Siyasi kışkırtıcılığın pratik tezahürleri

ABD’de her seçim döneminde provokatif söylemler, ölümcül birer silaha dönüşüyor

Rusya’nın Ukrayna sınırı yakınlarına yaptığı askeri yığınak (AFP)
Rusya’nın Ukrayna sınırı yakınlarına yaptığı askeri yığınak (AFP)
TT

Siyasi kışkırtıcılığın pratik tezahürleri

Rusya’nın Ukrayna sınırı yakınlarına yaptığı askeri yığınak (AFP)
Rusya’nın Ukrayna sınırı yakınlarına yaptığı askeri yığınak (AFP)

Fidel Spiti
İnsanın doğasında bulunan ‘kışkırtma’, ‘huzursuzluk çıkarma’ veya ‘provokasyon’ insanın her alanda kullandığı bir tür savunma biçimidir. Ancak bu eylemlerin sonuçları faili için her zaman olumlu olmayıp, kendisine de zarar verebilir ve her iki tarafın da birlikte zarar görmesine neden olabilir. Halk (Arap) arasında “Komşuma nispet olsun diye şalvarımı yaktım” diye bir söz var. Bu söz, bir kişinin düşmanına zarar vermeye çalışırken kendine zarar verebileceği anlamına geliyor.

Etkiye tepki ve yine etki
Tarihi 870 yılına dayanan bir hikaye anlatılır. İşgalci Vikingler, İskoçya'daki bir manastıra vardıklarında, aziz rahibe (Genç Abbey) diğer rahibelerden görünüşlerini bozmalarını ister. Çünkü bu, işgalcilerin onlara tecavüz etmesini engelleyecektir. Sonra bir bıçak alır ve hem burnunu hem de dudaklarını keser. Tüm rahibeler onun gibi yaparlar. Bu durum, Vikinglerin istila ettiği tüm manastırlarda tekrarlanır.
Rahibelerin, Vikingleri ‘kızdıran’ bu eylemleri, onları Vikinglerin tecavüzüne uğramaktan kurtarır, ama Vikingler, manastırları içlerinde rahibelerle birlikte yakarlar.
Siyaset dünyasında ise provokasyon, güvenlik güçlerinin sert müdahalesini haklı çıkarmak için ajanların bir kalabalığı harekete geçirmesi ve gösterileri şiddet olaylarına dönüştürmesi gibi, karşı tarafı hemen harekete geçirecek doğrudan kışkırtıcı bir girişim olarak görülmüştür. Bazı durumlarda bu girişim, provokasyon yapan tarafın daha büyük bir tepki vermek için karşı tarafın askeri olarak karşılık vermesini sağlayacak küçük şiddet eylemleri olabilir.
Dolayısıyla siyasi kışkırtıcılık; bir tarafın, diğer tarafı kurduğu tuzağa düşürmek, öfkeyle veya sabırsız davranarak karşılık vermeye zorlamak için kışkırtıcı bir süreç yürüttüğünün göstergesidir.

