"Dört Büyükler" 9 ayda 841 milyon lira zarar etti

Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüpleri, KAP'a yaptıkları açıklamada finansal tabloları yayınladı / Fotoğraf: Pixabay
Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüpleri, KAP'a yaptıkları açıklamada finansal tabloları yayınladı / Fotoğraf: Pixabay
TT

"Dört Büyükler" 9 ayda 841 milyon lira zarar etti

Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüpleri, KAP'a yaptıkları açıklamada finansal tabloları yayınladı / Fotoğraf: Pixabay
Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüpleri, KAP'a yaptıkları açıklamada finansal tabloları yayınladı / Fotoğraf: Pixabay

Süper Lig'de şampiyonluk yaşayan ve "Dört Büyükler" olarak adlandırılan Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor, Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) 9 aylık bilançolarını açıkladı.
Geçen ay Bankalar Birliği ile 8,4 milyar liralık yapılandırma anlaşması imzalayan ve borçlarını 9 buçuk yıla yayan kulüplerin, 9 aylık süreçte 841 milyon lira zarar ettikleri yapılan bildirimlerin ardından göz önüne serildi.
Galatasaray, 9 aylık süreçte toplam 321 milyon 291 bin 213 lira ile rakipleri arasında en fazla zarar eden takım oldu.
Sarı-kırmızılılar, 1 Haziran 2019-28 Şubat 2020 dönemini 3 milyon 973 bin 707 lira kar ile kapatmıştı.
277 milyon 738 bin 491 lira zarar açıklayan Süper Lig'in lideri Beşiktaş'ın da 1 Haziran 2019-29 Şubat 2020 arasında döneme göre zararını artırdığı görüldü.
Siyah-beyazlılar, söz konusu süreci 246 milyon 175 bin 201 lira zararla kapatmıştı.
141 milyon 813 bin 325 lira zarar eden Trabzonspor, listenin üçüncü sırasında yer aldı. 1 Haziran 2019-29 Şubat 2019 döneminde 52 milyon 775 bin 908 lira zarar açıklayan bordo-mavililerin de borcunu artırdığı görüldü.

Fenerbahçe en az zarar eden takım oldu
Söz konusu süreci en az zararla atlatan ise Fenerbahçe olsa da İstanbul temsilcisinin geçen yıla göre borcunun yükseldiği gözlemlendi.
1 Haziran 2020-28 Şubat 2021 döneminde 102 milyon 429 bin 627 lira zarar ederek rakiplerinden ayrılan sarı-lacivertliler, geçen dönem ise 36 milyon 709 bin 732 lira zarar açıklamıştı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında 1 yılı aşan süreçte mevcut ekonomik problemleri daha da artan kulüpler, geçen aylarda gerçekleştirilen Bankalar Birliği anlaşması ile bir nebze olsun rahat nefes alırken, mevcut finansal tablolara bakıldığında 8 milyar liralık kredi geri ödemesinin nasıl gerçekleştirileceği de akıllarda başka bir soru işareti bıraktı.
"Dört Büyükler"in Bankalar Birliği ile 8,4 milyar liralık Finansal Yeniden Yapılandırma sözleşmesi geçen ay imzalanmıştı.
Anlaşmaya göre kulüpler, Kovid-19 salgını nedeniyle geçirdiği bir yıllık ödemesiz dönemden sonra 1 buçuk yıl daha bankalara herhangi bir ödeme yapmayacak.
Sonraki dönemlerde ise gelir performansına dayalı 9 buçuk yıllık bir finansman modeli hayata geçirilecek.
Futbol ekonomisti Tuğrul Akşar, "Dört Büyükler"in mevcut finansal durumlarını ve Bankalar Birliği ile yapılan borç yapılandırma anlaşmasının uzun vadeli etkilerini Independent Türkçe için yorumladı.

Akşar: Dört kulübün mali yapısı teknik anlamda iflas durumundadır
Futbol kulüplerinin gelirlerinin pandeminin de etkisiyle yüzde 30-35 oranın düştüğünü, buna karşılık ise takımların giderlerinin aynı seviyelerde kaldığını hatırlatan Akşar, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Giderler düşmediği için gelir-gider farkı açıldı ve o nedenle borçlanma arttı. Borçlanma artınca faiz maliyetlerinin yüksekliği ve döviz kurlarının da yukarı yönlü olması nedeniyle zararlar arttı."
Spor kulüplerinin gelirlerde yaşadığı büyük düşüşe dikkat çeken Akşar, "Naklen yayın, maç günü gelirleri diğer kazançlarda önemli düşüş var. Kadro maliyetlerini de aşağı çekemediler. Gelirler azalırken giderlerin sabit kalması, kulüplerin ilave para ihtiyaçlarını gündeme getirdi. Bunu da bankacılık sektöründen borçlanarak karşılamaya çalıştılar. Burada finans maliyetleri yüksek olduğu için zararları arttı maalesef" yorumunu yaptı.

