İran, Ahvaz’daki protestoların ülke çapına yayılmasından endişe ediyor

Arap göstericiler ile güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. İran Parlamentosu’ndan bir milletvekili, su transferi projesinde İran Devrim Muhafızları’nın rolüne dikkat çekti.

Süsengird kenti pazartesi günü, nehirlerin kurumasına karşı düzenlenen bir protesto yürüyüşüne sahne oldu.
Süsengird kenti pazartesi günü, nehirlerin kurumasına karşı düzenlenen bir protesto yürüyüşüne sahne oldu.
TT

İran, Ahvaz’daki protestoların ülke çapına yayılmasından endişe ediyor

Süsengird kenti pazartesi günü, nehirlerin kurumasına karşı düzenlenen bir protesto yürüyüşüne sahne oldu.
Süsengird kenti pazartesi günü, nehirlerin kurumasına karşı düzenlenen bir protesto yürüyüşüne sahne oldu.

İran'ın güneybatısındaki Ahvaz’da nehir suyunun yönünün değiştirilmesi ve sulak alanların kurutulmasına karşı düzenlenen gösterilerin, cumhurbaşkanı seçilen İbrahim Reisi'nin göreve başlamasına iki hafta kala ülke genelinde halk protestolarının patlak vermesine yol açacağı konusunda uyarı yapıldı.
İran’da dün, Ahvaz'daki hareketle dayanışma amacıyla şehir merkezindeki meydanlarda protesto gösterileri düzenlenmesi çağrıları yayıldı. Sosyal medyada paylaşılan videolarda İranlıların başkent Tahran'ın batısındaki en büyük ikinci bölge olan Sadıkiye istasyonunda "Velayet-i fakih'e ölüm" ve "İslam Cumhuriyeti'ne ölüm" sloganları atıldığı görüldü. Azerilerin çoğunlukta olduğu kuzeybatı illerinde de güneydeki Arap şehirleriyle dayanışmak için Türkçe afişler asıldı.
Söz konusu olaylar, Ahvaz şehrinin merkezine kadar ilerleyen protestoların beşinci gecesinden sonra yaşandı. Eyaletin merkez bölgelerine ulaşmaya çalışan protestocular, İran rejiminin politikalarını kınayarak, “Canımız ve kanımız Ahvaz'a feda olsun" sloganları attılar. Sosyal ağlar üzerinden paylaşılan bir dizi videoda, Ahvaz şehrinin bazı bölgelerinde duyulan silah seslerinin yanı sıra protestocularla polis arasındaki çatışmalarda göz yaşartıcı gaz kullanıldığı görüldü.
Yerel raporlara göre yetkililer, çeşitli alanlarda interneti kesti.
Ahvaz'ın batısındaki Süsengird kenti pazartesi günü çalkantılı bir geceye tanık oldu. Binlerce kişi şehir merkezine inerek valilik binasının önünde oturma eylemi düzenledi. Protestocular, valinin istifasını talep eden sloganların attılar. Ayrıca ‘Kilidi aç, mahkumlarımızı bırak’ ‘Yerinden edilmeye hayır’ ve ‘Zillete teslim olmayız’ şeklinde sloganlar atarak halk şarkıları söylediler. Protestolara kalabalık feminist grupların da katıldığı dikkat çekti. 
Pazar gecesi kentte konuşlanan ve protestoculara ateş açan özel kuvvetlerin, valilikte ve tüm ülkede yetkililerin aşırı güç kullanımına sert bir şekilde tepki gösterilern protestoların ardından çekilmesi dikkat çekti. Dört gece boyunca düzenlenen protestolarda herhangi bir güvenlik ihlali kaydedilmedi. Arap kabilelerinin ileri gelenleri protestoculardan gösterileri barışçıl olarak sürdürmelerini ve kamu mallarını korumalarını istedi.  
Özel çevik kuvvetler, Tahran ve diğer illerden bazı birimlerini 2019 Kasım ayının ortalarında benzin protestolarının başladığı, Arapların çoğunlukta olduğu Huzistan (Ahvaz) kentine takviye etti.
Ahvaz’ın güneyindeki Ramiz ve el-Halfiye şehirleri, protestoların patlak vermesinin ikinci günü ilk ölümü kaydeden Şadgan şehrine katıldı. Aktivistler öldürülen 26 yaşındaki aktivist Mustafa Naimavi’nin güvenlik güçleri tarafından vurulduğu bildirildi. Yetkililer ise "anarşistler" olarak tanımladıkları kişileri ateş açmakla suçladılar.
Ahvaz'ın kuzeyinde Karun Nehri'ne komşu olan Şuşter ve Dezful kentleri de yakınlarındaki Şuş şehri ve köylerine yayılan protestolara katıldı. Bölgedeki en dikkat çekici olay, İran toprakları ile Irak sınırları ve limanları arasındaki ana ulaşım yolunun kesilmesiydi.
Ahvaz’daki aktivistler dün, yetkililerin protestoların meydana geldiği bölgelerde tutuklamaları sürdürdüğünü belirtti. Gözaltına alınanların sayısı hakkında herhangi bir veri yayınlanmazken, İran İnsan Hakları Aktivistleri Ajansı (HRANA), tutuklulardan 18'inin kimliğinin doğrulandığını bildirdi.
İran Parlamentosu’ndaki eyalet temsilcileri, protestoların patlak vermesinin ardından nehirleri kurutma politikasına ve Ahvaz’daki suyu diğer merkezlere taşımaya yönelik Beheştabad (Çiçek Açan Cennet) projesine tepki gösterdi. 
Güneydeki nehirlerin kurutulmasına ilişkin tartışmalar sürerken, İsfahan kentinden milletvekili Hüseyin Mirzayi, İran Devrim Muhafızları’nın nehirleri İran’ın iç kesimlerine yönlendirmek amacıyla dev tüneller inşa etmek için Beheştabad projesinin uygulanmasında oynadığı role dikkat çekti.  
Devrim Muhafızları’na bağlı Fars haber ajansı dün Mirzayi'nin Beheştabad projesinin teknik sorununun Devrim Muhafızları'nın ekonomik kolu olan Hatemu’l Enbiya grubu tarafından çözüldüğünü söylediğini aktardı. Mirzayi, “Çevre sorunları, sızıntı ve kaynakların kuruması olasılığı nedeniyle projenin uygulanamaz olduğu, bu nedenle BM Çevre Örgütü'nün buna izin vermediği belirtildi” dedi.
İran parlamentosunda Abadan şehri milletvekili Celil Muhtar geçtiğimiz perşembe Fars haber ajansına verdiği demeçte Huzistan eyaletinden su transferi projesi için çevre izninin yasal prosedürlere aykırı olarak gizlice verildiğini söyledi. 
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Ahvaz protestolarının bastırılması konusunda sessiz kalmaya devam ederken muhafazakar çevreler petrol zengini eyalette kötüleşen koşullar nedeniyle yönetimi eleştirdi. 
Eski reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, protestocuların öldürülmesi ve yaralanmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Hatemi açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"İnsanlar gerçekten üzgün ve olanları protesto ediyorlar. Barışçıl protesto, insanlar ve vatandaşlar için onaylanmış bir haktır. Kaos ve şiddetle karşı karşıya kalma bahanesiyle halkın protestolarına silah ve mermi ile müdahale hakkı yoktur.”
Huzistan'ın İran ekonomisinin, siyasetinin, kültürünün ve medeniyetinin kalbi olduğunu belirten Hatemi, İran ile Irak arasındaki Birinci Körfez Savaşı sonucunda eyaletin "büyük maliyetler" ödemek zorunda kaldığını hatırlattı.
Hatemi ayrıca güney bölgesinin çevre konusunda büyük sorunlardan ve basit yaşam olanaklarına erişimden muzdarip olduğuna dikkat çekerek "Şehrin içinden bereketli nehirler aktığı halde bölge halkı ve özellikle yoksul kesimleri içme suyuna ulaşamıyor. Bu bir talihsizlik ve utanç verici bir durumdur” dedi.
Bölge halkının toz ve kum fırtınalarından muzdarip olduğunu, yaz sıcağında ciddi bir su ve elektrik kesintisinin sorunları daha da ağırlaştırdığını belirten Hatemi, görev yaptığı dönemi savunarak şu an Ahvaz halkından özür dilenmesi gerektiğini vurguladığı  açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
 “Bu, kolay kolay üstesinden gelinemeyecek bir sorun. Şüphesiz, önceki ve şimdiki tüm hükümetler ve çeşitli düzeylerdeki yetkililer sorumluluk almalı, halktan özür dilemeli ve sorunların çözümü için çalışmalıdır. Kısa ve uzun vadede sorunları çözmek için geçmişte iyi kararlar aldığımı hatırlıyorum."
İran’ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad da protestoların bastırılmasını eleştirerek protestocularla dayanışma içinde olduğunu duyurdu. Arapların çoğunlukta olduğu kenti etkileyen sorunların iki nedenden kaynaklandığını belirten Ahmedinejad bunlardan ilkinin  80’li yıllarda Irak ile savaşın ardından zarar gören altyapı sorunları olduğunu vurguladı. Karun Nehri'nin batısının 16 yıl boyunca yatırım ve ekonomik faaliyetlerden mahrum bırakıldığına işaret etti. 
Ahmedinejad, eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani döneminde İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin, yeni bir savaş çıkması korkusuyla bölgenin kalkınmasını ve yeniden inşasını engelleyen bir kararına atıfta bulunarak, “Diyelim ki bir savaş ihtimali var; vatanımızın bir kısmını ve halkımızı terk edebilir miyiz?” diye sordu.
Ahmedinejad bu sözleriyle Karun'un batısındaki  Muhammara şehri, Cuffeyr bölgesi, eş-Şelamce ve Hur’ul Azim'deki sınır köylerinin çevresine atıfta bulundu. Bu bölgelerin tamamında mayınların yerleştirilmesi ve İran petrol şirketlerinin son yıllarda bölgeyi kontrol altına alması nedeniyle neredeyse nüfusun çoğu artık bulunmuyor. 
Ahmedinejad, ikinci sorunun ise su yönetiminden kaynaklandığını söyledi. Eski İran Cumhurbaşkanı pazartesi günü internet üzerinden yayınlanan açıklamasında şu ifadeleriş kullandı:
“Kuraklığa rağmen su var. Huzistan'ın barajlarında su bulunuyor. Tarım mevsiminde insanların suyunu kesip barajların arkasında depoluyorlar. Şiddetli yağışlı mevsimlerde ise nehirlerin kapasitesinden daha fazla baraj açmak zorunda kalıyorlar.”
 Güneydeki eyalette yaşanan su ve elektrik sorununun yönetim reformu yapılmadan çözülemeyeceğini belirten Ahmedinejad, "Sıcaklık 50 dereceye ulaşırken insanların su ve elektrik olmadan evlerinde durmasını nasıl bekleyebiliriz?" diye sordu. Ayrıca, rejimdeki üst düzey yetkilileri, halkı kötüleyen, sorunları çarpıtmak için çalışan yozlaşmış güvenlik çetesi yerine ‘güvenilir kişilerin’ sesini dinlemeye çağırdı.
 İran'ın eski Veliaht Prensi Rıza Pehlevi de İran askerlerine ve polis güçlerine bir video ile mesaj göndererek “İran askerleri olarak asli göreviniz halkı savunmak ve muhafaza etmektir” dedi.



İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

TT

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu Gazze'de genişletilmiş operasyonun başladığını duyurdu ve şehir sakinlerini güneye gitmeye çağırdı.

Bir İsrail askeri yetkilisi bugün, ordunun Gazze şehrini kontrol altına almak için başlattığı operasyonda ‘ana’ harekâta başladığını belirterek, kara kuvvetlerinin şehrin derinliklerine ve merkezine doğru ilerlediğini kaydetti.

Ordunun Hamas'ı yenmek için gerekli olduğu sürece operasyonlara devam etmeye hazır olduğunu ifade eden yetkili, Hamas mensuplarının sayısının ‘2 bin ila 3 bin arasında’ olduğunun tahmin edildiğini belirtti.

Yetkili, “Ordu, Gazze şehrinde hızlı ama güvenli bir şekilde operasyonlar yürütmeyi planlıyor ve rehinelerin ve sivillerin güvenliğini öncelikli tutuyor... İsrail, nüfusun yaklaşık yüzde 40'ının şimdiden Gazze Şeridi'nin güneyine göç ettiği şehirdeki güçlerini kademeli olarak artıracak ve insani yardım çabalarını genişletecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bu sabah X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, kuzey Gazze'yi hedef alan ve en az 20 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan şiddetli hava saldırılarının ardından İsrail operasyonunun genişletileceğini duyurdu.

İsrail, Gazze'de askeri operasyon hazırlıkları kapsamında geçtiğimiz ay Gazze şehri sakinlerine tahliye çağrısı yapmıştı. Ancak birçok kişi Gazze'nin güneyindeki aşırı kalabalık ve yüksek ulaşım maliyetleri nedeniyle şehirden ayrılamadıklarını söyledi.

