Suudi Arabistan’ın dün Lübnan'dan gelen bir uyuşturucu sevkiyatına el koyduğunu açıklamasının ardından Lübnan'ın Arap ve Avrupa ülkelerine kaçakçılık ve uyuşturucu kaçakçılığının başlangıç noktası haline gelmesine yönelik siyasi uyarılar arttı. Öte yandan Yunanistan da Lübnan'dan Slovakya'ya gönderilen tatlı yapma makinesi sevkiyatında saklanmış 4 ton esrar ele geçirdiğini duyurdu.
Suudi Arabistan’ın Lübnan Büyükelçisi Velid Buhari dün Lübnan’ın MTV TV kanalına yaptığı açıklamada, ülkesinin Lübnan ürünlerinin Suudi Arabistan'a girişini engelleme kararının nedenlerinin ilk etapta güvenlik olduğunu ve güvenliği korumayı hedeflediğini belitti. Aynı zamanda Suudi Arabistan Krallığı'nın vatandaşlarının ve sakinlerinin güvenliğini koruma amacıyla alındığını ifade etti. Büyükelçi Buhari, Lübnan’ın LBC kanalına yaptığı diğer açıklamasında ise, "Suudi Arabistan’a uyuşturucu kaçakçılığı ve bunun artması, Suudi Arabistan'ın yerel ve uluslararası suç şebekelerine karşı yaşadığı zorluğun boyutunu ortaya koyuyor" dedi.
Lübnan'ın Arap ülkeleriyle ekonomik ilişkilerini etkileyen kaçakçılık operasyonları nedeniyle Lübnan'da siyasi ve güvenlik alanında alarm durumuna geçildi. Gelişmeleri takip eden Cumhurbaşkanı Mişel Avn, yarın (Pazartesi) Baabda Sarayı'nda bir toplantı yapılması çağrısında bulundu. Toplantıya Başbakan Dr. Hasan Diyab, Ulusal Savunma, Tarım, İçişleri ve Belediyeler, Dışişleri ve Göçmenler, Maliye, Ekonomi ve Ticaret Bakanlıklarının yanı sıra, güvenlik ve gümrük dairelerinin başkanları, tarım sektöründen bir dizi çiftçiler ve ihracatçılar katılacak.
Lübnan Sanayi Bakanı İmad Hubbullah, dün meyve sevkiyatlarında ve diğerlerinde uyuşturucu ihracatı yapanların ifşa edilmesi, isimlerinin duyurulması ve mümkün olan en kısa sürede takip edilmesi gerektiği çağrısında bulunarak, “Bu durum aylarca süremez" dedi.
Lübnan'ın Riyad'daki Büyükelçisi Dr. Fevzi Kabbara, Lübnan'ın gelecekte Suudi Arabistan'a uyuşturucu kaçakçılığını önlemek için güvenlik çabalarını yoğunlaştıracağını vurguladı. Ayrıca uyuşturucu kaçakçılığı çetelerinin Lübnan'ın çıkarlarını ve ilişkilerini umursamadığını ve itibarına zarar verdiğini belirterek Lübnan'ın kaçakçılığın kaynağı olmadığını ifade etti.
Lübnan Güçleri Partisi Genel Başkanı Semir Caca, yaşananların güçlü dönemin ve müttefiklerinin yeni bir başarısı olduğunu, Lübnanlı çiftçileri ürünleri için temel ve hayati bir pazardan mahrum bıraktıklarını belirtti. Caca, “Bunun nedeni ise kaçakçılık ticaretine hakim olan bir grubun faaliyetleri olduğu kadar, aynı zamanda Lübnan yönetim ve kurumlarının bilinen nedenlerden dolayı bu konuyla ilgili ihmalkarlığı” dedi. Caca açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Bu hakim grubun her gün faaliyetlerine devam ettiği ve bu güçlü dönemin Lübnanlıların başına yeni bir felaketi beraberinde getireceği kesin bir şekilde netleşti. Mevcut iktidar grubunun başarısızlığı, yolsuzluğu ve tüm Lübnanlıların çıkarları pahasına tamamen özel çıkarlarının peşinde koşması apaçık hale geldi. Her gün yeni bir felaket yaşamamak için bu iktidar grubundan kurtulmak dışında bir kurtuluşumuz yok. Bunu da Lübnanlıların devletin projesine yeniden değer katacak yeni bir otorite kurma sorumluluklarını üstlendiği erken parlamento seçimleri dışında yapmanın bir yolu yok.”
Suriye'de endüstri daha popüler hale geldi
Lübnan'dan Avrupa'ya ve Arap ülkelerine büyük bir uyuşturucu kaçakçılığı operasyonları faaliyetine yol açan bazı faktörler bir araya geldi. Özellikle Suriye savaşının patlak vermesinin ardından kaçakçılık olayları arttı ve bu durum Suriyeli kaçakçıların faaliyetlerinin bir kısmını Lübnan'a aktarmalarına yol açtı. Uyuşturucu endüstrisi Lübnan'da ve komşu Suriye'de aktif hale geldi. Suriye’nin ülkede yayılmasıyla endüstri daha popüler hale geldi ve daha çok ihraç edildi.
4 Ağustos’taki patlamanın ardından geçtiğimiz aylarda Beyrut limanından kaçakçılık dalgaları arttı. Kaçakçılar, yola çıkmadan önce gizlediklerini gemilere ve konteynırlara aktarmak için kamyonları ve malları kontrol eden güvenlik ekipmanlarının yokluğundan yararlanıyor. Lübnanlı yetkililer, patlamanın ardından imha edilen tüm yük tırlarını ve kargoları doğru bir şekilde fotoğraflamak için kullanılan Beyrut limanındaki tarayıcının yerine yenisini halen alamadılar.
Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi'nden Milletvekili Vehbe Katişa, Suriyeliler ve Lübnanlı çeteler, Avrupa ve Arap ülkelerine kaçakçılık için bir başlangıç noktası olarak kullandığı Beyrut limanının uyuşturucu kaçakçılığı için bir merkez haline geldiğini vurguladı. Katişa, Şarku’l Avsat'a şu açıklamayı yaptı:
"Ülke, etkili ve güçlü bir devletin yokluğunda örgütlere tabi olduğunda, Suriye'ye giden ve Suriye'den gelen kaçakçılık için bir arena haline geldiğinde, uluslararası yaptırımlar söz konusu olduğunda, uluslararası güveni kaybedecek ve dünya çapında bir uyuşturucu dağıtım merkezine dönüşecek."
Katişa ayrıca şunları kaydetti:
"Artık bir devlet yok. Bu yüzden Lübnanlılar ve Suriyeliler de dahil olmak üzere kanun kaçakları ülkelerini sömürüyorlar, bu yönüyle kaçakçılık faaliyetlerini harekete geçiriyorlar. Patlamadan bu yana teknik ekipman sıkıntısı, ihracat ve ithalat yoluyla kaçak malların mübadele alanı haline geldi. Suriyeliler de limanı doğrudan herhangi bir yaptırım yüklenmeden istedikleri gibi kullanıyorlar. Daha ziyade burada sorumluluk Lübnan'a ait. Yaşanan bu durum, Lübnan yönetimi liman üzerindeki mutlak kontrolünü genişletmediği için bir devletin olmaması durumunun kötüye kullanılması."
Geçtiğimiz aylarda Lübnan güvenlik güçleri, Körfez pazarlarına ve özellikle Suudi Arabistan'a ve Avrupa ülkelerine yönelik büyük kaçakçılık operasyonlarını defalarca engellemeyi başardılar. Gümrük yetkilileri 3 Şubat'ta, Beyrut limanında Yunanistan'a ve ardından Suudi Arabistan'a gönderilmesi planlanan 5 milyon captagon hapı ele geçirdi.
Lübnan güvenlik güçleri, 20 Şubat'ta Lübnan'dan ihraç edilen ekmek fırınları aracılığıyla Avrupa ülkelerine yapılan uyuşturucu kaçakçılığı operasyonlarının "beynini" tutukladı. Lübnan İç Güvenlik Güçleri Genel Müdürü yaptığı açıklamada, “Sıkı takip ve hassas bir inceleme sonucu Bilgi Şubesi’nin de işbirliği ile kaçakçılık ağının en tehlikeli üyelerinden biri ve operasyonların beyni olan Suriyeli 1969 doğumlu kişiyi yakaladık” dedi. Aynı kişi, aylar önce Fransa'ya bir uyuşturucu kaçakçılığı operasyonu düzenlemişti. 20 Kasım'da ilgili Fransız yetkililer, profesyonel olarak iki fırının içine gizlenmiş yaklaşık 465 kg esrarı ele geçirdi ve bu kişileri tutukladı. Bu olayın ardından ağın üyeleri kaçakçılık yönünü Körfez ülkelerine değiştirmeye karar verdi.
İç Güvenlik Kuvvetleri, Nisan 2020'de Lübnan tarihinin en büyük operasyonu ile bir Afrika ülkesine gitmesi planlanan 25 ton uyuşturucu kaçırma girişimini engelledi.