ABD, Libya’da seçimleri ve yabancı güçlerin çıkarılmasını destekleme sözü verdi

Libya İçişleri Bakanı Halid Mazin, güney bölgesinden bazı subaylarla bir araya geldi (İçişleri Bakanlığı)
Libya İçişleri Bakanı Halid Mazin, güney bölgesinden bazı subaylarla bir araya geldi (İçişleri Bakanlığı)
TT

ABD, Libya’da seçimleri ve yabancı güçlerin çıkarılmasını destekleme sözü verdi

Libya İçişleri Bakanı Halid Mazin, güney bölgesinden bazı subaylarla bir araya geldi (İçişleri Bakanlığı)
Libya İçişleri Bakanı Halid Mazin, güney bölgesinden bazı subaylarla bir araya geldi (İçişleri Bakanlığı)

ABD, Libya’da seçimleri ve yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması zorunluluğunu destekleme sözünü yineledi. Libya Temsilciler Meclisi, Tobruk’taki merkezinde Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti tarafından önerilen bütçeyi tartışmak üzere dün ikinci kez bir araya geldi.
ABD'nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland, ABD’nin seçimlerin düzenlenmesi, yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması ve temel hizmetlerin sunulması yoluyla vizyonlarını hayata geçirmek isteyen Libyalıları desteklemeye devam edeceğine söz verdiğini aktardı. Göreve gelmesi ardından ilk defa Pazartesi günü Mısır'ı ziyaret eden Norland, “Mısır'ın geçen yıl siyasi süreci ilerletmede oynadığı rolden dolayı minnettarız; bu konuda geliştirdiğimiz ortaklığı takdir ediyoruz” açıklamalarında bulundu. Aynı zamanda ABD ve Mısır'ın ‘Libya'da bölgesel istikrarı, güvenliği ve ekonomik kalkınmayı sağlamak için askeri değil de siyasi bir çözümü desteklemede ortak çıkarlara sahip olduklarını’ vurguladı.
Almanya'nın Trablus Büyükelçisi Oliver Owcza ise Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş ile Pazartesi günü gerçekleştirdiği yapıcı toplantıda ulusal seçimlerin ve yabancı güçlerin çekilmesinin en iyi ne şekilde destekleneceğini, ayrıca göç yönetiminin nasıl iyileştirilebileceğini tartıştıklarını aktardı.
Yeni anlaşmazlıklar, Temsilciler Meclisi toplantısının dün saat 16.00'ya ertelenmesine neden oldu, ancak oturumun sonucuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.
Libya Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Buleyhak, Pazartesi günü gerçekleştirilen oturumda 24 Aralık'ta planlanan seçim hazırlıklarının tamamlanması yönünde Yüksek Seçim Komisyonu'nun desteklenmesinin, aynı zamanda Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Silahlı Kuvvetleri’ne bütçe ayrılmasının onayladığını söyledi.
İlk oturumun devletin genel bütçesi ve egemen pozisyonlarının yasa tasarısına ayrıldığını açıklayan Buleyhak, meclisin mevcut yıla yönelik genel bütçe yasa tasarısının maaşlara ilişkin ilk bölümünü onaylamaya karar verdiğini, öğretmenlerin maaşlarının artırılmasına, polis ve üniversitelere ilişkin yasaları içerdiğini bildirdi. Egemen pozisyonlar maddesinin tartışılması ise bu yöndeki karara ilişkin gelecek hafta Temsilciler Meclisi'ne resmi bir yanıt verilene dek ertelendi.
Diğer yandan Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanı Halid Mazin, tüm polis teşkilatlarını düzensiz göçle mücadelede plan geliştirmeye, güney Libya şehirlerini kaçakçılık çetelerinden korumaya yönlendirdi. İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İçişleri Bakanlığı Halkla İlişkiler Vekili Tuğgeneral Mahmud Said’in Bakanlığın Trablus'taki ofisinde farklı birimlerin liderleriyle yasadışı göç ve kaçakçılık olgusuyla mücadele konusunda işbirliğini tartıştığı belirtildi. Aynı zamanda Libya genelinde vatandaşın güvenliğini etkileyen suçlarla mücadele, bir ortak güvenlik odasının kurulması üzerine durduğunu da ekledi.
İçişleri Bakanı, güney bölgesinde bir dizi polis memuru ile yaptığı görüşmede, ‘buradaki tüm şehirlerde güvenlik çalışmalarının karşılaştığı sorun ve engelleri’, kaçakçılık, savaş ve cinayet olgularını, bunları ortadan kaldırma yönünde güvenlik planları geliştirme ihtiyacını ele aldı.
Dün akşam başkentteki bakanlık ofisinde yapılan toplantıda, güney bölgesindeki depolara ayrılmış akaryakıt tanklarının güvence altına alınması, vatandaşlara ulaştırılması için benzin istasyonlarına dağıtılması konusu da tartışıldı. Bakanlık tarafından bildirildiğine göre, güney bölgelerine yakıt tedarikini garanti edecek yönde krizi çözmeye çalışılması üzerine duruldu.
Bakan, güney bölgelerinde beş kolu olduğu, bakanlığın bir dizi üyesini, çeşitli birimlerinden bu alanda tecrübe ve uzmanlığa sahip kişileri içerdiği tahmin edilen çöl devriyelerine ilişkin genel bir yönetimin kurulmasıyla ilgili bir öneriyi inceledi. Aynı zamanda bakanlığın güney bölgelerdeki emniyet müdürlüklerini destekleme, güvenliği artırma, suçlu ve kanun kaçaklarını tutuklama görevlerini yerine getirmede devriyelere yardım etme kararlılığını teyit etti.



