Kovid-19’u atlatanların ve aşı olanların enfeksiyonu bulaştırma riskine yönelik uyarı yapıldı

Yapılan son çalışmada, yüksek viral yük taşıyabildikleri vurgulandı.

Karaçi’deki bir aşı merkezi. (AFP)
Karaçi’deki bir aşı merkezi. (AFP)
TT

Kovid-19’u atlatanların ve aşı olanların enfeksiyonu bulaştırma riskine yönelik uyarı yapıldı

Karaçi’deki bir aşı merkezi. (AFP)
Karaçi’deki bir aşı merkezi. (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (ECDC) tarafından yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlangıcından bu yana toplanan verilere göre enfeksiyonu atlatanlarda ve aşı olanlarda enfeksiyon sayıları oldukça sınırlı ve  coğrafi bölgelere, yaş gruplarına ve aşılara göre yüzde 1 ile yüzde 10 arasında değişiyor. Veriler, söz konusu kişilerin çoğunda herhangi bir hastalık belirtisi olmadığı yönünde.
Diğer yandan İspanya’daki Barselona Üniversitesi, İtalya’daki Torino Üniversitesi ve ABD’deki Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yapılan geniş kapsamlı bir çalışma,  iyileşenlerin ve aşı yolu ile bağışıklık kazananların, hastalığın klasik semptomlarını taşımadıkları ancak bulaştırmak için yeterli viral yük taşıdıklarına işaret gösteriyor. Araştırmacılar zamanla daha da kötüleşebilecek bu riski kontrol altına almanın en iyi yolunun, olabildiğince geniş çapta sürü bağışıklığına ulaşılması olduğunu vurguluyorlar.
Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırma ekibi, geçen ay New England Journal of Medicine dergisinde bir araştırma yayımladı. Araştırmaya göre aşı olan sağlık personelleri arasında enfeksiyon oranı yüzde 1,19 olarak tespit edildi. Bu oranın nüfusun geri kalanında ise yüzde 0,97 olduğu belirtildi. Bu iki veri, aşı kullanımının onaylanması için Pfizer ve Moderna şirketleri tarafından sunulan, klinik deneylerin nihai sonuçlarındakilerden daha yüksek bir orana işaret ediyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından yürütülen ve Nature dergisinde geçen ay yayınlanan bir diğer araştırma, gerçek vaka sayılarının resmi verilerde belirtilenden daha yüksek olabileceğine dikkat çeken benzer sonuçlar içeriyordu. Zira vakaların çoğu herhangi bir belirti göstermiyor. Enfekte olanlar da virüse karşı bağışıklık kazanmış olarak değerlendiriliyor ve test yapılmıyor.
ABD’deki Nevada Üniversitesi Halk Sağlığı Laboratuvarı Müdürü Mark Banduri ve San Diego Üniversitesi’nden araştırmacı Jocelyn Kierna, vaka sayılarına ilişkin haberlerin gerçek verilerin altında olduğunu onaylıyorlar. Bu durumu vakaların takip edilmesi için gerekli olan ve yüksek seviyede doğruluk oranına sahip ekipmanların sağlanmasının zorluğuna bağlıyorlar.
Barselona Üniversitesi’nden viroloji alanında çalışmalar yürüten araştırmacı Lopez Leuk, Lancet tarafından yayınlanan bir araştırmada aşının veya doğal bağışıklığın, ikinci enfeksiyonda hastalığın tehlikeli semptomlarının ortaya çıkmasını engellediğini ancak virüsün bulaşmasını önlemediğini vurguladı. Leuk bu durumun nedeninin viral yük, yani kanda bulunan virüs miktarı olduğunu belirtti. Bu viral yükün bazen enfeksiyonun ardından bağışıklık sisteminde oluşan korumayı veya aşının ürettiği antikorları aşabileceğini kaydetti.
Leuk sözlerine şöyle devam etti:
“Vücudun aşı veya enfeksiyon sonrası bağışıklık geliştirmesi için genellikle 10 gün ila iki haftaya kadar bir süreye ihtiyacı oluyor. Bu süre içerisinde virüs, bağışıklığı güçlü bir seviyeye ulaşmamış olan hücrelere zarar verebilir. Dolayısı ile bulaşma riski artıyor. Bu da büyük ölçekte, toplum bağışıklığı kazanılana kadar önleme ve izolasyon önlemlerini gerekli kılıyor.”
Araştırmacılar, toplum bağışıklığına ulaşılmasında yaşanan gecikmenin, daha hızlı bulaşan ve mevcut aşılara karşı direnç gösterme yeteneği olan virüs mutasyonlarının ortaya çıkmasına yardımcı olduğu konusunda uyarıda bulunuyorlar.
ABD, Almanya ve Hollanda’da son zamanlarda yapılan araştırmalar, hızlı biçimde gerçekleşen virüs mutasyonlarının antikorları devre dışı bırakarak aşının sağladığı bağışıklıktan veya enfeksiyondan kurtulabilen varyantları oluşturabildiğini gözler önüne serdi.
Araştırmacıların dün Dünya Sağlık Asamblesi’ne sundukları raporda yer alan başlıca önerilerde, tüm yaş gruplarını hedefleyen yoğun aşılama kampanyalarının önemi vurgulandı. Zira yapılan çalışmalar, Araştırmalar, Kovid-19 enfeksiyonlarının özellikle iyileşmelerine rağmen yeniden hastalığa yakalanmaya yatkın olan ve başkalarına bulaştırabilen genç nüfusta meydana geldiğini gösteriyor. ABD Donanması Özel Kuvvetleri’nin 3 bin 249 personeli üzerinde yapılan bir araştırma, söz konusu kişilerin yaklaşık yüzde 10’unun aşı olduktan veya iyileştikten sonra yeniden enfekte olduklarını gösterdi.



Yataklı otobüs dönemi başlıyor: Avrupa uyuyarak gezilebilecek

Şirket, yolcuların seyahat sırasında güvenliğini sağlayan yatağa dönüşebilen koltuklar tasarladı (Remo Vettori)
Şirket, yolcuların seyahat sırasında güvenliğini sağlayan yatağa dönüşebilen koltuklar tasarladı (Remo Vettori)
TT

Yataklı otobüs dönemi başlıyor: Avrupa uyuyarak gezilebilecek

Şirket, yolcuların seyahat sırasında güvenliğini sağlayan yatağa dönüşebilen koltuklar tasarladı (Remo Vettori)
Şirket, yolcuların seyahat sırasında güvenliğini sağlayan yatağa dönüşebilen koltuklar tasarladı (Remo Vettori)

Amelia Neath 

Avrupa'nın büyük şehirleri arasında bu sonbaharda hizmet vermeye başlayacak yeni  gece otobüsü, "uzun yolculuklardaki konfor eksikliğini" gidermeyi vaat ediyor.

İsviçre merkezli otobüs şirketi Twiliner, Kasım 2025'te İsviçre, Lüksemburg, Belçika, Hollanda ve İspanya'daki şehirlerde durarak kıtayı kapsayan otobüs güzergahlarını hizmete sunacak.

Twiliner, kısa mesafeli uçuşlara sürdürülebilir bir alternatif olarak otobüs seyahatine odaklanıyor ve yakıt olarak atık yağlarla bitkisel yağlardan üretilen yenilenebilir HVO dizel kullanıyor.

Twiliner, otobüsleriyle yapılan yolculukların tren yolculuğu kadar çevre dostu olduğunu belirtiyor.

Şirket ayrıca otobüslerinin konforunu da öne çıkarıyor. Otobüslerinin koltukları, Avrupa'da tamamen yatak pozisyonuna getirilebilen ilk koltuklar olacak ve yolcuların yolculuk sırasında uyuyabilmelerini veya dinlenebilmelerini sağlayacak.
 

Twiliner otobüslerinde 21 koltuk var (Remo Vettori)Twiliner otobüslerinde 21 koltuk var (Remo Vettori)

Otobüsteki 21 koltuk, uçaklardaki business class koltuklarına benziyor, ayrıca her koltukta yastık ve battaniye de bulunuyor.

Yatmadan önce yolcular, otobüsün alt katındaki banyoda gece rutinlerini tamamlayabilir (ancak duş yok).

Bu katta ayrıca hafif atıştırmalıklar sunan bir büfe de yer alıyor.

Oturma alanı elektrik prizleri, masa, okuma lambası ve ücretsiz Wi-Fi ile donatılmış. Kişisel eşyalarınızı koyabileceğiniz küçük bir saklama alanı da var.

Otobüste tuvalet ve soyunma odası da var (Remo Vettori)Otobüste tuvalet ve soyunma odası da var (Remo Vettori)

Büyük bagajlar için, her yolcu Twiliner'ın boyutlarına uygun bir adet büyük valiz (maksimum 23 kg; 80 x 50 x 35 cm) ve bir el bagajı (maksimum 5 kg; 50 x 30 x 20 cm) getirebilir.

Önceden rezervasyon yapılması halinde ekstra bagaj, bisiklet, kayak ve sörf tahtaları da kabul ediliyor.

Zorunlu sürücü değişiklikleri dışında yolculuk sırasında planlı mola verilmiyor.

Twiliner, bu hizmetin küçük çocuklu aileler için uygun olmadığını ve 5 yaşın altındaki çocukların kabul edilmediğini belirtiyor.
Twiliner, rotalarını daha fazla Avrupa şehrine genişletmeyi umuyor (Remo Vettori)Twiliner, rotalarını daha fazla Avrupa şehrine genişletmeyi umuyor (Remo Vettori)

Bu yaşın üzerindeki çocuklar, "uzun mesafeli seyahatlere alışkın oldukları ve sessiz, uykuya elverişli ortamı dikkate alabildikleri sürece" Twiliner ile seyahat edebilirler.

Twiliner ilk olarak iki güzergâhla hizmet vermeye başlayacak: Zürih'ten Basel, Lüksemburg, Brüksel ve Rotterdam üzerinden Amsterdam'a ve Zürih'ten Girona üzerinden Barselona'ya.

Otobüs şirketi, mevcut gece treni ağını tamamlayacak Avrupa çapında bir gece otobüsü ağı kurmayı ve üç yıl içinde Avrupa'nın en çok ziyaretçi çeken 25 şehrini birbirine bağlamayı hedefliyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/travel/news-and-advice


Dexter evreninde taşlar yerinden oynuyor: Tek sezonda iptal

Dexter'daki performansıyla Michael C. Hall, 5 kez En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödülüne aday gösterilmişti (Showtime)
Dexter'daki performansıyla Michael C. Hall, 5 kez En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödülüne aday gösterilmişti (Showtime)
TT

Dexter evreninde taşlar yerinden oynuyor: Tek sezonda iptal

Dexter'daki performansıyla Michael C. Hall, 5 kez En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödülüne aday gösterilmişti (Showtime)
Dexter'daki performansıyla Michael C. Hall, 5 kez En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödülüne aday gösterilmişti (Showtime)

Paramount, Dexter evreninin öncül dizisi Dexter: Original Sin için ikinci sezon planlarını iptal etti.

Variety'nin aktardığına göre, her ne kadar nisanda ikinci sezon onayı duyurulmuş olsa da yapım süresiz beklemeye alınmış; yeni sezon için ne çekim planı yapılmış ne de prodüksiyon takvimi belirlenmişti.

Dizi, Aralık 2024'te yayına girmiş ve şubatta ilk sezonunu tamamlamıştı. Böylece dizi, hem ilk hem de son sezonuyla ekran macerasını tamamlamış oldu.

Öte yandan Paramount'un, Dexter ve Dexter: New Blood'un devamı niteliğindeki Dexter: Resurrection için çok yakında bir senarist odası açmayı planladığı öğrenildi. Michael C. Hall'un yeniden Dexter Morgan rolüne döndüğü yapımın ilk sezonu 11 Temmuz'da başladı ve final bölümü 5 Eylül'de ekrana gelecek. 

