Kürdistan Yurtseverler Birliği’nde çatlak: Talabani ailesinde kanat çatışması

Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Eş Başkanı Lahur Talabani (Reuters)
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Eş Başkanı Lahur Talabani (Reuters)
TT

Kürdistan Yurtseverler Birliği’nde çatlak: Talabani ailesinde kanat çatışması

Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Eş Başkanı Lahur Talabani (Reuters)
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Eş Başkanı Lahur Talabani (Reuters)

Kürdistan Bölgesi'ndeki Süleymaniye şehrinden birbiri ardına gelen haberlere göre, merhum Cumhurbaşkanı Celal Talabani tarafından 1975’te kurulan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) partisi kalesi, vizyon ve çıkar anlaşmazlıklarıyla sarsılıyor. Bu sarsıntı, belki de partinin kararı üzerinde hakim Talabani ailesi dahilinde kaydediliyor. Bu aile, merhum liderin iki oğlu Bafıl ve Kubat Talabani ve kuzenleri Lahur Şeyh Cengi Talabani tarafından temsil ediliyor.
Parti, Şubat 2020'de partiye liderlik etmesi için ortak bir formül ile Bafıl ve Lahur’u seçmişti; ancak mevcut göstergeler, bu formülün bir başkan lehine sona erdiğini teyit ediyor. KYB’ye yakın kaynaklar, çatışma turunun Celal Talabani'nin oğulları lehine çözüleceğini öne sürüyor.
Bafıl ve Lahor'un dün Süleymaniye'yi ziyaret eden eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi ile yaptıkları özel görüşmenin ardından yaptıkları açıklamalar, KYB partisi başındaki Talabani ortaklığının geleceğini açıkça ortaya koyuyor olabilir.
Bafıl’ın ofisi tarafından yapılan açıklamada, ‘Başkan Bafıl Talabani’nin Nasır Koalisyonu Başkanı eski Başbakan Haydar el-İbadi’yi Süleymani’nin Dabaşan bölgesinde ağırladığı bildirildi. Lahur Şeyh Cengi tarafından yapılan açıklamada ise, ‘KYB’nin Eş Başkanı’ ifadelerine yer verildi. Bafıl Talabani kanadı tarafından yapılan açıklamada, ‘yol haritası ve KYB’nin genel denklemlere yönelik net ulusal stratejisinden’ bahsedilirken Lahur Cengi ise ülkeye dair tüm hassas ve hayati meselelerde ulusal birliğin gerekliliği, Kürdistan bölgesi ve Irak'taki vatandaşlar için istikrar, güvenlik ve hizmetlerin sağlanması üzerine duruldu.
Kürt basını, Pazar günü gerçekleşen görüşmenin ardından, iki taraf arasındaki anlaşmazlıkları gidermek amacıyla Lahur Cengi ile Bafıl Talabani arasında dün ikinci bir görüşmenin yapıldığını bildirdi. Lahur Cengi, Pazar günü gerçekleşen toplantı ardından Facebook hesabından yaptığı açıklamada, “KYB, rakipleri ve düşmanlarının hayal ettiğinden daha güçlü. Bu da Kürdistan halkı ve şehit ailelerinden kitlelerine dayanıyor. Bu kişiler KYB’nin zayıf düşmesine izin vermeyecekleri için düşmanlar hayallerini yer altına gömmek zorunda” ifadelerine başvurmuştu.
Partiye yakın bir kaynak, Talabani ailesi arasındaki mevcut anlaşmazlıklardan bahsettiği sırada yaptığı açıklamada, “Daha önce Talabani ailesi ilişkilerine hakim olan denklem, kurucu liderin oğulları Bafıl ve Kubat’ın parti içinde siyasi ve mali işler kısmını, Lahur Talabani’nin ise güvenlik dosyalarını devralması yönündeydi” ifadelerini kullandı.
Adlarının zikredilmemesi şartıyla Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, şöyle ekledi:
“Lahur Cengi, resmi karakterine rağmen Süleymaniye'deki güvenlik ve istihbarat servislerinde geniş bir etkiye sahiptir. Bunların çoğu bölümünü kontrol ediyor. Ancak bu birimlerdeki etkisinin azalmaya başladığı görülüyor. Süleymaniye Havalimanı’nın Lahur’a yakınlığı ile bilinen müdürü kısa süre önce değiştirilmişti. Talabani'nin oğulları, bu yönde bir ABD arzusundan söz edildiği sırada Süleymaniye ve Erbil arasındaki Kürt Peşmerge güçlerini birleştirme eğilimindeyken, Lahur Cengi kanadı ise bunu reddediyor.”
Parti üyelerinden çoğunun Bafıl ve Kubat Talabani’ye yöneleceği görüşünde olan kaynak, Erbil ve Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratil Partisi'nin, iki taraf arasındaki tarihsel hassasiyetler nedeniyle KYB içindeki çatışmaları körüklemekle bir ilgisi olmadığını kaydediyor. Aynı zamanda, “Erbil, Tahran'la yakın ilişkisi olan diğer kanadın aksine, ABD’ye yakın olan Bafıl ve Kubat’a yöneliyor. Talabani'nin oğulları, mevcut ihtilaf turunu partinin merhum kurucusu Celal Talabani'nin meşru mirasçıları olarak çözümledi” açıklamalarında bulunuyor.



Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi
TT

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

Trump, Waltz'u Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak aday gösterdi

ABD Başkanı Donald Trump, Mike Waltz'u Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi olarak aday göstereceğini, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun ise Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapacağını ve Dışişleri Bakanlığı'nı yönetmeye devam edeceğini duyurdu.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve yardımcısı Alex Wong'un görevden alınması haberinin ardından analistler, bu kararın Waltz'un The Atlantic dergisinin genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg'in de dahil olduğu bir Signal hesabı skandalına karışmasının sonucu olduğunu değerlendirdi. Goldberg'in açıklamalarında, Yemen'deki Husi hedeflerine yönelik askeri saldırı planları hakkında üst düzey ulusal güvenlik yetkilileriyle görüşmeler yapıldığı ortaya çıktı.

Ancak Trump'ın Truth Social platformunda paylaştığı tweet, Waltz'ı eleştirilerden kurtardı.

Trump, tweetinde Waltz'un ordudaki, Kongre'deki ve Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak yaptığı hizmetleri övdü. "Savaş meydanında, Kongre'de ve Ulusal Güvenlik Danışmanım olarak görev yaptığı süre boyunca Mike Waltz, ülkemizin çıkarlarını her zaman ön planda tutmak için yorulmadan çalıştı. Yeni görevinde de aynısını yapacağını biliyorum" ifadelerini kullandı.

Trump, hem Waltz'a hem de Rubio'ya olan güvenini dile getirerek, "Amerika'yı ve dünyayı tekrar güvenli hale getirmek için yorulmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu konuya olan ilginiz için teşekkür ederiz!" dedi.

Waltz, dün sabah Fox News'te İran'a sert uyarılar yaptı ve Tahran'a müzakereleri baltalamaması konusunda sert uyarılar gönderdi. Savunma Bakanı'nın İran'ın Yemen'deki Husi grubuna askeri yardımının devam etmesinin ciddi sonuçları olacağı yönündeki sözlerini tekrarladı.

Neden şimdi?

Waltz'un görevinden ayrıldığı haberi duyulur duyulmaz, tüm gözler “Signal” uygulamasındaki skandala çevrildi ve birçok kişi Waltz'un görevinden ayrılmasının nedeninin, Trump yönetiminin uzun süredir peşinde olduğu bu skandal olup olmadığını merak etti.

fvdgbrt
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, ABD Başkanı Donald Trump ve ABD büyükelçileriyle 25 Mart 2025'te Beyaz Saray'da yaptığı toplantı sırasında (AFP)

Ancak sorular zamanlamaya odaklandı. Bu skandal, geçen mart ayında Jeffrey Goldberg'in, üst düzey yetkililerin konuşmalarında geçen askeri saldırılarla ilgili ayrıntıları yayınlamadan, bu konuşmaya dahil edildiğini ortaya koyan bir makale yayınlamasıyla patlak verdi.

Ancak Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı Direktörü John Ratcliffe, sohbette gizli bilgilerin paylaşılmadığını belirttikten sonra, Goldberg bu bilgileri de yayınladı. Bu bilgiler arasında saldırıların zamanlaması ve kullanılan silah setleri de yer alıyordu.

Waltz, kapalı kapılar ardında haberin doğruluğunu kabul etti ve Beyaz Saray yetkilileri onun istifa edip etmemesi gerektiğini tartıştı, ancak Waltz istifa talebinde bulunmadı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Trump da o sırada ondan istifasını istemedi, aksine Waltz'a desteğini ifade ederek onu “iyi bir adam” ve “dersini almış” olarak nitelendirdi.

Vekili Alex Wong ise Trump'ın ilk yönetiminde Kuzey Kore özel temsil yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı'nda Doğu Asya ve Pasifik İşleri Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Trump, atamayı duyururken Wong'un Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile zirve görüşmelerinde yardımcı olduğunu söyledi.