini söyledi. Vatan algısı olmayan bazı ‘tarafların’ katılımıyla ‘Vatanım’ olarak isimlendirilen bir diyalogun nasıl yürütülebileceğini sorgulayan Said, bazı kanun kaçaklarının da bu diyaloga katılmalarının masaya yatırılan konular arasında olduğunu sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Said, vatandaşlara yönelik barınma, sağlık ve ulaşım hizmetlerindeki sorunlara gerçek çözümler getirilmesi çağrısında bulundu.
Tunus’taki siyaset sahnesini de eleştiren Cumhurbaşkanı Said, “Siyasi çoğulculuk var gibi görünse de tek particilikten lobiciliğe geçiş yaptık. Lobilerle, bu halkın zenginliklerini çalanlarla diyaloga girmeyeceğim” ifadelerini kullandı.
Peki, dört ayı aşkın bir süre önce UGTT tarafından sunulan ve Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilen ulusal diyalog girişimi sona mı erdi? Ülkeyi yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının şiddetlendirdiği siyasi, ekonomik ve sosyal krizden kurtarmak için önerilen çözümler neler?
UGTT ve ağır sorumluluk
Tunuslular, UGTT ve diğer milli kuruluşların, sivil ve siyasi güçleri, herkesi sorumluluklarını üstlenmeye iten kapsamlı bir ulusal diyaloga dahil ederek ve bir takvim belirleyerek ülkeyi içinde bulunduğu krizden kurtaracaklarına inanıyorlar.
Tunus’un iç siyasi meselelerinde uzman olan gazeteci Ziyad el-Hani, yaptığı değerlendirmede UGTT Genel Sekreteri’nin ‘Tunus’u amatörlerin ve faydasız insanların ellerine bırakmayacağını’ söylediği açıklamasını hatırlatarak UGTT’nin büyük sivil ve siyasi güçleri bir araya getirebileceğini vurguladı. Hani ayrıca Cumhurbaşkanı Said’in diyalogu desteklemesinin, sonuçlarını kabul edeceği anlamına geldiğini belirtti.
Ulusal diyalog sona erdi
Indenpendent Arabia’ya konuşan siyasi analist Halil er-Rakik de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ulusal diyalog uzun zaman önce sona erdi. Çünkü Cumhurbaşkanlığı, UGTT Genel Sekreteri'nin Cumhurbaşkanı’nın UGTT’nin girişimini kabul ettiğine dair açıklamaları dışında diyalog girişimini kabul ettiğini kanıtlayan herhangi bir resmi belge yayınlamadı.”
Rakik, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında giderek aratan anlaşmazlıklara ve ülkeyi etkileyen siyasi krize işaret ederek, tartışan tarafların aynı masada oturduğu bir diyalog başlatmanın imkansız olduğunu vurguladı.
Devlet organları çöküşte
Cumhurbaşkanı Said’in Nahda Hareketi ile diyalog masasına oturmayı reddederek kararını verdiğini vurgulayan Rakik, UGTT’yi, Tunus'taki egemen siyasi sınıfı utandırmak ve Tunus'u krizden çıkarabilecek pratik öneriler sunmak amacıyla büyük kuruluşların ve milli şahsiyetlerin yer aldığı bir akil insan komisyonu aracılığıyla ülkeyi kurtarmak için bu girişimin dışında çalışmaya çağırdı. Rakik, çözümlerin, ancak yeni bir siyasi sözleşme ve anayasal organların oluşturulması sürecinin tamamlanması için bir takvim belirlenmesiyle siyaset sahnesinin dışından geleceğini öne sürdü.
Devlet organlarının tam bir işlevsel çöküş içerisinde olduğu konusunda uyaran Rakik, Cumhurbaşkanı Said’in bugün Tunus'ta olduğundan farklı, yeni bir yönetim anlayışına sahip olduğu için krizi sonuna kadar götürdüğüne dikkat çekti.
