Tarantulalar dünyayı nasıl "fethetti"?

Tarantula, Theraphosidae familyasına mensup (Ranil Nanayakkara)
Tarantula, Theraphosidae familyasına mensup (Ranil Nanayakkara)
TT

Tarantulalar dünyayı nasıl "fethetti"?

Tarantula, Theraphosidae familyasına mensup (Ranil Nanayakkara)
Tarantula, Theraphosidae familyasına mensup (Ranil Nanayakkara)

Bilim insanları, tarantulaların 100 milyonu aşkın bir süre önce bugün Amerika kıtası diye bilinen bölgede ortaya çıktığını ve oradan dünyanın dört bir yanına yayıldığını tespit etti.
Bu tüylü yaratık, Antarktika haricindeki bütün kıtalarda yaşamını sürdürüyor. Bu durum araştırmacıları şaşırtıyor. Zira tarantulalar "evine düşkün" olmalarıyla biliniyor.
Dişiler yuvalarından nadiren ayrılıyor. Yumurtadan çıkan yavrular pek uzaklaşmıyor. Erkeklerse sadece eş aramak için etrafta geziniyor.
Peki bu "ev kuşu" 7 kıtanın 6'sına gitmeyi nasıl başardı?
Bilim insanları bu soruyu cevaplamak için tarantulaların kökenini araştırdı. Hem 29 tarantula hem de 18 örümcek türüne ait transkriptomlardan (hücrede bulunan bütün gen okumalarının koleksiyonu) alınan moleküler ipuçlarına dayanarak tarantulaların soyağacı çizildi.
Söz konusu örümcek türleri, Mygalomorphae adlı tarantulaları da içeren örümcek takımına mensup.
Araştırma ekibi daha sonra fosil verilerine dayanarak soyağacını kronolojik hale getirdi.
Öte yandan bu hayvanların fosilleri son derece nadir. Biri Meksika'da bulunan yaklaşık 16 milyon yıllık, diğeri Myanmar'da bulunan yaklaşık 100 milyon yıllık sadece iki tarantula fosili var.
Ancak çalışmada kullanılan bir bilgisayar yazılımı, diğer örümcek fosillerine dayanarak kadim tarantulaların yaşlarını hesaplamayı başardı.
Hakemli bilim dergisi PeerJ'de yayımlanan bulgular, bu tüylü yaratıkların ilk olarak Amerika'da 120 milyon önceki Kretase döneminde ortaya çıktığını gösterdi. O dönemde Gondvana süper kıtasındaki söz konusu kara parçası, Afrika'ya Hindistan'a ve Avustralya'ya bağlıydı.
Uzmanlar tarantulaların işte bu sayede kıtaları "istila ettiğini" düşünüyor.
Öte yandan bu canlıların, Hindistan'da ağaçta ve yerde yaşayanlar olmak üzere iki gruba ayrıldığı ortaya kondu. Ağaçları kendilerine ev yapan eklembacaklılar, kuzenlerinden 20 yıl sonra Asya'ya yayıldı.
Bilim insanları bu tespitin tarantulalar hakkındaki fikirleri değiştirebileceğini düşünüyor. Zira araştırma ekibinden ve ABD'deki Carnegie Mellon Üniversitesi'nde evrimsel biyolog Saoirse Foley şöyle konuştu:
"Tarantulaların etrafa yayılmada iyi olduğunu daha önce hiç düşünmemiştik. Kıtaların sürüklenmesi tarihlerinde kesinlikle rol oynamış olsa da Asya'daki iki kolonileşme olayı, bizi düşüncelerimizi gözden geçirmeye sürüklüyor."
 
Independent Türkçe, Live Science, EurekAlert



Bilim insanlarından küresel ısınma uyarısı: Uyku apnesi vakaları iki katına çıkacak

 (Pexels)
(Pexels)
TT

Bilim insanlarından küresel ısınma uyarısı: Uyku apnesi vakaları iki katına çıkacak

 (Pexels)
(Pexels)

Stuti Mishra Asya İklim Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, iklim krizinin yol açtığı daha sıcak geceler, yüzyılın sonuna gelindiğinde uyku apnesini çok daha yaygın ve tehlikeli hale getirebilir.

Araştırmacılar artan sıcaklıkların, dünya çapında yaklaşık 1 milyar kişiyi etkileyen ve kalp hastalığı, demans ve erken ölümle bağlantılı bir uyku bozukluğu olan obstrüktif uyku apnesini (OUA) kötüleştirebileceğini söylüyor.

Flinders Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ve hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışma, iklim değişikliğinin OUA'nın şiddetini ve sağlık üzerindeki etkisini nasıl artırabileceğini modelleyen ilk araştırma.

Flinders Üniversitesi FHMRI Uyku Sağlığı'ndan çalışmanın başyazarı Dr. Bastien Lechat, "Bu çalışma, ortam sıcaklıklarının OUA'nın şiddetini etkileyip etkilemediğini araştırarak iklim gibi çevresel faktörlerin sağlığı nasıl etkileyebileceğini anlamamıza katkı sağlıyor" diyor.

Araştırmacılar uyku sırasında solunum düzensizliklerini izleyen bir yatak altı sensörü aracılığıyla, 29 ülkeden en az 116 bin kişiden elde edilen 58 milyondan fazla gece uykusu verisini kaydetti.

Birkaç yılda toplanan veriler, küresel iklim modellerinden elde edilen saatlik iklim verileriyle eşleştirilerek farklı ısınma senaryoları altında OUA şiddetindeki değişikliklerinin simülasyonu oluşturuldu.

Dr. Lechat, "Genel olarak ortam sıcaklığıyla OUA şiddeti arasındaki ilişkinin büyüklüğü bizi şaşırttı" diyor.

Yüksek sıcaklıklar, kişinin belirli bir gece OUA yaşama olasılığının yüzde 45 artmasıyla ilişkiliydi.

Görsel kaldırıldı.Grafik, çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından ölçülen, endüstri çağından itibaren küresel ortalama sıcaklık artışını gösteriyor (WMO)


Çalışma, OUA şiddetindeki sıcaklıkla ilişkili artışın, Avustralya veya ABD'ye kıyasla Avrupa ülkelerinde bilhassa belirgin olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar bunun, klimaya erişimdeki farklılıklardan kaynaklanabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar engelliliğe ayarlanmış yaşam yılı (disability-adjusted life years / DALY) kullanarak iklimin şiddetlendirdiği uyku apnesinin sağlık ve ekonomi üzerindeki yükünü tahmin etti. Sadece 2023'te, sıcaklık artışının araştırmadaki 29 ülkede yaklaşık 800 bin sağlıklı yaşam yılının kaybıyla bağlantılı olduğunu saptadılar.

Dr. Lechat, "Bu rakam, bipolar bozukluk, Parkinson hastalığı veya kronik böbrek hastalıkları gibi diğer tıbbi durumlardakine yakın" ifadelerini kullanıyor.

Toplam ekonomik kayıp yaklaşık 98 milyar dolar olarak tahmin edilirken bunun 68 milyar doları sağlığın bozulmasından, 30 milyar dolarıysa işyerindeki verimlilik düşüşünden kaynaklanıyor.

Kıdemli araştırmacı Profesör Danny Eckert, veriler çoğunlukla soğutma ve sağlık hizmetlerine erişimi daha iyi olan yüksek gelirli bölgelerdeki bireylerden elde edildiğinden, örneklemin düşük gelirli ülkelerde OUA'nın gerçek dünyadaki yükünü yeterince yansıtmayabileceğini söylüyor.

Profesör Eckert "Bu, tahminlerimizi yanıltarak sağlık ve ekonomi üzerindeki gerçek maliyetin düşük tahmin edilmesine yol açmış olabilir" diyor.

Sadece Avustralya'da, OUA dahil uykuyla ilgili sağlık sorunlarının maliyeti daha önce yılda 66 milyar Avustralya doları (yaklaşık 1 trilyon 700 milyar TL) olarak tahmin edilmişti.

Ekip halihazırda soğutmaya erişimin veya davranışsal değişikliklerin, ısınan hava koşullarında uyku apnesinin şiddetini nasıl azaltabileceği gibi olası müdahaleleri araştırmayı planlıyor.

Profesör Eckert, "İleride, ortam sıcaklığının uyku apnesinin şiddetine etkisini azaltacak stratejiler araştıran ve altta yatan fizyolojik mekanizmaları inceleyen müdahale çalışmaları tasarlamak istiyoruz" diye belirtiyor.

Çalışma, daha güçlü küresel iklim eylemleri olmadan uyku apnesinin yükünün muhtemelen keskin bir şekilde artacağı ve bunun da halk sağlığı sorunlarını şiddetlendirerek ekonomileri zorlayacağı uyarısında bulunuyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/climate-change