Dünya Sağlık Örgütü, İsrail'in Refah'ı işgal etmesi halinde "insani bir felaket" yaşanabileceği uyarısında bulundu

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmişler için kurulan bir kamp (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmişler için kurulan bir kamp (AFP)
TT

Dünya Sağlık Örgütü, İsrail'in Refah'ı işgal etmesi halinde "insani bir felaket" yaşanabileceği uyarısında bulundu

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmişler için kurulan bir kamp (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yerinden edilmişler için kurulan bir kamp (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail'in tehdidini yerine getirmesi ve güney Gazze Şeridi'ndeki Refah'a geniş çaplı bir işgal gerçekleştirmesi durumunda yaşanacak "insani felaket" konusunda uyarıda bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü, “X” platformu aracılığıyla İsrail'e işgale devam etmemesi çağrısında bulunarak, tüm tarafları ateşkes için çalışmaya çağırdı.

Kısa bir süre önce, Birleşmiş Milletler İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths de uyarıda bulunarak,  dünyanın İsrail'e saldırıdan kaçınması yönünde haftalardır yaptığı çağrılara rağmen, Refah'a karşı bir kara operasyonunun "ufukta belirdiğini" söylemişti.


Columbia Üniversitesi, binalarından birini işgal eden öğrencileri “okuldan atmak ve sınır dışı etmekle ” tehdit etti

Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Salonu önünde toplanan Filistin yanlısı göstericiler, 30 Nisan 2024 (AP)
Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Salonu önünde toplanan Filistin yanlısı göstericiler, 30 Nisan 2024 (AP)
TT

Columbia Üniversitesi, binalarından birini işgal eden öğrencileri “okuldan atmak ve sınır dışı etmekle ” tehdit etti

Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Salonu önünde toplanan Filistin yanlısı göstericiler, 30 Nisan 2024 (AP)
Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Salonu önünde toplanan Filistin yanlısı göstericiler, 30 Nisan 2024 (AP)

İki haftadır Filistin yanlısı öğrenci hareketiyle karşı karşıya kalan New York'taki Columbia Üniversitesi, kampüsteki bir binayı işgal eden göstericileri okuldan atmakla tehdit etti.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin haberine göre Columbia Üniversitesi sözcüsü Ben Chang yaptığı açıklamada, "Göstericilerin eylemleriyle gerilimi tırmandırma yolunu seçmelerinden üzüntü duyuyoruz. Binayı işgal eden öğrenciler sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıyadır" ifadelerini kullandı.


İngiltere, bir sığınmacıyı Ruanda'ya sınır dışı etmek için türünün ilk örneği operasyonunu gerçekleştirdi

Aktivistler, İngiliz hükümeti tarafından kabul edilen Ruanda'ya sınır dışı etme yasasını Güney Londra'daki göçmenlik merkezinin önünde protesto etti (EPA)
Aktivistler, İngiliz hükümeti tarafından kabul edilen Ruanda'ya sınır dışı etme yasasını Güney Londra'daki göçmenlik merkezinin önünde protesto etti (EPA)
TT

İngiltere, bir sığınmacıyı Ruanda'ya sınır dışı etmek için türünün ilk örneği operasyonunu gerçekleştirdi

Aktivistler, İngiliz hükümeti tarafından kabul edilen Ruanda'ya sınır dışı etme yasasını Güney Londra'daki göçmenlik merkezinin önünde protesto etti (EPA)
Aktivistler, İngiliz hükümeti tarafından kabul edilen Ruanda'ya sınır dışı etme yasasını Güney Londra'daki göçmenlik merkezinin önünde protesto etti (EPA)

Birleşik Krallık, türünün ilk örneği operasyonuyla bir sığınmacıyı Ruanda'ya sınır dışı etti. İngiliz medyasında yer alan haberlere göre bu, sığınma talepleri reddedilen göçmenlerin gönüllü olarak sınır dışı edilmesine yönelik bir program çerçevesinde gerçekleşti.

İngiliz hükümeti, geçtiğimiz hafta ülkeye düzensiz giriş yapan Ruanda göçmenlerinin sınır dışı edilmesine izin veren tartışmalı bir yasayı kabul etti. İngiliz medyasına göre pazartesi günü Birleşik Krallık'tan ayrılan adam, sığınma başvurusunun reddedilmesinin ardından, Kigali'ye gitmeyi gönüllü olarak kabul etti ve kendisine Ruanda'ya gitmesi karşılığında 3 bin sterlin (yaklaşık 120 bin lira) yardım parası verildi.


Kudüs'te bir Türkün İsrail polisini bıçaklaması neden dikkat çekici?

İsrail polisi Kudüs'teki bıçaklama olayının gerçekleştiği bölgeyi kordon altına aldı. (Reuters)
İsrail polisi Kudüs'teki bıçaklama olayının gerçekleştiği bölgeyi kordon altına aldı. (Reuters)
TT

Kudüs'te bir Türkün İsrail polisini bıçaklaması neden dikkat çekici?

İsrail polisi Kudüs'teki bıçaklama olayının gerçekleştiği bölgeyi kordon altına aldı. (Reuters)
İsrail polisi Kudüs'teki bıçaklama olayının gerçekleştiği bölgeyi kordon altına aldı. (Reuters)

İsrail polisi dün (Salı) Kudüs'te polis memurlarını hedef alan bıçaklı saldırının failinin öldüğünü duyururken, failin Türk vatandaşı olduğunun ortaya çıkmasının ardından kimliği dikkat çekti. Polis, bıçaklama olayının faili 34 yaşındaki Hasan Saklanan'ın Doğu Kudüs'ün Eski Şehri'ndeki Sâhira Kapısı’nda bir polisi bıçaklayarak yaraladığını ve şahsın pasaportundan Pazartesi günü Ürdün'den turist vizesiyle ülkeye giriş yaptığının anlaşıldığını bildirdi.

İsrail'den yapılan açıklamaya göre, Saklanan Sâhira Kapısı'nın girişinde bir sınır polisi memuruna doğru koştu ve onu vücudunun üst kısmından bıçakladı. Bıçaklanan memur ve bölgedeki başka bir polis saldırganı vurarak öldürmeyi başardı.

Video görüntülerinde Eski Kudüs'teki dar bir sokakta iki polisin arkasında yürüyen genç bir adamın polislerden birinin üzerine atlayarak onu bıçaklamaya başladığı, ardından saldırgan ve yaralı polisin boğuştuğu, ikinci polisin saldırganı uzaklaştırmaya çalıştığı, ardından yaralı polis ve meslektaşının saldırgana yerde yatarken yakın mesafeden birkaç el ateş ettiği görülüyor.

Kudüs Emniyet Genel Müdürü Doron Turgeman olay yerine gelip değerlendirme yapmak ve kanıt toplamak üzere istişarelerde bulunmadan önce Kudüs'ün mahalleleri hızla askeri kışlaya dönüştü. Bu arada büyük bir İsrail istihbarat gücü saldırganın kaldığı Selahaddin Caddesi'nin merkezindeki bir otele baskın düzenledi, incelemelerde bulundu, odasını aradı ve eşyalarına el koydu.

Olayın nedenleri henüz resmi olarak açıklanmamış ve failin bağlantıları belirsiz olsa da, gözlemciler bunun gelecekteki olası saldırıların bir göstergesi olup olmadığını inceliyor.

Nadir görülen bir olay

Filistinliler zaman zaman çeşitli bölgelerde İsrail güçlerine karşı bıçaklı saldırılar düzenlese de Türk vatandaşı Saklanan tarafından gerçekleştirilen saldırı, ‘Arap olmayan bir kişi tarafından gerçekleştirilen ilk saldırı’ olması nedeniyle daha önce benzeri görülmemiş bir olay olarak dikkat çekti.

İsrail medyası olayın ironisine dikkat çekerken Times of Israel ‘yakın geçmişte böyle bir olay yaşanmadığını’ belirtti.

Filistinli olmayan biri tarafından gerçekleştirilen en eski bıçaklama olayı yaklaşık sekiz yıl önceydi.

Ürdünlü 50'li yaşlarındaki Muhammed el-Kasaci, 2017'deki ‘Kudüs ayaklanması’ sırasında Kudüs'te İsrailli polislere bıçakla saldırmış ve öldürülmüştü. El-Kasaci de Saklanan gibi, Kudüs'e turist grubu vizesiyle gelmişti. 2016 yılında ise İsrailli bir kadın polis Şam Kapısı'nda kendisini bıçaklamaya çalıştığını söylediği 28 yaşındaki Ürdünlü Said al-Amru'yu öldürmüş, Ürdün o dönemde bu iddiayı kabul etmemişti.

Kahire ile Tel Aviv arasında nedenleri konusunda çelişkili açıklamalar yapılmasına rağmen, Mısır-İsrail sınırı geçen yıl Mısırlı asker Muhammed Salah'ın İsrail kontrolündeki bölgeye girdikten sonra silahıyla İsrail askerlerini öldürdüğü bir saldırıya sahne olmuştu.

İlişkilerde gerginlik

Türk vatandaşı Saklanan’ın Kudüs’te gerçekleştirdiği saldırı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas'a verdiği destek nedeniyle İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gergin bir dönemden geçtiği bir zamanda meydana geldi.

Filistinlilerin Batı Şeria'nın kuzeyinde saldırılar gerçekleştirmeye çalıştığı bir dönemde ve Kudüs'te bir haftadır devam eden saldırıların ardından gelen Kudüs'teki saldırı hakkında hiçbir İsrailli siyasi yetkili hemen yorum yapmadı.

Batı Şeria'nın başka bir yerinde, kuzeydeki Bartaa köyünde bir Filistinli aracın sınır polisi memurlarını ezmeye çalışmasının ardından bir araçlı saldırı girişiminde bulunuldu. Olayda yaralanan olmazken, polis araca ateş ederek karşılık verdi. Ardından fail yaya olarak kaçtı ve kovalamaca başladı.

7 Ekim'de Gazze Şeridi'ne başlattığı savaştan bu yana Batı Şeria'daki saldırılarını da arttıran İsrail, evleri ve altyapıyı tahrip eden saldırılarda yaklaşık 500 Filistinliyi öldürdü, binlercesini yaraladı ve gözaltına aldı.


Bağımsız bir Filistin devletinin tanınması, iki devletli çözümle ilgili müzakerelerin önünü açabilir

BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
TT

Bağımsız bir Filistin devletinin tanınması, iki devletli çözümle ilgili müzakerelerin önünü açabilir

BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)
BM Genel Kurulu genel oturumundan bir kare (Arşiv - Reuters)

Analistler sembolik olmasına rağmen mayıs ayında bazı Avrupa ülkeleri tarafından tanınması beklenen bağımsız Filistin devletinin, Batı’nın Gazze’deki çatışmayı çözmek için savunduğu iki devletli çözüm müzakerelerinin önünü açabileceğini düşünüyorlar.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, pazartesi günü Riyad'da yaptığı açıklamada aralarında Belçika, İrlanda, Malta, Slovenya ve İspanya'nın da bulunduğu bazı Avrupa ülkelerinin mayıs ayında Filistin devletini tanıdıklarını açıklamalarını beklediğini söyledi.

Akdeniz ve Ortadoğu Araştırmaları ve Çalışmaları Enstitüsü'nden (iReMMO) Agnès Levallois, “Her şeyden önce bu, Filistinlilerin hayatını değiştirmeyecek sembolik bir jestten ibaret olsa da İsrail'i bağımsız bir Filistin devletini tanımaya zorlamak için bir baskı aracı olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi ve AB ülkelerinin uzun vadeli tek çözüm olarak gördüğü Filistin devletinin tanınmasına karşı çıkıyor.

Merkezi Cenevre'de bulunan Arap Dünyası ve Akdeniz Araştırma Merkezi'nin (CERMAM) Direktörü Hüsnü Abidi, Hamas Hareketi’nin 7 Ekim'de İsrail'in güneyinde gerçekleştirdiği ve daha önce eşi ve benzeri görülmemiş saldırının ardından Netanyahu’nun bağımsız bir Filistin devletinin tanınmasını Hamas’a verilecek bir ödül olarak gördüğünün altını çizdi.

Ancak Avrupalıların Netanyahu’nun aksine bağımsız bir Filistin devletini tanımanın, Filistin Yönetimi’ni güçlendirip Hamas'ın konumunu zayıflatarak Filistinlilerin haklarını tesis etme yolunda atılacak bir adım olduğuna inandıklarını vurgulayan Abidi, “Bu da ne Hamas ne de Netanyahu için güçlü bir nokta olmayan barış dinamiğini güçlendirecek” dedi.

Fransa'nın eski Katar ve Suudi Arabistan Büyükelçisi Bertrand Besancenot ise Filistin devletinin Avrupa ülkeleri tarafından tanınmasının Netanyahu'nun tutumu üzerinde doğrudan bir etkisi olmayacağını düşünüyor. Bunun Netanyahu’yu kızdıracağını, ama fikirlerini değiştireceğini düşünen Besancenot, “Öte yandan Avrupa tarafından bu yönde bir hareketi olduğunu ve bu konu masada değilmiş gibi davranamayacağımızı göstermemiz, Biden yönetiminin Netanyahu üzerindeki baskısını artırmasına yardımcı olacaktır” şeklinde konuştu.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, 10 Nisan’da İspanyol milletvekillerine yaptığı bir konuşmada, bağımsız bir Filistin devletini tanımanın ‘Avrupa'nın jeopolitik olarak çıkarına olduğunu’ söyledi.

Sanchez, birkaç gün önce İrlanda, Malta ve Slovenya başbakanlarıyla birlikte, İsrail-Filistin çatışmasının çözümüne ‘olumlu bir katkıda bulunması halinde bağımsız bir Filistin devletini tanımaya hazır olduklarını’ belirten ortak bir bildiriye imza atmıştı.

İki devletli çözüm stratejisine dahil

Öte yandan Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, Riyad'daki toplantılar sırasında mevkidaşlarına bağımsız bir Filistin devletini tanıma meselesinin Fransa için bir tabu olmadığını, ancak bunun iki devletli bir çözüme yönelik küresel bir strateji çerçevesinde faydalı olması gerektiğini söyledi.

Ancak Levallois, başka herhangi bir somut gelişme olmaksızın ‘sadece vicdanları rahatlatmak için’ bağımsız bir Filistin devletini tanımanın ‘gerçek bir tuzak olabileceği’ uyarısında bulundu.

Bugüne kadar Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülkeden 137'si bağımsız bir Filistin devletinin tanınması kararını kabul etti.