Siyasi kışkırtıcılığın örnekleri
Sadece birkaç hafta öncesine ait örneklerden birinde Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp Karrenbauer, Rusya'yı Ukrayna sınırına asker konuşlandırarak ‘provokasyon’ yapmakla suçladı. Bakan Karrenbauer, “Rusya’nın herhangi bir tepki vermesi için karşı tarafı kışkırtmaya çalıştığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Bir başka örnekte ise, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, İran'ın Natanz Nükleer Tesisi’nde uranyum zenginleştirme çalışmalarına başlayacağını açıklamasını ‘provokasyon’ olarak nitelendirdi. Bakan Blinken, “Bu adım, Tahran'ın Viyana'daki nükleer anlaşma konulu görüşmelerdeki ciddiyetine dair soru işaretleri uyandırdı” dedi.
Provokasyon ve bunun sonuçlarıyla ilgili uluslararası bir siyasi kargaşa olarak nitelendirilebilecek yüzlerce örnek daha var. Örneğin Kuzey Kore nükleer çalışmaları, ABD için bir provokasyon olmaya devam ediyor. Bazı analistler, Güney Kore ile ilişkilerini istikrara kavuşturmayı ve Çin ile stratejik dengeyi korumayı amaçlayan ABD’nin Kuzey Kore'nin nükleer çalışmalarını abarttığını düşünüyorlar. Provokasyon, taraflardan birinin lehine sonuçlanacak şekilde ayarlanabilir. Bu yüzden ‘huzursuzluk’, ‘provokasyon’ ve ‘şantaj’ kavramlarını yorumlamanın bir sınırı yok. Pyongyang bir füze fırlatsa veya yörüngeye bir uydu yerleştirirse, bu bir provokasyon olur. Çünkü Seul bunu kısa menzilli gemi karşıtı bir füze testi olarak görür. Kuzey Koreli askerler sınır noktasında birkaç el ateş etse, bu bir provokasyondur ve savaş ilandır. Fakat diğer taraf bunu sadece sınırdan uzakta başka bir konuyla ilgili bir mesaj olarak görebilir. Bu nedenle, her bir tarafın kendi algısına, ihtiyaçlarına ve siyasi hedeflerine göre yorumlayabileceği ‘elastik’ bir ifade olduğu için ‘provokasyon’ veya ‘kışkırtıcılık’ kelimelerinin gerçekte ne anlama gelebileceğinin belirli bir sınırı yok.

Kışkırtıcılığın gücü
Ancak uluslararası arenada yaşanan tüm gerilimlere rağmen, bazı ülkelerin farklı bölgelerdeki çıkarları birbiriyle çatışıyor. Bunula birlikte yine de öngörülemeyen sonuçlara yol açabilecek yanlış varsayımlara kaymayı önlemek için kışkırtıcılığın kullanımında köklü bir diplomatik etik anlayışı vardır. Diğer yandan ‘siyasi huzursuzluk’ genellikle, ‘onlar ne yaparlarsa yapsınlar haksızlar, biz ne yaparsak yapalım doğru’ şeklindeki sağlam bir inanca dayanır. Örneğin, bazı terör örgütleri, savaş yaklaşımlarını desteklemek için ‘kışkırtıcı güç’ ve ‘tamamlayıcı güç’ gibi terimleri benimserler.
Ancak düşmanın her eylemini ‘provokasyon’ olarak değerlendirmek her zaman doğru olmayabilir. Bazen bu yanılgı karar vericileri, kışkırtıcılığın daha geniş ve daha uzak bir stratejik planın parçası olmaktan çok, yalnızca hızla siyasi bir tepki verdirme arzusu olarak görmesine neden olarak yanlış yönlendirebilir. Böylece kışkırtıcı tutum, belirsiz bir süre için bir ‘araç’ ve ‘amaç’ olur. Yani kışkırtıcı davranış, sahibinin düştüğü bir tuzağa dönüşür. Örneğin, İran rejimi uzun süre propagandasını yaparak ‘siyasi bir kışkırtıcı’ haline getirdiği uranyum zenginleştirme çalışmaları, daha sonra ‘ulusal bir mesele’ haline geldi. Böylece kışkırtıcı unsur, sahibinden daha büyük bir mesele oldu. Aynı durum, ‘direnişin direnişçilerden daha büyük bir başlığa dönüştüğü’ Filistin meselesi için de geçerli. Şu an ne direnişi savunabiliyorlar ne de ondan vazgeçebiliyorlar. Adeta müzakere ve kazanç elde etmenin anahtarı olan direniş, bir yük haline geldi. Bu şekilde, bir provokasyon, kışkırtıcılık veya huzursuzluk çıkarma aracı olarak başlayıp bir tuzağa dönüşenlere ilişkin yüzlerce örnek var.

