İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tahran ile Washington arasında nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasına yönelik herhangi bir anlaşmanın İsrail için bağlayıcı olmadığını ifade ederek, İsrail güvenlik şeflerinden oluşan bir heyetin haftalar içinde Washington'a gideceğini açıkladı. İsrail ziyaret kapsamında, ABD ve müttefiklerinin Ortadoğu ve Avrupa'daki çıkarlarına ilişkin, İran ile anlaşmanın tehlikeleri hakkında bilgilendirmek amacıyla ABD’li meslektaşlarıyla görüşecekler.
Tel Aviv'deki haber kaynakları, heyette, İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi, Mossad Başkanı Yossi Kohen, İsrail Ordusu İstihbarat Başkanı Tamir Hayman ve bir grup kıdemli uzmanın yer alacağını söyledi. Heyet, Beyaz Saray yetkilileri de dahil olmak üzere ABD askeri ve güvenlik liderleriyle istişarelerde bulunmak üzere bu ayın ilerleyen günlerinde ABD’ye seyahat edecek. İsrail heyeti, yaptırımları hafifletecek bir anlaşmaya yapabilmek için İran'ın süper güçleri aldattığını kanıtlayan belgeler ve haritalar götürecek. İsrailli yetkililer, İran askeri nükleer projesinin balistik füze projesi ve bölgeye hakimiyet kurma planları gibi ileriye dönük büyük adımlar attığına dair kanıtlar sunacaklar.
Heyet, ziyerette son İran operasyonlarının güncellenmiş bir resmini sunacak. İran'a yönelik yaptırımların hafifletilmesini sağlayacak bir anlaşmanın istenen sonucu vermeyeceği, hatta tam tersine yol açacağına dair bir mesaj verilecek. Mesajda, Tahran'ın ABD ve Batı ülkelerinin çıkarlarını hedef almaya yönelik gücünü artırmaya ve aldatma siyasetine devam edeceği ve her şeyden önce İsrail'e ve ABD'nin müttefiki olarak gördüğü Arap ülkelerine zarar vereceği yer alacak.
Ziyaret bu bağlamda İsrail güvenlik teşkilatının İran sorunundaki tutumunda keskin bir değişikliğin kanıtı olarak görülüyor. Teşkilat tüm aygıtları ve generallerinin çoğu ile 12 yıldan fazla bir süredir Başbakan Netanyahu'nun tutumuna karşı bir tutum benimseyerek, 2010 ve 2011'de hükümetin 11 milyar şekel (yaklaşık 4 milyar dolar) ayırmasına rağmen İran'a karşı bir savaşa karşı çıkmıştı.
Hala muhalefet etse ve güvenlik servislerinde nüfuzu olsa da Kohen, Netenyahu ve ordunun konumunu değiştiren ve İran'ın nükleer projesini askeri olarak yok etmek için bir savaş planı hazırlama talimatı veren Kochavi ile tamamen uyum içinde. Kochavi savaşa iyi hazırlanabilmesi için büyük bir bütçe artışı talep etmişti.
Netanyahu, Çarşamba günü Nazi Holokostu töreninde yaptığı konuşmada İsrail'in müttefiklerini İran'ın nükleer silah edinmesine izin veren bir anlaşmanın imzalanmasına karşı uyarmış ve böyle bir anlaşmanın nükleer silah programına sahip olma konusunda Tahran'ın önünü açacağını söylemişti.
Netenyahu kanuya dair şu açıklamaları yaptı: “Şu anda Dubai'de Holokost kurbanları için bir anma etkinliği düzenleniyor. Geçmişte buna kim inanırdı? Bunlar, İsrail dışındaki ve ülke içindeki Yahudiler ve Araplar arasındaki ilişkilerde iyi bir değişikliğin işaretleri. Ancak bu yolda ilerlerken bizi geri götürebilecek şeyler de var. Örneğin İran'la nükleer anlaşma yine masada. Ancak tarih bize, aşırılık yanlısı rejimlerle yapılan bu tür anlaşmaların bir diş sarımsak değerinde olduğunu öğretti. Bu yüzden iyi dostlarımıza diyorum ki hata yapmayalım. İran ile yapılacak bir anlaşma nükleer silah elde etmenin yolunu açıyor. Hiçbir şeye hiçbir şekilde bağlı olmayacağız. Bizim için tek bir şey gerekli ve o da bizi yok etmeye çalışan herhangi birinin planını gerçekleştirmesini engellemek.”
Tel Aviv'deki kaynaklar, İsrail'in İran projelerini iptal etmek için adımlar attığını ve siyasi ortamdan memnun olmadığını söylediler.
Öte yandan İran'a karşı büyük ve çok sayıda gizli operasyonlar yürütülüyor. Son zamanlarda, Savunma Bakan Yardımcısına yapılan suikast ve nükleer programının güvenlik ve askeri boyutlarındaki kilit isme yapılan suikast, Muhsin Fahrizade ve Tahran'ın kalbinden nükleer arşivin çalınması ve 20'den fazla İran gemisinde patlayıcı cihazların patlatılması gibi pek çok bilgi basına sızdırıldı. Sonuncusu ise, Tahran'a bir uyarı niteliğinde olan Salı günü Cibuti açıklarında vurulan gemiydi.
Askeri çevreler bu tür sızıntıları eleştirerek bunları ‘Sinemada kas gösterisi yapan süpermen’ şeklinde yorumlayarak, bu tür durumların varlıklarını savunan ülkeler için işe yaramadığını söylediler. Ancak bu tür sızıntıları destekleyenler bunu düşmana açık mesajlar olarak görüyorlar. Kızıldeniz'de İsrail'e atfedilen "Soya" gemisine yapılan son saldırının, İran'ın nükleer programı ve ABD'nin Tahran'a yönelik yaptırımları hakkında Viyana'da görüşmelerin başladığı sırada kasıtlı olarak geldiğini söylediler.
İsrail heyeti, İran'ın nükleer anlaşma konusunu görüşmek üzere ABD’ye gidecek
Netanyahu İran'la yapılan herhangi bir anlaşmanın İsrail için bağlayıcı olmadığını söyledi
İsrail heyeti, İran'ın nükleer anlaşma konusunu görüşmek üzere ABD’ye gidecek
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة