Dera’da suikastlar sürerken Kuneytra kırsalında saldırı endişesi artıyor

Suriye’nin güneyinde bulunan Dera’daki silahlı adamlar (Şarku’l Avsat)
Suriye’nin güneyinde bulunan Dera’daki silahlı adamlar (Şarku’l Avsat)
TT

Dera’da suikastlar sürerken Kuneytra kırsalında saldırı endişesi artıyor

Suriye’nin güneyinde bulunan Dera’daki silahlı adamlar (Şarku’l Avsat)
Suriye’nin güneyinde bulunan Dera’daki silahlı adamlar (Şarku’l Avsat)

Suriye’nin güneyindeki Dera kırsalında suikastlar devam ederken Kuneytra kırsalındaki bir köyde bulunan milislerin ülkenin kuzeyine doğru çekilmedikleri takdirde rejim güçlerinin saldırısına uğrayacağı belirtiliyor. Gergin bekleyiş sürüyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İranlı milislerin Hama'nın kuzey kırsalındaki halkı kendi saflarına çekmek için çalışmalarda bulunduğunu aktardı. Hama kırsalındaki grupların geri çekilmesinden ve rejimin de bölge üzerinde tam bir hâkimiyet kurmasından sonra aileler köylerine döndüler. Mahrada bölgesindeki güvenlik güçleri de tüm topraklar ve tarım arazilerinin sorumluluğunu üstlendiğini açıkladı. Bu durumİranlıların söz konusu köylere girerek onları desteklemesi ve gençleri milislerinin yararına kullanmaları için fırsat oluşturdu. Nitekim Latamin köyündeki onlarca genç geçim kaynaklarını ve kazançlarını korumak için gönüllü olarak İran milislerinin saflarına katıldı.
Kuzey Hama kırsalında oldukça meşhur olan ve ‘kırmızı altın’olarak adlandırılan fıstık ağaçlarında hasat mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte rejim güçleri ile İranlı milisler arasında mahsulden alınacak paya dair gerilim artıyor.
Suriye Gözlemevi’nin konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Genç erkekler hukuki sorumluluktan kaçınmak, güvenlik, yardım ve askeri destek almak için İran milislerine katılıyor" denildi. Suriyeli çiftçiler, topraklarını ve fıstık ağaçlarının bulunduğu Hama’yı savaş nedeniyle yıllar önce terk etmişlerdi. Geçtiğimiz yıl, hayati tehlike arz eden mayınların temizlenmesiyle geri döndüler. Yokluklarında hastalık ve kuraklıktan etkilenen tarlalarını ekmek ve fıstık ağaçlarını yetiştirmek konusunda zorluklar yaşayan vatandaşlar fıstık ağacını Hama kırsalındaki kasabaların ‘ciğerleri’ olarak nitelendiriyorlar.
Antep fıstığı ağacının mahsulü yıldan yıla değişiyor. Bir mevsimde bir ağaçtan alınan mahsül 70 kilogramken ertesi yıl 10 kilogramı gemeyebiliyor.
Ağırlıklı olarak atıştırmalık olarak tüketilen fıstık tatlı yapımında, Arap dondurmasında ve doğuya özgü yemeklerin süslenmesinde de kullanılıyor. Bölgedeki fıstık kalite olarak üst sıralarda gösteriliyor.
Ayaklanmanın patlak verdiği 2011'den önce Suriye’nin temel ihra. Kalemlerinden biri olan fıstık daha çok Halep’in kuzeyinde yetiştiriliyor. Aynı zamanda Ma'an, Suran ve Murak kasabalarının en önemli mahsulleri arasında yer alırken İdlib ve Hama'da da yetiştiricilik yapılıyor.
Askeri operasyonların artmasıyla büyük bir kısmı yerlerinden edilen çok sayıda çiftçi eskiden fıstık yetiştiriciliği ve satışıyla daha yoğun bir şekilde uğraşıyordu. Fıstık yetiştiriciliği bakım ve yakın takip etmeyi gerektiriyor. Bir yılda sekiz defa toprağın işlenmesi ve  altı defa yağmuru tamamlayıcı şekilde ilave sulama yapılması gerekiyor.
Tarım Bakanlığı’na bağlı Fıstık Üretim Müdürlüğü'ne göre savaştan önce Suriye'nin fıstık üretimi mevsimlik 75 ila 80 bin ton arasında değişiyordu. Bunun büyük bir kısmı  yurt dışına ihraç ediliyordu.
Suriye ayaklanmadan önce fıstık üretim miktarı açısından dünyada ilk dörtte yer alıyordu. Ülkede fıstık tarlalarının alanı yetmiş bin hektarı geçiyor. Savaşlardan kaynaklanan hasar ise üretimi yüzde 25 oranında olumsuz etkiledi.

Saldırılar sürüyor
Diğer yadan ülkenin güneyinde, Dera kırsalındaki el-Harak’takimliği belirsiz silahlı kişiler bir kişiyi vurdu. Bölgedeki bir hastaneye kaldırılan vatandaş aldığı ağır yaralar sebebiyle yaşamını yitirdi.
Gözlemevi istatistiklerine göre  Haziran 2019'dan bu yana Dera ve Güney Suriye'deki saldırı ve suikastların sayısı bin 308 olarak kayıtlara geçti. Saldırılar ağırlıklı olarak bomba yüklü araçlar ve silahlı hücrelerin gerçekleştirdiği eylemlerle gerçekleştirildi. Söz konusu eylemlerde yaşamını yitirenlerin sayısı 719'a ulaştı. Ölenlerin  199’unun sivil, 337’sinin rejim gücü, militan ve güvenlik kuvvetleriyle iş birliği yapanlar, 131’inin rejimin güvenlik servislerinin saflarında yer alanlar, eski komutanlar ve fraksiyonlara bağlı savaşçılar, 25’inin Lübnan Hizbullahı ve İran güçlerine bağlı unsurlar ve 27’sinin de Beşinci Kolordu olarak bilinen gruba bağlı kimseler olduğu duyuruldu..
Sa`sa Askeri Güvenlik Şube Müdürlüğü tarafından yapılan tehditler üzerine Kuneytra kırsalındaki Ümmü Batinah köyündeki onlarca aile yerinden edildi. Rejim güçleri, söz konusu tehditlerin yapıldığı dönemde on ailenin Suriye'nin kuzeyine yerinden edilmeyi kabul etmemesi nedeniyle köyün  çevresine askeri yığınaklar yaptı.
Kuneytra’daki Ümmü Batinah köyü, Tel eş-Şaar'da konuşlanmış Suriye rejim güçlerinin havan topu saldırısına maruz kaldı.
Gözlemevi, ayın dördünde bir Rus delegasyonunun, işgal altındaki Golan yakınlarındaki  Kuneytra kırsalında bulunan Ümmü Batinah’a girdiğini, burada bölgenin ileri gelenleri ve sakinleriyle saatlerce görüştüklerini bildirdi. Görüşmelerin sonucuna ilişkin ise açıklama yapılmadığını aktardı.
Rus heyetinin kasabaya yaptığı bu ziyaret, geerginliğin patlak vermesinin ardından, bu ayın başından bu yana gerçekleştirilen ikinci temas oldu.



Lübnan: Barak'ın misyonu "sıfır ​​noktasına" geri döndü

ABD elçisi Tom Barrack, geçen hafta Beyrut'a yaptığı ziyaret sırasında Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmesinden önce (EPA)
ABD elçisi Tom Barrack, geçen hafta Beyrut'a yaptığı ziyaret sırasında Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmesinden önce (EPA)
TT

Lübnan: Barak'ın misyonu "sıfır ​​noktasına" geri döndü

ABD elçisi Tom Barrack, geçen hafta Beyrut'a yaptığı ziyaret sırasında Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmesinden önce (EPA)
ABD elçisi Tom Barrack, geçen hafta Beyrut'a yaptığı ziyaret sırasında Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmesinden önce (EPA)

ABD'nin Lübnan ve İsrail arasında arabuluculuk görevini üstlenen Tom Barrack'ın misyonu, bir tarafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, diğer tarafta Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım'ın aldığı tutumlar nedeniyle dün yeniden başa döndü.

Kasım, Lübnan hükümetinin “silahların kontrolü” kararını reddettiğini yineledi ve partisinin “adım adım” yaklaşımını reddettiğini, kabul edilecek yol haritasının “düşmanı Lübnan topraklarından çıkarmak, saldırıları durdurmak, tutukluları serbest bırakmak, yeniden inşa sürecini başlatmak ve ardından savunma stratejisini müzakere etmek” olduğunu düşündüğünü belirtti.