New York Times (NYT) gazetesinde aralık ayı ortalarında yayınlanan bir makalede, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın danışmanlarından David Harden ve insani yardım aktivisti Larry Garber, Washington'ı benzer bir adım atamaya çağırdılar. Hamas'ın ‘nehirden denize kadar uzanan bir İslam devleti kurma emellerini baltalamanın bir yolu’ olarak bunun yapılması gerektiğini vurgulayan Harden ve Garber, böylece Filistinlilerin bağımsızlık hayallerini gerçekleştirmek için çalışacak yeni liderler seçmeye teşvik edileceğini belirttiler.


Taliban şiddet olaylarını azalmasıyla ülkeye turist çekmeye çalışıyor

Başkent Kabil'deki yenilenen Darul Aman Sarayı'nda selfie yapan Afganlar (AP)
Başkent Kabil'deki yenilenen Darul Aman Sarayı'nda selfie yapan Afganlar (AP)
TT

Taliban şiddet olaylarını azalmasıyla ülkeye turist çekmeye çalışıyor

Başkent Kabil'deki yenilenen Darul Aman Sarayı'nda selfie yapan Afganlar (AP)
Başkent Kabil'deki yenilenen Darul Aman Sarayı'nda selfie yapan Afganlar (AP)

Taliban, ülkede şiddet olaylarının azalmasıyla birlikte turistleri Afganistan’a çekmeye çalışıyor. Taliban, bu amaçla turist rehberleri yetiştirmek üzere bir enstitü kurdu.

Enstitünün ilk öğrenci grubundan yaklaşık 30 kişi Kabil'de bir sınıfta eğitim almaya başladı. Yaşları, eğitimleri ve mesleki deneyimleri farklı olsa da hepsi erkek olan enstitünün öğrencileri arsında kadınlar bulunmuyor. Çünkü ülkede kız çocuklarının altıncı sınıftan sonra okumasına izin verilmiyor.

Associated Press’in (AP) dünkü bir haberine göre çok büyük rakamlardan bahsetmek mümkün değil. Ancak ülkede turizmle ilgili bir tartışma yaşanıyor. Ülkeyi 2021 yılında 691 yabancı turist ziyaret ederken 2022 yılında bu sayı 2 bin 300'e yükseldi. Geçtiğimiz yıl Afganistan’ı ziyaret eden turist sayısı 7 bine ulaştı.

Afganistan’ın ekonomisi neredeyse çökmüş durumda. Altyapısı son derece zayıf olan ülke yoksullukla boğuşuyor. Yine de yabancılar, şiddet olaylarının azalması, Dubai gibi dünyanın merkezi olan şehirlere doğrudan uçuşların artması ve alışılmadık bir yerde tatil yapmanın verdiği heyecanla ülkeyi ziyaret etmeye devam ediyor.


New York Polisi, Columbia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı göstericilerin barikat kurduğu bir binayı tahliye etti

New York Şehri polisi protestocuları gözaltına aldı ve kampüsün dışına çıkardı (EPA)
New York Şehri polisi protestocuları gözaltına aldı ve kampüsün dışına çıkardı (EPA)
TT

New York Polisi, Columbia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı göstericilerin barikat kurduğu bir binayı tahliye etti

New York Şehri polisi protestocuları gözaltına aldı ve kampüsün dışına çıkardı (EPA)
New York Şehri polisi protestocuları gözaltına aldı ve kampüsün dışına çıkardı (EPA)

New York Polisi dün akşam (Salı), Columbia Üniversitesi kampüsüne baskın düzenledi. Polis, Gazze Şeridi'nde altı aydan fazla süredir devam eden savaşı protesto etmek için Filistin yanlısı öğrencilerin pazartesi akşamından beri barikat kurduğu binayı tahliye etmeye başladı.

Pazartesi akşamı düzinelerce protestocunun işgal ettiği Hamilton Hall binasına merdivenle donatılmış bir polis kamyonunun yaklaştığı görüldü. Kamyon, merdiveniyle binanın pencerelerinden birinin önünde durdu ve çevik kuvvet polisleri bu pencereden birbiri ardına binanın içine girdi.

