Çin'in kendi rakamları ortaya koydu: Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde uzun hapis cezası alanların sayısı hızla arttı

4 Haziran 2019'da çekilen bu fotoğrafta, Çin'in kuzeybatısındaki Sincan bölgesine bağlı Akto ilçesinin kuzeyinde bulunan ve çoğunluğu Müslüman etnik azınlıkların tutulduğu bir yeniden eğitim kampı olduğuna inanılan bir tesis görülüyor. (AFP)
4 Haziran 2019'da çekilen bu fotoğrafta, Çin'in kuzeybatısındaki Sincan bölgesine bağlı Akto ilçesinin kuzeyinde bulunan ve çoğunluğu Müslüman etnik azınlıkların tutulduğu bir yeniden eğitim kampı olduğuna inanılan bir tesis görülüyor. (AFP)
TT

Çin'in kendi rakamları ortaya koydu: Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde uzun hapis cezası alanların sayısı hızla arttı

4 Haziran 2019'da çekilen bu fotoğrafta, Çin'in kuzeybatısındaki Sincan bölgesine bağlı Akto ilçesinin kuzeyinde bulunan ve çoğunluğu Müslüman etnik azınlıkların tutulduğu bir yeniden eğitim kampı olduğuna inanılan bir tesis görülüyor. (AFP)
4 Haziran 2019'da çekilen bu fotoğrafta, Çin'in kuzeybatısındaki Sincan bölgesine bağlı Akto ilçesinin kuzeyinde bulunan ve çoğunluğu Müslüman etnik azınlıkların tutulduğu bir yeniden eğitim kampı olduğuna inanılan bir tesis görülüyor. (AFP)

Çin hükümetinin verileri, Pekin'in bölgedeki Müslüman Uygurlara yönelik baskılarını başlattığı 2014'ten bu yana Sincan'da uzun hapis cezalarına çarptırıldığı bildirilen kişi sayısında ciddi bir artış olduğunu gösterdi.
CNN'in haberine göre, gözaltı sisteminin yanı sıra yürütülen ayrı bir program kapsamında uzun hapis cezaları verildi. Program kapsamında iddia edilen terörizm, ayrılıkçılık ve etnik nefreti kışkırtma gibi suçlar için çok uzun hapis cezalarına karar verildi.
Fakat CNN'in haberine göre kayıtlar hapis cezasına çarptırılanların işlediği suçları göstermiyor. Hüküm giyenlerin etnik ve dini profilini de açıklamıyor. Yayın kuruluşu, programın hâlâ yürürlükte olup olmadığını bağımsız olarak teyit edemediklerini de kesin bir şekilde belirtti.
Çin, Müslüman Uygurları bir BM panelinin deyimiyle "gizlilikle örtülü devasa bir toplama kampında" gözaltında tutması nedeniyle birçok kesim tarafından kınanıyor. Sincan bölgesinde bir milyondan fazla Uygur'un, eskiden gözaltında tutulanların gardiyanlara ve yetkililere sistematik tecavüz ve cinsel şiddet suçlaması yönelttiği kamplara yerleştirildiği bildiriliyor.
Ülke, tesisleri gönüllü "mesleki eğitim merkezleri" diye adlandırıp aynı zamanda terörle mücadele çabalarının gerekli bir parçası olarak göstererek bölgedeki tesisler ağını defalarca kez savundu.
CNN'nin haberine göre, 2014'te Sincan'da yaklaşık 21 bin kişi hapis cezasına çarptırılmıştı. CNN, 2018 itibariyleyse bu sayının 6 kat artarak 133 bin 200'e ulaştığını bildirdi. Çin , 2018'den beri hapishane verilerini yayımlamıyor.
Habere göre 2016'da tutuklananların sadece yüzde 27'si 5 yıldan uzun hapis cezasına çarptırılırken bu oran 2017'de yüzde 87'ye yükselmiş.
Çin'i rakamlarla oynamakla suçlayan İnsan hakları İzleme Örgütü Çin araştırmacısı Maya Wang "(Çin hükümet yetkililerinin) özellikle de daha siyasallaşmış ortamlarda rakamları saklama ve rakamlarla oynama yönünde bir uygulaması olduğunu düşünüyorum. Neler döndüğü bir nevi ortada" dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, şubatta da yine benzer bir rapor yayımlamıştı. Rapora göre Sincan'da Uygurlara ve diğer Müslümanlara yönelik uzun hapis cezalarıyla beraber "temelsiz hapis cezalarında" hızlı bir artış yaşandı.
İnsan hakları kuruluşu, 2016 ve 2018 arasındaki yaklaşık 60 ceza davasını analiz ederek "birçok kişinin gerçek bir suç işlemeden hüküm giydiği ve hapse atıldığı" sonucuna vardı.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi Başkanı Şohrat Zakir 2019'da bu kamplarda tutulan herkesin artık "mezun olduğunu" söylese de, Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI) tarafından yayımlanan bir raporda yer alan uydu görüntüleri hapishane altyapısının genişletildiğini göstermişti.
2020'de yayımlanan raporda, neredeyse yarısı yüksek güvenlikli olan bazı mevcut tesislerin genişletildiği de öne sürülmüştü.
Düşünce kuruluşuna göre bu durum, "düşük güvenlikli 'yeniden eğitim merkezlerinden' daha yüksek güvenlikli hapishane tarzı tesislere doğru bir geçişe" işaret ediyor olabilir.
Washington DC'deki düşünce kuruluşu Newlines Strateji ve Politika Enstitüsü'nün ayrı bir raporunda, Mayıs 2013'ten itibaren bölgedeki önemli geliştirmeler incelenerek Sincan bölgesinde inşa edilen toplama kamplarında yaklaşık bir ila iki milyon kişinin gözaltında tutulduğu sonucuna varıldı. 2017'den bu yanaysa bölgede 380'den fazla yeni inşa edilmiş ya da kayda değer ölçüde genişletilmiş gözaltı alanı olduğu belirtildi.
Independent Türkçe



