İsrail İran hedeflerine karşı misillemelerini arttırıyor

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz (EPA)
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz (EPA)
TT

İsrail İran hedeflerine karşı misillemelerini arttırıyor

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz (EPA)
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz (EPA)

İsrail, İran’ın Umman açıklarında İsrailli bir şirkete ait petrol tankerine düzenlenen saldırıya karşı olarak, uluslararası arenada de yürüttüğü siyasi kampanyanın yanı sıra, Tahran’ın Suriye veya İran topraklarındaki askeri hedeflerine karşı muhtemel İsrail misillemelerini de arttırdı.
Konuyla ilgili kaynaklar, İsrail ordusunun, İsrail şirketi tarafından işletilen tankere misilleme olarak, İran askeri hedeflerinin bir listesini incelediğini ortaya koydu. İsrailli armatör Eyal Ofer'in sahibi olduğu Zodiac Denizcilik firması tarafından işletilen MV Mercer Street adlı tankere saldırı sebebiyle biri İngiliz diğeri Roman iki mürettebat hayatını kaybetti.
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, saldırıdan sorumlu tuttukları İran’a acı bir cevap vermekle tehdit etti. Gantz dün Knesset’te yaptığı açıklamada, İbrahim Reisi liderliğindeki İran’ın küresel güvenlik için daha tehlikeli olacağını söyleyerek, bölge ülkelerinin stratejik çıkarları için daha yıkıcı olacağını ve İsrail'in varlığı için daha büyük bir tehdide dönüşeceğini vurguladı. Gantz açıklamasında, “İsrail gemisine yapılan saldırı, İran'ın gerilimi tırmandırmasında bir başka adım. Bu sebeple İran'a istikrarı bozmaya, terör güçlerini güçlendirmeye ve onlara insansız hava araçları dahil olmak üzere daha büyük ve daha tehlikeli imha araçları sağlamaya yönelik tüm faaliyetlerine karşı harekete geçilmeli.” Şeklinde devam ederek İran’ı püskürtmenin ötelenmeyeceğini bu durumun acil olduğunu söyledi. Geçtiğimiz Cuma günü İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, Tahran'ı "herkese zarar veren bir terör, yıkım ve istikrarsızlık kaynağı" olmakla suçlayarak Birleşmiş Milletler'e (BM) İran'a karşı harekete geçme çağrısında bulundu.
İsrail ordusu, güvenlik ve siyasi liderliği İranlıların gemiyi havaya uçurmakla büyük bir hata yaptıkları sonucuna vardı. Açıklamada, sembolik bir karşı saldırı planladıkların ancak İngiliz ve Roman vatandaşın hayatını kaybetmesiyle durumun uluslararası bir krize dönüştüğü belirtildi. İran’ın bu sebeple sorumluluktan kaçtığı ve yerel milisleri suçlamaya başladığı kaydedilen açıklamada, saldırının doğrudan İran tarafından yapıldığına dair kanıtların dünyayı ikna ettiği bildirildi.
Tel Aviv'deki kaynaklar, Naftali Bennet hükümetinin İran saldırısı için bir yandan İsrail içişlerine mesaj göndererek çeşitli yönlerde çalıştığını söyledi. Kaynak, yeni hükümetin Binyamin Netanyahu liderliğindeki es hükümetin yönünde farklı yöne gittiğine dair yurt dışı mesajların olduğunu bildirdi. Kaynak açıklamasında, “Batı'ya karşı çalışmıyor, tek başına da çalışmıyor, aksine İran'ın nükleer, savaş ve terör projelerini tüm yönleri ve kaynaklarıyla püskürtmek için uluslararası çabanın bir parçası olmaya çalışıyor. Böylece İsrail, İran'a yönelik uluslararası kararları etkiliyor ve bunun bir parçası oluyor” şeklinde konuştu.
Bennett önceki gün yaptığı açıklamada, İsrail şirketine ait tankere yapılan saldırıya İran’ın karıştığını kanıtlayan delillerin var olduğunu söyleyerek, uluslararası toplumdan İran rejimine ciddi bir hata yaptığına dair açıklama beklediklerini söyledi. Bennett ayrıca, İran’a kendi yollarıyla mesaj göndereceklerini de bildiklerini kaydetti.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: Çinli kaptan hedefte

225 metre uzunluğunda ve 32 metre genişliğindeki Yi Peng 3, Rusya'da yüklenen gübreleri taşıyor (Reuters)
225 metre uzunluğunda ve 32 metre genişliğindeki Yi Peng 3, Rusya'da yüklenen gübreleri taşıyor (Reuters)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: Çinli kaptan hedefte

225 metre uzunluğunda ve 32 metre genişliğindeki Yi Peng 3, Rusya'da yüklenen gübreleri taşıyor (Reuters)
225 metre uzunluğunda ve 32 metre genişliğindeki Yi Peng 3, Rusya'da yüklenen gübreleri taşıyor (Reuters)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla başlayan sabotaj tartışması sürüyor. 

Amerikan gazetesi Wall Street Journal'ın (WSJ) aktardığına göre, yürütülen soruşturmalarda Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı kargo gemisinin kaptanına odaklanılıyor. 

WSJ'ye konuşan ve kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen yetkililer, geminin kaptanının Çin vatandaşı olduğunu, güvertede Rus bir denizcinin yer aldığını söylüyor. Bu iki kişinin de henüz sorguya alınmadığı belirtiliyor. 

Geçen hafta Danimarka donanması, sabotajda rol oynamış olabileceği gerekçesiyle Yi Peng 3'ü yakın takibe almıştı. Kaynaklar, bu sırada Danimarkalı bir yetkilinin kısa süreliğine Yi Peng 3'e çıktığını ifade ediyor. 

Bazı Batılı emniyet ve istihbarat yetkilileri, olayda Pekin yönetiminin rolü olmadığını savunuyor. Baltık Denizi'nde yaşanan kablo kopmalarının Rus istihbaratı tarafından düzenlenen bir sabotaj operasyonu olduğunu iddia ediyorlar. 

Kremlin ise WSJ'ye gönderdiği açıklamada iddiaları "saçma ve asılsız suçlamalar" diye niteliyor. 

Pekin de olayla ilgileri olduğuna dair iddiaları reddetmişti. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, dün yaptığı açıklamada "uluslararası denizaltı kablolarının ve diğer altyapının güvenliğinin uluslararası hukuka uygun olarak korunması için tüm ülkelerle işbirliği yaptıklarını" bildirmişti. 

Sabotaj tartışmalarının odağındaki Yi Peng 3, Danimarka'nın münhasır ekonomik bölgesi dahilindeki uluslararası sularda demirlemiş durumda. Yük gemisinin etrafına Danimarka, Almanya ve İsveç'e ait NATO gemilerinden oluşan bir filo konuşlandırıldı. İsveç ise geminin soruşturma için kendi sularına geri gelmesi çağrısında bulunuyor.

Uluslararası deniz hukuku uyarınca NATO gemileri, Yi Peng 3'ü kendi limanlarından birine girmeye zorlayamaz. WSJ'nin aktardığına göre İsveçli ve Alman yetkililer, gemiye erişip mürettebatı sorgulamak için Yi Peng 3'ün sahibi şirketle görüşüyor.

Denizaltı kablolarındaki hasar, 17-18 Kasım'da meydana gelmişti. Son incelemelere göre Rusya'nın Leningrad Oblastı'ndaki Ust-Luga limanından 15 Kasım'da ayrılan Yi Peng 3, 17 Kasım akşamı İsveç sularında denize çapa attıktan sonra harekete devam etti. Sürüklenen çapanın, bundan kısa süre sonra İsveç ve Litvanya arasındaki ilk kabloyu kestiği düşünülüyor. 

Bu sırada deniz trafiğinde gemilerin hareketlerini bildiren Otomatik Tanımlama Sistemi'ne gönderilen sinyaller kesildi. Denizcilikte bu duruma "karanlık olay" adı da veriliyor. Sinyalin neden durduğu henüz tespit edilemedi. 

Uydu ve diğer gemi takip verilerine göre Yi Peng 3, çapa atması nedeniyle hızı azalsa bile hareket etmeyi sürdürdü. Geminin sonraki gün yaklaşık 180 kilometre yol kat ettiği aktarılıyor. Bu süre zarfında çapanın Almanya ve Finlandiya arasındaki kabloları da kopardığı belirtiliyor. 

Uluslararası denizcilik faaliyetleriyle ilgili verileri analiz eden Kpler firmasının WSJ'yle paylaştığı bilgilere göre, geminin çapası ve gövdesinde bu analizle uyumlu hasarlar oluştu. Firmanın incelemesinde şu ifadelere yer veriliyor: 

Ilıman hava koşulları ve risk oluşturmayan dalga yükseklikleri göz önüne alındığında, olayda kazara çapa sürüklenmesi olasılığı minimum görünüyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters