Yeni yönetimin görevlerini teslim almasının ardından, Libya’da görülen “göreceli istikrar’ ışığında, İskenderiye ve Afrika’nın Rum Ortodoks Patriği 2. Theodoros kilisesindeki din adamlarının, başkentteki savaştan kaynaklanan gergin durum nedeniyle kapatılan kiliselerin yeniden açılması için Libya’nın Trablus ve Bingazi kentlerine gitmeye hazırlandıkları dile getirildi. Ancak bu istekleri, ‘muhafazakar eğilimin’ güçlenmesi başta olmak üzere ülkenin son on yılda tanık olduğu yeni değişikliklerle ve ibadetçi sayısının az olması gibi durumlarla karşılaşıyor.
Libya Temsilciler Meclisi üyesi Ali et-Takbali bu adımın Libya’da ikamet eden yabancılar için dini törenler düzenleme ve ibadet etme hakkına ilişkin uluslararası insan hakları sözleşmelerine uygun olduğunu belirtti. Takbali, “Muhafazakar eğilim” olarak isimlendirdiği durumun bu adımı reddetmesinin yanı sıra son yıllarda Hıristiyan işçi sayısının önceki yönetimin dönemine kıyasla önemli ölçüde azalması sonucu şu anda ibadet edenlerin sayısının az olduğunu açıkladı.
Takbali Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Libya’da monarşi ve (merhum Albay) Muammer Kaddafi döneminde inşa edilen kiliselerin yeniden açılmasına engel teşkil edecek hukuki bir engel olduğunu sanmıyorum” ifadelerini kullandı. Takbali sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü:
“Elbette, Avrupa ülkelerindeki Müslümanların oradaki camilerde ibadetlerini yerine getirmesi gibi, her milletten ve sınıftan yabancı işçilerin dini törenlerini yerine getirme ihtiyaçlarını anlayan kısmın aksine, bunu reddedebilecek muhafazakar bir eğilim de bulunuyor.”
ABD merkezli Pew Araştırma Merkezi 2010’da Libya’daki Hristiyan sayısının yaklaşık 170 bin kişi olduğunu tahmin etti. Bu sayının en büyük yüzdesi, İtalyan kökenli Avrupalı işçilerin ve çalışanların gittiği Katolik Kilisesi’ni takip edenlerden oluşuyordu, ardından Mısır, Yunanistan ve Rusya’da şubeleri olan Ortodoks Kilisesi’ni takip edenler ve Avrupalıları ve Afrikalıları tarafından takip ettiği Evanjelik Kilisesi’nin takipçileri geliyordu.
Takbali, Libya’nın 2011’den 2014’ün ikinci yarısına kadar tanık olduğu güvenlik krizinin, diplomasi, petrol, inşaat, sağlık ve diğer alanlarda çalışan Avrupalı işçilerin ayrılmalarına ve daha sonrasında geri dönmekten vazgeçmelerine neden olduğunu düşünüyor. İnsanlar ayrıca, silahlı milislerin etkisinin artması ve 2015 yılında DEAŞ üyeleri tarafından 21 Mısırlının öldürülmesinin ardından, öldürüleceklerinden korkarak Libya’ya dönmekten vazgeçtiler.
Hükümete bağlı olmayan Uluslararası İslami Çağrı Derneği Başkan yardımcısı İbrahim er-Rubu güvenlik durumunun kötüleşmesinin Hristiyan sayısındaki düşüş ve Libya’daki bazı kiliselerin kapatılması üzerindeki etkisine ilişkin önceki söylemlerinden uzaklaşmadı. 20 yıldır Libya’daki kiliselerin durumuyla ilgilenen derneğin başkan yardımcısı “Mısırlı, Katolik, Yunan, Anglikan ve Ortodoksluk olmak üzere 5 uluslararası kilise temsilciliğimiz var” dedi. Rubu Başkent Trablus’un Bingazi şehrinde Katolik ve Mısır kiliseleri için küçük merkezler ile bu beş kilisenin her biri için bir merkez bulunduğuna dikkat çekti.
Rubu Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
“İslam hoşgörü dinidir ve Libyalılardan kimse Hristiyan kişilerin varlığından rahatsız olmaz ancak kaos durumu ve ülkenin bazı bölgelerinde radikal eğilimlerin artan etkisi, sadece Hristiyanları değil herkesin korkmasına ve güvenliksiz hissetmesine neden oldu. Bu durum, bazı kiliseleri bölgelerini terk etmesine neden oldu ve kiliselerin ibadetçi, papaz ve kilise çalışanlarının sayısı azaldı.”
Rubu kiliselerin mevcut durumu ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Şu anda, 5 kiliseden faaliyet gösteren Katolik, Anglikan ve el-İttihad kiliseleri kaldı. Bu kiliseler Asya ve Afrika vatandaşlarına sınırlı bir şekilde hizmet veriyorlar, dini günlerde kilise içinde basit kutlamalar yapıyorlar. Ancak büyükelçiliklerin başkente dönmesi ve yeniden yapılanma sürecini üstlenecek yabancı şirketlerin faaliyetleri ile sayılarının artmasını bekliyoruz.”
Aynı bağlamda, Biladi İnsan Hakları Vakfı Başkanı Tarık Lamlum, Libya içindeki radikal eğilimlerin bazı önde gelenleri tarafından bazı doğudaki Hıristiyanlara yöneltilen ithamlara ve onların sayılarındaki düşüşe nasıl etkilediğine dikkat çekerek, “Radikal eğilim sadece Hristiyanlara değil, oradaki Maliki mezhebine tabi olanlara da düşmanca tavır sergiliyor” dedi.
2013 Şubat ayı ile Mart ayı arasında güvenlik servislerinin Bingazi’de misyoner çağrılarına karıştıkları şüphesiyle bir dizi Mısırlı Kıpti’nin tutuklandığını ve içlerinden birinin gözaltında olduğu sırada hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Trablus’taki Endülüs mahallesinde bulunan el-İttihad Kilisesi papazı Dizre Dibama, 1960’lardaki kuruluşundan bu yana kapılarını kapatmayan kilisesindeki ibadetçi sayısındaki düşüşü kabul etti ve özellikle de başkentte bulunan Hristiyanların herhangi bir tacize uğramadığını vurguladı.
30 yıldır Libya’da hizmet veren Dibama Şarku’l Avsat’a şunları söyledi:
“17 Şubat devriminden önce yaklaşık bin kişi bizimle ibadet ederdi, kilise gün boyu çalışırdı şimdi ise bu sayı çok düştü. Ancak savaşın durması ve istikrarlı bir ortamın yeniden oluşması, özellikle de herkesin büyük bir hoşgörü ile yaklaşması ve birçok Afrikalı Hristiyan’ın Libya’da iş imkanı bulması ile sayıların tekrar yükseleceğini umuyoruz.”
Libya’da kiliseler kapılarını yeniden açacak
https://turkish.aawsat.com/home/article/2976051/libya%E2%80%99da-kiliseler-kap%C4%B1lar%C4%B1n%C4%B1-yeniden-a%C3%A7acak
Libya’da kiliseler kapılarını yeniden açacak
Pew Araştırma Merkezi, 2010 yılında Libya’daki Hristiyan sayısını 170 bin olarak tahmin etti
Libya’da kiliseler kapılarını yeniden açacak
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة