Libya Ulusal Birlik Hükümeti Petrol ve Gaz Bakanı Avn, Şarku’l Avsat’a konuştu: 'Petrol sahalarının kapanması bizi büyük zorluklarla karşı karşıya bırakır... Türkiye'nin Libya petrol sektöründe payı yok'

Avn, Libya’nın petrol zenginliğinin sadece yüzde 40’ının keşfedildiği bilgisini verdi.

Libya Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Ahmed Avn.
Libya Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Ahmed Avn.
TT

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Petrol ve Gaz Bakanı Avn, Şarku’l Avsat’a konuştu: 'Petrol sahalarının kapanması bizi büyük zorluklarla karşı karşıya bırakır... Türkiye'nin Libya petrol sektöründe payı yok'

Libya Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Ahmed Avn.
Libya Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Ahmed Avn.

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Ahmed Avn, ülkenin petrol sektörünün, 24 Aralık'ta yapılması planlanan seçimler sırasında yaşanabilecek herhangi bir siyasi gerilim veya çatışmadan zarar görememesini umduğunu söyledi.  
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Bakan Avn konuya dair şu ifadeleri kullandı:
“Milli ve bağımsız uzmanlar olarak, petrol meselesini kullanan kim olursa olsun petrol sahalarını yeniden kapatmalarının önlenmesi için herkesi göreve çağırıyoruz. Petrol sahalarının yeniden kapanması, özellikle geniş petrol sahaları da kapanırsa petrol gelirlerinde büyük bir gerilemeye neden olacaktır.  Mesele petrol piyasasındaki itibarımızı zedelemeye kadar gidebilir. Böyle bir durumda sorunu çözmemiz uzun zaman alacak ve müşteriler alternatif pazarlar aramak zorunda kalacaktır.”
Petrol üretimini bu yıl sonuna kadar günlük 1,3 milyon varilden 1,5 milyona varile çıkarmayı hedeflediklerini belirten Avn sözlerini şöyle sürdürdü:
“Keşfedilen yeni sahalarda bazı projeler hayata geçirebilir. Ülkenin 2014 yılından bu yana tanık olduğu sabotaj saldırılarının yanı sıra askeri operasyonlarda zarar gören yedi sahada teknik tesisleri onarabilir ve geliştirebilirsek bu hedefe ulaşabiliriz.”
Belirli bir taraf ya da herhangi bir ülkenin desteğiyle Libya petrol sektöründeki büyük yatırım paylarını kontrol eden şirketler ve Batılı ülkeler arasındaki rekabetin seçim ortamını etkileyeceğine dair korkuları yersiz bulan Bakan Avn, “Elbette gizli ellerin neden olabileceği tehlikeleri tahmin etmek zor. Fakat genel olarak petrol kotaları belirlidir ve 1960’lı yılların sonlarından bu yana net bir şekilde bilinmektedir. Burada önemli bir sorun yok” dedi.
Karada veya denizde keşif ve arama için sahalar sunmaları halinde,  şirketler arasında çetin bir rekabet başlayabileceğini ancak henüz böyle bir adım atmadıklarını ifade eden Avn, Libya'nın petrol zenginliğinin sadece yüzde 40'ının keşfedildiği bilgisini paylaştı.
Avn dünyada su, rüzgar ve güneş enerjisi gibi alternatif enerji kaynaklarına eğilim olduğunu belirterek Libya’nın petrol zenginliğinin boşa harcanacağı korkusuyla bu zenginlikleri keşfetmek için acele etmenin bakanlığının öncelikleriden olacağını vurguladı.
Libya’nın petrol rezervlerinin büyüklüğüne ilişkin de açıklamalarda bulunan Avn, “Libya belki de petrol rezervleri açısından Afrika Kıtası’nda ilk sıradadır. Katar merkezli Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu’na (GECF) göre Libya’da 80 trilyon metreküp petrol olduğu tahmin edilse de yaklaşık 52 trilyon metreküp petrolümüz var” dedi.
Bakan Avn, Libyalıların büyük çoğunluğunun Türkiye'nin Libya'da attığı adımlar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev'i Libya'da petrol sahalarını geliştirmek için iş birliği yapmaya çağırması nedeniyle kafalarda soru işaretleri olduğuna ilişkin iddialara şu cevabı verdi:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bahsi geçen açıklamaları doğrudan duymadım. Ancak Libya devletinin egemenliğini temsil ediyoruz. Bakanlık olarak uluslararası şirketlere Libya karasularında veya topraklarında arama ve keşif yapmaları için teklifte bulunuruz, onlar da karşı teklif verirler. Ülkemizdeki yasal prosedür bu şekildedir.”
Bu konuda şu an için Türkiye ile doğrudan temasların olmadığını belirten Bakan Avn sözleirni şöyle sürdürdü:
“Bu konuda herhangi bir yazılı belge almadık. Son yıllarda Libya devleti ile herhangi bir taraf arasında anlaşma yapılmadı. Belki de Türkiye Cumhurbaşkanı, Azeri mevkidaşına yaptığı davette, olur da devleti tarafından bir teklifte bulunulursa petrol şirketleri arasındaki keşif ihalelerinden birini kazanmak için iş birliği yapmayı kast ediyordur. Ancak şu an için Türkiye'nin Libya petrol sektöründe herhangi bir payı yok.”
Türk şirketlerinin 2005 yılında Libya devletinin keşfe açtığı sahalar için yarıştıklarını ve üç sahayı kazandıklarını belirten Avn, “Nihayetinde bu sahalardan birinde petrol bulundu. Ancak Türk şirketleri, 17 Şubat 2011 devriminden sonra sorunlu sebeplerden dolayı tıpkı diğer petrol şirketleri gibi ülkeden çıkmak zorunda kaldılar” diye konuştu.
ABD'nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland'ın bir hafta önce yaptığı ve petrol kaynaklarının Libyalıların yararına kullanılmasının gerekliliğine ilişkin açıklamasına tepki gösteren Avn konunun ayrıntılarını şöyle açıkladı:
“Norland’ın açıklamasında, Petrol Bakanlığı ve Petrol Bakanı’nın görevlerini belirtmeye ve görev dağılımı yapmaya yönelik bir girişim vardı. Bu kabul edilemezdi. ABD Büyükelçisi’nin petrol şirketinin teknik uzmanlığı ve petrol gelirlerini dağıtanın Petrol Bakanlığı olduğu konusundaki sözleri büyük yanlışlıklar içeriyordu. Bakanlık petrol getirilerini dağıtmaz. Görevi, ham petrolün çıkarılması, işlenmesi, ihracatı ve ardından petrol gelirlerinin Maliye Bakanlığı'na veya Merkez Bankası'na aktarılması çalışmaların izlenmesi ve tamamlanmasıdır. Herkesin bildiği gibi Temsilciler Meclisi (TM) hükümetin bütçesini onaylamakla görevlidir. Bu yüzden harcamaları ve gelir dağılımını belirleyen de TM’dir.”
Petrol Tesisleri Muhafız Kurumu’na hakim olan vizyonun değiştirilmesi çağrısında bulunan Bakan Avn konuya dair şunları söyledi:
“Halen, fon elde etmek veya siyasi gündemleri uygulamak için petrol sahalarını kapatmaktan çekinmeyen silahlı gruplar olarak hareket ediyorlar. Oysa artık devletin destek güçlerinin bir parçası oldular. Bu nedenle petrol sahalarının kapatılması, bunu gerçekleştiren grup üzerinden hesaplanan bireysel bir eylemdir.”

 


İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybetti

 Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybetti

 Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanı devam ederken ve son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybederken, Gazze İnsani Yardım Vakfı bugün Gazze Şeridi'ndeki yardım dağıtım merkezlerinden birini yeniden açtı.

Vakıf, Hamas'ın kendisine yönelik tehditler savurduğunu iddia ederek dün yardım dağıtım merkezlerini kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre vakıf cuma günü de güvenlik gerekçesiyle yardım dağıtım merkezlerini kapatmış ve halka bu merkezlerden uzak durmaları çağrısında bulunmuştu.

Vakıf, Facebook sayfasında Arapça olarak yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan merkezlerinden birinin bugün öğlen 12'de yeniden açılacağını duyurdu.

Diğer yandan vakıf, bölge sakinlerinden çalışma saatlerinden önce merkeze yaklaşmamalarını, aksi takdirde gıda paketlerinin dağıtılamayabileceğini belirtti.

İsrail yaklaşık iki hafta önce Gazze Şeridi'ne yardım girişi üzerindeki ablukasını hafifletti. Vakıf, Birleşmiş Milletler (BM) yardım kuruluşlarını ve diğer girişimleri atlayarak yardımın dağıtılması sorumluluğunu üstlendi.

Vakıf, mevcut yardım ağlarını bypass etmenin yanı sıra sivilleri tehlikeye attığı ve tarafsız insani yardım için yaygın olarak kabul edilen standartları ihlal ettiği iddiasıyla eleştiriliyor.

Bu arada Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında 7 Ekim 2023'ten bu yana hayatını kaybedenlerin sayısının 54 bin 880'e yükseldiğini açıkladı. Bakanlık günlük istatistik raporunda, İsrail bombardımanı sonucunda son 24 saat içinde hastanelere 108 ölü ve 393 yaralının ulaştığını bildirdi.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü bugün, İsrail bombardımanı sonucu on Filistinlinin yaşamını yitirdiğini, bunlardan beşinin Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan bir yardım merkezine gıda maddesi almak için gitmekte olduğunu duyurdu.

İsrail ordusu, bölgede askerlerine yaklaşan ‘şüphelilere’ uyarı ateşi açtığını söyledi.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, ekiplerinin ‘Refah'ın batısındaki el-Alem kavşağı bölgesinde beş şehit ve onlarca yaralıyı’ hastaneye naklettiğini söyledi. Basal, hayatını kaybedenlerin ‘Refah'ın batısındaki yardım dağıtım merkezine gitmeye hazırlanan binlerce yerinden edilmiş Filistinli’ arasında olduğunu açıkladı.

Basal, İsrail güçlerinin dağıtım merkezine ulaşmalarına yüzlerce metre kala sivillere ateş açtığını bildirdi.

AFP'nin bir sorusuna yanıt olarak İsrail ordusu şu cevabı verdi: “Dün gece bölgenin aktif bir çatışma bölgesi olduğuna dair yapılan uyarılara rağmen, bazı şüpheliler Refah bölgesinde faaliyet gösteren İsrail ordusu güçlerine tehditkâr bir şekilde yaklaşmaya çalıştı.”

Bu bölgede yardım için toplanan insanlara ilk kez ateş açılmıyor. Sivil Savunma Müdürlüğü son günlerde bölgede bu türden en az üç olayda onlarca kişinin öldüğünü duyurdu.

Daha önceki en az iki olayda İsrail ordusu ‘şüphelilere’ ateş açtığını kabul etmişti.

Bugün de Han Yunus'un batısındaki el-Mevasi bölgesinde yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir çadırın İsrail tarafından bombalanması sonucu aralarında iki çocuğun da bulunduğu beş Filistinli hayatını kaybetti.