Adraee’nin X platformundaki paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “Gazze sakinleri… İsrail Savunma Kuvvetleri Gazze şehrindeki Hamas altyapısını yok etmeye başladı. Gazze şehri tehlikeli bir savaş bölgesi ve bu bölgede kalmak sizi tehlikeye atıyor. Er-Reşid Caddesi üzerinden Gazze Vadisi'nin güneyindeki bölgelere araçla veya yürüyerek mümkün olan en kısa sürede gidin. Güvenliğinizi ve sevdiklerinizin güvenliğini sağlamak için, şehri terk eden bölge sakinlerinin yüzde 40'ından fazlasına katılın.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün Gazze şehrinde ‘yoğun bir operasyonun’ başladığını duyurdu. Şehri kontrol altına almak için kara harekâtı başlattığını açıklayan İsrail ordusu, şehir sakinlerine ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sakinlere ‘mümkün olduğunca çabuk’ güneye gitmeleri konusunda uyarıda bulundu.

İsrailli bir askeri yetkili kara operasyonunun ana aşamasının başladığını bildirirken, İsrail medyası ordudan aldığı bilgiye dayanarak 162. ve 98. tümenlerin Gazze şehrinin batı kesiminde operasyon yürüttüğünü bildirdi.

İki İsrailli yetkili daha önce CNN'e yaptıkları açıklamada, ordunun Gazze şehrine kara harekâtı başlattığını doğrulamıştı. CNN, yetkililerden birinin Gazze şehrindeki kara operasyonunun başlangıçta ‘kademeli’ olacağını söylediğini aktardı.

‘Gazze yanıyor’

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Filistin topraklarına yönelik yoğun hava saldırılarının ardından bugün yaptığı açıklamada, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi.

Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, Gazze şehri bu sabah erken saatlerde İsrail'in yoğun bombardımanına maruz kaldı. Bu olay, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Yahudi devletine ABD'nin ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmek için İsrail'i ziyaret etmesinden bir gün sonra meydana geldi.

The Jerusalem Post'a göre, Gazze şehrine yönelik hava saldırılarının haftalarca sürmesi ve çok katlı yüksek binaların yıkılmasıyla birlikte, İsrail ordusu daha geniş çaplı bir kara harekâtı için dönüm noktasına ulaşmış görünüyor.

Dün erken saatlerde tahmini 300 bin Gazze sakini Gazze şehrinden güneye kaçmak zorunda kaldı, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kaldı.

İsrail ordusu, Refah'ta olduğu gibi, İsrail kara kuvvetleri şehre ilerlemeye başladığında Gazze'deki sivillerin çoğunun kaçacağını umuyordu.


İsrail ordusu Gazze şehrine kara harekâtı başlattı ve bölge sakinlerine güneye doğru gitme talimatı verdi

Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)
TT

İsrail ordusu Gazze şehrine kara harekâtı başlattı ve bölge sakinlerine güneye doğru gitme talimatı verdi

Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün Gazze şehrinde ‘yoğun bir operasyonun’ başladığını duyurdu. Şehri kontrol altına almak için kara harekâtı başlattığını açıklayan İsrail ordusu, şehir sakinlerine ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sakinlere ‘mümkün olduğunca çabuk’ güneye gitmeleri konusunda uyarıda bulundu.

İsrailli bir askeri yetkili kara operasyonunun ana aşamasının başladığını bildirirken, İsrail medyası ordudan aldığı bilgiye dayanarak 162. ve 98. tümenlerin Gazze şehrinin batı kesiminde operasyon yürüttüğünü bildirdi.

İki İsrailli yetkili daha önce CNN'e yaptıkları açıklamada, ordunun Gazze şehrine kara harekâtı başlattığını doğrulamıştı. CNN, yetkililerden birinin Gazze şehrindeki kara operasyonunun başlangıçta ‘kademeli’ olacağını söylediğini aktardı.

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, Gazze şehri bu sabah erken saatlerde İsrail'in yoğun bombardımanına maruz kaldı. Bu olay, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Yahudi devletine ABD'nin ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmek için İsrail'i ziyaret etmesinden bir gün sonra meydana geldi.

Filistin devlet televizyonu, şafak vakti itibarıyla İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 38 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

fvgt
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail'in kara ve hava operasyonları sırasında yıkılan binaların üzerinden uçan İsrail füzeleri (AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail ordusuna ait tankların yaklaşık iki yıldır Gazze'nin kuzeyinde görülmemiş bir savaş sahnesinde şehrin merkezine girdiğini bildirdi.

The Jerusalem Post'a göre, Gazze şehrine yönelik hava saldırılarının haftalarca sürmesi ve çok katlı yüksek binaların yıkılmasıyla birlikte, İsrail ordusu daha geniş çaplı bir kara harekâtı için dönüm noktasına ulaşmış görünüyor.

dffr
Sahil yolunu takip ederek Gazze'nin kuzeyinden güneye doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AP)

Dün erken saatlerde tahmini 300 bin Gazze sakini Gazze şehrinden güneye kaçmak zorunda kaldı, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kaldı.

İsrail ordusu, Refah'ta olduğu gibi, İsrail kara kuvvetleri şehre ilerlemeye başladığında Gazze'deki sivillerin çoğunun kaçacağını umuyordu.

Güvenlik muhalefeti

Şarku’l Avsat’ın The Jerusalem Post’tan aktardığına göre, Gazze şehrinin işgali, İsrail savunma kurumları içinde de tartışma yaratıyor. İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir de dahil olmak üzere çoğu güvenlik yetkilisi bu harekete karşı çıkıyor.

vfd
Gazze sınırının İsrail tarafında bulunan tanklar (Reuters)

Ancak Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun işgale devam etme emrini vermesinin ardından istifa etmeyi reddetti. Gazeteye göre Zamir bu kararını, saldırının şiddetini ve İsrailli rehineler, İsrailli askerler ve Filistinli siviller üzerindeki etkisini hafifletme kabiliyetiyle gerekçelendirdi.

Netanyahu, Gazze şehrinin işgalinin Hamas'a son iki yılda uğradığı ağır yenilgilerden daha büyük bir yenilgi yaşatacağını belirtti.

Ağır bombardıman

Şehrin sakinlerinden Ahmed Gazal, AFP'ye yaptığı açıklamada, “Gazze şehrine yönelik yoğun ve sürekli bombardıman var ve tehlike artıyor… Bu sabah erken saatlerde yeri sarsan korkunç bir patlama duyduk. İsrail ordusu, birçok ailenin evlerinin bulunduğu bir binayı hedef aldı. Yıkılan evlerin çoğunda insanlar yaşıyordu. Çok sayıda vatandaş enkaz altında kaldı” ifadelerini kullandı.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal ise Gazze şehrine yönelik yoğun bombardımanın devam ettiğini; ölü ve yaralı sayısının arttığını bildirdi. Bugün şafak vakti İsrail uçaklarının eş-Şeva Meydanı yakınlarındaki bir yerleşim bölgesini hedef alması sonucu enkaz altında ölü, yaralı ve kayıplar olduğunu ifade eden Basal, saldırıyı ‘büyük bir katliam’ olarak nitelendirdi.

‘Gazze yanıyor’

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Filistin topraklarına yönelik yoğun hava saldırılarının ardından bugün yaptığı açıklamada, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi.

Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

vfd
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Tel Aviv'den ayrılırken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. (AFP)

Bu gerginlik, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun İsrail'i ziyaretinden bir gün sonra ortaya çıktı. Bakan, ziyaretinde, Amerika'nın İsrail'in Gazze'deki hedeflerine ulaşması için sarsılmaz desteğini sürdüreceğini taahhüt ederek, Hamas'ın ortadan kaldırılması çağrısında bulundu.

Rubio, İsrail'in saldırısının ardından Washington'un Doha'ya desteğini göstermek için bugün Katar'ı ziyaret edecek.

Geçtiğimiz hafta İsrail, Katar'daki Hamas liderlerinin kaldığı binaya hava saldırısı düzenleyerek Ortadoğu'nun çeşitli bölgelerine yayılan askeri operasyonlarını genişletti. 9 Eylül'de Doha'ya düzenlenen saldırıda, Hamas liderlerinden Halil el-Hayye'nin oğlu ve Katarlı bir güvenlik yetkilisi dahil altı kişi yaşamını yitirdi.

dfv
Gazze Şeridi sınırında ilerleyen İsrail zırhlı personel taşıyıcısı, 16 Eylül 2025 (Reuters)

Trump rehinelerin serbest bırakılmasını istiyor... Aileler Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

ABD Başkanı Donald Trump da Truth Social platformu üzerinden yaptığı bir paylaşımda, rehinelerin karşı karşıya olduğu tehlikeyi kabul etti.

Trump dün Truth Social platformu üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle dedi: “Hamas'ın rehineleri İsrail'in kara saldırısına karşı canlı kalkan olarak kullanmak için bölgeden uzaklaştırdığına dair bir haber okudum. Umarım Hamas liderleri böyle bir şey yaparlarsa neyle karşı karşıya kalacaklarını anlarlar. Bu, daha önce çok az kişinin tanık olduğu bir insani zulüm. Bunun olmasına izin vermeyin, yoksa her şey biter. Tüm rehineleri hemen serbest bırakın!”

(Truth Social gönderisi)

Öte yandan Rehine ve Kayıp Aileleri Forumu, dün gece geç saatlerde yayınladığı açıklamada, Gazze şehrinde askeri operasyonların yoğunlaştırılması kararını eleştirdi.

Açıklamada, “Teröristler tarafından 710 gece esaret altında tutulan rehineler için bu gece son gece olabilir… Onların cesetlerini bulup onurlu bir şekilde defnetmek için son şansımız olabilir” denildi.

vfdb
İsrailli rehine Matan Zangauker'in annesi Einav Zangauker, İsrail Başbakanı’nın konutunun önünde rehinelerin derhal serbest bırakılmasını talep eden bir protesto eyleminde diğer rehinelerin aileleriyle birlikte oturuyor. (Reuters)

Açıklamanın devamında, “Başbakan Binyamin Netanyahu, rehinelerin kaderinden kişisel olarak sorumlu. Bu çok açık” ifadeleri yer aldı.

Forum ayrıca, Einav Zangauker, Ophir Braslavsky ve Anat Angrist dahil olmak üzere rehinelerin ailelerinin Kudüs'teki Başbakanlık Konutu’na gittiğini bildirdi.


BM, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısını kınadı: Uluslararası hukukun şok edici ihlali

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
TT

BM, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısını kınadı: Uluslararası hukukun şok edici ihlali

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in geçtiğimiz hafta Katar'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısının bölgesel barış ve istikrarı tehdit ettiğini belirterek, ‘yargısız infazların sorumlularının hesap vermesi’ gerektiğini vurguladı.

Volker Türk, BM İnsan Hakları Konseyi'nde saldırıyla ilgili oturumun açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İsrail'in 9 Eylül'de Doha'daki müzakerecilere yönelik saldırısı, uluslararası hukukun şok edici bir ihlali, bölgesel barış ve istikrara yönelik bir saldırı ve dünya çapındaki arabuluculuk ve müzakere süreçlerinin bütünlüğüne yönelik bir darbedir.”

Katar, BM İnsan Hakları Konseyi'nden Doha'ya yönelik bombardıman için İsrail'i sorumlu tutmak üzere adımlar atmasını istedi.

Diğer yandan dün düzenlenen Doha Zirvesi’nde liderler, Katar devletine, güvenliğine, istikrarına, egemenliğine ve vatandaşlarının emniyetine koşulsuz desteklerini yinelediler. İsrail'in, Katar'ın egemenliğine açık bir ihlal, uluslararası hukuka bariz bir aykırılık ve bölgesel barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit olarak gördükleri acımasız saldırısını kınayarak, Katar ile birlik içinde olduklarını ifade ettiler.

Doha'da düzenlenen olağanüstü Arap Birliği - İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi, tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı eylemi olan İsrail'in hain saldırısına karşı Katar ile dayanışmayı vurguladı. Ayrıca Katar'ın, BM Şartı hükümlerine uygun olarak, güvenliğini, egemenliğini, istikrarını ve vatandaşlarının emniyetini sağlamak için bu saldırganlığa yanıt vermek üzere atacağı tüm adım ve önlemlerde yanında olunacağı taahhüt edildi.

Nihai bildiride, Gazze Şeridi'nde ateşkesi sağlamak, savaşı sona erdirmek ve rehineleri serbest bırakmak için kilit arabulucu rolünü üstlenen Katar'ı hedef almanın, tehlikeli bir adım ve barışı yeniden tesis etmek için yapılan diplomatik çabalara yönelik bir saldırı olduğu belirtildi. Bildiride, “tarafsız bir arabuluculuk merkezine yönelik bu tür bir saldırganlık, Katar devletinin egemenliğini ihlal etmekle kalmayıp, uluslararası arabuluculuk ve barış sağlama çabalarını da baltalamaktadır ve bunun tüm sorumluluğu İsrail'e aittir” vurgusu yapıldı.