İran’da seçimlerin yaklaşmasıyla artan siyasi kutuplaşma endişeye neden oluyor

Seçimlere katılımda bulunulmamasını isteyenleri uyaran Laricani, Celili’nin şov yapma suçlamalarına maruz kaldı.

Hamaney’in Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’ndeki temsilcisi Said Celili geçtiğimiz hafta cumhurbaşkanlığı seçimlerine kayıt oldu. (AP)
Hamaney’in Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’ndeki temsilcisi Said Celili geçtiğimiz hafta cumhurbaşkanlığı seçimlerine kayıt oldu. (AP)
TT

İran’da seçimlerin yaklaşmasıyla artan siyasi kutuplaşma endişeye neden oluyor

Hamaney’in Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’ndeki temsilcisi Said Celili geçtiğimiz hafta cumhurbaşkanlığı seçimlerine kayıt oldu. (AP)
Hamaney’in Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’ndeki temsilcisi Said Celili geçtiğimiz hafta cumhurbaşkanlığı seçimlerine kayıt oldu. (AP)

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin halefi olmak için yarışan adaylar arasında karşılıklı atışmaların artmasının ardından kamuoyunda muhafazakar ve reformist kanatların mücadelesinde “iki kutuplu” bir duruma kayılacağı görüşü ağırlık kazandı. Bir yandan söz konusu duruma yönelik uyarılar artarken diğer yandan İran Anayasa Koruma Konseyi’nin (AKK) adayların 18 Haziran'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri için yaptığı başvurulara yönelik gerçekleştirdiği incelemenin sonuçlarının açıklamasına sayılı günler kaldı.
AKK Sözcüsü Abbas Ali Kedhudayi, konseyin adayların nihai seçimi konusunda bugün veya yarın bir fikir birliğine varmasının muhtemel olduğu bilgisini paylaştı. Seçimlere katılacak adayların uygunluğuna ilişkin kesin sonuçların duyurulması için son tarih yarın. İranlı yetkili, bir dizi adayın ‘saf dışı bırakıldığına’ ilişkin sosyal medya sitelerinde dolaşan haberlerin ciddiye alınmaması gerektiğini belirterek bazı adayların bu haberleri teyit etmek için AKK merkezine geldiğini kaydetti.
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Sözcüsü Ramazan Şerif de dün yaptığı açıklamada, Hamaney’in DMO’daki temsilcisi Abdullah Hacı Sadıki’nin, adaylardan biri için AKK’yi ziyaret ettiğine yönelik iddiaları bir kez daha yalanladı. DMO’nun internet sitesine göre Şerif “Bu haberler yalan ve asılsız olduğuna bakılmaksızın yasal soruşturmaya tabi tutulacak” dedi.
Şerif daha önceki açıklamalarında da Hacı Sadıki’nin DMO Komutanı Yardımcısı General Said Muhammed’in “kuralları çiğnediği” gerekçesiyle saf dışı bırakılmasını talep etmek için AKK’ye bir mektup gönderdiğine ilişkin haberleri yalanlamıştı.
Şerif dün tekrar isim vermeden General Said Muhammed’e yakınlığı ile bilinen Sabreen News kanalının haberine işaret ederek “Bu tür haberlerin yayınlanmasının arkasındaki kişiler hedeflerine ulaşamayacaklar” dedi.
İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in şu anki danışmanı olan eski Meclis Başkanı Ali Laricani ve Hamaney’in Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’ndeki temsilcisi Said Celili arasında tartışma yaşandı. Laricani dün Twitter hesabından yaptığı paylaşımında “İnsanların seçimlere katılımının azalmasını zafer olarak gören ve en büyük korkusu halkın sandığa gitmesi olan kişi, kim olursa olsun devrimci değildir” ifadelerini kullandı.

