Washington Post: İsrail'deki Arapların öfkesi, son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı

Şeyh Cerrah mahallesindeki protestolarda çok sayıda Filistinli genç gözaltına alınmıştı (AP)
Şeyh Cerrah mahallesindeki protestolarda çok sayıda Filistinli genç gözaltına alınmıştı (AP)
TT

Washington Post: İsrail'deki Arapların öfkesi, son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı

Şeyh Cerrah mahallesindeki protestolarda çok sayıda Filistinli genç gözaltına alınmıştı (AP)
Şeyh Cerrah mahallesindeki protestolarda çok sayıda Filistinli genç gözaltına alınmıştı (AP)

İsrail ve Filistin arasında gerilim giderek artarken, The Washington Post gazetesinin haberine göre İsrail'de son 20 yılda ilk defa bu kadar çok sayıda Filistinli sokağa döküldü.
Gazete, işgal altındaki topraklarda gerilimin her zaman var olduğunu ancak İsrail kentlerindeki Arap mahallelerinden yükselen öfkenin uzun süre sonra ilk defa doruğa ulaştığını yazdı.   
Bölgede tansiyon, İsrail güçlerinin Filistinlileri Doğu Kudüs'teki Şeyh Cerrah mahallesinden çıkarma girişimleri ve Mescid-i Aksa'da Müslümanlara saldırmasıyla hızla yükselmişti. İsrail nüfusunun yüzde 20'sini oluşturan Arapların yoğun olduğu ya da Yahudilerle yaşadığı bölgelerde düzenlenen gösteriler, önceki gece birçok yerde şiddetli çatışmalara dönüştü.
Bazı bölgelerde radikal sağcı Yahudiler, Filistinlilere ait binalara ve iş yerlerine saldırılar düzenledi. Lod kentinde artan gerilimin ardından Batı Şeria'dan yerleşimciler Yahudi gruplara destek için kente akın ederken, Araplar da sokaklarda güvenlik amacıyla devriye gezmeye başladı.
Ramle kentinde yaşayan Filistinli Yusuf, İsrail polisinin radikal Yahudilerin saldırılarını önlemediğini belirterek "Yaşananlar bir savaşa benziyordu" dedi.
İsrail Emniyet Müdürü Kobi Shabtai ise, 2000-2005 arasında binlerce Filistinli ve İsraillinin hayatını kaybettiği İkinci İntifada'yı kastederek "Bu ölçüde bir şiddeti Ekim 2000'den bu yana görmedik" diye konuştu.

"Araplar arasında korkusuz bir yeni kuşak var"
İsrail'deki Arap azınlıkların haklarını savunmak için faaliyet yürüten Adalah örgütünün direktörü Hasan Cabrin, Araplar arasındaki korku ve güvenlik kaygılarının son 20 yılın en yüksek düzeyine ulaştığını ifade etti.
Arap yazar ve sinema yapımcısı Rami Yunus da, protestoların yıllardır Filistinliler arasında büyüyen öfkenin bir sonucu olduğunu kaydetti. Yunus, "Görünen o ki Araplara yönelik saldırı ve baskılardan bıkan korkusuz bir yeni kuşak var" dedi.
Lod'da Gazze'den atılan roketler nedeniyle ailesinden iki kişiyi kaybeden Filistin kökenli Arafat İsmail ise, Arapların yaşadığı köylerinde İsrail'in diğer bölgelerindekine benzer sığınaklar bulunmadığını belirtti. İsrail'in köyü resmen tanımadığını belirten İsmail, sığınak kurulması yönündeki taleplerinin görmezden gelindiğini kaydederek "Bu füzeler bizi hedef almıyor mu?" dedi.  

Independent Türkçe, The Washington Post



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.