Hafter, Bingazi’deki hükümet toplantısı için özel koşullar belirledi

Askeri Komite, Misrata ve Sirte arasındaki sahil yolunun açılmaya yakın olduğunu duyurdu

Geçen salı akşamı başkent Trablus’taki ‘Birlik Hükümeti’ toplantısı sırasında Dibeybe (Hükümet Medya Ofisi)
Geçen salı akşamı başkent Trablus’taki ‘Birlik Hükümeti’ toplantısı sırasında Dibeybe (Hükümet Medya Ofisi)
TT

Hafter, Bingazi’deki hükümet toplantısı için özel koşullar belirledi

Geçen salı akşamı başkent Trablus’taki ‘Birlik Hükümeti’ toplantısı sırasında Dibeybe (Hükümet Medya Ofisi)
Geçen salı akşamı başkent Trablus’taki ‘Birlik Hükümeti’ toplantısı sırasında Dibeybe (Hükümet Medya Ofisi)

Başkent Trablus’taki Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter arasında ilk kez aleni bir diyalog yaşandı. Bu diyalogla birlikte, başta doğudaki Bingazi şehri olmak üzere ordu güçlerinin güvence altına aldığı bölgelerde toplantı yapılması için hükümete izin verilen şartlar da belirlenmiş oldu.
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, iki yetkili arasındaki diyalog karşısında sessiz kalırken Hafter, Dibeybe’nin ziyaretini ve hükümetinin Bingazi’deki toplantısını memnuniyetle karşıladı. Ancak Hafter, ‘geçici’ olarak nitelendirdiği hükümetin, koruma ve güvence için Dışişleri Bakanlığı ve Bingazi şehrindeki birimleriyle koordineli olmasını ve milislerin kontrol ettiği diğer şehirlerden unsurların transfer edilmemesini’ şart koştu.
Hafter geçen salı akşamı geç saatlerde LUO Sözcüsü Ahmed el-Mismari tarafından dağıtılan bir bildiride, “Genel Komutanlık, geçici hükümet ile egemen, hizmet ve hatta iletişim düzeyinde herhangi bir bağı olmamasına rağmen, toplantısına ev sahipliği yapmaktan ve toplantıyı güvence altına almaktan memnuniyet duyar” ifadelerine yer verdi. Hafter, ordu güçlerinin güvence altına aldığı bölgelerde yüksek düzeyde eğitim, hazırlık ve organizasyona sahip askeri birimler tarafından desteklenen, kapsamlı güvenlik deneyimi ve bilgisine sahip düzenli polis ve güvenlik hizmetleri bulunduğunu belirtti.
Bildiride, “Bingazi şehri güvensizdir ve acı çekmektedir” şeklindeki ‘yanlış bilgiler’ reddedilirken, bu nedenle hükümet toplantısının ve ziyaretinin iptal edildiği söylentileri de yalanlandı. Radikalizm yanlısı örgütlere bağlı ve Libya’nın birliği ve siyasi sürecin başarısıyla ilgilenmeyen medya kuruluşlarına’ da suçlamalar yönelten Hafter, medya organlarının ‘sadece Libya’nın düşmanları, güvenlik ve emniyet düşmanları, ülkeyi bölmek isteyenler ve Libya halkının son dönemdeki başarılarına saygı duymayanlar tarafından yayınlan’ bu söylentileri yayarak birleşik bir otoritenin üretilmesine yol açtıklarını vurguladı.
Bildiride, ordunun fedakarlıklarıyla Libya’nın doğusuna güvenliğin hâkim olduğu belirtilirken, nefret söylemini yayan ve Libyalılar arasında anlaşmazlık ve uyuşmazlık tohumları eken radikalizm yanlısı medyanın söylemleri de eleştirildi. Bildiride ayrıca, “Üst düzey heyetleri karşılamaya, güvenlik ve emniyetlerini en üst düzeyde sağlamaya tamamen hazırız” ifadelerine yer verildi.
Bildiride ayrıca, Genel Komutanlığın emniyete aldığı alanların istikrar ve güvenliğini sarsmak için, Libya arenasındaki durum ve gelişmelerden yararlanarak hilelerini hayata geçirmeye çalışanlara karşı uyarı yapıldı. Ayrıca terör ve suçla mücadele etmek, ülkeyi pençelerden ve entrikalardan kurtarmak için kendi görevini üstlenen Ordu Genel Komutanlığı’nın, ‘Libya halkının fedakarlıklarını göz ardı etmeyeceği, Libya’nın güvenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü baltalamaya çalışan herkesin karşısında sabırla duracağı’ vurgulandı. Aynı şekilde vatanın ve vatandaşın onurunu koruyabilecek güçlü bir ulusal ordu inşa etmekten geri adım atmayacakları belirtildi.
Öte yandan Dibeybe, şehri ‘Libyalıların gönüllerinde yaşayan ve ülkenin, onsuz olamayacağı bir kanadı’ olarak tanımlayarak, Bingazi’ye övgüde bulundu. Geçen salı akşamı başkent Trablus’ta hükümetinin üçüncü bakanlar toplantısı öncesinde televizyon üzerinden açıklamada bulunan Dibeybe, “Şehirle aramızda küçük engellerin olmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Dibeybe, herhangi bir tarih vermeksizin de yakın zamanda Bingazi’ye ziyarette bulunacaklarını söyledi.
Abdulhamid Dibeybe, “Libyalıları bir araya getirmek ve gerçek bir devlet kurmak için tarihi bir fırsatımız olduğunu henüz anlamamış olanlar var” dedi. Askeri kurumların bir an önce birleşmesi gerektiğini belirten Dibeybe, hükümetinin devlet kurumlarının çoğunu birleştirmedeki başarısına dikkati çekti.
Petrol limanlarının kapatılması kriziyle ilgili olarak Dibeybe, vatandaşlarına ‘hükümetinin, petrol limanlarını kapatma krizinin üstesinden geldiği, Sirte ve Arap Körfezi (Basra Körfezi) şirketlerine olan yükümlülükleri ödeyebilmek ve sektördeki firmaların teknik problemlerini onarabilmek için gerekli olan tutarı, acilen Ulusal Petrol Şirketi’ne tahsis ettiğine’ dair güvence verdi. Dibeybe, “Anayasa yeminini ettikten iki aydan kısa bir süre sonra, hükümetin çalışmalarının olumlu yönlerini görmeye başladık” diyerek, Libya halkının güvenliğinin, istikrarının, iyiliğinin ve refahının sağlanacağına dair umudunu dile getirdi.
Öte yandan LUO temsilcilerini ve Birlik Hükümetine mensup güçleri içeren 5+5 Ortak Askeri Komitesi, Misrata ve Sirte şehirlerini birbirine bağlayan sahil yolunu trafiğe açmak için son aşamada olduklarını açıkladı.
Sirte’deki karargahında Menfi ve Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya temsilcisi Jan Kubis ile düzenlediği toplantı sonrasında komite, bölgedeki mayınların temizlendiğini ve çok sayıda güvenlik noktasının kurulduğunu belirtti. Komite ayrıca, lojistik faaliyetlerin çoğunun da son aşamalarında olduklarını kaydetti.
Ülkenin doğusu ve batısı arasındaki yolun açılması talebiyle birlikte Sirte şehri sakinleri, 5+5 Ortak Komite’yi, ‘bu konudaki önceki tavsiyelerini uygulamaya, mayınları temizlemeye ve iki taraftaki tutukluların serbest bırakılmasını sağlamaya’ çağırdı. Hükümet yanlısı Libya Haber Ajansı da yerel halkın bölünmeyi ve vatandaşların seyahat ederken yol boyunca çektikleri acıları sona erdirmek için önemli ve kaderi kararlara ulaşmayı umduklarını belirtti.



İnsani krizler karşısında Sudan'ı desteklemeye yönelik uluslararası çabaların artırılması

Uluslararası yardımların bir parçası (Şarku’l Avsat)
Uluslararası yardımların bir parçası (Şarku’l Avsat)
TT

İnsani krizler karşısında Sudan'ı desteklemeye yönelik uluslararası çabaların artırılması

Uluslararası yardımların bir parçası (Şarku’l Avsat)
Uluslararası yardımların bir parçası (Şarku’l Avsat)

Sudan'da devam eden insani kriz ve ülke içinde ve komşu ülkelerde nüfusun artan temel ihtiyaçları ışığında, 2023 yılında çatışmaların patlak vermesinden bu yana devam eden zor durumunda Sudan halkına destek sağlamaya yönelik uluslararası çabaların önemi artıyor.

Raporlar, Sudan'ın, özellikle ülke içinde ve dışında savaştan etkilenen insanların ve mültecilerin sayısının artmasıyla birlikte gıda, sağlık, barınma ve eğitim dahil olmak üzere acil insani yardıma ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.

İnsani yardım kuruluşları

Geçtiğimiz yıl boyunca insani yardım kuruluşları Sudan genelinde 15,6 milyondan fazla insana 1,8 milyar dolarlık destekle ulaştı. Sağlanan yardımlar arasında 13 milyondan fazla insan için gıda ve geçim desteğinin yanı sıra su, sanitasyon, hijyen, sağlık, beslenme ve barınma yardımı da yer aldı.

Komşu ülkelerde faaliyet gösteren insani yardım kuruluşları bir milyondan fazla kişiye gıda, yarım milyon kişiye tıbbi destek ve 800 binden fazla kişiye koruma hizmetleri sağlayarak hayat kurtarıcı yardımlarda bulundu.

Kötüleşen koşullar

Bu bağlamda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), insani krizin başlangıcından bu yana Sudan'a destek sağlıyor. Suudi Arabistan, Nisan 2023'te krizin patlak vermesinden önce daha sürdürülebilir müdahaleler uygulamaya yönelen Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi'nin (KSrelief) çabalarının bir parçası olarak, birçok coğrafi alana ve insani sektöre dağıtılan 132 milyon dolarlık insani yardım da dâhil olmak üzere Sudan'a 3 milyar dolardan fazla destek sağladı.

KSrelief, çatışma nedeniyle kötüleşen insani durumun bu kazanımları heba ettiğini, bunun da KSrelief’i acil yardım sağlamak için geri dönmeye zorladığını ve Nisan 2023'ten bu yana Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer insani yardım kuruluşlarıyla iş birliği içinde 73 milyon dolardan fazla maliyetle 70'ten fazla insani yardım projesi uyguladığı Sudan'daki ihtiyaç alanlarındaki çabalarını iki katına çıkardığını açıkladı.

Kalkınma projeleri

BAE Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan son istatistikler, BAE'nin 2014-2025 yılları arasında 3,5 milyar dolar değerinde insani yardım ve kalkınma yardımı sağladığını ortaya koyarken, 2023'te çatışmanın patlak vermesinden bu yana 600,4 milyon dolar tahsis edildi. Bu yardımlardan iki milyondan fazla kişi doğrudan faydalandı.

defd
Sudan'a yönelik Suudi yardımı hava yoluyla ulaştırıldı. (Şarku’l Avsat)

Bu çabaların bir parçası olarak BAE, Şubat 2025'te Addis Ababa'da düzenlenen Sudan için Üst Düzey İnsani Yardım Konferansı'nda 200 milyon dolar taahhüt etti. BAE ayrıca 162 uçak ve bir deniz sevkiyatı aracılığıyla, 6 bin 388 tonu Sudan içinde ve 280 tonu tıbbi yardım olmak üzere 12,6 bin ton gıda, sağlık ve yardım malzemesi dahil olmak üzere yardımların ulaştırılmasına katkıda bulundu.

Sudanlı mültecileri desteklemek üzere Çad'a 6 bin ton ve Uganda'ya 200 ton gönderildi. Ayrıca bir sağlık merkezine destek sağlandı, 3 su kuyusu açıldı ve 10 sağlık tesisi inşa edildi. BAE ayrıca, Güney Sudan'daki mültecilere 300 ton yardım sağladı.

Sağlık sektörü

Sağlık sektöründe BAE, Çad'da 90 bin 889'dan fazla hastaya tıbbi hizmet sağlayan iki sahra hastanesi kurdu ve Güney Sudan'ın Bahr el-Gazal eyaletinde bir hastane açtı. Ayrıca 14 Sudan eyaletinde 127 sağlık tesisi desteklendi.

İstatistikler, BAE'nin Sudan'da faaliyet gösteren BM kurum ve kuruluşlarına 70 milyon dolar, komşu ülkelerdeki Sudanlı mültecilere de 30 milyon dolar sağladığını gösterdi. Buna Dünya Gıda Programı (WFP) için sağlanan 25 milyon dolar da dahil.

csdvfgt
BAE yardımı, Sudan'da mağdur olanlara yardım etmek için çeşitli kalemler içeriyor. (WAM)

Söz konusu mali katkılar şöyle: WFP’ye 25 milyon dolar, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) 20 milyon dolar, Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) 8 milyon dolar, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) 7 milyon dolar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) yaklaşık 5 milyon dolar ve Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA) yaklaşık 5 milyon dolar.

Ek destek

BAE ayrıca, krizden etkilenen Sudanlı mülteci kadınlar için WHO’ya 3 milyon dolar, UNHCR'ye 3 milyon dolar, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'na (UNFPA) 2 milyon dolar, Kadın Barış ve İnsani Yardım Fonu'na 2 milyon dolar ve Çad'daki Toplumsal Cinsiyete Dayalı Müdahale Programı'na 250 bin dolar olmak üzere 10,25 milyon dolar değerinde ek destek sağladı.

Eğitime destek bağlamında BAE, UNICEF ile Çad'daki Sudanlı mültecilerin eğitimine 4 milyon dolar destek sağlamak üzere bir anlaşma imzaladı.

Bu çabalar, Sudan'ın hem ülke içinde hem de mülteci kamplarında milyonlarca insanın yaşam koşullarının kötüleştiği bir ortamda, insani krizi hafifletmek için daha koordineli bir uluslararası desteğe ihtiyacı olduğunu vurguluyor.