Uzantısı aslının yerini alır
Bazen siyasi kışkırtıcılık sahibine dönebilir ve başlı başına bir sorun haline gelebilir. Niçin ortaya atıldığı unutulur ve ana nesne olur. Örneği bu durum, Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya ile özellikle Ukrayna ve Balkanlar'da olan, ABD’nin ise Çin ile Çin Denizi ve Pasifik'te olan ilişkileri için geçerlidir. Aynı şekilde İran'ın Yemen, Irak, Suriye ve Lübnan'daki ‘çekme ve germe’, bazen de ‘kemiğini kırma’ şeklinde Körfez ülkeleriyle olan ilişkileri için de geçerlidir. Siyasi kışkırtıcılık İsrail ile komşusu olan ülkeler arasındaki ilişkilerde her zaman çetin savaşların fitilini ateşleyen bir unsur olmuştur. Bu, son olarak Temmuz 2006 savaşında yaşandı. Kışkırtıcılık, haritaları sömürgeci veya manda ülkeleri tarafından çizilen üçüncü dünya ülkeleri gibi, sınırlarını tam olarak belirleyemeyen hemen hemen her iki ülkeyi içine almıştır. Kışkırtıcılık, söz konusu bu ülkeler arasında sözlü provokasyonlara, siyasi, diplomatik, bazen de maddi çatışmalara kapıyı açan bugüne kadar halen çözülmemiş olan sınır anlaşmazlıklarına neden oldu.

Makyavelci kışkırtıcılık
İtalyan siyaset bilimci Niccolo Machiavelli ‘Prens’ adlı kitabında, “Bilge bir hükümdar, fırsatını bulduğunda kurnazca düşmanlık duygularını uyandırmalı ve bu düşmanlığı bastırarak saygınlığını artırmalıdır” diye yazdı.
Arap ülkeleri arasındaki her demokratik ülkede parlamento seçimleri yapılsa bile Machiavelli’nin bu sözü sonuna kadar uygulanır. Çünkü seçim sonuçları rakip siyasi partilerin iktidara erişmesine yol açabilir. Bu da hükümetlerin kurulmasını zorlaştırırken karşılıklı olarak siyasi kışkırtıcılıklara ve dış güçler tarafından engellenme veya desteklenme suçlamalarına neden olur. Tüm taraflar diğer tarafların kabul edemeyecekleri şartlar öne sürerler. Siyaset felç olur ve kışkırtıcılık sürer gider. Lübnan, Irak, Tunus, Libya ve Sudan’da yaşanan da tam olarak budur. Bu ülkelerde siyasi taraflar, ülkeyi kontrol etmek için fikir birliğine varmak yerine çatışıyorlar. Bir taraf diğer tarafa kendi isteklerini gerek silahla, gerek parayla ya da basitçe seçim sonuçlarına karşı bir darbeyle dayatabiliyor.  Böylece, seçimlerin yarattığı siyasi ortam, araç olmaktan çıkıp ‘siyasi eylemin özü’ veya amacı haline gelen siyasi sıkıntılar için verimli bir hale geliyor.
ABD’de, her seçim döneminde, özellikle de söylemlerin ölümcül birer silah haline geldiği başkanlık seçimlerinde siyasi kışkırtıcılar ortaya çıkar. Eski ABD Başkanı Donald Trump ile mevcut Başkan Joe Biden arasındaki son seçimlerde kışkırtıcı söylemler zirve noktasına ulaştı. Karşılıklı olarak yapılan suçlamalar, kutsal bir amaca hizmet etse bile doğru olmayabilir. Winston Churchill'in dediği gibi, “Savaş zamanında, gerçek o kadar değerlidir ki, etrafını yalanlarla örerek korumak gerekir.” Adaylar arasındaki yalanlar, provokasyonlar veya siyasi kışkırtıcılıklar seçmenlerin oylarını kazanmayı hedefler.
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'da aktardığı analize göre kışkırtıcı hamlelere bir örnek olarak Trump yönetiminin görev süresinin bitimine iki hafta kala Yemen'deki Husilerin silahlı gücü Ensarullah'ın 'terör örgütleri' listesine dahil etmesi ve Biden yönetiminin, göreve başlar başlamaz grubu listeden çıkarılması gösterilebilir.
İkinci bir örnek ise İngiltere’nin eski Washington Büyükelçisi’nin eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yine eski başkanlardan Barack Obama'yı karalamak için İran’la imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini ortaya koyan basına sızan e-posta yazışmalarıdır. Aynı şekilde Facebook ve Twitter’ın Trump destekçilerinin Kongre binası işgalinden sonra Trump’ın hesabını engellemesinin ardından, Trump ve eşi Melania'nın yeni bir sosyal paylaşım sitesi kurması da başka bir siyasi kışkırtıcılık örneğidir.