Laricani daha önce de Celili’nin şu paylaşımını alıntılamıştı:
“Kusura bakmayın ama en önemli başarımızın ulusal oybirliği sayesinde gerçekleştiğininin söylenmesi gerekiyor. Mantıktan yoksun bir azınlığın İran’ı radikalizmin eşiğine sürüklemesine izin vermedik. İnsanların kaderleri ile alay ediyorsunuz. Asıl adaya üstünlük sağlamak için seçimlere göstermelik adaylar olarak giriyorsunuz.”
Laricani’nin açıklamaları, dostu Hasan Ruhani’nin ekibinin ABD Başkanı Donald Trump’ın Mayıs 2018’de nükleer anlaşmadan çekildikten sonra izlediği azami baskı stratejisini “uçurumun kenarında yürümek” olarak değerlendirdiği bir sırada geldi.
Celili geçtiğimiz cumartesi günü, adaylık başvuru formunu teslim etmesninin ardından Laricani’nin yorumlarına Twitter üzerinden cevap verdi. Üstü kapalı bir şekilde İran Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi ve DMO generallerini eleştiren Celili “Ekonomi ne bir askeri kışla ne de bir mahkemedir” dedi. İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in ofisinde dış politikayı oluşturan önemli isimlerden olan Celili sözleirni şöyle sürdürdü:
“Ülke gösteri yapılarak yönetilemez. İki cümleyi birleştirmek ve herkesi bu iki cümleyle eğlendirmek gösteri yapmaktır.”
İranlı Öğrenciler Haber Ajansı'na (ISNA) göre cumhurbaşkanlığına aday olan eski İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mehmanparast dün yaptığı basın açıklamasında İran’daki seçimlerin “iki kutupluluğa” doğru gittiğini ve “dosyaların ifşa edilmeye başlandığını” söyledi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kampanyasını desteklemek için “Ulusal Birlik Koalisyonu” adında yeni bir siyasi oluşum kurulduğunu duyuran Mehmanparast sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diğer oluşumlarla ve adaylarla aramızdaki fark, partizanlığın ötesine geçmemiz ve başkalarını dışlamak istemememizdir. Seçimler iki kutupluluğa doğru gidiyor. Dosyaların ifşası ve sabotajlar başladı. Yanıltma ortamını değiştirip sağlıklı bir ortama geçmeliyiz.”
AFP’nin haberine göre haziran ayındaki İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iktidardaki güç odaklarını kontrol eden sağ kanadın tanık olduğu uzun dağılma sürecinin ardından muhafazakar tarafta yaşanan bölünmenin tamamen derinleşmesine sebep olacağı görüşü hakim.
İran medyasına göre cumhurbaşkanlığı yarışı, 2008-2020 yılları arasında meclis başkanlığı görevini üstlenen Laricani ile İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in kararnamesiyle 2019'dan bu yana Yargı Erki Başkanlığı’nı yürüten İbrahim Reisi arasında geçecek.
Geçtiğimiz günlerde Laricani, Ruhani’nin halefi olmak için potansiyel bir aday imajı sunmaya çalıştı. Ruhani cumhurbaşkanlığını görevini 2013 yılında devralmasından bu yana reformist kanatla yakın ilişki içinde. 2013 seçimlerinde eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin cumhurbaşkanlığı için gerekli niteliklere sahip olmadığı gerekçesiyle adaylığının kabul edilmemesi Ruhani için kazanç olmuştu. Zira bu durum, reformist akımı muhafazakar kanadın adaylarına karşı Ruhani’yi desteklemeye yöneltmişti.
Laricani, reformist adayların taleplerinin kabul edilmeyeceği ve bunun da adayları kendisi ile koalisyon yapmaya yönelteceği beklentisiyle Ruhani’yi cumhurbaşkanlığı makamına çıkaran denklemin tekrarlanmasını umut ediyor.
Muhafazakarlar, görevi üstlenmesinden bu yana Ruhani’nin Batı’ya açılma özelliği ile öne çıkan politikalarına karşı durdular. Kendisini İran'ın ulvi çıkarlarını tehdit etmekle suçladılar. Ancak İran’ın Hamaney’in doğrudan gözetiminde yürütülen müzakereler sonucunda, 2015 yılında nükleer anlaşmayı imzalanması durumu değiştirdi. Laricani gibi ılımlı muhafazakarlar da oylama oturumunda anlaşmayı (ve dolaylı olarak kilit bir rol oynayan Ruhani’yi) desteklediler.
Ancak “devrimciler” tutumlarını koruyor. Bu durum, cumhurbaşkanlığı seçimleri için yapılan hazırlıklarda da gözler önüne serildi. Nitekim muhafazakar destekçiler Ruhani’nin ve Laricani’nin kolajlanmış bir fotoğrafını paylaşarak “Laricani yalnızca başka bir Ruhani’dir” yorumunda bulundular.
ABD’nin 2018’de Nükleer Anlaşma’dan çekilmesi ve Tahran'a tekrar sert yaptırımlar uygulaması, yenilenen yaptırımlar altındaki ülkenin tekrar sıkıntı çekmeye başladığı ekonomik kriz çerçevesinde, Ruhani hükümetine yönelik eleştirilerini yoğunlaştıran muhafazakarlar için itici bir güç oluşturdu.
Nükleer anlaşmayı canlandırmak için Viyana’da yapılan müzakereler seçim yarışına da yansıdı. 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların yüzde 38'ini kazanan Reisi de dahil olmak üzere muhafazakarlar, ABD yaptırımlarının kaldırılması önceliğine vurgu yapılması ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak bilinen, 2015’teki nükleer anlaşmadan tam olarak ayrılınması taraftarı.
Reisi ve Laricani arasındaki görüş ayrılıklarının daha çok ekonomi ve İran'ın dünyadaki konumu başlıklarında yoğunlaşması bekleniyor. Reisi ekonomi temelli bir rejim ve Batı’ya mesafeli durma eğilimindeyken Laricani açılım ve daha özgür bir ekonomi politikaları uygulanması yanlısı.
Nükleer anlaşmanın İran'daki destekçileri, seçimlerde dış politikaya öncelik vermeye ve İranlıları uluslararası izolasyona karşı uyarmaya dikkat ediyorlar. Muhafazakarlar ise kötüleşen ekonomiye ve yaşam koşullarına odaklanıyorlar.



