Yıllarca tehlikesiz taklidi yapan yeni bir yılan türü keşfedildi

Yılana Suzhen'in kraiti ismi verildi. Kraitler, Güney ve Güneybatı Asya'da yaşayan zehirli bir yılan cinsidir (Dr. Li Ding)
Yılana Suzhen'in kraiti ismi verildi. Kraitler, Güney ve Güneybatı Asya'da yaşayan zehirli bir yılan cinsidir (Dr. Li Ding)
TT

Yıllarca tehlikesiz taklidi yapan yeni bir yılan türü keşfedildi

Yılana Suzhen'in kraiti ismi verildi. Kraitler, Güney ve Güneybatı Asya'da yaşayan zehirli bir yılan cinsidir (Dr. Li Ding)
Yılana Suzhen'in kraiti ismi verildi. Kraitler, Güney ve Güneybatı Asya'da yaşayan zehirli bir yılan cinsidir (Dr. Li Ding)

Bilim insanları, yıllar boyunca daha tehlikesiz bir türü taklit eden, ölümcül bir yılan keşfetti. Yılana Çin halk masallarına ait, şekil değiştiren bir yılan tanrıçasının ismi verildi.
Çin'in güneybatısında ve Myanmar'ın kuzeyinde görülen yeni tür, daha önce çok şeritli krait (Bungarus multicinctus) diye sınıflandırılmıştı.
Ancak morfolojik ve genetik farklılıkların yanı sıra acı verici ve ölümcül ısırıkları, bu sürüngenin farklı bir tür olduğunu gösterdi.
Bu nedenle akademik dergi ZooKeys'te yayımlanan araştırmanın yazarları, yeni yılanı Suzhen'in kraiti (Bungarus suzhenae) diye adlandırdı.

Efsanevi yılan
Suzhen'in kraiti, adını Çin'in en ünlü halk masallarından biri olan Beyaz Yılan Efsanesi'nden alıyor. Bu hikayede yılan tanrıçası Bai Su Zhen insan şeklini alıyor ve bir adama aşık oluyor. Ancak bu, tanrılar tarafından yasaklandığı için tanrıça sonsuza kadar bir kuleye hapsediliyor.
Araştırmacılar, "Siyah-beyaz şeritli bu krait, doğadaki beyaz yılana en çok benzeyen yılanlardan biridir, bu yüzden ona Bai Su Zhen'in adını vermeye karar verdik" diyor.

Ölümcül ısırık
Araştırmacıların bu yılanın varlığından haberdar olmasını özellikle ısırıklarındaki farklılıklar sağladı. Çoğu krait türü zehirli olsa da hepsi ölümcül değil.
Ayrıca çok şeritli bir kraitin ısırığı genellikle ağrısız oluyor ve ısırılan bölgede görsel bir iz bırakmıyor.
Araştırmacılar bu yılanın ısırığının acı verdiğini ve ısırılan bölgenin etrafında koyu bir leke bıraktığını tespit etti. Bunun yanında ısırığı da ölümcül olabiliyordu.
Ünlü yılan araştırmacısı Joseph B. Slowinski'nin 2001'de bir yılan tarafından ısırıldıktan sonra ölmesi de dahil olmak üzere, ses getiren bir dizi saldırıdan bu yılanın sorumlu olduğu düşünülüyor.
Almanya'daki Güneydoğu Asya Herpetoloji Derneği'nden araştırmacı Gernot Vogel, "Bu çok tehlikeli bir tür" dedi. Livescience'a konuşan Vogel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kraitler son derece ölümcül olduğundan türlerinin çeşitliliğini ve coğrafi dağılımını anlamak insan hayatını kurtarmak için hayati önem taşıyor."
 
Independent Türkçe, Livescience



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space