Vatikan diplomasisi Moskova ve Kiev arasında tıkanan müzakereleri çözmeyi başarabilecek mi?

Papa 14. Leo, Vance ve eşi Usha ile 19 Mayıs'ta Vatikan'da bir araya geldi (AP)
Papa 14. Leo, Vance ve eşi Usha ile 19 Mayıs'ta Vatikan'da bir araya geldi (AP)
TT

Vatikan diplomasisi Moskova ve Kiev arasında tıkanan müzakereleri çözmeyi başarabilecek mi?

Papa 14. Leo, Vance ve eşi Usha ile 19 Mayıs'ta Vatikan'da bir araya geldi (AP)
Papa 14. Leo, Vance ve eşi Usha ile 19 Mayıs'ta Vatikan'da bir araya geldi (AP)

Papa 14. Leo ile ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance arasında pazar günü Papa'nın göreve başlaması münasebetiyle düzenlenen ayinin ardından gerçekleşen tokalaşma sonrası dün sabah Vatikan'a dönen Vance, yeni Papa ile kapalı kapılar ardında 40 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. ABD Başkan Yardımcısı, bu görüşmenin hemen ardından doğrudan Vatikan Dışişleri Bakanı Monsenyör Paul Richard Gallagher'in yanına giderek ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun da katılımıyla uzun bir görüşme yaptı.

“ABD’ye davet”

ABD yönetiminin göçmen politikaları nedeniyle merhum Papa Francis tarafından eleştirilen Vance, Papa 14. Leo'ya Başkan Donald Trump ve First Lady Melania'nın kendisini ABD'ye davet ettiğini bildiren bir mektubu iletti. Vatikan tarafından yayınlanan bir video kaydına göre ilk Amerikalı papa olan 14. Leo mektubu aldı ve ‘bir ara’ dediği duyuldu.

u78ı
Papa 14. Leo, Rubio ve Vance ve eşleriyle birlikte 19 Mayıs'ta Vatikan'da çekilen bir fotoğraf (AP)

Vatikan kaynakları görüşmenin iki taraf arasındaki dostane ilişkiler çerçevesinde gerçekleştiğini ve tarafların bu ilişkilerin iyi seyrinden ve Kilise ile Devlet arasındaki iyi iş birliğinden duydukları memnuniyeti dile getirdiklerini söyledi. Görüşmelerde kilise faaliyetleri ve din özgürlüğü açısından özel önem taşıyan bir dizi konunun ele alındığını belirten kaynaklar, iki tarafın ayrıca bazı acil uluslararası meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunarak çatışma bölgelerinde uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk hükümlerine saygı gösterileceği ve ilgili tarafların çatışmaları sona erdirmek için barışçıl çözümler bulacağı yönündeki umutlarını ifade ettiklerini aktardı. Kaynaklara göre, Papa ve Vance arasındaki görüşme önce baş başa gerçekleşti, ardından görüşmeye ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve sonrasında da Vance ve Rubio’nın eşleri katıldı.

Vatikan’ın arabuluculuğu

Vatikan'daki diplomatik gözlemcilere göre Washington'ın pazar günü Papa'nın girişimiyle Vatikan tarafından açıklanan Rusya ve Ukrayna arasında barışçıl müzakerelere ev sahipliği yapma teklifinin ayrıntılarını bilmek istemesinden dolayı ABD’nin bu görüşmeyi dün sabah yapmayı istedi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Papa 14. Leo ve ardından İtalya'nın başkenti Roma’da ABD Başkan Yardımcısı Vance ile yaptığı uzun görüşmenin ardından bu girişime yanıt vermekte gecikmezken, ABD heyetinin çevrelerinden Washington'ın bu girişimi memnuniyetle karşıladığı sızıyordu. Zelenskiy, Vance ile görüşmesinin ardından X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, ‘Ukrayna'nın Rusya ile gerçek müzakerelere hazır olduğunu, ancak öncelikle koşulsuz bir ateşkese varılması gerektiğini’ ifade etti.

