'Drakula'nın Şatosu' aşı merkezi oldu

Romanya'da toplam vaka sayısı 1 milyonu aştı (Reuters)
Romanya'da toplam vaka sayısı 1 milyonu aştı (Reuters)
TT

'Drakula'nın Şatosu' aşı merkezi oldu

Romanya'da toplam vaka sayısı 1 milyonu aştı (Reuters)
Romanya'da toplam vaka sayısı 1 milyonu aştı (Reuters)

Kont Drakula'nın Şatosu diye bilinen Romanya'daki dünyaca ünlü Bran Kalesi, aşı merkezine dönüştü.
Önlüklerinde dudağının kenarından kan akan ve vampir dişleri görülen çıkartma taşıyan sağlıkçılar, mayıs ayının her cuma, cumartesi ve pazar günü şatoya gelen kişilere Pfizer/BioNTech'in koronavirüs aşısını yapıyor.
Karpatlardaki bir vadide inşa edilen Bran Kalesi, 14. yüzyıldan kalma. Şato, 15. yüzyılda Osmanlı Devleti'ne bağlı olan Eflak Prensliği'nin lideri III. Vlad'la ilişkilendiriliyor. Kazıklı Voyvoda diye de bilinen bu kişinin, düşmanlarını korkunç şekillerde öldürttüğü düşünülüyor.
İrlandalı yazar Bram Stoker'ın, popüler kültürün en önemli parçalarından 1897 tarihli Dracula kitabını yazarken, Kazıklı Voyvoda'dan ilham aldığına inanılıyor.
Öte yandan şatoda aşı olmak isteyen kişilerin randevu alması gerekmiyor. Aşılananlar, Ortaçağ'dan kalma 52 işkence aletinin sergilendiği bir etkinliğe de ücretsiz katılma şansına erişiyor.
Ayrıca bu kişiler, "cesaret ve sorumluluğa işaret eden aşı diploması" diye tarif edilen bir belge alıyor.
Bran Kalesi yetkilileri, pandemi sebebiyle ziyaretçi sayısının azaldığı mekana ilginin bu hamleyle artmasını hedefliyor.
Romanya hükümetiyse bu sayede yurttaşları aşıya teşvik etmeyi planlıyor. Veriler, yaklaşık 19,5 milyon nüfusa sahip ülkede en az 3,6 milyon kişinin en az bir doz aşı yaptırdığını gösteriyor.
Ancak Slovakya merkezli Globesec adlı düşünce kuruluşunun nisanda yayımladığı bir anket, nüfusun neredeyse yarısının aşı olmak istemediğini göstermişti.
 
Independent Türkçe, Reuters, AFP, BBC, CBS News



E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
TT

E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)

Uçakların sadece havadan yakıt alması bilimkurgu gibi gelse de çok da uzak olmayan bir gelecekte bu bilimsel bir gerçeğe dönüşebilir.

Nasıl mı? E-yakıt veya "elektrikten üretilen sıvı" yakıt diye adlandırılan üçüncü nesil sürdürülebilir havacılık yakıtı (sustainable aviation fuel / SAF) sayesinde.

Uzmanlar, bu teknolojinin aslında şaşırtıcı derecede basit olduğunu söylüyor. Havacılık endüstrisinin aşması gereken en büyük engel ise maliyet.

Avrupa Hava Emniyeti Ajansı'na göre e-yakıtların tonu 8 bin 720 dolar, biyolojik bazlı SAF'in tonu 2 bin 365 dolar ve geleneksel jet yakıtının tonu 830 dolar.

Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, e-yakıtın atmosferdeki veya endüstriyel emisyonlardan elde edilen karbondioksitin (CO2) doğrudan elektroliz yoluyla veya hidrojenle birleştirilerek karbonmonoksite (CO) dönüştürülmesiyle üretildiğini açıklıyor.

fghyju
Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, havadan jet yakıtı üretmenin arkasındaki bilimin aslında epey basit olduğunu açıklıyor (Aether Fuels)

Daha sonra karbondioksit ve hidrojen birleştirilerek çeşitli hidrokarbon bileşikleri oluşturulabiliyor ve bunlar rafine edilerek jet yakıtına dönüştürülebiliyor.

Sustainable Aviation CEO'su Duncan McCourt, yakıldığında karbon saldığını belirtiyor. Bu, üretiminde yenilenebilir enerji santrali kullanılırsa tamamen net sıfır olduğu anlamına geliyor. Ayrıca biyolojik kaynaklı SAF'ten farklı olarak hammadde sınırlamaları ve arazi kullanımı sorunları da sözkonusu değil.

The Independent'a konuşan McCourt, "ticari seviyeye ölçeklendirmenin ve bunu makul bir maliyetle yapmanın" engel teşkil ettiğini söylüyor.

Madigan daha ayrıntılı bir şekilde, e-yakıt tesislerinin maliyetinin "yüksek olduğunu ve mevcut politikalar kapsamında gereken türde hidrojenin kıtlığının projeleri daha küçük ölçekli operasyonlarla sınırladığını" açıklıyor.

Bunun "maliyet verimliliğinin düşmesine ve kabul edilebilir sermaye getirisi elde etmek için çok yüksek fiyatlara yol açtığını" ifade ediyor.

Madigan şöyle devam ediyor:

CO2 artı H2 yakıtlarını teşvik eden politikaların olduğu sadece iki pazar var (Birleşik Krallık ve AB) ve bunlar sadece atık hidrojen veya yeşil hidrojenin kullanımına izin veriyor. Birçok şirket sermaye harcamalarını azaltmanın yollarını arıyor ancak çoğu yaklaşım bu süreçte verimlilikten ödün veriyor.

Madigan, atmosferden CO2 yakalamanın "çok fazla enerji gerektirdiğini ve dolayısıyla çok pahalı" olduğunu ancak bu sorunun yakıt fiyatına daha az etki ettiğini söylüyor.

Peki çözüm ne?

Bu kısmen politikacıların elinde.

McCourt "Hidrojen üretmek ve karbonu büyük ölçekte yakalamak için gereken enerjinin maliyeti, başlıca zorluklardan biri" diyor.

Bu sorunun üstesinden gelmek için kayda değer yatırımlar ve destekleyici hükümet politikalarına ihtiyaç var.

Peki havacılık endüstrisi "havadan yakıt"ı benimseyecek mi? Birkaç havayolu şirketi uçuşları için alternatif yakıtlar denediğinden, bu olası görünüyor.

Virgin Atlantic 2023'te Heathrow'dan New York'a yemeklik yağla çalışan bir Boeing 787 Dreamliner uçurdu ve United, Emirates ve British Airways gibi havayolu şirketleri de SAF kullandı.

Independent Türkçe