Hamas iki aylık ateşkesi ihtiyatlı bir şekilde değerlendiriyor

İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
TT

Hamas iki aylık ateşkesi ihtiyatlı bir şekilde değerlendiriyor

İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)

Hamas kaynaklarına göre Hamas yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'in şartlarını kabul ettiğini açıkladığı Gazze Şeridi'nde iki aylık (60 günlük) ateşkes önerisini inceliyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, bu kaynaklardan birinin önerideki ‘tuzaklar’ olarak nitelendirdiği hususlar nedeniyle yeni öneri üzerindeki müzakerelerde ‘ihtiyatlı’ davranıldığını ve kaynakların tahminlerine göre ‘savaşı sona erdirecek net bir şart’ konusunun halen belirsiz olduğunu söyledi.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakereleri, 20 aydır devam eden ve on binlerce kişinin ölümüne yol açan savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşmaya varmak üzere müzakerelerin ikinci aşamada sürdürülmesi temelinde geçici bir anlaşmaya varılması amacıyla ABD'nin de aralarında bulunduğu arabulucular tarafından hummalı bir çalışmaya sahne oluyor.

Xnjc
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail tarafından bombalanan bir bölgeyi inceleyen Filistinliler (Reuters)

Trump dün akşam sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, İsrail'in yeni bir ateşkes önerisini kabul ettiğini duyurdu ve yönetiminden temsilcilerin ‘İsraillilerle Gazze konusunda uzun ve verimli bir toplantı’ yaptığını açıkladı.

Hamas'ın savaşın sona ermemesine ilişkin kaygılarına dolaylı bir yanıt verdiği anlaşılan Trump, 60 günlük süre zarfında tüm tarafların savaşı sona erdirmek için çalışacağını söyledi.

Trump, Hamas'ı anlaşmayı kabul etmeye çağırdı ve anlaşmayı reddetmenin vahim sonuçları olacağı konusunda uyardı. Trump, “Hamas'ın Ortadoğu'nun iyiliği için bu anlaşmayı kabul etmesini umuyorum. Çünkü durum daha iyiye gitmeyecek, daha da kötüleşecek” ifadelerini kullandı.

Güncellenmiş bir versiyon

Hamas'tan önde gelen kaynaklar Şarku’l Avsat'a Trump'ın bahsettiği teklifin ‘harekete ulaştığını’ ifade ederek, bunun ‘ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un önceki teklifinin güncellenmiş bir versiyonu’ olduğunu belirtti.

Kaynaklar, Hamas liderliğinin ‘varılabilecek herhangi bir anlaşmayı destekleyecek bir Filistin mutabakatı’ elde etmek amacıyla öneriyi Filistinli gruplara ilettiğini bildirdi.

Ckkdk
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Reuters)

Bazı Hamas kaynaklarına göre yeni öneri de öncekiler gibi Filistinlilerin haklarını karşılayan tüm talepleri karşılamıyor ve aşılması gereken pek çok tuzak içeriyor. Muhtemelen derinlemesine incelendikten sonra, gruplarla istişare edilerek kapsamlı bir Filistin pozisyonu ile yanıt verilecek.

Görmezden gelinen noktalar

Hamas'tan bir kaynak ‘bu teklifin, özellikle 60 günlük ateşkes olarak bilinen Witkoff teklifinde Katarlı arabulucu tarafından sunulan bazı değişikliklerle ilgili olarak son günlerde ve haftalarda yapılan toplantılarda müzakere heyetinin talep ettiği bazı noktaları görmezden geldiğine’ dikkat çekti.

Hamas'tan aynı kaynaklar, Filistinli grupların ‘İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi konusuyla ilgili net maddelere ihtiyaç duyduklarını ve savaşın sona ermesiyle ilgili net bir madde elde etme ihtiyacında ısrar ettiklerini’ doğruladı.

Kaynaklar ayrıca, ‘insani yardım protokolünün özellikle hastanelerin, okulların ve altyapının yeniden inşasıyla ilgili maddesinin halen gevşek olduğu ve İsrail'in bunu yapması için herhangi bir zorunluluk taşımadığı’ uyarısında bulundu. Kaynaklara göre madde sadece Gazze Şeridi'ne yardım taşıyan tırların sayısının arttırılmasından bahsediyor.

Değişikliklerle birlikte olumlu tahminler

Kaynaklar, ‘müzakerelerin ardından, arabuluculara iletilecek bazı değişikliklerle birlikte teklifin olumlu karşılanmasını’ bekliyor.

Ancak diğer kaynaklar, ‘önerinin şu anki haliyle gönülsüzce kabul edileceğini’ belirterek, “Kabul, arabulucuların ve ABD'nin müzakereler devam ettiği sürece anlaşmanın devamını garanti altına alma taahhüdü, yani müzakereler devam ettiği sürece 60 gün sonra savaşın yeniden başlamayacağına dair verdikleri bazı güvenceler ışığında gerçekleşecek” dedi.

Kaynaklar, işlerin Filistin halkının isteklerine uygun şekilde gitmesi halinde bir ya da iki hafta içinde bir anlaşmaya varılabileceğini öne sürdü.

Buna karşılık bazı kaynaklar, Trump'ın ve İsrail'in “bu dosyada olumlu gelişmeler olduğu” yönündeki açıklamalarının bir aldatmaca olduğu tahmininde bulunarak, “Teklif derinlemesine inceleniyor” dedi ve yanıtın gelmesinin uzun sürmeyeceğini bildirdi.

Sayıyla ilgili bir sorun yok

Kaynaklar, şu anda meselenin esas olarak serbest bırakılacak İsrailli esirlerin sayısı ya da bunlar arasında ölenlerin cesetlerinin teslimi süreciyle ilgili olmadığına dikkat çekti. İsrail Kanal 14 televizyonunun İsrailli bir siyasi kaynaktan aktardığına göre, savaşı sona erdirmeye yönelik herhangi bir formüle, Amerikan tarafının Hamas'ın silahsızlandırılması ve liderlerinin Gazze Şeridi dışına gönderilmesiyle ilgili taleplerinin karşılanmaması halinde İsrail'in çatışmalara yeniden başlayabileceğini garanti eden bir mektup eşlik edecek.

İsrail'in savaşı sona erdirme şartını, koşullarının yerine getirilmemesi halinde yeniden savaşa dönme konusunda Amerikan garantisi almaya bağladığı açıkça görülüyor.

Sunulan teklifin küçük değişikliklerle Witkoff'un teklifiyle aynı olduğuna dikkat çeken bir kaynak, İsrail'in Hamas yönetimine son verilmesi, Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılması ve hareketin üst düzey liderlerinin yurt dışına sürgün edilmesi gibi önemli şartlarında halen ısrarcı olduğunu kaydetti.

Mfkdj
ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (DPA)

Diğer yandan İsrail'in ilerleme fırsatı olduğunu düşünmesi halinde bir İsrail heyetinin yakında Katar'a gidebileceği belirtildi.

İsrail Yayın Kurumu ile İsrail Kanal 12 ve Kanal 13 televizyonları tarafından Trump'ın açıklamalarından önce yayınlanan bir haberde, müzakerelerde önemli bir ilerleme kaydedildiği ve Katar'ın Witkoff'un önerisinde yaptığı değişikliklerin İsrail tarafından kabul edilebilir olduğu, ancak halen üzerinde çalışıldığı belirtildi.

İsrail Yayın Kurumu'na göre Katar tarafından sunulan öneri 60 günlük ateşkesi, esirlerden 8'inin ilk gün, 2'sinin ellinci gün sağ olarak serbest bırakılmasını ve kaçırılan 18 İsraillinin cesedinin 3 aşamada teslim edilmesini içeriyor.

Değiştirilen teklif, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyinde yakın zamanda İsrail tarafından oluşturulan ve Han Yunus'u Refah'tan ayıran Morag Ekseni’ne çekilmesini öngörüyor ki bu da İsrail güçlerinin bu bölgenin kontrolünü elinde tutmaya devam etmesi anlamına geliyor. Hamas bunu şiddetle reddediyor ve İsrail’in Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden tamamen çekilmesinde ısrar ediyor.

Söz konusu teklif ayrıca, Gazze Şeridi'ne insani yardım akışının arttırılmasını da öngörüyor.

İsrail Yayın Kurumu, savaşı sona erdirme koşulları ve İsrail ordusunun çekileceği yer konusunda anlaşmazlıklar olduğuna dikkat çekti.

Kanal 12, gerçek bir ilerleme olduğunu ve İsrail'in daha önce hazır olmadığı diğer formülleri, özellikle de savaşı sona erdirmek için garantiler sağlama konusunda daha istekli olduğunu belirterek, son günlerde büyük bir Amerikan baskısının arttığına işaret etti.

İsrail'in bir anlaşmaya varılabileceğine dair olumlu söylemlerine rağmen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'la herhangi bir anlaşmayı reddeden ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın devam etmesini ve genişlemesini talep eden bakanlar Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir'in tutumuyla ilgili bir zorlukla karşı karşıya.

Jdjjdj
Gazze şehrine giden bir Dünya Gıda Programı (WFP) konvoyundan indirilen gıda ve insani yardım çuvallarını taşıyan Filistinliler, 16 Haziran 2025 (AP)

Gün içinde Smotrich ve Ben-Gvir arasında anlaşmazlıklar yaşandı. Ben-Gvir, blok oluşturmak ve herhangi bir anlaşmayı reddetmek üzere aralarında bir toplantı yapılacağını iddia etti. Smotrich bunu yalanladı ve Ben-Gvir'i Gazze Şeridi'nde elde edilen ‘zafer’ pahasına kişisel siyasi kazançlar peşinde koşmakla suçladı. Bu, Smotrich'in anlaşma konusundaki pozisyonunda olası bir değişime işaret ediyor.

Netanyahu cumartesi akşamı, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere Washington'a gitmeden önce Knesset'te bir oturum düzenleyecek; yeni teklifle ilgili son oylama yapılacak.