Tunus: Nahda’da parti içi muhalefet harekete geçti

Gannuşi destekçilerinin ayaklanabileceği gerekçesiyle Meclis binasının girişi yakınlarında alınan sıkı güvenlik önlemleri sürüyor (AFP)
Gannuşi destekçilerinin ayaklanabileceği gerekçesiyle Meclis binasının girişi yakınlarında alınan sıkı güvenlik önlemleri sürüyor (AFP)
TT

Tunus: Nahda’da parti içi muhalefet harekete geçti

Gannuşi destekçilerinin ayaklanabileceği gerekçesiyle Meclis binasının girişi yakınlarında alınan sıkı güvenlik önlemleri sürüyor (AFP)
Gannuşi destekçilerinin ayaklanabileceği gerekçesiyle Meclis binasının girişi yakınlarında alınan sıkı güvenlik önlemleri sürüyor (AFP)

Tunus Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) yetkilileri Tunus’un yeni başbakanı ve ekibinin önümüzdeki Salı veya Çarşamba günü (3 ya da 4 Ağustos’ta) duyurulabileceğini belirtiyorlar.
UGTT’nin genişletilmiş ulusal liderliği bir toplantı düzenleyecek. Toplantıda şu maddeleri içeren sivil toplum adına Cumhurbaşkanı Kays Said'e sunulacak ve bir yol haritası taslağı tartışılacak:
-Ağırlıklı olarak başta Nahda Hareketi Genel Başkanı Raşid Gannuşi'nin Meclis Başkanlığı görevinden çekilmesi.
-Nahda da dahil olmak üzere ‘partilerin önde gelen isimlerinin’ yeni hükümette yer almaması ve bu isimlerin istifa etmesi

Nahda’nın gençlik kanadından kriz masası çağrısı
Bu bağlamda Nahda Hareketi’nden Ulusal Gençlik Konseyi üyesi yaklaşık 130 kişi, ülkedeki siyasi krizin çözülmesi için partinin ana kadrosunda değişiklik yapılması ve değişiklikleri takip eden bir ‘kriz masası’ oluşturulması çağrısında bulundu. Konsey ayrıca mevcut krize ve ülkedeki demokratik sürecin aksamasına neden olan siyasi hatalardan sorumlu liderlerin siyasetten çekilmesini talep ediyor.
Nahda Hareketi Merkez Yürütme Ofisi üyesi ve Parti Gençlik Kolları Başkanı Raşid el-Kehlani, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘25 Temmuz depreminden sonra’ devlet içinde derin siyasi anlaşmazlıkların ortaya çıktığını vurguladı. Ancak Kehlani, partinin ana kadrosunun tümüyle değiştirilmesini talep edenlerin ‘azınlık’ olduğunu belirtirken ‘çoğunluk’, bugün ‘özgürlükler savaşının’ yürütülmesi ve ‘yönetim kadrosunda kısmi bir değişiklik yapılmasına ve gençlere, deneyim ve yetkinliğe sahip olanlara daha açık olmaya’ öncelik verilmesiyle birlikte seçilmiş kurumların ve meclisin yeniden çalışmalarına başlaması çağrısında bulunuyor.
Kehlani’ye göre Ulusal Gençlik Konseyi’nin şiddete çağıran provokasyonlara ve anti-demokratik darbeci adımlara karşı Gannuşi’nin gözetiminde bir mekanizma oluşturulması talebi var. Kehlani, ‘kaos ve şiddet çağrılarına ve demokratik kazanımlara ve meclis dahil olmak üzere seçilmiş kurumlara karşı darbe yapılmasına karşı’ mücadele etmek için Nahda Hareketi’nin idaresinin emanet edileceği bir “Kurtuluş Liderliği”  veya “Ulusal Kurtuluş Konseyi” oluşturulmasını talep eden bir öneride bulunduğunu açıkladı.

Nahda’da parti içi muhalefet Gannuşi’ye kızgın
Öte yandan beş yıldır parti içindeki muhaliflere liderlik eden eski Sağlık Bakanı ve Nahda Hareketi Başkan Yardımcısı Abdullatif el-Mekki, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, Nahda Hareketi Başkanı Gannuşi ve Ulusal Yürütme Ofisi'nin performansına kızgın olanların yüzdesinin “25 Temmuz kararlarından” sonra ikiye katlandığını söyledi. Mekki, Nahda yönetimini siyasi hatalarının, durumu yanlış hesaplamasının ve hareketin popülaritesini azaltan, kültürel ve siyasi yönünü zayıflatan ittifaklara ve kararlara verdiği desteğin sorumluluğunu almaya çağırdı.
Bu arada Nahda Hareketi yönetimi, dün akşam geç saatlerde düzenlenen partinin en yüksek otoritesi olan Şura Konseyi’nin acil toplantısında “anayasal darbeye” yönelik net kararlar almak ve ‘geçiş sürecinin’ bir aya indirilmesini, parlamento ve belediye meclisleri de dahil olmak üzere seçilmiş kurumların ‘normal koşullarda ve mümkün olan en kısa sürede’ çalışmalarına devam etmelerini talep eden ulusal ve uluslararası tepkilerle etkileşime geçmek için iki konferansın açılışını yaptı.
Partinin önde gelen isimleri, ‘bölünmeyi artırabileceği ve geçen yıl ortaya çıkan derin anlaşmazlıkları yeniden ortaya çıkartabileceği’ endişesiyle söz konusu toplantının ertelenmesi çağrısında bulunmuştu. Eski bakanlar Samir Dilou ve Abdullatif el-Mekki’nin liderliğinde yaklaşık 100 öncü isim, parti yönetimini değiştirilmesi ve geçtiğimiz yıl yapılması planlanan, fakat yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bu yılın sonuna ertelenen kurultayda Gannuşi'den yeniden parti başkanlığına aday olmayacağına dair söz alınması yönünde imza verdiler.
Bunun yanı sıra Nahda Hareketi gençlik kollarının çatı örgütü olan Ulusal Gençlik Konseyi, birçok öneriyi görüşmek üzere dün bir araya geldi. Konsey, ortak bir kararla ‘parti yönetiminin yenilenmesi, gençlerin yönetime dahil edilmesi ve Cumhurbaşkanı Said, sivil toplum, UGTT ve sivil toplumun tüm bileşenleri ile diyalog ve ortaklık kapısının açılması’ çağrısında bulunuldu.

ABD Tunus’ta uzlaşı konusunda iyimser
Bu arada ABD'nin başkenti Washington'da bulunan İslam ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi adlı düşünce kuruluşunun kurucu başkanı Rıdvan Masmudi, dün Washington'daki ofisinden Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Tunus'taki krizin, birçok nedenden ötürü kısa bir süre sonra sona ereceği konusundaki iyimserliğini dile getirdi. Masmuri, bu nedenlerin arasında ABD Dışişleri Bakanı ve yardımcılarının açıklamalarının yanı sıra ABD Kongresi'nin 20 üyesi tarafından yayınlanan bildirgede (Cumhurbaşkanı Said’in kararlarına) karşı tutumlarının yer aldığını belirtti.

Kays Said: Diktatör olmayacağım
Diğer yandan Cumhurbaşkanı Kays Said, ABD merkezli New York Times (NYT) gazetesi muhabirlerini kabul etti. NYT muhabirlerine Cumhurbaşkanlığı’nın resmi internet sitesinde yayınlanan bir video konuşmasında aldığı kararları anlatan Said, bu kararların bir ‘diktatörlük ve bireysel yönetim darbesi veya kalkışması’ olduğu yönündeki iddiaları reddetti.
Said’in NYT muhabirlerine yaptığı açıklamaların öncesinde, NYT başta dahil olmak üzere Amerikan basın kuruluşları, Said’in kararlarına muhalif çok sayıda haber ve Raşid Gannuşi’nin bir makalesi de dahil olmak üzere konuya ilişkin kaleme alınan uzun makaleler yayınlanmıştı.
Tartışmalı bir isim olan Tunuslu akademisyen ve yazar Olfa Youssef başta olmak üzere önde gelen 30 aydın ve laik politikacı, ulusal ve uluslararası kamuoyuna açık bir mektup yayınladılar. Cumhurbaşkanı Said'in aldığı kararları desteklediklerini açıkladıkları mektupta, ‘siyasal İslam ve yolsuzluğun sembol isimleriyle diyaloga ve uzlaşıya dönüş senaryosuna’ karşı uyardılar.
Mektupta, siyasi kotalara ve partilerin çıkarlarına hizmet etmeye dayanan siyasi sistemin eklemlerinin çoğunda yolsuzluk yapıldığına ve kamu parasının yağmalandığına dikkat çekilirken halkın ve ülkenin çıkarları hiçe sayılarak nüfuzlu lobilere hizmet edilmesinin ve devletin işleyiş çarklarının bozulmasının ve parçalanmasının sebebinin bu olduğu vurgulandı.
Mektupta ayrıca, meclisin artık yasama işlevini yerine getirmediği, özellikle kadınlara karşı yapılanlar başta olmak üzere çeşitli kavgalarla bir çeşit şiddet arenası haline geldiği, Meclis Başkanlığı’nın da halkın çıkarına hizmet etmek yerine, Nahda Hareketi'nin gündemlerinin uygulanmasında Meclis Başkanı’nın çıkarına hizmet ettiği belirtildi.



Gazeteciler, Gazze'deki meslektaşlarıyla dayanışma amacıyla Londra'da gösteri düzenledi

Londra'da dün Gazze'de öldürülen gazetecileri anmak için düzenlenen gösteride protestocular pankartlar ve bayraklar taşıdı (Reuters)
Londra'da dün Gazze'de öldürülen gazetecileri anmak için düzenlenen gösteride protestocular pankartlar ve bayraklar taşıdı (Reuters)
TT

Gazeteciler, Gazze'deki meslektaşlarıyla dayanışma amacıyla Londra'da gösteri düzenledi

Londra'da dün Gazze'de öldürülen gazetecileri anmak için düzenlenen gösteride protestocular pankartlar ve bayraklar taşıdı (Reuters)
Londra'da dün Gazze'de öldürülen gazetecileri anmak için düzenlenen gösteride protestocular pankartlar ve bayraklar taşıdı (Reuters)

Gazeteciler, bu hafta başında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Nasır Hastanesi'ne düzenlediği saldırıda 5 gazetecinin hayatını kaybetmesinin ardından, dün Londra'nın merkezinde Gazze'deki meslektaşlarıyla dayanışma gösterisi düzenledi.

İngiliz Ulusal Gazeteciler Sendikası üyeleri, Başbakan Keir Starmer'in Downing Street'teki ofisi ve konutunun önünde toplanarak, hesap sorulmasını ve medya çalışanlarını korumak için İngilizlerin önlemlerini yoğunlaştırmasını talep eden bir mektup teslim ettiler.

Gazeteciler, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırıları ve İsrail ordusunun müdahalesinden bu yana Gazze'de öldürüldüğü basın gözlemcileri tarafından belirlenen 200'den fazla gazetecinin isimlerini yüksek sesle okuyarak protesto düzenlediler.

frvgfr
Londra'da dün düzenlenen protestoda gazeteciler, öldürülen Filistinli gazetecilerin isimlerinin yazılı olduğu pankartlar taşıyor (Reuters)

Pazartesi günü Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlenen saldırılarda, Al Jazeera, Associated Press, Reuters ve diğer medya kuruluşlarında çalışan 5 gazeteci de dahil olmak üzere en az 20 kişi hayatını kaybetti.

İsrail ordusu yaptığı açıklamada, harekete ait bir kamerayı hedef aldığını duyurdu ve bu saldırı uluslararası alanda kınama dalgasına yol açtı.

Bu, gazetecilerin ölümüne yol açan ve kasıtlı hedef gösterme suçlamalarına yol açan bir dizi İsrail saldırısının sonuncusu.

Ulusal Gazeteciler Sendikası, bu haftanın başlarında üyelerinin, "Gazze'de çalışan gazetecilerle 48 saatlik dayanışma grevi" olarak adlandırdığı eyleme dünya genelindeki kardeş sendikalarla birlikte katılacağını duyurdu.

lo
Londra'da dün Gazze'de öldürülen gazetecileri anmak için düzenlenen gösteride protestocular (Reuters)

Protestoyu ve Starmer'a yazılan mektubu organize etmeye yardımcı olan serbest gazeteci ve Ulusal Gazeteciler Birliği üyesi Deborah Hobson şunları söyledi: “Burada dayanışma ve meslektaşlarımız olarak olanlara ne kadar şoke olduğumuzu göstermek için bulunuyoruz.”

Hobson, Starmer'ın merkez sol hükümetinin son zamanlarda yaşanan gazeteci cinayetlerine ve önceki olaylara verdiği tepkiyi “yetersiz” olarak nitelendirdi.

Hobson, “İngiltere'nin özellikle rahatsız olduğuna dair herhangi bir işaret yok” dedi.

“Başbakanımız insan hakları avukatıdır” diye belirtti ve Starmer'ın siyasete girmeden önceki kariyerine atıfta bulundu.

fgbhjukı
Londra'da dün Gazze'de öldürülen gazetecileri anmak için düzenlenen gösteride protestocular (Reuters)

Şöyle devam etti: “Adalet ve eşitlik konusunda tarihi itibarı göz önüne alındığında, her halükarda İşçi Partisi hükümetinden en iyisini bekliyoruz.” Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre son aylarda İngiliz hükümeti, İsrail'in Gazze'de kullanmak üzere yaptığı silah ihracatı lisanslarını ve serbest ticaret görüşmelerini askıya aldı ve İsrail'in savaştaki tutumunu protesto etmek amacıyla iki aşırı sağcı İsrailli bakana yaptırım uyguladı.

İngiltere geçen hafta 26 ülkeyle birlikte İsrail'e, Gazze'ye “bağımsız yabancı medyanın derhal erişimine izin verilmesi” çağrısında bulundu.

Yazar ve editör Mike Holdrens, “meslektaşlarımızı onurlandırmak, onların anısını yaşatmak ve Gazze'de ve başka yerlerde hala çalışan gazeteciler için en güçlü koruma önlemlerinin alınmasını talep etmek” için geldiğini söyledi. Holdrens, “Bu protesto, gerçeği haber vermek için hayatlarını feda edenlere adanmış bir anma töreni” ifadelerini kullandı.


Katz: Ordu her yerde gece gündüz çalışıyor

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (AP)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (AP)
TT

Katz: Ordu her yerde gece gündüz çalışıyor

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (AP)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (AP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin ülkenin güvenliğinin gerektirdiği her yerde gece gündüz çalıştığını söyledi. Bu açıklama, Suriye medyasında dün gece Şam yakınlarındaki bir askeri üsse hava saldırısı düzenlendiğine dair çıkan haberlerin ardından geldi.

Katz, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Güçlerimiz, İsrail'in güvenliği için tüm savaş alanlarında gece gündüz çalışıyor” dedi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. İsrail güçleri, AFP'nin sorularını yanıtlamadı.

Suriye ordusundan iki kaynak, İsrail ordu birliğinin Şam'ın güneybatısındaki stratejik bir tepede hava indirme operasyonu düzenlediğini ve iki saat süren operasyonu tamamladıktan sonra bölgeden ayrıldığını belirtti.

Suriye el-İhbariyye televizyon kanalı, İsrail uçaklarının Şam'ın güneyinde bulunan Cebel el-Mani yakınlarındaki bir bölgeye birkaç kez saldırı düzenlediğini, ardından dün bir hava saldırısı gerçekleştirdiğini bildirdi.

Suriye medyası dün, İsrail'in Şam kırsalındaki el-Kisve kenti yakınlarındaki askeri hedefleri vurduğunu duyurdu. Bu saldırı, altı Suriye ordusu personelinin bölgedeki İsrail saldırılarında öldürülmesinden bir gün sonra gerçekleşti.

Suriye devlet televizyonuna konuşan kaynak, Cebel el-Mani yakınlarında ordu personeli tarafından yapılan devriye sırasında gözetleme ve dinleme cihazları bulunduğunu söyledi. Kaynak, bu cihazlarla ilgilenmeye çalışırken bölgenin İsrail hava saldırısına uğradığını ve bunun sonucunda zayiat verildiğini ifade etti.

Kaynak, İsrail'in hava saldırısı düzenlemeden önce ‘bölgeye erişimi engellemek’ için kadar saldırılarını sürdürdüğünü açıkladı. Cebel el-Mani, geçen yılın sonlarında Beşşar Esed'in devrilmesinden önce önemli bir hava savunma üssüydü. Esed'in devrilmesinden sonra kurulan yeni Suriye ordusunun bir dizi üyesi bu bölgede konuşlandırılmış durumda.


Trump ve Putin arasında Alaska zirvesi sonrası yapılan gizli anlaşma

Trump, Alaska'da Putin'i karşılarken çekilmiş bir fotoğrafını gazetecilere gösterirken (AFP)
Trump, Alaska'da Putin'i karşılarken çekilmiş bir fotoğrafını gazetecilere gösterirken (AFP)
TT

Trump ve Putin arasında Alaska zirvesi sonrası yapılan gizli anlaşma

Trump, Alaska'da Putin'i karşılarken çekilmiş bir fotoğrafını gazetecilere gösterirken (AFP)
Trump, Alaska'da Putin'i karşılarken çekilmiş bir fotoğrafını gazetecilere gösterirken (AFP)

İsa en-Nehari

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Alaska zirvesinin ardından aralarındaki ilişkileri geliştirmeyi istediklerini ifade ettiler. Trump müzakere becerilerini överek, “Anlaşmalar yapmayı sabırsızlıkla bekliyoruz” derken Putin, Washington ile ticareti genişletme olasılığını vurguladı. Ancak bu belirsiz söylemlerin arkasında, enerji sektöründe iş birliği yoluyla ilişkileri yeniden rayına oturtmak için ciddi ve açıklanmamış çabalar yatıyor.

Gizli müzakereler

Alaska’daki zirve öncesinde ABD merkezli enerji şirketi ExxonMobil, Rusya'nın devlete bağlı en büyük petrol şirketi Rosneft ile Rusya’daki üç petrol sahasına yönelik Sahalin Projesi’ni yeniden canlandırmak amacıyla gizli görüşmelere başladı. ExxonMobil, Moskova ile Kiev arasında savaş patlak vermeden önce projenin yüzde 30 hissesine sahipti.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal (WSJ) gazetesinden aktardığı habere göre ExxonMobil adına müzakereleri yürüten şirketin üst düzey yöneticisi Neil Chapman’ın Rosneft CEO'su İgor Seçin ile görüşmelere başladı.

WSJ’ye göre Trump yönetiminin Rusya'yı Ukrayna'da ateşkes yapmaya zorlamak için ekonomik baskıyı artırması nedeniyle, görüşmelerin gizliliğini korumak için sadece çok sınırlı sayıda şirket çalışanı bu görüşmelerden haberdardı.

WSJ, Chapman ile Seçin arasındaki gizli görüşmenin Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleştiğini açıkladı. Washington, ABD'nin yaptırımlarına tabi olan Seçin ile, Hazine Bakanlığı'ndan özel izin alınmadıkça iş yapılmasını yasaklamaktadır. Rus şirket, ExxonMobil’ın sermayesi, teknolojisi ve yönetim uzmanlığından yararlanmayı umuyor.

Reuters haber ajansı daha önce, ABD’li ve Rus yetkililerin bu ay ExxonMobil'ın Rusya’da yeniden faaliyet göstermesi de dahil olmak üzere olası enerji anlaşmalarını görüştüklerini bildirmişti.

ABD merkezli şirketler, Rusya merkezli şirketlerle ilk kez görüşmüyor. ExxonMobil ve diğer şirketler, Joe Biden'ın başkanlığı döneminde de Hazine Bakanlığı'ndan dondurulmuş varlıklar konusunda Ruslarla görüşme yapmalarını sağlayan izinler almıştı. İlk tur görüşmeler, 2022 yılında Rusya'nın çekilmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşti.

İki taraf arasında geçtiğimiz şubat ayında, enerji sektörüne yatırımı artırmak için karşılıklı taahhütler de görüşüldü. Bu görüşme, ABD ve Rusya'nın üst düzey yetkililerinin, yıllardır süren soğukluğun ardından ilk kez Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da bir araya gelerek Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesi için müzakere ettikleri sırada gerçekleşti. O dönemde Moskova, ABD'nin Kuzey Kutbu'ndaki enerji projelerine yatırım yapmasını kolaylaştıracağına dair sözler verdi.

Trump yönetimi, ExxonMobil'ın Rusya pazarına geri dönmesi durumunda ABD hükümetinden destek talebine anlayış gösterdi. Şirketin CEO'su, Biden döneminde yıllarca süren soğukluğun ve düşmanlığın ardından ABD-Rusya yakınlaşmasını güçlendirecek bir hamle olarak, Rusya'daki projelerini yeniden canlandırma olasılığını Başkan Trump ile görüştü.

Batı'nın en büyük petrol üreticisi olan ExxonMobil, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Rusya pazarına güçlü bir giriş yaptı. Rusya'daki en önemli yatırımı, üç petrol sahasından oluşan Sahalin-1 Projesi’nin yönetimini devraldığı 1995 yılına dayanıyor. Rusya'nın Rosneft şirketi ile 2022 yılına kadar Japonya ve Hindistan merkezli şirketlerle birlikte projenin yüzde 30'una sahipti.

ffvfr
Amerikan şirketleri, Ukrayna'daki savaşı sona erdirecek müzakerelerin başarılı olmasını bekliyorlar, çünkü böylece Rusya pazarına güçlü şekilde geri dönebilecekler (AFP)

Ancak, Amerikan şirketi Ukrayna'daki savaşın ardından ağır kayıplar yaşadı. Batılı rakipleri Rusya pazarından çekilirken, ExxonMobil üretimini azalttı ve hisselerini satmayı planladığını açıkladı, 4 milyar doların üzerinde zarar etti. Rusya daha sonra anlaşmayı engelledi ve ExxonMobil'in hisselerini şirketin ‘zorla el koyma’ olarak nitelendirdiği bir işlemle devraldı.

Kazan-kazan durumu

ExxonMobil'ın Rusya'ya dönüşü, Rusya’nın zengin pazarındaki konumunu geri kazanmak isteyen Amerikan şirketi için olduğu kadar, her iki taraf için de faydalı olacak. Moskova, Batılı şirketleri yatırım yapmaya teşvik etmek ve çekmek istiyor. Ancak, Amerikan enerji devi ExxonMobil'ın geri dönüşü garanti değil. WSJ’ye göre bu kısmen de olsa Trump'ın Ukrayna'daki savaşı sona erdirme başarısına bağlı.

Putin, Alaska’daki zirvenin yapıldığı gün yabancı şirketlerin Sahalin Projesi’ni yürüten Rus şirketinin hisselerine sahip olmalarına izin veren bir kararname yayınlayarak, ExxonMobil'ın geri dönüşünün önündeki engellerden birini kaldırdı. Kararnamede bazı şartlar bulunuyor. Bu şartlar arasında yurt dışından ekipman ve yedek parça temini ve yaptırımların kaldırılmasına yönelik çabalar da yer alıyor.

WSJ'ye göre Rusya’nın petrol endüstrisi ABD'nin uyguladığı yaptırımlara rağmen yüksek üretim oranlarını korumayı başardı, ancak uzmanlık ve yatırım eksikliği nedeniyle kapasitesi giderek azalacak. Öte yandan Ukrayna'nın saldırıları rafinerileri ve boru hatlarını hedef alarak yurt içi yakıt tedarikini aksattı.

Öte yandan Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için yürütülen müzakereler çıkmaza girmiş durumda. Kiev ve müttefikleri acil ateşkes isterken, Putin Ukrayna'nın NATO dışında kalması ve işgal altındaki topraklar üzerinde Rusya'nın kontrolünü tanıması şeklindeki taleplerinde ısrar ediyor. Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında bir zirve yapılma olasılığına dair şüpheler özellikle de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Zelenskiy'nin meşruiyetini sorgulamasının ardından halen devam ediyor.