Netanyahu: İran’ın nükleer silahlara sahip olması İsrail için en büyük varoluşsal tehdittir

Netanyahu: İran'ın nükleer silahlanmasına 'ABD'yle sürtüşme pahasına bile olsa' izin vermeyiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu: İran’ın nükleer silahlara sahip olması İsrail için en büyük varoluşsal tehdittir

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD ile gergin ilişkiler pahasına olsa bile İran’ın nükleer silaha sahip olmasını önlemenin bir öncelik olduğunu vurguladı.
Netanyahu, David Barnea’nın İsrail İstihbarat Servisi (MOSSAD) Başkanı olması nedeniyle bugün düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Bize yönelik en büyük tehdit, İran’ın nükleer silah edinme girişimlerinin yarattığı varoluşsal tehdittir” dedi.
İran hakkındaki görüşlerini ABD Başkanı Joe Biden’a söylediğini vurgulayan Netanyahu şöyle devam etti;
“Ona ‘Anlaşma olsun ya da olmasın, İran’ın nükleer silahlanmasını engellemek için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz’ dedim. Çünkü İran, nükleer silaha sahip diğer ülkelerden farklı. Büyük dostumuz ABD ile sürtüşme ile varoluşsal tehdidi ortadan kaldırmak arasında bir seçim yapmamız gerekirse ki, umarım bu olmaz, varoluşsal tehdit kazanır.”
İsrail Başbakanı, geçtiğimiz Nisan ayında İran’ın nükleer silah arayışından asla vazgeçmediğini ve İsrail’in bunlara erişmesine asla izin vermeyeceğini vurgulayarak, İran’ın Ortadoğu’daki en büyük tehdit olduğunu dile getirmişti.
Netanyahu, İran’ın nükleer silah üretme kabiliyetini sınırlamayı amaçlayan nükleer anlaşmanın ana muhaliflerinden biri. İsrail, anlaşmanın İran’ın gelecekte bir nükleer güç olmasını sağladığını düşünüyor.



Tahran, Ekvador'un DMO'yu terör örgütü olarak tanımlama kararını kınadı

 İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) liderlerinin İran Dini Lideri Ali Hamaney ile görüşmelerinden (İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesi)
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) liderlerinin İran Dini Lideri Ali Hamaney ile görüşmelerinden (İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesi)
TT

Tahran, Ekvador'un DMO'yu terör örgütü olarak tanımlama kararını kınadı

 İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) liderlerinin İran Dini Lideri Ali Hamaney ile görüşmelerinden (İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesi)
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) liderlerinin İran Dini Lideri Ali Hamaney ile görüşmelerinden (İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesi)

Tahran, Ekvador hükümetinin İran Devrim Muhafızları Ordusu'nu (DMO) terörist örgütler listesine dahil etme kararını şiddetle kınadı ve bu adımın iki ülke arasındaki ikili ilişkilere zarar vereceği uyarısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’ndan (ISNA) aktardığına göre, İran Genelkurmay Başkanlığı yaptığı açıklamada, bu kararın ‘mantıksız ve yasadışı’ olduğunu ve açıklamanın ‘ABD ve İsrail'in siyasi baskısına bir yanıt’ olarak değerlendirildiğini belirtti.

Açıklamada, ‘uluslararası hukuku ve insani standartları ihlal eden politikalara girişmenin siyasi ve hukuki sonuçları olabileceği’ belirtilerek Ekvador hükümetine ‘tutumunu gözden geçirmesi’ çağrısında bulunuldu.

Açıklamada ayrıca, DMO da dahil olmak üzere İran silahlı kuvvetlerinin ‘savunma görevlerini yerine getirmeye devam edeceği’ ve ‘ülkenin güvenliğine yönelik her türlü saldırı veya tehdide yanıt vereceği’ belirtildi.

İran Dışişleri Bakanlığı ise bu kararı ‘haksız bir suçlama’ olarak değerlendirdi. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Amerika İşleri Direktörü Zehra Erşadi, bu kararın ‘uluslararası norm ve yasalara aykırı olduğunu’ söyledi. Erşadi, “Kararın Ekvador hükümetine uygulanan dış baskıların sonucu olduğu görülüyor” dedi.

Erşadi, kararın ‘sadece İran ile ikili ilişkileri etkilemekle kalmayıp, uluslararası ilişkilerde olumsuz bir emsal teşkil edebileceğini ve Ekvador hükümetini yasal olarak sorumlu tutabileceğini’ ifade etti.