«Güvenlik Konseyi», Suriye'de istikrarı sağlama çabalarını baltalamayı kınadı

Güvenlik Konseyi toplantısından (AFP)
Güvenlik Konseyi toplantısından (AFP)
TT

«Güvenlik Konseyi», Suriye'de istikrarı sağlama çabalarını baltalamayı kınadı

Güvenlik Konseyi toplantısından (AFP)
Güvenlik Konseyi toplantısından (AFP)

BM Güvenlik Konseyi bugün Suriye'deki siyasi, güvenlik ve ekonomik geçiş sürecine yönelik her türlü olumsuz veya yıkıcı müdahaleyi kınadı ve bu tür müdahalelerin ülkede istikrarı yeniden sağlama çabalarını baltaladığını belirtti.

Güvenlik Konseyi, tüm devletleri ülkeyi daha fazla istikrarsızlaştırabilecek her türlü eylem veya müdahaleden kaçınmaya çağırdı.

Konsey, yaptığı açıklamada, 2254 sayılı kararda yer alan temel ilkelere dayalı, Suriyeliler tarafından yönetilen ve kontrol edilen, tüm Suriyelilerin haklarını koruyan kapsamlı bir siyasi sürecin uygulanması çağrısında bulundu.

Konsey, bu siyasi sürecin tüm Suriyelilerin meşru beklentilerini karşılaması, hepsini koruması ve barışçıl, bağımsız ve demokratik bir şekilde kendi geleceklerini belirlemelerine olanak tanıması gerektiğini vurguladı.

BM Güvenlik Konseyi, Suriye'deki siyasi geçiş sürecini 2254 sayılı kararda belirtilen ilkelere uygun olarak destekleme konusunda Birleşmiş Milletler'in rolünün önemini yeniden vurguladı ve Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi'nin bu konudaki çabalarına desteğini yineledi.

Güvenlik Konseyi, 2254 sayılı kararını hatırlatarak, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne olan güçlü bağlılığını yeniden teyit etti ve tüm ülkeleri bu ilkelere saygı göstermeye çağırdı.