Hariri’nin özrü, Lübnan'da krizi derinleştirdi

Hariri dün Avn ile görüştükten sonra özrünü açıkladı. (Dalati ve Nahra)
Hariri dün Avn ile görüştükten sonra özrünü açıkladı. (Dalati ve Nahra)
TT

Hariri’nin özrü, Lübnan'da krizi derinleştirdi

Hariri dün Avn ile görüştükten sonra özrünü açıkladı. (Dalati ve Nahra)
Hariri dün Avn ile görüştükten sonra özrünü açıkladı. (Dalati ve Nahra)

Lübnan’da hükümeti kurmakla görevlendirilen Saad Hariri, geçici başbakanlık görevine devam edemeyeceğine karar vererek özür diledi. Dün akşam el-Cedid kanalına verdiği bir televizyon röportajında, özrünün ‘Mişel Avn ile hükümet kuramamaktan’ kaynaklandığını söyledi. Hariri, bu sözleriyle Cumhurbaşkanının, dokuz aydır hükümetin kurulmasını engelleyen iki durumda ısrar ettiğine, bunların, Avn’ın ‘engellenen üçte bir’ ısrarı ve Özgür Yurtsever Hareketi milletvekillerinin hükümete güvenoyu vermeyi reddetmesi olduğuna işaret etti.
Hariri'nin özrü, Cumhurbaşkanı Avn’ın kendisine "Bir anlaşmaya varamayacağız" demesinin ardından geldi. Lübnan Cumhurbaşkanlığı da Hariri'nin hükümette herhangi bir değişikliği tartışmaya hazır olmadığını söyledi.
Hariri’nin özür dilemesiyle, Lübnan'da hükümet ve yaşam şartları krizlerini tırmandırmaya iten sisli bir siyasi aşamaya ilişkin korkular çoğaldı. Bunun ilk yansımaları, sokaktaki protestolar ve öfke gösterileri arasında dün dolar kurundaki yükseliş ile doların Lübnan tarihinde ilk kez 22 bin liraya ulaşması olarak kendisini gösterdi. Eski başbakanlara yakın kaynaklar, Avn’ın kararlarının Taif Anlaşmasına karşı adeta bir darbe olduğunu ve son krizlerin ülkeyi bilinmeyene sürüklediğini söylediler.
Avn ile görüşmesinin ardından Hariri, “Cumhurbaşkanı ile hükümet meselesiyle ilgili istişarelerimizi gerçekleştirdik. Konuşmalar esnasında Cumhurbaşkanı, benim kadroda önemli olduğunu düşündüğüm bazı şeylerin değişmesini talep etti. Ayrıca güvenoyu ve Hıristiyan vaizlerin atanması ilgili konuları da görüştük. Bu konuda iki tarafında tutumunun değişmediği ve Sayın Cumhurbaşkanımızla anlaşamayacağımız açıktır” dedi.
Öte yandan Lübnan Cumhurbaşkanlığı yaptığı açıklamada, toplantı sırasında Cumhurbaşkanı Avn’ın Hariri’ye, belirlenen kadroya ilişkin görüşlerini sunduğu ve Meclis Başkanı Nebih Berri'nin çabasıyla son dönemde varılan anlaşmaya geri dönmek için bazı değişikliklerin yapılmasını istediği aktarıldı. Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, “Hariri, hükümet kadrosuyla ilgili bir değişikliği tartışmaya hazır değildi. Cumhurbaşkanı Avn’a, önerdiği kadroyu kabul etmeyi düşünmesi için bir gün daha süre vermeyi teklif etti. Cumhurbaşkanı Avn ise, konuşma ve değişiklik yapma kapısı kapalıysa fazladan bir günün ne faydası olacağını sordu. Bu noktada toplantı sona erdi ve Hariri özür dileyerek görevinden ayrıldı” ifadeleri yer aldı.
Cumhurbaşkanlığı, Avn’ın daha önce varılan anlaşmaya bağlı kalınması gerektiğini vurguladığını ifade etti. Ancak Hariri'nin “hükümetin Meclis’ten güvenoyu alabilmesi için bakanlıklardaki herhangi bir değişiklik yapılmasını, mezhep dağılımının göz önünde bulundurulmasını ve bu atamalarla ilgili herhangi bir değişiklik hususunda parlamento bloklarının görüşünün alınmasını kabul etmediğini ve bakanların isimlerini kendisinin seçmesi hususunda ısrar ettiğini” aktardı.
Cumhurbaşkanlığı, “Hariri’nin Cumhurbaşkanı ile anlaşma ilkesini ve isimlerde ve portföylerde herhangi bir değişiklik yapmak için onunla istişare etme fikrini reddetmesi, onun, özür dileme kararının önceden aldığını ve bunu haklı göstermek için sebepler aradığını gösteriyor. Bu olay, Cumhurbaşkanı’nın hükümet kurulması için gösterdiği istekliliğe, Lübnan’daki hassas durum içinde reform yapabilen bir hükümetin oluşturulmasının hızlandırılması gerektiğini düşünmesine rağmen meydana geldi. Cumhurbaşkanı, son birkaç gün içinde Lübnan’ı ziyaret eden tüm bölgesel ve uluslararası delegelere anlattıklarına ve Arap ve yabancı yetkililerle yaptığı yazışmalara bağlı kalmaktadır” açıklamasını yaptı.

Taif Anlaşması vurgusu
Eski başbakanlara yakın kaynaklar Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamalarda, Avn’ın yaptıklarının Taif Anlaşmasına karşı adeta bir darbe olduğunu belirttiler. Kaynaklar, "Avn’ın tüm uygulamaları Taif anlaşmasına karşı bir darbedir çünkü Avn, hükümetin, Cumhurbaşkanı ile Hariri arasında görüş birliği ile kurulmasını öngören anlaşma maddesine aykırı olarak hükümeti kurma kriterlerini kendisi belirliyor” ifadelerini kullandılar.
Kaynaklar, Avn’ın Hariri ile yaptığı konuşmada, "Bir anlaşmaya varamayacağız" demesi üzerinde durdular. Avn’ın bu sözle, Meclis istişarelerinin sonucunu ve parlamentonun konumunu iptal etmeye çalıştığını aktardılar. “Hükümeti kurmak için yapılan onca şeye engel olarak her şeyi iptal etme çalıştı. Ülke, hükümet krizini çözmeye çalışmak yerine bilinmeyene doğru sürükleniyor. Artık dolar için bir tavan fiyat yok” ifadelerini kullandılar.
 İki Hıristiyan bakanın atanmasındaki düğüm, Hariri’yi özür dilemeye sevk eden iki ana sebepten biriydi. Avn ise iki bakanın Hariri tarafından atanmaması konusunda ısrar ediyordu. Avn bu atamalara, hükümetteki bakanların üçte birinden fazlasının Hariri’ye verilmesini engellemek için karşı çıkıyor. Buna Lübnan’da “engellenen üçte bir” deniliyor.
Yeni bir başbakan atanması adına meclis bloklarının bağlayıcı meclis istişarelerine katılmalarını sağlamak için Cumhurbaşkanı'ndan bir davet gerekiyor. Bu da genellikle istişare tarihinden önce siyasi güçler arasındaki fikir birliğine göre yapılıyor.



Ateşkese rağmen… Gazze halkı hem umut hem de şüphe karışımı duygular içinde

 Gazze şehrine dönüş yolculuğu sırasında kucağında çocuğunu taşıyan Filistinli bir kadın (AP)
Gazze şehrine dönüş yolculuğu sırasında kucağında çocuğunu taşıyan Filistinli bir kadın (AP)
TT

Ateşkese rağmen… Gazze halkı hem umut hem de şüphe karışımı duygular içinde

 Gazze şehrine dönüş yolculuğu sırasında kucağında çocuğunu taşıyan Filistinli bir kadın (AP)
Gazze şehrine dönüş yolculuğu sırasında kucağında çocuğunu taşıyan Filistinli bir kadın (AP)

İsrail ordusu dün, Gazze Şeridi'nde ateşkesin yürürlüğe girdiğini ve kuvvetlerinin ilk aşamada kararlaştırılan konuşlanma hatlarına çekildiğini duyururken, iki yıldır hava saldırıları, yerinden edilme ve şehirlerinin yıkımına maruz kalan Gazze Şeridi sakinleri, ihtiyatlı bir umut ve şüphe karışımı hissettiler.

Alman haber ajansı DPA, ateşkes ve gelecekle ilgili ne hissettiklerini öğrenmek için kıyı şeridinde yaşayan üç kişiyle telefon ve WhatsApp üzerinden iletişime geçti.

Deyr el-Balah'lı 42 yaşındaki sokak satıcısı Hamis Osman, “O kadar uzun süredir belirsizlik içinde yaşıyoruz ki, sükunet söylentileri bile bir rüya gibi geliyor” dedi.

Osman, “Çocuklarım bana sürekli bu sefer gerçekten bitti mi, okula geri dönebilecek miyiz, eve gidip patlama sesleri duymadan uyuyabilecek miyiz diye soruyorlar... Onlara ne diyeceğimi bilmiyorum. Yine de umudumuzu kaybetmiyoruz, bizi ayakta tutan tek şey bu” ifadelerini kullandı.

Beş çocuk annesi olan ve şu anda Deyr el-Balah'ta yaşayan 60 yaşındaki Gazzeli İlham ez-Zaanin şunları söyledi: “Bu iki yıl boyunca hayal edebileceğiniz her şeyi gördüm... Katliam ve ölüm gördük, cesetlerle dolu kamyonlar gördük, yıkılmış ve enkaza dönüşmüş evler gördük… İki kardeşimin çocuklarını kaybettim ve Gazze şehrindeki evim artık yok. Artık kalbimizde gerçek bir sevinç yok, ama en azından kan dökülmesi şimdilik durdu.”

Ez-Zaanin, “Savaşın nihayet sona erebileceğini söyleyenleri duyduğumda, sevinçten değil, tamamen yorgunluktan ağladım” dedi.

Şu anda Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki bir kampta kalan, Gazze'nin kuzeyinden gelen 55 yaşındaki öğretmen İsam Herara, “Müzakerelerin Gazze Şeridi'ndeki insanlık dramını gerçekten sona erdireceğini umuyorum. Tek istediğimiz bu... sadece sözde değil, gerçek bir son istiyoruz” şeklinde konuştu.

Herara sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail'in gerçekten çekilip çekilmeyeceğini veya başka bir gücün gelip gelmeyeceğini bilmiyorum. Ancak en önemli husus, insanların güven içinde yaşayabilmesi. Korkularıma rağmen, bu sefer durumun farklı olabileceğine inanmak istiyorum. Her iki taraf da sözünü tutarsa, belki Gazze nihayet yeniden nefes alabilir. Hayalim basit: evime geri dönmek, küçük bir bahçe ekip biçmek ve bir daha asla kaçmak zorunda kalmamak.”


Bağdat, Washington'un yaptırımlarının genişletilmesinden endişe ediyor

Sudani, 8 Ekim 2025'te Petrol Bakanlığı ile Exxon Mobil arasında Bağdat'taki Mecnun sahasının geliştirilmesine ilişkin ön anlaşmanın imzalanması sırasında (Reuters)
Sudani, 8 Ekim 2025'te Petrol Bakanlığı ile Exxon Mobil arasında Bağdat'taki Mecnun sahasının geliştirilmesine ilişkin ön anlaşmanın imzalanması sırasında (Reuters)
TT

Bağdat, Washington'un yaptırımlarının genişletilmesinden endişe ediyor

Sudani, 8 Ekim 2025'te Petrol Bakanlığı ile Exxon Mobil arasında Bağdat'taki Mecnun sahasının geliştirilmesine ilişkin ön anlaşmanın imzalanması sırasında (Reuters)
Sudani, 8 Ekim 2025'te Petrol Bakanlığı ile Exxon Mobil arasında Bağdat'taki Mecnun sahasının geliştirilmesine ilişkin ön anlaşmanın imzalanması sırasında (Reuters)

Washington, Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile bağlantılı bir dizi Iraklı yetkili, iş insanı ve şirketin kara listeye alındığını duyururken, Bağdat ABD yaptırım listesinin genişletilmesinden endişe ediyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı perşembe günü yaptığı açıklamada, Washington'ın Ketaib Hizbullah ve Asaib Ehlil Hak grubunu "ABD yaptırımlarını aşma, silah kaçakçılığı yapma ve Irak içinde yaygın yolsuzluk faaliyetlerinde bulunma" gerekçeleri ile hedef aldığını duyurdu.

Şarku'l Avsat'a konuşan bir Iraklı yetkili, yaptırımların "önümüzdeki dönemde başka kişi ve kuruluşları da kapsayabilecek daha geniş bir dalganın habercisi" olduğunu öne sürdü.

İsminin açıklanmamasını isteyen siyasi yetkili, bu yaptırımların "Trump yönetimi ile Irak hükümeti arasındaki ilişkinin seyrinde olumsuz bir değişime işaret ettiğini" belirterek, bu gelişmenin Bağdat ile Washington arasında yeni bir iş birliği aşamasının başladığı dönemde gerçekleştiğini ifade etti.


Eş Şeybani, “geçmişi geride bırakmak” için Beyrut'ta

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'yi kabul etti (AP)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'yi kabul etti (AP)
TT

Eş Şeybani, “geçmişi geride bırakmak” için Beyrut'ta

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'yi kabul etti (AP)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'yi kabul etti (AP)

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'nin dün Beyrut'a yaptığı ziyaret, Beşşar Esed rejiminin düşüşünden sonra “Lübnan ile yeni bir sayfa açılıyor” iddiasıyla “geçmişi geride bırakıp geleceği inşa etme” yolunun kapısını açtı.

Eş-Şeybani'nin ziyareti, Esed'in düşüşünden sonra bir Suriye yetkilisinin Lübnan'a yaptığı ilk ziyaret. Şeybani ziyaret sırasında, Suriye'deki mevcut yetkililerin “Lübnan'ın egemenliğine” ve “iç işlerine karışmama” ilkesine saygı duyduklarını teyit etti ve “Lübnan ile geçmişin engellerini aşmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Beyrut'taki ziyaret, Lübnan ile ilişkilerde "yeni bir kapı" açan "buzları eriten bir ziyaret" olarak nitelendirildi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ziyarette ekonomik, güvenlik ve yargı konuları ele alındı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Lübnan-Suriye Yüksek Konseyi'nin askıya alınmasının ardından, Şam ve Beyrut'taki büyükelçilikler aracılığıyla tüm konuları takip etmek üzere Lübnan'a yeni bir Suriye büyükelçisi atanmasını talep etti.