CNN, New York Polisi'nin Columbia Üniversitesi'nde operasyonun başladığını bildiren bir açıklamasını aktardı.

xsdvfbrt
New York Polis memurları Columbia Üniversitesi kampüsüne operasyona hazırlanıyor (AFP)

Açıklamada: "Akredite olan tüm medya temsilcilerinin West 114th caddesi ve Broadway'deki NYPD'ye katılması gerekiyor, aksi takdirde bölgeden uzaklaştırılacaklar" ifadeleri yer aldı.

CNN haber ağı, birçok protestocunun gözaltına alınıp New York şehir merkezindeki Manhattan mahallesinin kuzeyinde bulunan üniversite kampüsünün dışına götürülmesinin görüntülerini yayınladı.

Göstericiler, Instagram uygulamasındaki hesaplarında, polisin kendilerini Gazze'deki savaşta ölen 6 yaşındaki Filistinli kızın anısına "Hind Hall" adını verdikleri "Hamilton Hall"dan çıkarmak için üniversite kampüsüne "baskın yapmasını" kınadılar.


Netanyahu Refah’a kara saldırısıyla ateşkesi birbirinden ayrı tutuyor

ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)
ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)
TT

Netanyahu Refah’a kara saldırısıyla ateşkesi birbirinden ayrı tutuyor

ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)
ABD CENTCOM tarafından dün yayınlanan ve insani yardımların ulaştırılması için bir liman inşa etme çalışmaları çerçevesinde Gazze Şeridi açıklarında yüzen iskeleyi gösteren fotoğraf (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah’a karar saldırısı planını, Hamas Hareketi ile olası ateşkes anlaşmasından ve iki taraf arasında rehine ve tutuklu takası için Mısır'ın desteklediği müzakerelerin geleceğinden ayrı tutmaya çalıştı.

Uluslararası ve bölgesel çevreler Hamas Hareketi tarafından ateşkes önerisine verilecek yanıtı beklerken Netanyahu, hükümetindeki aşırı sağcıların Refah'a kara saldırısının yapılması çağrılarına destek verdi. Netanyahu, Gazze'de öldürülen İsrail askerlerinin ve Hamas’ın elindeki rehinelerin aileleriyle bir araya geldiği toplantıda “Refah'a gireceğiz. Anlaşma olsun ya da olmasın Hamas'a asla teslim olmayacağız” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Kahire, Gazze'de ateşkes ilan edilmesi için gayret gösteriyor. Eğer ateşkes sağlanırsa, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki Refah'a geniş çaplı kara saldırısının ‘ertelenme ihtimali’ söz konusu. Müzakerelere dair bilgilerini Şark’ul Avsat’la paylaşan Mısırlı bir kaynak, ateşkes anlaşmasının önündeki zorlukların azaldığını ve önerilerin ayrıntılarında önemli bir sorun olmadığını söyledi. Kaynak, söz konusu zorlukların artık tarafların anlaşmayı sonuçlandırma iradesine ve arzusuna bağlı olduğunu belirtti.

Diğer taraftan Gazze Şeridi'ndeki gelişmelerle ilgili olarak Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından görevlendirilen Temas Grubu'nun, pazartesi günü Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanları ve temsilcileriyle yaptığı toplantıda, Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesi ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılmasına yönelik çabalara destek vurgulandı. Ayrıca uluslararası hukuk ve üzerinde mutabık kalınan ilkeler uyarınca, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için güvenilir ve geri dönülemez yola dair kapsamlı bir yaklaşım benimsenmesinin önemi ve gerekliliğinin altı çizildi.


Netanyahu: UCM'nin İsrailli liderler hakkında tutuklama emri çıkarması skandal olur

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu: UCM'nin İsrailli liderler hakkında tutuklama emri çıkarması skandal olur

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Hamas'a karşı yürüttüğü savaşla ilgili suçlamalar nedeniyle İsrailli yetkililer hakkında tutuklama emri çıkarması durumunda, bunun tarihi ölçekte bir skandal olacağını belirtti.

Netanyahu: "İsrail ordu komutanları ve devlet liderleri hakkında savaş suçları işleme suçlamasıyla tutuklama emri çıkarma ihtimali, tarihi ölçekte bir skandal olacaktır" dedi.

Netanyahu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum: “Ne Lahey'de ne de başka herhangi bir yerde alınan hiçbir karar, savaşın tüm hedeflerine (tüm rehinelerin serbest bırakılması, Hamas'a karşı tam zafer ve Gazze'nin artık İsrail için herhangi bir tehdit oluşturmayacağına dair taahhüt) ulaşma kararlılığımızı etkilemeyecektir.”


Bazı şarkıcıların sesini neden daha çok seviyoruz?

Araştırmacılar popülarite konusunda şarkıcıların seslerinin hangi ölçüde önemli olduğunu anlamaya çalıştı (Unsplash)
Araştırmacılar popülarite konusunda şarkıcıların seslerinin hangi ölçüde önemli olduğunu anlamaya çalıştı (Unsplash)
TT

Bazı şarkıcıların sesini neden daha çok seviyoruz?

Araştırmacılar popülarite konusunda şarkıcıların seslerinin hangi ölçüde önemli olduğunu anlamaya çalıştı (Unsplash)
Araştırmacılar popülarite konusunda şarkıcıların seslerinin hangi ölçüde önemli olduğunu anlamaya çalıştı (Unsplash)

Farklı kişilerin bazı şarkıcıların sesini, diğerlerine neden tercih ettiğini araştıran bilim insanları beklemedikleri bir sonuçla karşılaştı. Araştırmacılar müzik zevklerinde teknik özelliklerin, tahmin edildiği kadar etkisi olmadığını buldu.

Perde ve tempo gibi ölçülebilir özelliklerin mi yoksa kişisel algıların mı tercihler üzerinde daha büyük rol oynadığını belirlemeye çalışan araştırmacılar 16 eğitimli şarkıcının akapella performanslarını 368 katılımcıya dinletti. 

Max Planck Ampirik Estetik Enstitüsü'nden (MPIEA) araştırmacılar, Bobby McFerrin'in Don't Worry Be Happy ve Harold Arlen'in Over the Rainbow parçalarını birden fazla kez sözsüz seslendiren şarkıcıların her birinin üçer kaydını seçti. 326'sı internetten, 42'si de laboratuvardan çalışmaya katılan dinleyiciler, toplamda 96 performansı değerlendirdi. 

Katılımcıların beğenileri geniş bir yelpazeye yayılırken, bu değerlendirmelerde bazı benzerlikler de kaydedildi. Araştırmacılar bu yakın puanların sesin akustik özelliklerinden kaynaklandığını düşünse de sonuçlar onları haksız çıkardı. 

Akustik özellikler derecelendirmelerinin sadece küçük bir kısmını açıklarken, katılımcıların tercihlerini şekillendiren şey sesleri algılama ve yorumlama biçimleriydi. 

Scientific Reports adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmanın yazarlarından Pauline Larrouy-Maestri "Akustik tercihlerimizin genellikle objektif kriterlere dayandığını düşünsek de sonuçlarımız 'Güzellik bakanın gözündedir' sözünün akustiğe de uygulanabileceğini gösteriyor" diyor.

Sesin kendisi kadar dinleyicinin de deneyimi şekillendirdiğini gösteren çalışma, şarkı dışındaki seslerin de nasıl algılandığına dair yeni soruları beraberinde getiriyor. Araştırmacılar çalışmada şöyle yazıyor:

Şimdiye kadar elde ettiğimiz sonuçlar, şarkı söylerkenki ses sözkonusu olduğunda tercihlerin büyük ölçüde hem performansların niteliğine hem de dinleyicilerin özelliğine bağlı olduğuna işaret ediyor fakat bu karmaşık bir ilişki: Beğeni derecelendirmeleri başlı başına seslerin akustik özelliklerine değil, seslerin katılımcılar tarafından nasıl algılandığına bağlı.

Ekip bundan sonra diğer şarkı söyleme tarzlarının yanı sıra konuşma seslerinin çekiciliği üzerine de araştırmalar yapmayı planlıyor. 

Independent Türkçe, Phys.org, Earth, Scientific Reports