Tuğrul Akşar 

"Kulüpler, dört buçuk yıllık gelirlerini faiz olarak ödeyecekler"
futbolekonomi.com'da yer alan verilere göre "Dört Büyükler"in toplam borçları 2020 yıl sonu finansallarına göre 14 milyar lira, mali kesime olan finansal borçları ise 8,45 milyar liraya ulaşmış durumda.
Kulüplerin pandemi öncesi toplam gelirleri ise 2,1 milyar lira olarak gerçekleşti. Dört kulübün birikimli zararları 3,9 milyar lira iken, özkaynak açıklarınınsa 2,3 milyar liraya kadar yükseldiği görüldü. 
Kulüplerin 30 Kasım 2019-30 Kasım 2020 dönemine ait yıllık zararları toplamı ise 535,9 milyon lira olarak gerçekleşti.
Tuğrul Akşar'a "Dört Büyükler"in geçen ay Bankalar Birliği ile yaptığı 8,4 milyar liralık kredi anlaşmasının uzun vadede kulüplere fayda sağlayıp sağlamayacağını sordum.
Eldeki veriler ışığında değerlendirme yapılmasının şart olduğundan bahseden Akşar, Bankalar Birliği'nden sağlanacak 8,4 milyar liralık krediyle kulüplerin dört buçuk yıllık gelirlerini faiz olarak ödeyeceklerine dikkati çekti:
"Dört kulübün bu faizi bankalara hangi dönemlerde ödeyecekleri kamuoyuna açıklanmadığı için, teamüle uygun olarak altı ayda bir faiz ödemesi yapılacağını varsayarsak, dokuzuncu yılın sonunda dört kulübün bankalara ödeyecekleri toplam faiz tutarı tahmini yüzde 20 faiz oranı üzerinden 9,35 milyar lira; Tahmini yüzde 17 faiz oranı üzerinden de 7,94 milyar lira olacaktır. Buna göre kulüpler mevcut gelirlerinin 4 buçuk katı kadar faiz ödemek yükü altına girmiş olacaklardır ya da bir başka ifadeyle dört buçuk yıllık gelirlerini faiz olarak ödeyeceklerdir. Dört kulüp kredi vadesi boyunca bankalara 8 buçuk milyar lira anapara ve yaklaşık 8-9 milyar lira da faiz ödemesi olmak üzere toplam 16-17 buçuk milyar lira ödeme gerçekleştirecekler."

"Kulüplerin mali yapılarında çözüm bekleyen önemli sorunlar var"
Bankalar Birliği ile yapılan anlaşma ile finansal yükümlülüklerini yerine getiremeyen kulüplere bir nefes alma imkanı yaratıldığını aktaran Akşar, takımların yapısal problemleri bulunduğuna aktararak, şu uyarıyı yaptı:
Borçların yeniden yapılandırılması, sorunun iki yıl daha ötelenmesi anlamına geliyor. Bundan önceki borç yapılandırmada da aynı konuları gündeme getirmiş ve bu kulüplerin faiz kaynaklı borçlarının daha da artacağını ifade etmiştim, aynen de öyle oldu. Kulüplerin finansal yükümlülükleri daha da arttı. Kulüplerin mali yapılarında çözüm bekleyen önemli sorunlar var. Özkaynak açıkları gelirlerinin bir buçuk katına, birikimli zararlarıysa iki katına ulaşmış durumda. Faaliyetlerinden kar edemedikleri için sürekli borçlanmak durumunda kalan, sürekli bütçe açığı veren, gelirleri pandeminin de etkisiyle yüzde 35 daha gerileyen kulüplerin finansal dengeleri yitmiş durumda. 
"Sağlıklı ve dengeli bir mali yapıya sahip olmayan kulüplerde, tekrar finansal dengeyi sağlamak mümkün değildir" diyen Akşar, yapılan anlaşma ile finansal borçların daha da artacağına dikkat çekerek, "Artan faiz yükü nedeniyle borçlar döndürülemez, günü gelen taksit ve ana para ödemeleri yapılamaz noktaya gelecektir... Diğer faaliyet giderlerini de eklediğinizde, bu dört kulübün toplam gelirleri faaliyet ve finansman giderlerini karşılayabilecek yetenekte değildir. Doğal olarak şunu şimdiden söyleyebilirim: 2 yılın sonunda bu kulüpler bu yapılandırmadan gelen 2 yıl anapara ödemesiz dönemin faiz yükünü bile ödeyemeyeceklerdir" ifadelerini kullandı.

"Dört kulübün mali yapısı teknik anlamda iflas durumundadır"
Kulüplerin finansal anlamdaki kredibilitelerini "erozyona uğramış" olarak nitelendiren Akşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ticari ve ekonomik anlamda gelirleri erimiş, finansal yükümlülüklerini yerine getiremeyen bu kulüplerin başkaca bir finansal hamleleri de kalmamıştır. Sıcak para arayışı içinde olan bir mali yapının yangınını ancak bu şekilde söndürmeye çalışıyorlar. Ama bu müdahale ile yangın sönmüyor, sönmüş gibi görünüyor. Bu şartlarda bir mali yapının kredilendirilmesi teknik olarak çok uygun olmamakla birlikte, siyasetin de yönlendirmesiyle bu yapılandırma gerçekleştirilmiştir. Çünkü, bu dört kulübün mali yapısı teknik anlamda Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 376. maddesine göre teknik iflas durumundadır. Özkaynakların üçte ikisini yitirmiş durumdalar ve bu özkaynak açığını giderememektedirler. Ne var ki, söz konusu mali yapıların spor sektöründe olması, sahip oldukları popülarite ve yaygın taraftar tabanı,  TTK'nın 376.maddesinin  çalıştırılmamasına neden oluyor. 

