Quentin Tarantino: Bir Zamanlar… Hollywood'da son filmim olabilir

Tarantino romanında Cliff Booth'un hikayesine dair çok fazla detay olacağını söyledi (IMDb)
Tarantino romanında Cliff Booth'un hikayesine dair çok fazla detay olacağını söyledi (IMDb)
TT

Quentin Tarantino: Bir Zamanlar… Hollywood'da son filmim olabilir

Tarantino romanında Cliff Booth'un hikayesine dair çok fazla detay olacağını söyledi (IMDb)
Tarantino romanında Cliff Booth'un hikayesine dair çok fazla detay olacağını söyledi (IMDb)

ABD'li yönetmen Quentin Tarantino, Bir Zamanlar… Hollywood'da'nın (One Upon a Time In Hollywood) son filmi olabileceğini söyledi. 
Pure Cinema Podcast isimli programa katılan Tarantino kötü bir filmle kendini utandırmadan kariyerini sonlandırma arzusunu yineledi. 
Screen Rant'in haberine göre Tarantino, "Demek istediğim çoğu yönetmenin son filmi çok kötü" diye belirtti. 
"Bu bana başka bir film yapmamam gerektiğini düşündürüyor çünkü Bir Zamanlar… Hollywood'da'yla nokta koymaktan gerçekten çok mutlu olabilirim."
Yönetmen sinema tarihinden örnekler vererek düşüncesini detaylandırdı. 
"Çoğunun son filmi korkunç. Genellikle en kötü filmler son filmlerdir. Son filmlerini 60'ların sonunda ve 70'lerde çeken Altın Çağ yönetmenlerinin çoğu için durum böyleydi. Son filmlerini 80'lerin sonunda ve 90'larda çeken Yeni Hollywood yönetmenleri için de durum bu."
Tarantino kariyerini gereğinden fazla uzatan yönetmenlere örnek olarak Bonnie ve Clyde'ın (Bonnie and Clyde) yönetmeni Arthur Penn'i gösterdi. 
"Arthur Penn'in son filminin Penn & Teller Get Killed olması Yeni Hollywood yönetmenlerinin çoğunun son filmlerinin ne kadar berbat olduğuna dair bir metafor gibi."
EW'nin aktardığına göreyse Tarantino açıklamalarına şu ifadeleri ekledi:
"Bu nedenle kariyerinizi gerçekten iyi bir filmle bitirmek nadirdir. Güzel bir filmle bitirmek olağanüstü bir şey."
Tarantino ayrıca Once Upon a Time In Hollywood romanında hikayeyi farklı bir formda yeniden anlatacağını belirtmişti. Yönetmen uzun süredir üstünde çalıştığı kitabına dair şu ifadeleri kullanmıştı:
"Sadece senaryoyu alıp romana dönüştürmüyorum. Hikayeyi roman formunda yeniden anlattım. Dolayısıyla, 'Ah, tamam, belli ki birkaç sahnesi dışarıda kaldı, bu yüzden senaryoyu alıp romanlaştırdı ve birkaç sahne ekledi' gibi bir durum değil. Kitap tüm hikayenin tamamen yeniden düşünülmesiyle oluştu."
Independent Türkçe, Screen Rant, Entertainment Weekly



Tek bir psikoterapi seansı, bel ağrılarını yıllarca hafifletebilir

Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
TT

Tek bir psikoterapi seansı, bel ağrılarını yıllarca hafifletebilir

Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)

Yeni bir araştırmaya göre tek bir psikoterapi seansı, şiddetli bel ağrısı çeken kişilere yıllarca rahatlama sağlayabilir.

The Lancet Rheumatology'de yayınlanan araştırma, bilişsel fonksiyonel terapinin (cognitive functional therapy/CFT) bel ağrısını en az üç yıl boyunca hafifletebildiğini gösteriyor.

Öngörülemeyen nüksetmeler ve ağrı ataklarıyla kendini gösteren kronik bir rahatsızlık olan bel ağrısı, dünya çapında engelliliğin önde gelen nedenlerinden biri.

Dünya çapında 600 milyondan fazla kişiyi etkilese ve 2050'ye kadar yaklaşık 840 milyon kişiyi etkileyeceği tahmin edilse de çoğu tedavi yöntemi sadece düşük ila orta derecede iyileşme sağlıyor.

CFT, kronik bel ağrısının tedavisinde halihazırda ilk tercih edilen yöntem ancak faydalarının ne kadar etkili ve kalıcı olduğu henüz tam bilinmiyor.

Hastanın kronik ağrısıyla ilişkisini değiştirmeyi amaçlayan kişiselleştirilmiş bir yaklaşım olan CFT, ağrıya ve engelliliğe katkıda bulunan olumsuz bilişsel süreçleri, duyguları ve davranışları hedef alarak etki yaratıyor.

Son araştırma CFT'nin, bel ağrısından muzdarip kişilerde fiziksel aktiviteye katılımı üç yıla kadar etkili bir şekilde artırdığını gösteriyor.

Bilim insanları çalışmada Avustralya'da kronik bel ağrısı çeken yaklaşık 500 hastayı 8 seanslık normal bakım, CFT veya CFT'yle biofeedback tedavisi almak üzere rastgele gruplara ayırarak verilerini inceledi. Biofeedback tedavisi, kalp atış hızı gibi vücut fonksiyonlarını ölçmek ve hastanın bunları değiştirmesini sağlamak için sensörler kullanan bir teknik.

Normal bakım ise ağrı kesiciler, fizik tedavi veya masaj gibi, sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından hastalara önerilen herhangi bir tedaviyi ifade ediyor.

Çalışma, CFT ve CFT'yle biofeedback alan hastaların fiziksel aktiviteye katılımlarında normal bakıma göre gelişmeler olduğunu ortaya koydu.

Üç yıl sonra sadece CFT ve CFT'yle biofeedback alanlar arasındaki farkın küçük olduğu ve kayda değer olmadığı bulundu.

Araştırmaya göre CFT alan kişiler ağrıya yönelik bakış açılarını değiştirebilir, hareket kalıpları ve yaşam tarzı iyileştirmeleri yoluyla kendi kendilerini yönetebilirler.

Araştırmacılar bulgulara dayanarak CFT'nin bel ağrısı çekenler için fiziksel aktivite üzerinde uzun vadeli faydalar sağladığını ve müdahalenin yaygın olarak uygulanabilmesi halinde rahatsızlığı hafifletmek için bir fırsat sunduğunu söylüyor.

Çalışmada şu ifadeler yer alıyor: 

CFT kronik, engellilik yaratan bel ağrısından muzdarip kişilere, normal bakımdan çok daha düşük toplumsal maliyetle büyük ve sürekli iyileşmeler sağlayabilir.

Araştırmacılar, CFT'ye daha fazla erişilebilmesi ve yaygın olarak uygulanabilmesi için klinik tedavi uzmanı eğitiminin yaygınlaştırılması çağrısı yapıyor.

Independent Türkçe