cdfvgthy
Zelensky ile Papa arasında 18 Mayıs'ta gerçekleşen görüşmeden bir kare (AFP)

Vatikan’ın eski Dışişleri Bakanı Pietro Parolin, cuma günü İstanbul'da Rusya ve Ukrayna heyetleri arasında yapılan müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasını bir ‘felaket’ olarak nitelendirdi. Parolin, Papa 14. Leo'nun Moskova ve Kiev arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yapmayı ve gerekli tüm garantileri sağlamayı teklif ettiğini açıkladı.

Parolin, özellikle İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un Papa 14. Leo'nun göreve başlama törenine katılması ve ardından İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile görüşmesi nedeniyle Vatikan'ın İsrail ve Filistinliler arasında benzer görüşmelere ev sahipliği yapma olasılığı sorulduğunda, “Böyle bir girişim için koşullar henüz mevcut değil” yanıtını verdi.

Avrupa’nın ‘dışarıda bırakılma’ korkusu

Öte yandan Avrupalı diplomatik kaynaklar, Avrupa’nın en etkili ülkeleri olan Fransa, Almanya, Polonya, İngiltere ve daha sonraki aşamada İtalya'nın liderleri tarafından geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen yoğun çabaların ve temasların, Avrupa'nın Ukrayna'daki savaşı sona erdirmeye yönelik herhangi bir müzakerede ötekileştirilmemesini sağlamayı amaçladığını söyledi.

dfgthyju
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron, cuma günü Tiran'da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katıldı (EPA)

Washington'ın Avrupa’yı, çerçevesi, koşulları ve yeri belirlenme aşamasına gelen Rusya-Ukrayna müzakerelerinin dışında tutma eğiliminin Avrupa ülkeleri arasında giderek artan endişelere yol açtığını belirten kaynaklar başta İngiltere olmak üzere Avrupa ülkelerinin Trump tarafından geçtiğimiz hafta başlarında Avrupa tarafını bilgilendirmeden Moskova ve Kiev arasında İstanbul'da doğrudan müzakereler yapılacağını duyurmasından ve bağışçı ülkelerin Ukrayna'ya yardım için sarf ettiği çabaları görmezden gelmesinden duyduğu rahatsızlığa işaret etti.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz Roma'da yaptığı açıklamada, ABD ve Avrupa ülkelerinin Ukrayna’daki savaşı mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek için birlikte çalışmaya kararlı olduklarına inandığını, ancak daha fazla koordinasyona ihtiyaç olduğunu söyledi.

efrgty
Macron, Starmer, Tusk ve Merz Ukrayna'nın başkenti Kiev’i ziyaret etti, 10 Mayıs 2025 (EPA)

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e eşlik eden diplomatik bir kaynak, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in perşembe günü Arnavutluk'un başkenti Tiran'dan ABD Başkanı Trump ile telekonferans aracılığıyla yaptıkları görüşmenin ardından bu üç Avrupalı liderin, Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yapacağı telefon görüşmesinden önce üç temel konuyu açıklığa kavuşturmak üzere Trump'la konuşmaları gerektiğini vurguladıklarını söyledi.

Diplomatik kaynağın aktardığına göre bu üç temel konu şunlar:

1- Rusya Devlet Başkanı Putin’in 2022 yılında yaptıklarını gerçekleştirecek güce ve araçlara sahip olduğu yönündeki açıklamalarından sonra Beyaz Saray'ın başındaki ismin Putin'le yapacağı görüşmelere ilişkin niyetini öğrenmek.

2- Moskova'nın ateşkes ve barışçıl müzakerelerin başlatılması çağrısına yanıt vermemesi durumunda Rusya ve bazı müttefiklerine yönelik yeni ve sert bir yaptırım paketi hazırlamak.

3- Avrupa'nın müzakerelerden dışlanmayacağına dair garanti almak.