ABD Kongresi’nde Lenderking’i ve Suudi Arabistan’ın girişimini desteklemeye yönelik hamleler artıyor

ABD Temsilcisi Husilerin barış çabalarını engellemesini kınarken, Bakan Mübarek Husileri kararlarında İran'a bağımlı olmakla suçladı.

Yemen Dışişleri Bakanı Dr. Ahmed bin Mübarek dün Riyad'da ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking ile bir araya geldi. (SABA)
Yemen Dışişleri Bakanı Dr. Ahmed bin Mübarek dün Riyad'da ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking ile bir araya geldi. (SABA)
TT

ABD Kongresi’nde Lenderking’i ve Suudi Arabistan’ın girişimini desteklemeye yönelik hamleler artıyor

Yemen Dışişleri Bakanı Dr. Ahmed bin Mübarek dün Riyad'da ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking ile bir araya geldi. (SABA)
Yemen Dışişleri Bakanı Dr. Ahmed bin Mübarek dün Riyad'da ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking ile bir araya geldi. (SABA)

ABD Kongresi’nde Yemen krizini çözmek için ABD’nin ve uluslararası toplumun çabalarını desteklemek amacıyla üyeler düzeyinde çabalar artarken, ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking Yemen’de kapsamlı bir ateşkese ulaşmayı sağlamak amacıyla Suudi Arabistan'a gitti. Lenderking, geçen Şubat ayında göreve başlamasından bu yana bölgeyi 7. kez ziyaret etmiş oldu.
Şarku'l Avsat, ABD Kongresi'nde Temsilciler Meclisi ve Senato'daki ABD'li milletvekillerini Yemen krizini sona erdirmek için ABD'nin çabalarını desteklemeye ve Marib'deki çatışmanın devamı ve Yemen'de işlenen suçlardan dolayı Husileri cezalandırmaya çağıran güçlü hamlelerin ve çabaların söz konusu olduğu yönünde bilgi aldı. 
Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgilere göre, bu hamlelere Minnesota’dan Cumhuriyetçi eski Senatör Norm Coleman öncülük ediyor. Coleman, Temsilciler Meclisi ve Senato üyelerinin ofisleriyle iletişim kurarak, Yemen'de kötüleşen durumdan ve Suudi hükümeti ile Arap Koalisyonu ülkeleri tarafından desteklenen müzakerelerin başarısızlığından İran destekli Husilerin sorumlu tutulması yönünde baskı yaptı.
Şarku’l Avsat’ın bir kopyasına ulaştığı Coleman'a ait mektupta Coleman ABD’li vekilere şu açıklamayı yaptı:
"Suudi Arabistan, Yemen'deki çatışmada barışçıl bir çözüme ulaşmak için ABD hükümeti ve Birleşmiş Milletler'in çabalarını desteklemeye devam ediyor. Bu çerçevede, Yemen'de ülke çapında bir ateşkese varmak ve Birleşmiş Milletler himayesinde çatışmaya kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşmak amacıyla Mart ayı sonunda barışçıl bir siyasi girişim sundu. Ancak ne yazık ki Husiler iyi niyetle müzakere masasına oturmayı reddetti. Kongre üyelerinin Yemen'de yaşanan acılar nedeniyle Husileri ve onları destekleyen İran rejimini sorumlu tutmaları kritik önem taşıyor.”
Bu çabaların bir sonucu olarak, Senato’daki bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri Yemen’deki soruna tepki gösterdi. Idaho'dan Senatör James Risch, Florida'dan Marco Rubio, Indiana'dan Todd Young ve Idaho'dan Mike Crapo, geçen Pazartesi günü ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield’e ortak bir mektup yazdılar. Mektupta Greenfield’a, şiddetli insan hakları ihlallerine ve Yemen halkına İran destekli Husiler tarafından kitlesel olarak fikirlerinin dayatılmasına karşılık acil olarak ihtiyaç duyulan uluslararası dikkatleri çekme çağrısında bulundular.
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Tim Lenderking'in 15-17 Haziran tarihleri ​​arasında Suudi Arabistan'a düzenlediği yedinci ziyaretinde iki gün kaldığı ve Yemen ve Suudi Arabistan hükümetinden üst düzey yetkililerle bir araya geldiği belirtildi. Ayrıca BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths ile de görüştüğü kaydedildi.
Açıklamada, Lenderking'in bir önceki ziyareti sırasında ele aldığı üzere, ihtiyacı olan Yemenlilere yardım sağlamanın tek yolu olarak gördüğü ülke çapında kapsamlı bir ateşkese ulaşma konusundaki son çabaları görüştüğü belirtildi.
ABD Hazine Bakanlığı, ABD’nin İran'la mücadele ve Husileri finanse etmesine karşılık son hamlesi çerçevesinde, İran Devrim Muhafızları için çalışan uluslararası bir ağ aracılığıyla silahlı Husi grubuna milyonlarca dolar olduğu tahmin edilen fonların transferini kolaylaştırdıkları gerekçesiyle bir dizi Yemenli, İranlı ve diğer kuruluşlara yaptırımlar uyguladı.

Griffiths'in son çabaları
BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, Yemen dosyasındaki görevinden ayrılmadan önceki son çabaları çerçevesinde dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, yalnızca müzakere edilmiş bir siyasi çözümün savaşı sona erdirebileceğini vurguladı. Yemen hükümeti ise anlaşmanın şartlarına bağlılığını yinelerken, uluslararası toplumu Husi darbeci milislerine barış seçeneğini kabul etmeleri için daha fazla baskı uygulamaya çağırdı.
Yeni görevi BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) başına geçmeden önce Yemen dosyasına ilişkin son girişimlerde bulunan Griffiths, BM Güvenlik Konseyi'nde Salı günü verdiği brifingden sonra Riyad'a dönmüştü. Yemen'deki insani acıları dindirmek ve savaşı durdurmak için bir atılım gerçekleştirmeyi umarak BM planını canlandırmaya çalışan ABD Temsilcisi Tim Lenderking de Griffiths ile eş zamanlı olarak Riyad’a geldi. 
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Twitter'da yapılan açıklamada, Lenderking ve Büyükelçi Cathy Westley'in Riyad'da Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir ile Riyad Anlaşması'nda ilerlemenin önemini görüştüğü bildirildi. Ayrıca, Marib Valiliği'nde sivillere yönelik giderek artan vahşi Husi saldırılarını ve Husilerin barış sürecini engellemesini de kınadıkları kaydedildi.
Dışişleri Bakanlığı, Tim Lenderking'in ve Büyükelçi Westley'in Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik ile yaptığı görüşmede, Yemen kabinesinin yakında Aden'e döneceğine dair umutlarını dile getirdiklerini belirtti. Ayrıca Lenderking’in Hudeyde Limanı üzerinden ve Yemen'in tamamında özellikle yakıt olmak üzere serbest mal akışının sağlanmasının önemini vurguladığı bildirildi.
Lenderking’in bu açıklamalarından, meşru hükümete Hudeyde Limanı’na ulaşan gemilerde üzerindeki kontrol uygulamalarını durdurması için baskı yaptığı anlaşılırken, İngiltere, Yemen Büyükelçisi Michael Aron aracılığıyla Yemen hükümet yetkilileriyle görüşmelerde bulunarak Griffiths'in son çabalarına destek verdi.
Yemen’deki resmi kaynaklar, Başbakan Muin Abdülmelik'in Riyad'da Lenderking ile BM ve uluslararası düzeyde barış önerilerini ele aldığını ve hükümetin bu önerileri olumlu şekilde karşıladığını belirttiğini aktardı. Ayrıca görüşmede, Husi milislerine ve Tahran'daki destekçilerine, grubun savaşını ve özellikle Marib başta olmak üzere sivillere ve yerinden edilmişlere ve Suudi Arabistan'daki sivil nesnelere yönelik saldırılarını durdurmaları için baskı yapmak üzere uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletler'in neler yapabileceğinin ele alındığı belirtildi. 
SABA haber ajansının aktardığına göre Başbakan Abdulmelik, ülkesinin barış sürecini engelleyen tarafı belirlemede ABD’nin net tavrını takdir ettiğini ve Husi milisleri ve destekçileri üzerindeki baskıları artırma gereğini vurguladığını belirtti. Aynı zamanda İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı kuruluşlara ve Husi darbe milislerinin finansmanına katkıda bulunanlara yönelik uygulanan son ABD yaptırımlarına değindi.
Başbakan Abdulmelik açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Herhangi bir barış süreci, gerçek bir ateşkes ve uluslararası toplumun ve BM’nin denetimi ve öncülüğü çerçevesinde barışın gerekliliklerine tam bir bağlılıkla başlamalı. Husi milisleri, barış yolunda ilerlemek için uluslararası baskılara cevap verseler bile bu konuyu önceki deneyimlerde olduğu gibi güçlerini yeniden inşa etmek ve savaşı yeniden başlatmak için kullanacak.”
Yemenli kaynaklara göre Lenderking ise, "Umman heyetinin Sana'da bulunduğu dönemde Husilerin Marib'de sivillere yönelik başlattığı saldırılar karşısında şaşırdık. ABD bu saldırıları şiddetle kınıyor” dedi.

Yemen hükümeti BM’den yeni bir yaklaşım talep ediyor
Yemenli kaynaklar, Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mübarek’in dün (Perşembe) Griffiths ile yaptığı görüşmede, BM ve uluslararası toplumun Husileri savaş seçeneğinden ve engel oluşturma politikasından vazgeçmeye zorlayacak ve halkın çıkarlarına öncelik vermelerini sağlayacak yeni bir yaklaşım benimsemesinin önemini vurguladığını bildirdi. 
Kaynaklar Griffiths'in yaptığı açıklamada, sadece müzakereye dayalı bir siyasi çözümün her şeyi normale döndürebileceğini, bunun da savaşı sona erdireceğini ve tüm Yemenliler için adil ve sürdürülebilir bir barışı başlatacağını vurguladığını aktardı.
Kaynaklar, Bakan Mübarek'in İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Michael Aron ile yaptığı görüşmede, hükümetin barış sürecine bağlılığını ve kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışçıl çözüme ulaşmak için uluslararası, bölgesel ve BM’nin çabalarına verdiği desteği teyit ettiğini bildirdi. Ayrıca Husi milislerinin önerilen girişimi reddetmesinin, devam eden saldırılarının ve Marib ve Hacca vilayetlerinde askeri seferberliklerinin barışa yönelik ciddiyetsizliğini ve İran rejiminin bölgedeki yıkıcı projesine ve onun kararına bağımlılığını teyit ettiğini gösterdiğini belirtti. 
Yemen Dışişleri Bakanı, meşru hükümetin bölgedeki insani durum ve yakıt gemilerinin Hudeyde limanına girmesine istisnai izinler vermesine ilişkin yaptığı açıklamada, milislerin gümrük ve vergi kaynaklarını çalışanların maaşlarını ödemek için kullanma mekanizmasına ilişkin Stockholm Anlaşmasındaki maddeye uymamasına ve bunu askeri operasyonlarını finanse etmek için kullanmasına rağmen, hükümetin Husilerin kontrolü altındaki bölgelerdeki vatandaşların ihtiyaçlarının sağlanması için istekli olduğunu vurguladı. 
Yemenli gözlemciler, Husileri herhangi bir barış planını kabul etmeye zorlamanın ancak Tahran'dan gelecek kararla mümkün olacağını düşünüyorlar. Ayrıca Husilerin Hudeyde Limanı gelirleri ve Sana Havaalanı’nın seyahat rotalarının kısıtlama olmaksızın kontrolü gibi siyasi kazanımlar elde etmedikçe Umman rolünün BM planının başarısı üzerinde bir etkisi olmayacağı öngörülüyor. 
Gözlemciler ayrıca, Husi grubunun lideri Abdulmelik el-Husi'nin son konuşmasında Batılı gözlemcilerin "siyasi olgunluktan yoksuzluk" olarak nitelendirdikleri açıklamalarında görülen uzlaşmazlığa işaret ettiler. Husilerin lideri konuşmasında, BM önerisine ve uluslararası çabalara, özellikle de ABD’nin adımlarına karşılık vermeyerek takipçilerini daha fazla savaşçı seferber etmeye ve savaşa devam etmek için daha fazla para toplamaya çağırmıştı.
ABD, Griffiths'in önümüzdeki ay Yemen dosyasındaki görevinden ayrılması nedeniyle Husileri ateşkesi durdurmaya ikna etme çabalarında Maskat'a güveniyor. Ancak grubun savaşı durdurma ve meşru hükümetle müzakere masasına dönme konusunda ciddi olmadığı şüphesi mevcut.
Griffiths, BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği brifingde, tarafları planına ikna etme çabalarının başarısız olduğunu belirterek Husilerin ateşkesin ve siyasi anlaşmanın başlatılması için Hudeyde Limanı ve Sana Havalimanı konusunda ayrı bir anlaşma üzerinde ısrar ettiğini vurguladı. Grup liderinin bu talebi Sana'daki görüşmede tekrar teyit ettiğini aktardı.
Ayrıca Yemen hükümetinin limanlar, havalimanı, ateşkes ve siyasi sürecin başlatılması ile planın tek bir paket olarak uygulanması gibi konularda anlaşmaya varılmasında ısrar ettiğini de sözlerine ekledi. 
Griffiths, önerdiği uzlaşma çözümlerini iki tarafın onaylamaması nedeniyle kötüye giden bir sürecin yaşandığını kabul ederken Umman ve diğer tarafların çabalarının yakında meyve vermesini umduğunu söyledi. Yakın zamanda Yemen'in kaderinde bir dönüm noktasına şahit olmayı beklediğini kaydetti.



Mısır Dışişleri Bakanı: Engelleri kaldıracağız ve yabancı elçilik önündeki kapalı caddeleri açacağız

 Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (Reuters)
 Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (Reuters)
TT

Mısır Dışişleri Bakanı: Engelleri kaldıracağız ve yabancı elçilik önündeki kapalı caddeleri açacağız

 Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (Reuters)
 Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (Reuters)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati dün yaptığı açıklamada, Mısırlı yetkililerin engelleri kaldıracaklarını ve Mısır'daki yabancı elçiliklerin önündeki tüm caddelerde trafiğin akışına izin vereceklerini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Al-Masry Al-Youm gazetesinden aktardığına göre Abdulati açıklamasında, “Kısacası... tüm engeller kaldırılacak ve Mısır'daki tüm yabancı büyükelçiliklere yollar açılacak” ifadelerini kullandı.

Mısırlı yetkililerin önündeki güvenlik bariyerlerini kaldırmasının ardından İngiliz Büyükelçiliği, Kahire'deki ana binasının kapatıldığını duyurdu, ancak birkaç gün sonra kapılarını yeniden açtı.


Gazze Şeridi’nde çok katlı binaları hedef alan bombardımanlar yoğunlaşırken yerinden edilme sorunu kötüleşiyor

Dün İsrail'in hava saldırısı düzenlediği Gazze şehrindeki es-Susi Binası’nın enkazında arama yapan Filistinliler (AFP)
Dün İsrail'in hava saldırısı düzenlediği Gazze şehrindeki es-Susi Binası’nın enkazında arama yapan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze Şeridi’nde çok katlı binaları hedef alan bombardımanlar yoğunlaşırken yerinden edilme sorunu kötüleşiyor

Dün İsrail'in hava saldırısı düzenlediği Gazze şehrindeki es-Susi Binası’nın enkazında arama yapan Filistinliler (AFP)
Dün İsrail'in hava saldırısı düzenlediği Gazze şehrindeki es-Susi Binası’nın enkazında arama yapan Filistinliler (AFP)

İsrail dün, Gazze şehrindeki yüksek katlı binalara yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Bu saldırılar, bölge sakinlerini tahliye etmeye ve el-Mevasi'nin güney bölgesine kaçmaya zorlama kampanyası çerçevesinde gerçekleştirildi.

İsrail savaş uçakları, iki gündür Gazze şehrinin batısındaki 15 katlı es-Susi Binası’nı ağır füzelerle bombalayarak yıktı. İsrail, önceki gün Gazze şehrindeki Mushta Binası’nı da yıkmıştı.

Dünkü saldırı, İsrail ordusunun Gazze şehri sakinlerine şehrin güneyindeki ‘el-Mevasi İnsani Yardım Bölgesi’ne taşınmaları emri verdikten hemen sonra gerçekleşti.