"Günü kurtaran çözümlerle kulüplerin borç sorunları çözülemez"
Dört Büyükler'in TTK 376. maddesine göre "Teknik İflas"ta olduklarını öne süren Akşar, görüşünü şu sözlerle destekledi:
Dört kulüpten üçünün toplam varlıkları, toplam borçlarını karşılamaya yetmediğinden, kulüplerin net borçlu bir mali yapıya sahip olduğu görülüyor. Dört kulübün birikimli zararları nedeniyle özkaynaklarının aşırı derecede eriyerek, pasif açığına neden olduğu anlaşılıyor. Hepsi şirket olan bu kulüplerin net işletme sermayelerinin kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayamadığı gözlemleniyor. Toplam gelirleri, borçlarını karşılamaya yetmiyor; bu nedenle yoğun olarak borçlanmaya yöneliyorlar. Faaliyetlerinden kar yaratmakta zorlanan bu kulüpler, sürdürülebilir bir mali yapıyı olanaklı kılacak bilanço karı oluşturamıyorlar. Dört kulüp özkaynaklarının önemli bir kısmını yitirmiş olmaları nedeniyle, acil sermaye artırımı yapmak zorundadırlar. Aksi halde, TTK hükümlerine göre söz konusu kulüpler teknik iflas durumuna gelmişlerdir. Sonuç itibariyle, yapısal sorunlara yönelik stratejik bir yaklaşıma yönelmeksizin, günü kurtaran çözümlerle kulüplerin borç sorunları çözülemez. 

Independent Türkçe



Çinli yüzücü, Dünya Şampiyonası tarihinde madalya kazanan en genç kişi oldu

Çin'in 4x200m serbest bayrak yarışı takımında yer alan Yu Zidi bronz madalya kazandı (AFP)
Çin'in 4x200m serbest bayrak yarışı takımında yer alan Yu Zidi bronz madalya kazandı (AFP)
TT

Çinli yüzücü, Dünya Şampiyonası tarihinde madalya kazanan en genç kişi oldu

Çin'in 4x200m serbest bayrak yarışı takımında yer alan Yu Zidi bronz madalya kazandı (AFP)
Çin'in 4x200m serbest bayrak yarışı takımında yer alan Yu Zidi bronz madalya kazandı (AFP)

Harry Latham-Coyle 

Singapur'da düzenlenen turnuvadaki serbest bayrak yarışı etkinliğinde bronz madalya kazanan 12 yaşındaki Çinli yüzücü Yu Zidi, Dünya Su Sporları Şampiyonası tarihinde madalyaya uzanan en genç kişi oldu.

Ekimde 13 yaşına girecek olan genç, kadınlar 4x200 metre serbest bayrak yarışının eleme turlarında yüzdü.

Genç sporcu finalde yarışmasa da takım arkadaşlarından oluşan bir dörtlü, yarışı domine eden Avustralya ve ABD'nin ardından üçüncü oldu ve elemelerde yer alan Yu'nun bronz madalya kazanmasını sağladı.

200 metre kelebek ve 200 metre bireysel karışık yüzmede bireysel madalyaları kıl payı kaçıran yıldız yüzücü, son başarısıyla ilk küresel şampiyonasında mükemmel bir başlangıç yapmış oldu. Programın devamında, 400 metre bireysel karışık yüzmede yarışacak.

Dünya Su Sporları (World Aquatics) kurallarına göre, en önemli şampiyonalarına katılmak isteyen yarışmacıların 14 yaş ve üstü olması gerekse de zorlu zaman standartlarını karşılamaları halinde istisna tanınıyor ki birinci sınıf sporcu olan Yu da turnuvadan önce bunu başarıyla gerçekleştirdi.

Kuruluşun genel müdürü Brent Nowicki, genç sporcular için doğru önlemleri alıp almadıklarından emin olmak için yaş kurallarını tekrar değerlendireceklerini açıkladı.

Önceki günlerde Singapur'da "Bu konuya gireceğimi düşünmemiştim ama şimdi bunun uygun olup olmadığı meselesine dönüp konu hakkında bir şeyler söylememiz gerektiği kanısındayım" dedi:

İlerlemenin doğru yolu gerçekten bu mu ve başka şeyler de yapmamız gerekiyor mu? Başka koruyucu önlemler de almalı mıyız? Belirli koşullar altında buna izin veriyor muyuz? Cevabı bilmiyorum.

Yu, Berlin'deki 1936 Olimpiyatları'nda kurbağalama dalında bronz madalya kazanan Danimarkalı Inge Sorensen'den bu yana büyük bir uluslararası turnuvada madalya alan en genç kişi oldu.

Independent Türkçe, independent.co.uk/sport