Resmi onay henüz gelmese de dizi, güçlü izlenme oranları ve olumlu eleştirileriyle öne çıkıyor. İlk bölüm, 7 günde 4,4 milyon izleyiciye ulaştı. Dizi, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 94'lük bir beğeni puanı elde etti.

1991'de geçen Original Sin, Dexter Morgan'ın geçmişine, yani köken hikayesine odaklanıyordu. Patrick Gibson, ikonik “katil avcısı katil” Dexter'ın gençliğine hayat verirken Hall, karakterin iç sesini seslendirmişti.

Gibson ve Hall'un yanı sıra dizinin kadrosunda Molly Brown, Christina Milian, Christian Slater ve James Martinez yer alıyordu.

Dexter'ın yönetici yapımcısı ve baş senaristi Clyde Phillips, Original Sin'e geri dönmüş, aynı zamanda dizinin yaratıcılığını da üstlenmişti.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


Stephen King uyarlaması korku dizisi yeni sezon onayını kaptı

Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan'ın (The Chronicles of Narnia: Prince Caspian) 44 yaşındaki yıldızı Ben Barnes, The Institute'ta eski polis Tim Jamieson rolünde (MGM+)
Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan'ın (The Chronicles of Narnia: Prince Caspian) 44 yaşındaki yıldızı Ben Barnes, The Institute'ta eski polis Tim Jamieson rolünde (MGM+)
TT

Stephen King uyarlaması korku dizisi yeni sezon onayını kaptı

Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan'ın (The Chronicles of Narnia: Prince Caspian) 44 yaşındaki yıldızı Ben Barnes, The Institute'ta eski polis Tim Jamieson rolünde (MGM+)
Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan'ın (The Chronicles of Narnia: Prince Caspian) 44 yaşındaki yıldızı Ben Barnes, The Institute'ta eski polis Tim Jamieson rolünde (MGM+)

MGM+, Stephen King'in aynı adlı 2019 tarihli romanından uyarlanan korku-gerilim dizisi The Institute'un ikinci sezonunu onayladı. 8 bölümden oluşacak yeni sezon haberi, dizinin bugün yayımlanacak sezon finalinden hemen önce geldi.

MGM+'a göre yapım, kanalın bugüne kadarki en iyi açılışını gerçekleştirdi. Başrollerde Ben Barnes, Mary-Louise Parker, Joe Freeman, Simone Miller ve Fionn Laird yer alıyor.

Dizi, genç dahi Luke Ellis'in (Freeman) kaçırılarak gizemli güçlere sahip çocuklarla dolu bir tesiste uyanmasıyla başlıyor. Bu sırada, huzurlu bir hayat arayışıyla kasabaya gelen eski polis memuru Tim Jamieson'un (Barnes) hikayesi de bu karanlık atmosferle kesişiyor.

MGM+ Başkanı Michael Wright, dizinin ikinci sezon onayını şöyle duyurdu:

The Institute, Stephen King'in benzersiz sesini ekrana taşırken özgün hikaye anlatımı ve güçlü oyunculuklarla izleyicileri büyüledi. Bu ürpertici yolculuğu sürdürmek ve Enstitü'nün sırlarını daha derinlemesine keşfetmekten mutluluk duyuyoruz.

King ise yaptığı açıklamada, "Özgür kalmış olsalar da peşleri bırakılmıyor; Enstitü'den kaçanları yeni tehlikeler bekliyor ve bunu görmek için sabırsızlanıyorum" dedi.

Yapımda King, yönetici yapımcı olarak görev alıyor. Yönetmen koltuğunda Jack Bender otururken, Benjamin Cavell hem senarist hem de yönetici yapımcı olarak projeye imza atıyor. Dizinin yapımcılığını MGM+ Stüdyoları üstleniyor.

Bender ve Cavell ortak açıklamalarında şu ifadeleri kullandı: 

İlk sezona gelen tepkiler bizi çok mutlu etti. Bu, harika oyuncu kadromuzun ve ekibimizin özverisinin bir yansıması. MGM sayesinde Stephen'ın güçlü ve güncel hikayesini anlatmaya devam edeceğiz. En başından beri bu evrende anlatılacak çok daha fazla hikaye olduğunu biliyorduk.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter