UNICEF 1,7 milyon Suriyeli çocuğun sağlığından endişeli

Suriye'nin kuzeyindeki El Bab şehrinde meydana gelen patlamada bacağını kaybeden yerinden edilmiş bir çocuk (AFP)
Suriye'nin kuzeyindeki El Bab şehrinde meydana gelen patlamada bacağını kaybeden yerinden edilmiş bir çocuk (AFP)
TT

UNICEF 1,7 milyon Suriyeli çocuğun sağlığından endişeli

Suriye'nin kuzeyindeki El Bab şehrinde meydana gelen patlamada bacağını kaybeden yerinden edilmiş bir çocuk (AFP)
Suriye'nin kuzeyindeki El Bab şehrinde meydana gelen patlamada bacağını kaybeden yerinden edilmiş bir çocuk (AFP)

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Perşembe günü yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin, Türkiye ile İdlib Valiliği arasındaki Bab el-Hava-Cilvegözü sınır kapısı üzerinden Suriye'ye insani yardım geçişine izin vermemesi durumunda 1,7 milyon Suriyeli çocuğun bundan yıkıcı bir şekilde etkileneceği konusunda uyarıda bulundu.
Sınır ötesi görev 2014'ten beri yürürlükte. Ancak sınırlardan geçiş geçen yıl Türkiye Suriya arasındaki Bab el-Hava kuzeybatı geçişi istisna tutularak  önemli ölçüde azaltılmıştı. Bu istisna ise 10 Temmuz’da sona eriyor.
UNICEF yaptığı açıklamada, "BM Güvenlik Konseyi'ni sınır ötesi yardım geçişini 12 aylık bir süre için daha uzatmaya çağırıyoruz" dedi.
Ayrıca Suriye'de milyonlarca çocuğun hayatının bu karara bağlı olduğunu belirterek sınırların ve muharebe hatlarının ötesindeki tüm yardım yolları ve geçişlerinin, artan ihtiyaçların karşılanması ve insani yardım kuruluşlarının ülkenin neresinde olurlarsa olsunlar muhtaç çocuklara yardım sağlayabilmeleri için gerekli olduğunu belirtti.
AFP’nin yaptığı haberde örgütün Suriye’nin çocuklar için güvenli bir yer olmadığı belirtilerek sürenin uzatılmaması durumunda, bölgedeki 1,7 milyondan fazla savunmasız çocuğun zaten korkunç durumunun daha da kötüleşeceği konusunda uyardı.
BM Güvenlik Konseyi, Şam'dan geçenler haricinde Suriye'ye giden tüm yardım geçişlerinin kapatılması ve Rusya’nın veto ihtimali gölgesinde sınır ötesi yardım geçişleri ile ilgili süreyi uzatmak için bir karar taslağını oylamaya hazırlanıyor.
UNICEF, "Sınır ötesi yardım olmazsa muhtaç çocuklara hayati yardımlar ulaşamayacak, bu da korumaları, su ve hijyen hizmetlerine, tıbbi desteğe ve eğitime erişimleri üzerinde ciddi bir etki yaratacak" dedi.
UNICEF’e göre bölgeye yardım ulaşmasına olanak sağlayan kilit sınır kapısının kapatılmasından bu yana ihtiyaçlar yaklaşık üçte bir oranında arttı. Milyonlarca çocuğun hayatını riske atan ayrım gözetmeyen saldırılar devam ederken, Suriye'deki hemen hemen her çocuk artık yardıma muhtaç duruma geldi. Şimdiye kadar ülke çapında en az 12 bin belki de daha fazlası çocuk öldü veya yaralandı" dedi.
2014'te BM Güvenlik Konseyi, yardımın Suriye'ye dört sınır noktasından geçmesine izin vermişti. Ancak geçen yılın başlarında Rusya ve Çin'in baskısıyla Türkiye ile İdlib şehri arasındaki Bab el-Hava geçişiyle sınırlandırıldı. Her ay yaklaşık on bin kamyon bu sınır kapısından geçiyor.
2011'de Suriye'de savaşın başlamasından bu yana insani durumun kötüleşmesini Batı yaptırımlarına bağlayan Moskova, Güvenlik Konseyi'nde Suriye dosyasıyla ilgili konularda 16 kez veto kullanırken, Çin 10 kez veto kullandı.



Ateşkese rağmen… Gazze halkı hem umut hem de şüphe karışımı duygular içinde

 Gazze şehrine dönüş yolculuğu sırasında kucağında çocuğunu taşıyan Filistinli bir kadın (AP)
Gazze şehrine dönüş yolculuğu sırasında kucağında çocuğunu taşıyan Filistinli bir kadın (AP)
TT

Ateşkese rağmen… Gazze halkı hem umut hem de şüphe karışımı duygular içinde

 Gazze şehrine dönüş yolculuğu sırasında kucağında çocuğunu taşıyan Filistinli bir kadın (AP)
Gazze şehrine dönüş yolculuğu sırasında kucağında çocuğunu taşıyan Filistinli bir kadın (AP)

İsrail ordusu dün, Gazze Şeridi'nde ateşkesin yürürlüğe girdiğini ve kuvvetlerinin ilk aşamada kararlaştırılan konuşlanma hatlarına çekildiğini duyururken, iki yıldır hava saldırıları, yerinden edilme ve şehirlerinin yıkımına maruz kalan Gazze Şeridi sakinleri, ihtiyatlı bir umut ve şüphe karışımı hissettiler.

Alman haber ajansı DPA, ateşkes ve gelecekle ilgili ne hissettiklerini öğrenmek için kıyı şeridinde yaşayan üç kişiyle telefon ve WhatsApp üzerinden iletişime geçti.

Deyr el-Balah'lı 42 yaşındaki sokak satıcısı Hamis Osman, “O kadar uzun süredir belirsizlik içinde yaşıyoruz ki, sükunet söylentileri bile bir rüya gibi geliyor” dedi.

Osman, “Çocuklarım bana sürekli bu sefer gerçekten bitti mi, okula geri dönebilecek miyiz, eve gidip patlama sesleri duymadan uyuyabilecek miyiz diye soruyorlar... Onlara ne diyeceğimi bilmiyorum. Yine de umudumuzu kaybetmiyoruz, bizi ayakta tutan tek şey bu” ifadelerini kullandı.

Beş çocuk annesi olan ve şu anda Deyr el-Balah'ta yaşayan 60 yaşındaki Gazzeli İlham ez-Zaanin şunları söyledi: “Bu iki yıl boyunca hayal edebileceğiniz her şeyi gördüm... Katliam ve ölüm gördük, cesetlerle dolu kamyonlar gördük, yıkılmış ve enkaza dönüşmüş evler gördük… İki kardeşimin çocuklarını kaybettim ve Gazze şehrindeki evim artık yok. Artık kalbimizde gerçek bir sevinç yok, ama en azından kan dökülmesi şimdilik durdu.”

Ez-Zaanin, “Savaşın nihayet sona erebileceğini söyleyenleri duyduğumda, sevinçten değil, tamamen yorgunluktan ağladım” dedi.

Şu anda Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki bir kampta kalan, Gazze'nin kuzeyinden gelen 55 yaşındaki öğretmen İsam Herara, “Müzakerelerin Gazze Şeridi'ndeki insanlık dramını gerçekten sona erdireceğini umuyorum. Tek istediğimiz bu... sadece sözde değil, gerçek bir son istiyoruz” şeklinde konuştu.

Herara sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail'in gerçekten çekilip çekilmeyeceğini veya başka bir gücün gelip gelmeyeceğini bilmiyorum. Ancak en önemli husus, insanların güven içinde yaşayabilmesi. Korkularıma rağmen, bu sefer durumun farklı olabileceğine inanmak istiyorum. Her iki taraf da sözünü tutarsa, belki Gazze nihayet yeniden nefes alabilir. Hayalim basit: evime geri dönmek, küçük bir bahçe ekip biçmek ve bir daha asla kaçmak zorunda kalmamak.”


Bağdat, Washington'un yaptırımlarının genişletilmesinden endişe ediyor

Sudani, 8 Ekim 2025'te Petrol Bakanlığı ile Exxon Mobil arasında Bağdat'taki Mecnun sahasının geliştirilmesine ilişkin ön anlaşmanın imzalanması sırasında (Reuters)
Sudani, 8 Ekim 2025'te Petrol Bakanlığı ile Exxon Mobil arasında Bağdat'taki Mecnun sahasının geliştirilmesine ilişkin ön anlaşmanın imzalanması sırasında (Reuters)
TT

Bağdat, Washington'un yaptırımlarının genişletilmesinden endişe ediyor

Sudani, 8 Ekim 2025'te Petrol Bakanlığı ile Exxon Mobil arasında Bağdat'taki Mecnun sahasının geliştirilmesine ilişkin ön anlaşmanın imzalanması sırasında (Reuters)
Sudani, 8 Ekim 2025'te Petrol Bakanlığı ile Exxon Mobil arasında Bağdat'taki Mecnun sahasının geliştirilmesine ilişkin ön anlaşmanın imzalanması sırasında (Reuters)

Washington, Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile bağlantılı bir dizi Iraklı yetkili, iş insanı ve şirketin kara listeye alındığını duyururken, Bağdat ABD yaptırım listesinin genişletilmesinden endişe ediyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı perşembe günü yaptığı açıklamada, Washington'ın Ketaib Hizbullah ve Asaib Ehlil Hak grubunu "ABD yaptırımlarını aşma, silah kaçakçılığı yapma ve Irak içinde yaygın yolsuzluk faaliyetlerinde bulunma" gerekçeleri ile hedef aldığını duyurdu.

Şarku'l Avsat'a konuşan bir Iraklı yetkili, yaptırımların "önümüzdeki dönemde başka kişi ve kuruluşları da kapsayabilecek daha geniş bir dalganın habercisi" olduğunu öne sürdü.

İsminin açıklanmamasını isteyen siyasi yetkili, bu yaptırımların "Trump yönetimi ile Irak hükümeti arasındaki ilişkinin seyrinde olumsuz bir değişime işaret ettiğini" belirterek, bu gelişmenin Bağdat ile Washington arasında yeni bir iş birliği aşamasının başladığı dönemde gerçekleştiğini ifade etti.


Eş Şeybani, “geçmişi geride bırakmak” için Beyrut'ta

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'yi kabul etti (AP)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'yi kabul etti (AP)
TT

Eş Şeybani, “geçmişi geride bırakmak” için Beyrut'ta

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'yi kabul etti (AP)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'yi kabul etti (AP)

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'nin dün Beyrut'a yaptığı ziyaret, Beşşar Esed rejiminin düşüşünden sonra “Lübnan ile yeni bir sayfa açılıyor” iddiasıyla “geçmişi geride bırakıp geleceği inşa etme” yolunun kapısını açtı.

Eş-Şeybani'nin ziyareti, Esed'in düşüşünden sonra bir Suriye yetkilisinin Lübnan'a yaptığı ilk ziyaret. Şeybani ziyaret sırasında, Suriye'deki mevcut yetkililerin “Lübnan'ın egemenliğine” ve “iç işlerine karışmama” ilkesine saygı duyduklarını teyit etti ve “Lübnan ile geçmişin engellerini aşmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Beyrut'taki ziyaret, Lübnan ile ilişkilerde "yeni bir kapı" açan "buzları eriten bir ziyaret" olarak nitelendirildi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ziyarette ekonomik, güvenlik ve yargı konuları ele alındı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Lübnan-Suriye Yüksek Konseyi'nin askıya alınmasının ardından, Şam ve Beyrut'taki büyükelçilikler aracılığıyla tüm konuları takip etmek üzere Lübnan'a yeni bir Suriye büyükelçisi atanmasını talep etti.