İsrail'in Gazze şehrine yönelik saldırıları yoğunlaştıkça, yerinden edilme krizi daha da kötüleşti. Şarku’l Avsat’a konuşan yerinden edilmiş kişiler, mevcut yerinden edilme durumunun yaşadıkları en zor durum olduğunu, barınakların aşırı kalabalık olduğunu ve bazılarının çadırlarını kurmak için arazi kiralamak zorunda kaldıklarını söyledi.

Öte yandan Gazze Şeridi'nden yerinden edilme krizi sebebiyle Mısır ile İsrail arasında başlayan gerilim daha da tırmandı. Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati dün düzenlediği basın toplantısında “Yerinden edilme konusu Ürdün, Mısır ve Arap ülkeleri için kırmızı çizgidir ve hiçbir koşulda kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Gazzelilerin gönüllü yerinden edildiği fikrini reddeden Bakan Abdulati, “Eğer insan yapımı bir kıtlık varsa, bunun amacı halkı topraklarından çıkarmaktır” dedi.

Diğer taraftan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Suudi Arabistan ve Fransa’nın önerisi üzerine Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözüm konusunda üst düzey uluslararası konferansın yeniden başlatılmasına ilişkin sözlü kararı kabul etti.

Bu gelişme, Suudi Arabistan'ın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Dr. Abdulaziz el-Vasil'in New York'taki Genel Kurul oturumu sırasında Suudi Arabistan ve Fransa’nın ortak karar tasarısını sunmasının ardından gerçekleşti. Karar tasarısı oylama yapılmaksızın oy birliğiyle kabul edildi. Büyükelçi Vasil konuşmasında, Riyad ve Paris'in uluslararası hukukun üstünlüğünü destekleme ve ilgili BM kararlarını uygulama konusundaki ortak taahhüdünün altını çizdi.


Suveyda’da ‘kendi kaderini tayin hakkı’ için düzenlenen gösteriler azaldı

Suveyda’da Kerame Meydanı'nda düzenlenen gösteride katılımcı sayısında düşüş görüldü (Suwayda24)
Suveyda’da Kerame Meydanı'nda düzenlenen gösteride katılımcı sayısında düşüş görüldü (Suwayda24)
TT

Suveyda’da ‘kendi kaderini tayin hakkı’ için düzenlenen gösteriler azaldı

Suveyda’da Kerame Meydanı'nda düzenlenen gösteride katılımcı sayısında düşüş görüldü (Suwayda24)
Suveyda’da Kerame Meydanı'nda düzenlenen gösteride katılımcı sayısında düşüş görüldü (Suwayda24)

Suriye'nin Suveyda ilinde dün, her cumartesi ‘kendi kaderini tayin hakkı’ sloganıyla düzenlenen gösterilere katılımda önemli ölçüde düşüş vardı. Fotoğraflarda, Suveyda’daki Kerame Meydanı'nda sadece birkaç düzine kişinin, Şahba şehrinde ise birkaç düzine kişinin gösteri için toplandığı görüldü.

Katılımcılar, Dürzilerin bayrağının yanında İsrail bayrağını dalgalandırdılar. Bayraklar arasında ‘Bağımsızlık tek seçeneğimiz’ ve ‘Kendi kaderini tayin hakkı kutsaldır’ yazan pankartların yanı sıra Cebel el-Arab bölgesinin İncil'deki adını ifade eden ‘Ahrar Başan’ ifadesi yer alıyordu.

Öte yandan Şam, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın 22 Eylül'de yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 80. oturumuna katılımından önce, geçiş dönemini yönetmek için temel prosedürleri tamamlamak amacıyla 15-20 eylül tarihleri arasında yapılması planlanan Halk Meclisi (parlamento) seçimleri için çalışmalarına devam ediyor.

Suriye Yüksek Seçim Kurulu dün, seçimlerle ilgili eğitim ve farkındalık programlarının uygulanmasında iş birliği yapmak amacıyla beş sivil toplum kuruluşuyla bir mutabakat zaptı imzaladığını duyurdu. Yüksek Seçim Kurulu, bunun ‘seçim sürecinin bütünlüğünü ve tam şeffaflığını sağlamak’ çerçevesinde yapıldığını vurguladı.