Çad, öldürülen Cumhurbaşkanı İdris Debi İtno’ya veda etti

Yaşamını yitiren Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi İtno, oğlu Muhammed İdris Debi ve bir askeri lider (2013) (AFP)
Yaşamını yitiren Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi İtno, oğlu Muhammed İdris Debi ve bir askeri lider (2013) (AFP)
TT

Çad, öldürülen Cumhurbaşkanı İdris Debi İtno’ya veda etti

Yaşamını yitiren Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi İtno, oğlu Muhammed İdris Debi ve bir askeri lider (2013) (AFP)
Yaşamını yitiren Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi İtno, oğlu Muhammed İdris Debi ve bir askeri lider (2013) (AFP)

Çad, bugün (Cuma), otuz yıldan fazla süredir ülkenin başında bulunan ve beş yıl daha görevini sürdürmeye hazırlanan İdris Debi İnto’ya veda ediyor. Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi İtno, seçimlerde altıncı dönemi de kazandığını ilan etmesinden bir gün sonra, ülkenin kuzeyinden gelen isyancılarla yaşanan çatışmalarda öldürüldü.
Encemine, dün akşam (Perşembe) Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un yanı sıra Sahel ülkelerinin liderlerini (Moritanya, Burkina Faso, Nijer, Mali) ve Sudan, Gine, Gabon ve diğer birçok ülkenin liderini ağırladı.
Heyetler, sıkı güvenlik önlemleri altında,  Askeri Geçiş Konsey Başkan Yardımcısı General Jaymadum Terina tarafından havaalanında karşılandı. "Ümmet Meydanı’nda” yapılacak cenaze töreninde Askeri Geçiş Konseyi Başkanı General Muhammed İdris Debi konuşma yapacak. Naaş daha sonra cenaze namazının kılınması için Kral Faysal bin Abdülaziz Es-Suud Camii'ne götürülerek ailesine teslim edilecek. Namazın ardından ise cenaze Encemine'nin dışındaki aile kabristanlığına götürülecek.
Askeri yetkililer, Debi’nin cenazesinde Cumhurbaşkanının onuruna 21 ağır top atışı yapılacağına dair halkı uyaran bir bildiri yayınladı. Bu uyarının yapılmasının nedeni halihazırda karışık olan ülkede, halk arasında bir panik dalgasından kaçınmaktır.
Bu arada, muhalefetteki Çad Değişim ve Uyum Cephesi (ÇDUC) "güvenlik durumu" nedeniyle Debi'nin cenaze törenine katılım sağlanmaması konusunda uyardı. Bu uyarı, 11 ülkenin cenaze törenine katılımını engellemedi.
Diğer yandan birçok kaynak, silahlı muhalefet cephesinin askerlerini ve askeri üslerini Güney Libya'dan Çad'a nakletmek için bu "ilan edilmemiş ateşkesten" yararlandığını belirtti. Özellikle de ordu siyasi süreçle ve geçiş aşamasıyla meşgulken ve ülkeyi "Debi sonrası" aşamaya hazırlarken muhalefet bu fırsatı değerlendirdi.
Debi’nin ölümünden sonra ordu, öldürülen Cumhurbaşkanı İdris Debi İnto’nun oğlu Muhammed İdris Debi’ye başkanlık görevini veren "askeri geçiş konseyinin" kurulduğunu duyurdu. Askeri Geçiş Konseyi Başkanı General Muhammed İdris Debi, resmi kurumlardan, siyasi partilerden, sivil toplum kuruluşlarından heyetleri ve bir dizi bağımsız Çadlı şahsiyeti kabul etti.
Askeri Geçiş Konseyi Başkanı General Muhammed İdris Debi, “Ordu iktidarda kalma niyetinde değil ve geçiş aşamasını tek taraflı yönetmeye çalışmıyor. Oluşmakta olan hükümet geçiş aşamasını yönetecek.” açıklamasında bulundu.
Muhammed İdris Debi, Ulusal Meclis (Parlamento) Başkanı, Yargıtay Başkanı, Görsel-İşitsel Medya Yüksek Kurumu Başkan Vekili, Ulusal İnsan Hakları Kurumu ve Sosyal, Kültürel ve Ekonomi Konseyi Başkanı ile görüştü.
Bu arada Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, ülkesinin Çad'ın istikrarı konusundaki "endişesini" dile getirdi ve bir televizyon röportajında şunları söyledi: “Bu durum beni endişelendiriyor. Durumu istikrara kavuşturmak için çok dikkatli olmalıyız. Geçici askeri konsey, Çad'ın istikrarını ve birliğini garanti edecek mi?”
Fransa, Sahel bölgesindeki teröre karşı savaşta önemli bir müttefiki kaybetmekten ve Çad'ın olası bir iç savaşa kayması ve bu durumun DEAŞ ve El-Kaide ile savaşmak üzere Mali, Nijer ve Burkina Faso'da bulunan yüzlerce Çad askerinin Çad’a geri dönmesine neden olmasından korkuyor.
Le Drian açıklamasının devamında şunları söyledi: “Çad ordusu, Sahel için ortak kuvvet içindeki yükümlülüklerini nasıl yerine getirecek. Çad kuvvetleri geri çekilmeyecektir. Sanmıyorum, Askeri Geçiş Konsey'in bu taahhütlerden geri adım atacağını düşünmüyorum.”
Fransa Dışişleri Bakanı, Askeri Geçiş Konseyi'nin görevinin "ülkenin istikrarını sağlamak ve bir an önce gerçekleşmesi gereken demokratik bir süreci uygulamak" olduğunu belirtti.
Askeri Geçiş Konseyi’nin meşruiyeti ve geçiş aşamasına liderlik etmesi gereken kişinin Parlamento Başkanı olması konusunda ortaya çıkan tartışmaya değinen Le Drian, “Mantık olarak, Çad Ulusal Meclisi Başkanı Harun Kabaddi, geçiş aşamasına liderlik etmelidir. Ancak Kabbadi, olağanüstü güvenlik durumu ve ülkenin istikrar sağlama ihtiyacı nedeniyle reddetti.” diye konuştu.
Askeri Geçiş Konseyi, eski Cumhurbaşkanı Debi’ye çok yakın olan 15 generalden oluşuyor. Askeri Geçiş Konseyi açıklandığı üzere "özgür ve demokratik seçimler" yapılıncaya kadar 18 aylık bir süre için ülkenin yönetimini üstlenmekle sorumludur.
Afrika Birliği'nin konumu, özellikle Askeri Geçiş Konseyi Başkanı General Muhammed İdris Debi’nin, Afrika Birliği (AfB) Komisyonu Başkanı Musa Fakih ile görüşmesi ve ülkede istikrarı sağlamak için geçiş aşamasını hazırlama mekanizmalarını tartışmasından bu yana önemini koruyor.
AfB Barış ve Güvenlik Konseyi, dün (Perşembe) Çad'daki durumu değerlendirmek üzere sanal bir oturum düzenledi. Oturum, Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi İtno için düzenlenen saygı duruşunun ardından başladı.



Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
TT

Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçkin üniversitelerle mücadelesinin başlamasından sadece birkaç gün sonra, federal göçmenlik görevlileri mart ayında New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki yurdunda Filistinli öğrenci Mahmud Halil'i gözaltına aldı.

Trump yönetimi, Filistinlileri destekleyen diğer yabancı öğrencileri gözaltına alarak ve Halil'in en önde gelen aktivistlerinden biri olduğu Filistin yanlısı öğrenci protesto hareketine tanık olan Columbia, Harvard ve diğer özel eğitim kurumlarına verilen milyarlarca dolarlık araştırma hibelerini iptal ederek mücadelesini artırırken, Halil üç aydan fazla bir süre Louisiana kırsalındaki bir gözaltı merkezinde tutuldu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre 30 yaşındaki Halil, “Soykırıma karşı durduğum için hiç pişman değilim… Doğru olanı savunduğum için, yani savaşa karşı çıktığım ve şiddete son verilmesi çağrısında bulunduğum için pişman değilim” ifadelerini kullandı.

Halil, hükümetin kendisini susturmaya çalıştığına ama aksine bunun kendisine daha geniş bir platform sağladığına inanıyor.

Halil serbest bırakıldıktan sonra New York'a döndüğünde havaalanında Trump'ın siyasi muhaliflerinden Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez tarafından karşılandı. Gözaltına alındığı için doğumunu kaçırdığı eşi ve küçük oğluyla buluştuğu sırada destekçileri Filistin bayrakları salladı.

İki gün sonra Columbia Üniversitesi'nin Manhattan kampüsü yakınlarındaki katedralin merdivenlerinde düzenlenen bir mitingin yıldızı oldu ve burada üniversite yetkililerini eleştirdi.

Geçtiğimiz hafta, 2025 New York Belediye Başkanlığı seçimleri öncesinde Demokrat Parti ön seçimini kazanan Filistin yanlısı Zohran Mamdani ile birlikte coşkulu kalabalığın karşısına çıktı.

Halil şunları söyledi: “Bu durumda olmayı ben seçmedim; Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) seçti... Bunun elbette hayatım üzerinde büyük bir etkisi oldu. Dürüst olmak gerekirse halen yeni gerçekliğim üzerine düşünmeye çalışıyorum.”

Mayıs ayındaki mezuniyet törenine katılamayan Halil gözaltından işsiz olarak çıktı. Uluslararası bir yardım kuruluşunun siyasi danışman olarak çalışması için yaptığı teklifi geri çektiğini söyledi.

Hükümet temyiz başvurusunu kazanıp onu tekrar gözaltına alabilir. Bu nedenle Halil önceliğinin oğlu ve diş hekimi eşiyle mümkün olduğunca çok zaman geçirmek olduğunu ifade etti.

Suriye'deki bir Filistin mülteci kampında doğan Halil'in eşi Dr. Nur Abdullah ABD vatandaşı. Halil'e geçen yıl ABD'de kalıcı oturma izni verildi.

Yüksek lisans öğrencisi olarak 2022 yılında New York'a taşındı ve Columbia Üniversitesi yönetimi ile üniversitenin İsrail ordusunu destekleyen silah üreticileri ve diğer şirketlere yaptığı yatırımlara son vermesini talep ederek kampüs parkında eylem yapan protestocular arasındaki başlıca öğrenci müzakerecilerinden biri oldu.

Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

Halil herhangi bir suçla itham edilmedi. Ancak ABD hükümeti geniş kapsamlı bir göçmenlik yasasına dayanarak onun ve diğer bazı Filistin yanlısı uluslararası öğrencilerin ‘yasal ancak tartışmalı’ konuşmalarının ABD'nin dış politika çıkarlarına zarar verebileceği gerekçesiyle sınır dışı edilmeleri gerektiğini savundu.

Davaya bakan federal yargıç, Trump yönetiminin Halil'i sınır dışı etmek için öne sürdüğü temel gerekçenin, ifade özgürlüğü haklarının anayasaya aykırı bir şekilde ihlal edilmesi olduğuna hükmetti. Hükümet karara itiraz ediyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Abigail Jackson sorulara cevaben şunları söyledi: “Bu ifade özgürlüğü ile ilgili değil, Hamas teröristlerini desteklemek ve kampüsleri güvensiz hale getiren ve Yahudi öğrencileri taciz eden kitlesel protestolar düzenlemek için ABD'de bulunma hakkı olmayan kişilerle ilgili.”

Columbia Üniversitesi'nin politikasına meydan okuma

Halil, antisemitizm bahanesini kınadı ve Yahudi öğrencileri protesto hareketinin ‘ayrılmaz bir parçası’ olarak tanımladı. Hükümetin, Trump'ın Amerikan karşıtı, Marksist ve ‘radikal sol’ ideolojilerin hâkim olduğunu söylediği Amerikan yüksek öğretimini yeniden şekillendirmek için ‘antisemitizmi’ bahane olarak kullandığını söyledi.

Trump yönetimi Columbia'ya ve diğer üniversitelere, çoğunlukla biyomedikal araştırmalar için verilen federal hibe parasının, hükümet kimi kabul ettikleri, işe aldıkları ve ne öğrettikleri konusunda daha fazla denetime sahip olmadıkça devam etmeyeceğini bildirdi ve ‘daha fazla entelektüel çeşitlilik’ çağrısında bulundu.

Harvard'ın aksine Columbia Üniversitesi, hükümetin hibeleri aniden iptal etmesine itiraz etmedi ve Trump yönetiminin protestolarla ilgili kuralların sıkılaştırılması yönündeki bazı taleplerini, finansmanın yeniden başlatılmasına yönelik müzakerelerin ön koşulu olarak kabul etti.

Halil, Columbia'nın eylemlerini yürek parçalayıcı olarak nitelendirdi. Halil, “Columbia, yükseköğretim kurumlarının nasıl yönetildiğine dair her ayrıntıya müdahale etmesine izin vererek kurumu Trump yönetimine teslim etti” dedi.

Columbia Üniversitesi yönetimi, müzakereler devam ederken akademik özerkliği korumanın ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtti.

Columbia Üniversitesi Sözcüsü Virginia L. Abrams, üniversite yetkililerinin Halil'in nitelendirmesine ‘kesinlikle katılmadıklarını’ ifade etti.

Abrams yaptığı açıklamada, “Columbia Üniversitesi, Halil de dahil olmak üzere, öğrencilerin güçlü bir şekilde inandıkları konularda konuşma hakkını tanır... Ancak üniversitenin, kampüsteki herkesin ayrımcılık ve tacizden uzak bir kampüs topluluğuna katılabilmesini sağlamak için kurallarına ve politikalarına uyması da önemlidir” ifadelerini kullandı.

Halil, Columbia ve Trump'ın hedefindeki diğer üniversiteleri öğrencilerine kulak vermeye çağırdı.

Halil sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Öğrenciler, bu kampüsün insan hakları ve uluslararası hukuka nasıl uyabileceğine ve tüm öğrencileri nasıl kapsayabileceğine dair net bir plan sundular... Meselelerin neresinde dururlarsa dursunlar herkes kendini eşit hissedecek... Üniversite yönetimi öğrencileri dinlemek yerine siyasi baskıya boyun eğmeyi tercih ediyor.”