Karşılıklı restleşmeler
Buna karşın gazeteci ve siyasi analist Halife Şuşan yaptığı açıklamada, Tunus Cumhurbaşkanı’nın başından beri tutumunu hiç değiştirmediğinin altını çizdi. Şuşan, Said’in ‘hırsızlarla’ diyalog masasına oturmayı reddettiği şeklindeki açıklamasının, Tunus'taki siyasi krizin çeşitli tarafları arasındaki karşılıklı restleşmeler bağlamında yapıldığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Said’in ulusal diyalogun başlamasına hazırlanmak için siyasi arenadaki havayı temizlemeye devam edeceğini vurgulayan Şuşan, böylece Said’in yıllarca sessiz kaldıktan sonra ‘Cumhurbaşkanını görevden almak ve gelişmelerden sorumlu tutmaya çalışmak amacıyla’ Anayasa Mahkemesi yasasını değiştirmekte acele ederek söylemlerin dozunu artıran siyasi sınıf için durumun kötüleşmesinin sorumluluğunu üstlendiğini kaydetti. Başbakan Hişam el-Meşişi ve arkasındaki siyasi tabanın, basın kuruluşları da dahil olmak üzere büyük kuruluşlara danışmadan, bazı büyük devlet kurumlarında şüpheli atamalarla devlet kurumlarına sızmaya çalıştıklarını öne sürdü.
Halife Şuşan son olarak diyalogu başlatmak için asgari koşulları sağlamak ve ülkeyi tüm düzeylerdeki yapısal krizden kurtarmak için çatışan taraflara tavizler verme, siyasi bir ateşkes ilan etme ve tansiyonu yükselten açıklamalar yapmayı durdurma çağrısında bulundu.
Erken seçimlerin zamanı
Diğer yandan Yaşasın Tunus Partisi Milletvekili Mebruk Kurşid, Cumhurbaşkanı’nın herhangi bir diyalog yürütemediğini belirterek, bu durumun göz önünde bulundurulup, Nobel Barış Ödülü kazanan Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü’nün himayesinde ulusal bir diyalog başlatılması önerisinde bulundu.
Tunus'ta siyasi sistemi ve yönetim biçimi değiştirerek, kurumların oluşturulmasının tamamlanması ve ulusal bir kurtuluş hükümeti olması şartıyla hükümetin anlaşmayla değiştirilmesi için iki aylık bir süre tanınması çağrısında bulunan Kurşid, seçim yasasını ve siyasi sistemi değiştirdikten sonra erken seçimlere gidilmesini önerdi.
Nahda Hareketi, Meşişi’yi desteklemeye devam ediyor
Tunus'taki siyasi kriz derinleşirken ve hem ekonomik hem de sosyal yansımaları daha kötüleşirken Nahda Hareketi, Başbakan Hişam el-Meşişi’nin arkasında durmaya devam ediyor.
Nahda Hareketi Sözcüsü Fethi el-Ayadi, 6 Nisan Salı günü yaptığı açıklamada, Nahda Hareketi’nin, Cumhurbaşkanı Kays Said'in ulusal diyalogun başlaması öncesinde Hişam el-Meşişi hükümetini görevden almak istediğine dair bir takım sinyaller gördüğünü ancak ‘hükümetin başındaki Meşişi’yi desteklemeye devam ettiğini’ söyledi.
UGTT’nin başlattığı ulusal diyalog girişiminin halen yürürlükte olduğunu söyleyen Ayadi, Nahda Hareketi’nin de hiçbir siyasi parti ve ulusal kuruluşun dışlanmaması şartıyla girişime açık olduğunu belirtti.
Tarafların, tutumlarından geri adım atmamaları ve siyasi rakipler arasında diyalog beklentilerinin gerçekleşmemesiyle birlikte UGTT ve büyük ulusal kuruluşların, giderek daha da tehlikeli bir hal alan uzun soluklu siyasi krize son vermek için, bunu yapmak isteyen siyasi güçlerin katılımıyla ülkeyi kurtarma girişimini bir an önce başlatma konusundaki sorumlulukları daha da ağırlaşıyor.