Lübnan yetkilileri, Netanyahu'nun Lübnan'dan çekilmeyi Hizbullah'ın silahsızlanmasına bağlayan açıklamalarını "endişeyle" karşıladı. Bakanlık kaynaklarının bildirdiğine göre bu, Barrack'ın müzakereleri üzerinde olumsuz etkileri olacak "olumsuz bir sinyal" olarak değerlendirildi. Şarku'l Avsat'a konuşan yetkililer, Netanyahu'nun sözlerinin "güven verici olmadığını, özellikle de Hizbullah'ın kendi adına attığı her adımı İsrail'in Lübnan'dan çekilmesine bağladığını" ve bu koşulların "Barrack'ın misyonunu baltalayıp, sıfır noktasına geri döndürdüğünü" belirtti.


İsrail'in Gazze'de gazetecilere ve hastanelere yönelik katliamı

Dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ni hedef alan İsrail saldırısında hayatını kaybeden gazetecilerden birinin cenazesi (DPA)... Aynı saldırıda gazeteci Meryem Ebu Dekka da hayatını kaybetti (AP)
Dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ni hedef alan İsrail saldırısında hayatını kaybeden gazetecilerden birinin cenazesi (DPA)... Aynı saldırıda gazeteci Meryem Ebu Dekka da hayatını kaybetti (AP)
TT

İsrail'in Gazze'de gazetecilere ve hastanelere yönelik katliamı

Dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ni hedef alan İsrail saldırısında hayatını kaybeden gazetecilerden birinin cenazesi (DPA)... Aynı saldırıda gazeteci Meryem Ebu Dekka da hayatını kaybetti (AP)
Dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ni hedef alan İsrail saldırısında hayatını kaybeden gazetecilerden birinin cenazesi (DPA)... Aynı saldırıda gazeteci Meryem Ebu Dekka da hayatını kaybetti (AP)

İsrail, dün medya mensuplarına, sağlık ve yardım çalışanlarına yönelik çifte katliam gerçekleştirdi. Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Tıp Merkezi'ni hedef alan saldırıda, 5 gazeteci ve 2 sivil savunma çalışanı da dahil olmak üzere 20 kişi hayatını kaybetti.

Saldırı, Arap dünyasında, uluslararası alanda ve BM'de yaygın bir kınamaya yol açtı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, İsrail işgalinin sağlık, yardım ve medya personelini hedef almasını kınayarak, Krallığın İsrail'in uluslararası hukuk ve normları ihlal etmeye devam etmesini reddettiğini vurguladı. Uluslararası toplumun İsrail'in suçlarına son vermesi çağrısını yineledi.

İsrail ordusu, tıp kompleksine düzenlediği baskında 5 gazeteciyi öldürdü. Bunlar arasında Independent Arabia muhabiri ve fotoğrafçısı Meryem Ebu Dekka ve Reuters, Associated Press ve El Cezire'de çalışan diğer meslektaşları da vardı. Independent Arabia yaptığı açıklamada, Ebu Dekka'nın "kuruluşa katıldığından beri özveri ve mesleki bağlılığın bir örneği olduğunu" belirterek, hayatını kaybettiğini duyurdu.

İsrail ordusu, tıbbi tesise saldırı düzenlediğini kabul etti ve soruşturma başlatacağını belirtti. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Nasır Tıbbi Tesisi, aylardır Güney Gazze Şeridi'ndeki tam faaliyet gösteren tek tıbbi tesisti.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), dün Cidde'de düzenlediği olağanüstü toplantının ardından yaptığı açıklamada, "İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçları sürdürmesini engellemek için mümkün olan tüm yasal ve etkili tedbirlerin alınması, İsrail'in dokunulmazlığına son verilmesi, ihlalleri ve suçlarından dolayı hesap vermesi ve yaptırım uygulanması yönündeki çabaların desteklenmesi" çağrısında bulundu.


Maddi yardım... Mısır'dan Gazze'ye karmaşık transferlerin öyküsü

Gazze Şeridi'ndeki bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almayı bekleyen Filistinliler (DPA)
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almayı bekleyen Filistinliler (DPA)
TT

Maddi yardım... Mısır'dan Gazze'ye karmaşık transferlerin öyküsü

Gazze Şeridi'ndeki bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almayı bekleyen Filistinliler (DPA)
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almayı bekleyen Filistinliler (DPA)

Şeyma Saad, kendisi ve ailesinin aylar önce yerinden edildiği Gazze Şeridi'nin orta kesiminde, Mısır'dan kendisine doğrudan gönderilen maddi yardımlarla, yerinden edilmiş çocukları ve komşuları beslemek için yemek organizasyonları düzenliyor. Bu yardımlar, bölge sakinlerini desteklemek için bir girişim başlatan genç gazeteci Ahmed Muhammed (müstear ad) tarafından gönderiliyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Ahmed bu yöntemi, İsrail tarafındaki sınır geçişinde ‘engellerle’ karşılaşan veya ‘girişte bilinmeyen kişiler tarafından yağmalanan’ ve bu nedenle her zaman hak edenlere ulaşmayan yardım malzemelerinin teslim edilmesindeki uzun sürecin kısayolu olarak tercih ettiğini söyledi. Ancak, Gazze Şeridi'nde bu parayı alan ve amacına uygun şekilde harcayan biri olmadığı sürece, söz konusu yöntem belirsizliğini koruyor.

Genç gazeteci, Temmuz 2024'te bu fikrini, Gazze Şeridi'nde çocuklara psikolojik danışmanlık hizmeti veren Şeyma'ya sundu ve o da hemen kabul etti. Şeyma, Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Bu fikri beğendim… Kardeşimin Mısır'da oluşu, bu karmaşık transfer sürecini kolaylaştırıyor.”

Filistinli Şeyma Saad gıda dağıtımı yapıyor.Filistinli Şeyma Saad gıda dağıtımı yapıyor.

Transfer sürecinin en önemli noktası, resmi bankacılık piyasasını etkileyen felç durumu ve finansal likidite akışındaki düşüşte yatıyor. Mısır'da ve Gazze Şeridi’nde Şarku’l Avsat'a konuşan sekiz kaynağa göre, para transferleri artık sadece üç yönteme bağlı.

İlk yöntem, banka hesapları aracılığıyla para göndermek. Bankalar sistem olarak aksama yaşamasına rağmen, uygulamalar para transferi için halen iyi çalışıyor. İkinci yöntem, özellikle birçok segmenti olan ve sektörü kapsayan Vodafone Cash gibi e-cüzdanlar veya InstaPay uygulaması aracılığıyla para transferi. Üçüncü yöntem ise Mısır'dan para alan aracılar ve bölgede onlara bağlı diğer kişiler aracılığıyla, komisyon kesildikten sonra parayı şekel olarak alıcıya teslim etmek.

‘Aracılar’

Nakit akışının Gazze Şeridi’ne ulaşmasının önündeki en büyük engel, fonların tasfiyesi. İşte tam bu noktada devreye ‘aracılar’ giriyor. Aracılar genellikle savaş süresince yüzde 10 ila 50 arasında değişen bir komisyon alırlar.

Mısır'dan aktarılan fonlarla Gazze'de gerçekleştirilen bir beslenme girişiminin organizatörleri tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsüMısır'dan aktarılan fonlarla Gazze'de gerçekleştirilen bir beslenme girişiminin organizatörleri tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsü

Aktarılan fonları kullanmanın başka bir yolu da EFT yoluyla alışveriş yapmak. Yani malları satın alıp değerini satıcının hesabına aktarmak. Ancak bu yöntem, EFT yoluyla satın alınan malların nakit ile satın alınanlara göre daha pahalı olması nedeniyle başka bir engelle karşılaşıyor.

Genç gazeteci ilk yöntemi tercih etti ve arkadaşlarından topladığı 10 bin cüneyhi (1 dolar yaklaşık 50 cüneyh) Filistin banka hesabı olan Şeyma'nın kardeşine gönderdi. Kardeşi bu parayı kız kardeşine aktardı ve Gazze Şeridi'ndeki arkadaşlarının yardımıyla bu tutarı kız kardeşi için şekele çevirdi.

Şeyma, komisyon kesintisi olmadan parayı aldı ve bu sayede mümkün olduğunca çok insanı doyurabildi. Ancak zamanla, bunu bir ‘hizmet’ olarak yapmak isteyenlerin sayısı azaldı. Şeyma'ya göre bu iş ‘komisyoncular’ tarafından ele geçirildi ve bazı komisyoncular çok fazla ücret talep etti.

‘Kıtlık’

Girişim başlatıldı ve birkaç kez tekrarlandı, ancak sonra bir engelle karşılaştı: ‘kıtlık’. Ahmed, “Zamanla, Gazze Şeridi'nde kurulan sofraların fotoğraflarını gören daha fazla insan girişime katılmak istedi. Ancak kıtlık, pazarlarda mal sıkıntısına ve fiyatlarda keskin bir artışa yol açtığı için girişim bir süre askıya alındı” ifadelerini kullandı.

Şeyma, “Birkaç sofra kurulduktan sonra fiyatlar önemli ölçüde arttı. Öyle ki ekmek ve baklagillerden oluşan tek bir öğle yemeği yaklaşık 50 dolar tutuyordu. Havaleler artık fiyat artışlarını ve komisyon oranlarını karşılayamıyordu” şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz temmuz ayında Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze'ye yardımların yeniden girmesiyle birlikte, pazarlardaki fiyatlar düşmeye başladı. Şeyma bu durumu şöyle açıkladı: “Bir kilo unun fiyatı 100 şekele (Bin Mısır cüneyhi 70 şekel) ulaştıktan sonra, 10 ve 20 şekele düştü.”

Bu sayede girişimi yeniden başlatmaya hazırlanan Ahmed şu ifadeleri kullandı: “Yiyecek için gönderilen para yetmezse çocuklara şekerleme vermeyi düşünüyoruz. Transfer yönteminin başarılı olmasına rağmen, bölgede güvenilir bir kişi olmasaydı bu mümkün olmazdı. Çünkü hak edenlere göndereceğinden emin olmadığım birine para transferi yapmak mümkün değil.”

Gazze Şeridi'ndeki kıtlık sürerken Cibaliye'de yiyecek bir şeyler hazırlayan Filistinli bir aile (AFP)Gazze Şeridi'ndeki kıtlık sürerken Cibaliye'de yiyecek bir şeyler hazırlayan Filistinli bir aile (AFP)

Bazı aileler

Gazze Şeridi'ndeki bazı ailelerin Mısır'daki akrabalarından gelen para transferleri, birçok aile için hayati öneme sahip. Mısır'da yaşayan Filistinli aktivist Rami Eman, Şarku’l Avsat'a “Bin cüneyh gönderirseniz, alıcı 70 şekelin tamamını değil, en iyi ihtimalle 50 şekel, hatta 30 şekel alır” dedi.

Eman, parayı bankalar aracılığıyla göndermeyi tercih ediyor, ancak Mısır bankaları, savaştan sonra gelen Filistinlilerin ‘oturma izni’ olmadığı için hesap açmalarına izin vermiyor. Birçok aile akrabalarına Abu Dabi İslam Bankası aracılığıyla para gönderiyor. Eman da akrabalarına yardım göndermek için bu yöntemi kullanıyor.

Yüksek komisyon ücretleri engeli

Savaşın patlak vermesiyle Mısır'da mahsur kalan Gazzeli Sadık Naim, eşi, çocukları, babası, annesi ve kardeşleri dahil tüm ailesi Gazze Şeridi'nde olmasına rağmen, aylardır ailesine para gönderemiyor. Şarku’l Avsat'a konuşan Naim şunları söyledi: “Savaşın başında, birkaç bin cüneyhlik küçük meblağlar gönderiyordum. Komisyon halen yüzde 10 ila 20 arasındaydı. Ancak savaş ilerledikçe ve komisyon arttıkça, babam onlara hiçbir şey göndermeme izin vermedi. Port Said'de bir restoranda çalışarak elde ettiğim günlük kazancım 250 cüneyhi geçmiyor. Ayda 4 bin cüneyh biriktirebilsem bile, komisyon kesildikten sonra ailem 2 bin cüneyten az, yani yaklaşık 80 şekel alacak ve bu parayla sadece 3 kilogram un alabilecekler.”

Aynı durumla 60 yaşındaki Semr eş-Şeyh de karşı karşıya kaldı. O, aylardır Gazze'deki oğluna yardım gönderemediğini söyledi. Eş-Şeyh, Kahire'nin batısında bir kreşte çalışıyor ve Mısır'da kendisi ve kızının masraflarını zar zor karşılayan düşük bir maaş alıyor. Eş-Şeyh, “Ona bir kez 100 şekel karşılığı para transfer ettim. Yüksek komisyon ve kazandığım az miktar nedeniyle artık daha fazla para gönderemiyorum” ifadelerini kullandı.