Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taksim Camisi'nin açılışında konuştu: Yaklaşık 1,5 asırlık bir mücadelenin ardından İstanbul'a kazandırıldı

AK Parti (Twitter)
AK Parti (Twitter)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taksim Camisi'nin açılışında konuştu: Yaklaşık 1,5 asırlık bir mücadelenin ardından İstanbul'a kazandırıldı

AK Parti (Twitter)
AK Parti (Twitter)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazı sonrası Taksim Camisi'nin açılış töreninde açıklamalarda bulundu.
Yeni yapılan caminin İstanbul'a ve Türkiye'ye hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Bizim dünyamızda farklı bir öneme sahipti. Caminin yerinde mescit bile yok, burada maalesef cami yapımına müsaade yok. Adeta kümes gibi bir yerde, gazeteler üzerinde müminler namazların eda etmeye çalışıyorlardı. 40'lı, 50'li yıllardan bugünlere kimler geldi kimler geçti. Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı'nın kesişim noktasında Kuran nidaları kıyamete kadar eksik olmayacaktır" dedi.
"İstanbul'un fethine bir hediyedir"
Taksim Camisi'nin İstanbul en önemli kültür-sanat merkezlerinden birisi olacağını söyleyen Erdoğan, "Taksim Cami'ni bir süre önce yeniden ibadete açtığımız Ayasofya Cami Kebir'ine verdiğimiz bir selam, İstanbul'un fethinin 568'inci yıldönümüne bir hediye olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.
Erdoğan şöyle devam etit:
"Taksim Cami 1,5 asırlık bir mücadelenin ardından İstanbul'umuza kazandırılmıştır. Bu meydanda bir cami inşa fikri 93 Harbi diye geçen Osmanlı-Rus Harbi yıllarına kadar uzanır. Ülkemizin Kurtuluş Savaşı yıllarında da yeniden gündeme gelmiştir. Bölgedeki pek çok kiliseye karşılık, Ağacami'nin Taksim'e selam verdiğini gören Nazım Hikmet, bu tabloyu dizelere dökmüştür. Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle Taksim Cami arayışları hız kazanmıştır. somut adım atılamadan 27 Mayıs darbesi gerçekleşmiştir. 1965 yılında Süleyman Demirel, caminin inşası için arsanın devrini sağlamıştır. Bu tahsis CHP'li belediyenin mahkemeye götürmesiyle durdurulmuştur. Bakanlar Kurulu kararı ise 12 Eylül darbecileri tarafından iptal edilmiştir. Rahmetli Özal'ın başbakanlığı döneminde Elmas ailesi kendisine başvurarak niyetlerini söylemişlerse de şartlar uygun olmadığını netice alamamışlardır. İBB Başkanlığına seçildiğimde verdiğimiz sözlerden birisi de bu caminin inşasını gerçekleştirmekti. 28 Şubat ve sonrası gelişmeler nedeniyle bu sözümüzü yerine getiremedik. 2013 yılında tekrar harekete geçtiğimizde de karşımızda Gezi olaylarını bulduk. O teröristlerin karşımıza dikildiği zaman."

"Barbaros Bulvarı mabetsiz bir beldedir, oraya da bir cami inşa ediyoruz"
Beşiktaş'taki Barbaros Bulvarı'na da yapılacak olan caminin haberini veren Erdoğan, "Hızla bir eserimiz daha yükseliyor. O da Barbaros Bulvarı üzerinde Barbaros Hayrettin Paşa Camii'ni inşa ediyoruz, onu da kısa zamanda inşa edeceğiz. Orası da adeta bir mabetsiz beldedir. İnşallah orayı da mabetsiz olmaktan çıkarıp, Müslümanların ibadet edebildiği yerleri hazırlayacağız" dedi.

"FETÖ'nün ibadet kisvesi altında sergilediği ihanetin benzerlerini tekrarlamaya çalışanlara izin vermeyeceğiz"
"Envaiçeşit hile ve desiseyle fitneyle yalanla tuzakla milletimizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini bozamayanlar camilerimizi de hedef almıştır" diyen Erdoğan şöyle devam etti:
"FETÖ'nün ibadet ve hayır kisvesi altında sergilediği ihanetin benzerlerini farklı görünümler, sıfatlar, bahaneler altında tekrarlamaya çalışanlara asla geçit vermeyeceğiz. Şahadetleri dinin temeli olan ezanlarımızı susturmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye'nin sadece kendi sınırlarından ibaret bir ülke olmadığının en büyük ispatı maruz kaldığı saldırılardır. Bu saldırıların hepsini de akamete uğratmayı başardık. Aynı dirayetle yolumuza devam edeceğiz. Bozguna uğrattığımız her kirliği atağın yerini yenisi alacaktır. Bize düşen hep doğruyu savunarak zalime karşı koymaktır."
 
Independent Türkçe



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.