Dışişleri Bakanlığı, von der Leyen’in açıklamalarına yanıt verdi

Fotoğraf: Twitter
Fotoğraf: Twitter
TT

Dışişleri Bakanlığı, von der Leyen’in açıklamalarına yanıt verdi

Fotoğraf: Twitter
Fotoğraf: Twitter

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in Türkiye ziyareti sırasında yaşanan oturma düzeni tartışmasıyla ilgili, "Mesele AB protokolünün kendi arasındaki eşgüdümsüzlüğü ve ihmalinin bir sonucudur. Türkiye, kendisine iletilen talepleri karşılamıştır. Evrensel protokol düzenlemelerine uygun olarak, Türkiye'deki protokol düzenlemelerinde de makam sahiplerinin cinsiyetine göre farklı bir uygulama yapılmamaktadır" ifadelerini kullandı.
Bilgiç, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile von der Leyen'in Türkiye'ye yaptığı ziyarette yaşanan oturma düzeni tartışmasına ilişkin soruya yazılı olarak yanıt verdi.
Tartışmanın Avrupalılık, kadın olmak, İstanbul Sözleşmesi ve Avrupa Komisyonunun konumuyla alakası olmadığını söyleyen Bilgiç, "Bu konuda bir kasıt veya kötü niyet aranması da anlamsızdır" dedi.
Bilgiç, açıklamasında Türkiye'nin köklü bir diplomasi geleneği bulunduğuna vurgu yaparak şunları kaydetti:
"Mesele AB protokolünün kendi arasındaki eşgüdümsüzlüğü ve ihmalinin bir sonucudur. Türkiye, kendisine iletilen talepleri karşılamıştır. Evrensel protokol düzenlemelerine uygun olarak, Türkiye'deki protokol düzenlemelerinde de makam sahiplerinin cinsiyetine göre farklı bir uygulama yapılmamaktadır. Bu nedenle, kimse köklü bir diplomasi geleneğine sahip Türkiye'nin, misafirperverliğini ve heyet ağırlama tecrübesini sorgulamamalıdır."
Türkiye'nin, AB Komisyonu Başkanlığının ilk defa bir kadın tarafından üstlenilmesinden memnuniyet duyduğuna da dikkati çeken Bilgiç, "(Türkiye) Bunun kadının güçlendirilmesi ve eşit haklara sahip olmasında önemli bir adım teşkil ettiğini düşünmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Ursula von der Leyen ile de karşılıklı güven ve saygıya dayanan yakın ve dostane bir ilişkisi bulunmaktadır" ifadelerine de yer verdi.
Bilgiç, oturma düzeni tartışmasının AB içi siyasi kavgalardan kaynaklandığını ve AB yetkililerince de bunun bilindiğini belirterek, "Hala AB içindeki bazı ülkelerde siyasi tartışmalara malzeme olarak kullanılması ve özellikle cinsiyet ayrımcılığıyla ilişkilendirilmesi üzücüdür" dedi.
Önemli olan konunun iki AB kurumu liderinin Türkiye'ye birlikte ziyarette bulunması ile ziyaretin içeriği ve sonuçları olduğuna vurgu yapan Bilgiç, "Temennimiz, AB kurumlarının kendi aralarında bir uzlaşıya vararak, bu konuda benzer sıkıntılara başka yerlerde de sebebiyet vermemeleridir" değerlendirmesinde bulundu.

Von der Leyen, kadın olduğu için bu davranışa maruz kaldığını söyledi
Yaşanan oturma düzeni tartışmasına ilişkin 26 Nisan'da Avrupa Parlamentosu'nda konuşan von der Leyen, kadın olduğu için bu davranışa maruz kaldığını dile getirmişti.
"Takım elbiseli ve kravatlı olsaydım bunlar olur muydu?" diye soran von der Leyen, "Bir kadın ve Avrupalı olarak kendimi yalnız hissettim. Çünkü bunlar oturma düzeni veya protokolle ilgili değil. Bu tam da bizim kim olduğumuzla ilgili. Bu birliğimizin savunduğu değerlerle ilgili. Bu, kadınlara eşit muamele edilmesi için ne kadar yol kat etmemiz gerektiğini gösteriyor" demişti.
 
Independent Türkçe

 


Trump’tan evsizlere karşı sert adım: Zorla hastaneye yatırılacaklar

ABD'de evsiz kişi sayısı geçen yıl 770 bine yükselerek rekor seviyeye ulaşmıştı (Reuters)
ABD'de evsiz kişi sayısı geçen yıl 770 bine yükselerek rekor seviyeye ulaşmıştı (Reuters)
TT

Trump’tan evsizlere karşı sert adım: Zorla hastaneye yatırılacaklar

ABD'de evsiz kişi sayısı geçen yıl 770 bine yükselerek rekor seviyeye ulaşmıştı (Reuters)
ABD'de evsiz kişi sayısı geçen yıl 770 bine yükselerek rekor seviyeye ulaşmıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, evsiz insanların akıl hastalığı ve bağımlılık nedeniyle uzun süreli olarak zorla hastaneye yatırılmasını kolaylaştıracak bir kararname imzaladı.

Trump’ın perşembe günü imzaladığı kararnamede, bu adımın “kamusal düzeni yeniden tesis etmek” amacıyla yapıldığı savunuluyor.

Kararname kapsamında, akıl hastalıkları ya da uyuşturucu kullanımıyla ilgili davaların görüldüğü mahkemelere fonların artırılması öngörülüyor.

Ayrıca şehirlerde izinsiz kamp kurma, boş evlerin işgal edilmesi ve kamuya açık alanda uyuşturucu kullanımı gibi konularda “azami denetim” politikası uygulayan eyaletlere daha fazla fon sağlanması planlanıyor.

Trump’ın kararnamesi, hukuki ve etik tartışmaları da beraberinde getirdi. Uzmanlar, bu girişimin etkisinin sınırlı olabileceğini çünkü bu yasaların her eyaletin kendi yetki alanında olduğunu belirtiyor.

Ulusal Evsizlik Hukuku Merkezi İletişim Direktörü Jesse Rabinowitz, insanların hastanede tedaviye zorlanmasının etik dışı olduğunu belirterek şunları söylüyor:

En güvenli topluluklar, fakir ya da hasta olmayı suç haline getirenler değil, insanlara sunacak en fazla konut ve kaynağa sahip olanlardır.

Haberde, Trump yönetiminin Madde Bağımlılığı ve Ruh Sağlığı Hizmetleri İdaresi tarafından yönetilen pandemi hibelerinde 1 milyar dolardan fazla kesintiye gittiği de hatırlatılıyor. 

Eski ABD Başkanı Joe Biden yönetiminde uyuşturucu politikalarıyla ilgili çalışmalar yapan Regina LaBelle, bir yandan fonları kesip diğer yandan böyle kararnameler yayımlamanın sorunları çözmeyeceğini belirtiyor.

Bazelon Akıl Sağlığı Merkezi'nden Jennifer Mathis de kesintiler nedeniyle sağlık sisteminin halihazırda yük altında olduğuna işaret ederek, “Daha fazla insanı hastanelere kapatmak çözüm değildir” diyor.

Independent Türkçe, Washington Post, NPR