DMO'nun ‘İran anayasası ve halkın iradesinden meşruiyetini alan resmi ve egemen bir kurum’ olduğunu belirten Erşadi, ABD'yi ‘bazı ülkeleri İran silahlı kuvvetlerini terör örgütü olarak tanımlamaya zorlamakla’ suçladı.

Son yirmi yıldır Tahran, ‘anti-emperyalist’ tutumuyla Ekvador dahil Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini genişletmeye çalışıyor. Mahmud Ahmedinejad ve İbrahim Reisi'nin cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Tahran, ABD'nin yaptırımlarının etkisini azaltmak amacıyla bu ülkelerle bir dizi anlaşma imzaladı.


Kim, ABD ile diyalog için nükleer silahsızlanma ‘illüzyonundan’ vazgeçmeyi şart koşuyor

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (sağda) ABD Başkanı Donald Trump ile tokalaşıyor. (Arşiv – Reuters)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (sağda) ABD Başkanı Donald Trump ile tokalaşıyor. (Arşiv – Reuters)
TT

Kim, ABD ile diyalog için nükleer silahsızlanma ‘illüzyonundan’ vazgeçmeyi şart koşuyor

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (sağda) ABD Başkanı Donald Trump ile tokalaşıyor. (Arşiv – Reuters)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (sağda) ABD Başkanı Donald Trump ile tokalaşıyor. (Arşiv – Reuters)

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, Washington'un ülkesinin nükleer silahlardan arındırılması talebinden vazgeçmesi halinde ABD ile görüşmelere açık olduğunu söyledi.

Şarku'l Avsat'ın Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansı'ndan (KCNA) aktardığına göre Kim, “ABD, nükleer silahsızlanma konusundaki hayali takıntısından vazgeçer ve gerçekleri anlayarak bizimle barış içinde bir arada yaşamayı arzu ederse, bunu başaramamamız için hiçbir neden yok” dedi.

Diğer yandan Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae-myung, ülkesinin ABD Başkanı Donald Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un arasında Pyongyang'ın nükleer silahlarını imha etmek yerine dondurması konusunda varılacak bir anlaşmayı kabul edeceğini belirtti.

Lee Jae-myung, BBC’ye verdiği röportajda Kuzey Kore'nin her yıl 15 ila 20 adet nükleer silah ürettiğini iddia etti. Geçici bir önlem olarak dondurmanın ‘pratik ve mümkün bir alternatif’ olacağını kaydetti.

Kuzey Kore, 2022 yılında kendini nükleer güç ilan etti ve silahlarından asla vazgeçmeyeceğine söz verdi. Bu konuda daha önce yapılan müzakere girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı ve Pyongyang o zamandan beri müzakerelere dönme çağrılarını reddetti.


Gazze İngiltere, Kanada ve Avustralya'nın tanıma kararını memnuniyetle karşılarken İsrail sert tepki gösterdi

İsrail’in Gazze kentinde hava saldırısı düzenlediği bir bölgeden yerinden edilen Filistinliler (EPA)
İsrail’in Gazze kentinde hava saldırısı düzenlediği bir bölgeden yerinden edilen Filistinliler (EPA)
TT

Gazze İngiltere, Kanada ve Avustralya'nın tanıma kararını memnuniyetle karşılarken İsrail sert tepki gösterdi

İsrail’in Gazze kentinde hava saldırısı düzenlediği bir bölgeden yerinden edilen Filistinliler (EPA)
İsrail’in Gazze kentinde hava saldırısı düzenlediği bir bölgeden yerinden edilen Filistinliler (EPA)

İngiltere, Kanada ve Avustralya'nın dün Filistin devletini tanıması karışık tepkilere yol açtı. Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler bu adımı bir umut ışığı olarak görüp memnuniyetle karşılarken İsrailliler, öfkelerini ve endişelerini dışa vurdular.

Gazze'de birçok kişi, Filistin devletini tanıma kararını 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas Hareketi’nin İsrail’e saldırmasının ardından patlak veren ve yaklaşık iki yıldır devam eden İsrail ile Hamas arasındaki yıkıcı savaşın ardından, kendi varlıklarının kabulü olarak gördü.

Gazze Şeridi’nde güneydeki Refah'tan yine güneyde bulunan ve İsrail ordusu tarafından ‘insani yardım bölgesi’ olarak sınıflandırılan el-Mevasi'ye yerinden edilen Selva Mansur (35), “Haberlerde sadece birer rakam olmamalıyız. Bu itiraf, dünyanın sesimizi duymaya başladığını gösteriyor. Bu da başlı başına ahlaki bir zafer ve daha büyük umutların başlangıcı olabilir” ifadelerini kullandı.

Mansur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yaşadığımız tüm acı, ölüm ve yıkıma rağmen, en ufak bir umut ışığı bile sunan ne varsa ona tutunuyoruz.”

İngiltere ve Kanada, İsrail'e Gazze'deki savaşı sona erdirmesi için baskı yapmak amacıyla Filistin'i tanıyan ilk iki G7 üyesi oldu.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Gazze kentini kontrol altına almaya çalışan İsrail ordusu, son günlerde hava saldırılarını yoğunlaştırdı ve bölgeye büyük bir askeri operasyon başlattı.

İsrail ordusunun dün yaptığı açıklamaya göre bugüne kadar 550 binden fazla kişi Gazze Şeridi'nin en büyük şehri olan Gazze’den güneye doğru kaçtı.

Öte yandan Gazze Şeridi’ndeki sivil savunma yetkilileri dün, İsrail’in Gazze kentinde düzenlediği saldırılar sonucunda en az 32 kişinin öldüğünü bildirdi.

Gazze'nin orta kesimlerindeki Deyr el-Belah’tan Muhammed Ebu Husa (23), diğer ülkelerin de Filistin devletini tanımasını umduğunu belirterek “İngiltere ve Kanada gibi ülkeler artık bizi tanıyor. Bu, İsrail'in meşruiyetini zayıflatıyor ve davamıza yeni bir umut veriyor” dedi.

Ebu Husa, bu gelişmenin, tüm dünyanın Filistin devletini tanımasına yol açabileceğini ve savaşın sona ermesi için umut olabileceğini düşündüğünü ifade etti.

“Yeterli değil”

Ancak, tüm Filistinliler bu sembolik adıma olumlu tepki göstermedi. Bazıları bunun yol açabileceklerine yönelik şüphelerini dile getirdi.

İşgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde yaşayan Muhammed Azzam, Filistin devletini tanımanın tek başına yeterli olmadığını, çünkü Filistin'i yıllardır tanıyan ülkeler olduğunu, ancak bunun hiçbir sonuca yol açmadığını söyledi.

Azzam, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aksine, her gün yerleşimcilerin saldırıları artıyor, cinayetler artıyor, tutuklamalar artıyor, baskınlar ve hırsızlıklar artıyor ve kontrol noktaları tüm Batı Şeria'yı dolduruyor. Batı Şeria'yı, şehirlerini ve köylerini izole ettiler. Avrupa ülkeleri (Filistin devletini) tanısalar bile, bu bize hiçbir fayda sağlamayacak.”

İngiltere, Kanada ve Avustralya'nın Filistin devletini tanıdıklarını açıklamalarının ardından, İsrailli aşırı sağcı bakanlar Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir, İsrail'in 1967 yılından bu yana işgal ettiği Batı Şeria'nın ilhak edilmesini talep etti.

Gazze Şeridi’nde savaşın başlamasından bu yana, Batı Şeria'da şiddet artarken, İsrail, buradaki yerleşim birimlerini genişletti.

“Acı”

Öte yandan Kudüs'teki İsrailliler bu hamleyi tehlikeli ve zamansız olarak değerlendirdi. Beyt Şimeş sakini Tamar Lomonosov “Kendi halkının bile ihtiyaçlarını karşılayamadığı Gazze gibi terörist bir yerin devlet olması gerektiğini düşünmüyorum. Onlar sadece İsraillileri öldürmek ve İsrail’le savaşmak için bir çözüm bulmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

Fransa vatandaşı İsrailli Muriel Amar (62) ise Filistin devletini tanımakla, Gazze'de hala alıkonulan rehinelerin kaderi gibi önemli gerçeklerin göz ardı edileceği uyarısında bulundu.

İsrail ordusuna göre 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail’e düzenlediği saldırı sırasında kaçırılan 251 kişiden 47'si Gazze'de esir tutulmaya devam ediyor. Bu kişilerin 25'i artık hayatta değil.

Amar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Rehineler evlerine dönmedikçe, bu sayfayı nasıl kapatabileceğimizi bilmiyorum. Bu adım, Hamas gibi terörist gruplara haklı olduklarını teyit edecek ve İsrail tarafında acı bir his yaratacak.”

Öte yandan Fransa ve diğer ülkelerin bugün New York'ta başlayacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantıları sırasında Filistin devletini tanıdıklarını açıklamaları bekleniyor.

AFP’nin İsrail'in resmi rakamlarına dayandırdığı haber göre Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği saldırıda bin 219 kişi öldürüldü.

BM’nin güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre saldırın ardından İsrail tarafından Gazze Şeridi’nde yürütülmeye başlanan savaşta çoğu sivil olmak üzere en az 65 bin 283 Filistinli öldürüldü.