Afganistan’da Taliban tarafından kuşatılan Leşkergah’ta 40 sivil öldü

Afgan güvenlik güçleri, Taliban ile çatışmalar sırasında Leşkergah’ta bir sokakta (AP)
Afgan güvenlik güçleri, Taliban ile çatışmalar sırasında Leşkergah’ta bir sokakta (AP)
TT

Afganistan’da Taliban tarafından kuşatılan Leşkergah’ta 40 sivil öldü

Afgan güvenlik güçleri, Taliban ile çatışmalar sırasında Leşkergah’ta bir sokakta (AP)
Afgan güvenlik güçleri, Taliban ile çatışmalar sırasında Leşkergah’ta bir sokakta (AP)

Birleşmiş Milletler (BM), Afgan güçleri ve günlerdir Helmand eyaletinin başkenti Leşkergah’ın kontrolünü ele geçirmeye çalışan Taliban unsurları arasındaki çatışmalar sonucu son 24 saat içinde en az 40 sivilin öldüğünü ve 100’den fazla kişinin de yaralandığını duyurdu.
Afganistan’daki BM Yardım Misyonu (UNAMA), Leşkergah’taki sivillerin karşı karşıya olduğu çıkmazla ilgili ciddi endişesini ifade ederek, yerleşim birimlerindeki çatışmaların derhal durdurulması çağrısında bulundu.
UNAMA, Taliban’ın kara harekatı ve Afgan ordusunun hava saldırılarının en fazla zararı sivillere verdiğine dikkat çekerek, sağlık tesislerine ve sivillerin evlerine ayrım gözetmeyen ateş etme ve hasar verme konusundaki derin endişeleri belirtti.
Afgan ordusu, dün Taliban unsurlarını şehirden çıkarmayı amaçlayan operasyona başlamadan önce şehir sakinlerini evlerini terk etmeye çağırdı.
Afgan yetkililere göre, Salı günü kontrolü ele geçiren Taliban unsurları tarafından kuşatılan Leşkergah şehri günlerdir şiddetli çatışmalara sahne oluyor.
Save The Children örgütü ise, ülke çapındaki savaşların Haziran ayının başından bu yana yaklaşık 80 bin çocuğu yerinden ettiğini ve çatışmalarda çok sayıda okul ve sağlık tesisinin hasar gördüğünü bildirdi.
Afganistan’da şiddet seviyesi, ABD ordusunun 20 yılın ardından bölgeden çekilmeye başlamasının ardından Taliban’ın ülkenin büyük bölümünde operasyonlar başlatmasıyla Mayıs ayının başından bu yana arttı. 



Filipinli aktivistlerin filosu, Çin'i alarma geçirdi

Eylemcilerin filosu, Filipinler'in Zambales ilindeki Masinloc limanından yola çıktı (AP)
Eylemcilerin filosu, Filipinler'in Zambales ilindeki Masinloc limanından yola çıktı (AP)
TT

Filipinli aktivistlerin filosu, Çin'i alarma geçirdi

Eylemcilerin filosu, Filipinler'in Zambales ilindeki Masinloc limanından yola çıktı (AP)
Eylemcilerin filosu, Filipinler'in Zambales ilindeki Masinloc limanından yola çıktı (AP)

Çin, Filipinli protestocuların filosunu engellemek için çok sayıda gemiyi Güney Çin Denizi'ne gönderdi.

Amerikan gazetesi New York Times (NYT), Pekin yönetiminin ihtilaflı Scarborough Sığı'na sahil güvenlik ve milis gemileri konuşlandırdığını yazdı. 

"Deniz Milisleri" olarak adlandırılan bu birlikler, Çin donanması ve sahil güvenlik ekiplerine bağlı çalışıyor. Su toplarına sahip bu gemiler, operasyonlarda bölgeden uzaklaştırılması gereken gemilere tazyikli suyla müdahale edebiliyor.

Güney Çin Denizi'ndeki gelişmeleri takip eden ABD merkezli SeaLight grubunun direktörü Ray Powell, Pekin'in bölgeye 5 sahil güvenlik gemisi ve 6 milis gemisi gönderdiğini belirtti.

Powell, ayrıca Scarborough Sığı'na yaklaşık 95 kilometre mesafede 25 milis gemisinin daha hazır şekilde beklediğini söyledi.

Filipin donanmasından yapılan açıklamada, eylemcilerin yer aldığı filoların tahliye edilmesi için bölgeye gemi gönderildiği belirtildi.

Filipinli aktivistler, yaklaşık 100 teknelik bir filoyla bugün erken saatlerde Scarborough Sığı'na doğru yola çıktı. Çoğu ahşap teknelerden oluşan filoda balıkçılar ve gazeteciler de yer alıyor.

Powell, Çin'in daha filolar harekete geçmeden hamle yaparak bölgeye gemi konuşlandırdığına işaret edip şunları söyledi: 

Bu seferki durum kesinlikle bambaşka bir seviyede. Bence Çin Sahil Güvenliği, Filipinli aktivistlerin bölgeye çok yaklaşacağından endişeleniyor ve bu yüzden ciddi bir gücü buraya sevk ettiler.

Eylemi örgütleyen Atin Ito kuruluşunun liderlerinden aktivist Rafaela David, gemiler yola çıkmadan önce yaptığı açıklamada "Uluslararası hukuk temelinde barışçıl bir misyonumuz var. Egemenlik hakkımızı savunacağız. Toprak bütünlüğümüzü korumak için provokasyona değil, kararlılığa yelken açacağız" demişti. 

Scarborough Sığı, Güney Çin Denizi'nin doğusunda, Filipinler'in kuzeyindeki Luzon Adası'na yaklaşık 220 kilometre mesafede yer alıyor.

Filipinler'in "Panatag", Çinlilerin "Huangyan" adını verdiği sığlık üzerinde iki ülke de hak iddia ediyor. Ancak bölge 2012'den beri Pekin yönetiminin kontrolünde.

Çin Sahil Güvenliği'ne ait gemiler, 30 Nisan'da sığlıkta devriye görevi yapan Filipinler'e ait iki gemiye tazyikli su sıkmıştı.

Independent Türkçe, New York Times, AP


ABD'de bir bar Z kuşağına kapılarını kapattı

Bazı sosyal medya kullanıcıları, 30 yaş altı kişilerin bara girmesinin engellenmesinin yanlış olduğunu söyledi (Unsplash)
Bazı sosyal medya kullanıcıları, 30 yaş altı kişilerin bara girmesinin engellenmesinin yanlış olduğunu söyledi (Unsplash)
TT

ABD'de bir bar Z kuşağına kapılarını kapattı

Bazı sosyal medya kullanıcıları, 30 yaş altı kişilerin bara girmesinin engellenmesinin yanlış olduğunu söyledi (Unsplash)
Bazı sosyal medya kullanıcıları, 30 yaş altı kişilerin bara girmesinin engellenmesinin yanlış olduğunu söyledi (Unsplash)

ABD'deki bir bar, mekanda çıkan kavgaları engellemek amacıyla hafta sonları 30 yaş altı müşterilere hizmet vermeme kararı aldı. 

Ohio eyaletindeki Groveport şehrinde yer alan Donerick’s Pub, Facebook sayfasından yaptığı paylaşımda, cuma ve cumartesi geceleri sadece 30 yaş ve üstü müşterilerin mekana alınacağını belirtti.

Gönderide, kuralın hiç kimse için esnetilmeyeceği ve söz konusu günlerde sadece nakit parayla ödeme alınacağı bildirildi.  

Bir Facebook kullanıcısı, paylaşıma "Sadece nakit ödeme zorunluluğu kesinlikle 30 yaş altını bardan uzak tutar" yorumunu yaparken, bir diğeri "Bence yaş sınırını 35'e çekmelisiniz" ifadelerini kullandı.  

İşletme, kararın neden alındığını açıklamazken yorumlar kısmına "İşletmemizi güvenli hale getirmek ve şiddeti azaltmak için farklı yöntemler denemeyi sürdüreceğiz. Müşterilerimizi güvende tutmak bizim en önemli önceliğimiz" diye yazdı.

New York Post'un (NYP) aktardığına göre yaş sınırı kararı son zamanlarda barda çıkan kavgaları engellemek amacıyla alındı.

Haberde, barda yaklaşık iki hafta önce çıkan bir kavgada, çıplak bir kadının başka bir kadına saldırdığı bildirildi. 

Facebook kullanıcıları da gönderiye yaptıkları yorumlarda, son dönemde barda birkaç kez kavga çıktığını belirtti.  

NYP, kavgaya karışan kişilerin kimliklerinin paylaşılmadığını, Donerick’s Pub'ın da yorum talebini reddettiğini aktardı.

Independent Türkçe, New York Post, WDBJ


Ukrayna savaşı, Rusya ve Çin arasındaki dengeleri nasıl değiştirdi?

Vladimir Putin, yarın Çin'e gerçekleştireceği iki günlük ziyarette Çin lideri Şi Cinping'le bir araya gelecek (Reuters)
Vladimir Putin, yarın Çin'e gerçekleştireceği iki günlük ziyarette Çin lideri Şi Cinping'le bir araya gelecek (Reuters)
TT

Ukrayna savaşı, Rusya ve Çin arasındaki dengeleri nasıl değiştirdi?

Vladimir Putin, yarın Çin'e gerçekleştireceği iki günlük ziyarette Çin lideri Şi Cinping'le bir araya gelecek (Reuters)
Vladimir Putin, yarın Çin'e gerçekleştireceği iki günlük ziyarette Çin lideri Şi Cinping'le bir araya gelecek (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Ukrayna savaşının Çin ve Rusya arasındaki ticarete etkisini inceledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in verdiği emirle 24 Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşının ardından ABD başta olmak üzere birçok Batılı ülke Kremlin'e yaptırım uyguladı. 

WSJ, Çin'in yaptırımlardan etkilenen Rus ekonomisine "can simidi olduğuna" dikkat çekerek, bunun iki ülke arasındaki ekonomik güç dengesini değiştirdiğini yazdı. 

Haberde, Rusya'nın toplam ticaretinin yüzde 33'ünü Çin'le yaptığı, Çin'inse toplam ticaretinin sadece yüzde 4'ünü Rusya'yla gerçekleştirdiği aktarıldı. 

Bunlara ek olarak iki ülke arasında Sibirya'nın Gücü 2 boru hattının inşasıyla ilgili görüşmelerin sürdüğü de hatırlatıldı. 

Rusya'nın Sibirya bölgesinden başlayıp Moğolistan'dan geçerek Çin'e doğalgaz ulaştıracak hatla Kremlin, Pekin yönetimine 2030'a kadar 98 milyar metreküp doğalgaz ve 100 milyon ton sıvılaştırılmış doğalgaz tedarik etmeyi hedefliyor.

Analizde, Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa'nın doğalgaz ve petrol alanında Rusya'ya bağımlılığını azaltmak için adımlar attığı bir dönemde, Çin'in bu durumu "koz olarak kullanıp Rusya'dan ucuz petrol alabileceği" belirtildi. 

Almanya'daki Carnegie Rusya Avrasya Merkezi'nin direktörü Alexander Gabuev, Rusya ve Çin arasındaki ilişkinin Pekin lehine geliştiğine dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:

Bu, her iki tarafın da birbirine ihtiyaç duyduğu ancak Çin'in lehine giderek asimetrik hale gelen stratejik bir ortaklık. Çin sadece daha güçlü değil, aynı zamanda Rusya'dan çok daha fazla seçeneğe sahip bir ortak. Savaş bu durumu Rusya aleyhine daha da kötüleştirdi. Rusya, Çin'in müstemlekesi haline gelebilir.

Diğer yandan Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, geçen yılki açıklamasında ülkesinin Pekin yönetimine bağımlı hale geldiğine dair iddiaları reddederek "Rusya ve Çin arasındaki ilişkiler bağımlılık değil ortaklık prensibi üzerine kuruludur" demişti. 

Kremlin'in açıkladığı rakamlara göre Rusya'nın Çin'le ticareti geçen yıl 240 milyar dolara ulaşarak rekor seviyeye yükseldi. 

Ancak analizde, bu rakamın Çin'in Avrupa Birliği (AB) ve ABD'yle ticaret hacminin "gölgesinde kaldığına" işaret edildi. Çin, geçen yıl AB'yle 800 milyar dolarlık, ABD'yle de 660 milyar dolarlık ticaret yapmıştı. 

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nden Janis Kluge, söz konusu tablonun Pekin yönetimini güçlendirdiğini belirterek şu yorumları paylaştı: 

Çin, yaptırımlar nedeniyle Rusya'nın elinde olmayan neredeyse her şeye sahip. Çin'den ithalat gerçekleşmese Rusya'nın ekonomisi neredeyse anında durur. Bu da Pekin'e Moskova'ya karşı büyük bir koz kazandırıyor.

Independent Türkçe


Tayland'da monarşiye hakaretten hapiste tutulan aktivist öldü

Aktivistler, Bangkok'da Netiporn için anma töreni düzenledi (AP)
Aktivistler, Bangkok'da Netiporn için anma töreni düzenledi (AP)
TT

Tayland'da monarşiye hakaretten hapiste tutulan aktivist öldü

Aktivistler, Bangkok'da Netiporn için anma töreni düzenledi (AP)
Aktivistler, Bangkok'da Netiporn için anma töreni düzenledi (AP)

Tayland'da monarşiye hakaretten hapiste tutulan 28 yaşındaki aktivist Netiporn Sanae-sangkhom yaşamını yitirdi.

Tayland Ceza İnfaz Kurumu'ndan salı günü yapılan açıklamada, aktivistin aniden kalbinin durması nedeniyle hayatını kaybettiği bildirildi.

Hapishanedeki ilk yardım ekiplerinin müdahalesinin ardından başkent Bangkok'daki Thammasat Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan Netiporn'un tüm çabalara rağmen kurtarılamadığı belirtildi.

İnsan Haklarını Savunan Taylandlı Avukatlar grubu, aktivistin 26 Ocak'tan beri gözaltında tutulduğunu ve 65 gün boyunca nisana kadar açlık grevi yaptığını aktardı.

Bu süreçte sağlığı kötüleşen Netiporn'un birkaç kez hastaneye yatırıldığı daha sonra 4 Nisan'da tekrar hapse gönderildiği belirtildi. 

Tayland Ceza İnfaz Kurumu'nun açıklamasında, aktivistin bu tarihten itibaren normal şekilde yemek yediği fakat açlık grevi nedeniyle vücudunda şişlik oluştuğu ifade edildi. Eylemcinin, doktorların verdiği vitamin ve kansızlık giderici ilaçları almayı reddettiği öne sürüldü.

Netiporn'un avukatı Kritsadang Nutcharat ise aktivistin ihmal nedeniyle öldüğünü savunarak "Neden ölüme terk edildi? Tedavisi neden acil görülmedi? Daha önce de tedavi talebinde bulunmuştuk. Ceza İnfaz Kurumu'nun bu soruları yanıtlaması gerek" dedi.

Netiporn, 2020'de patlak veren hükümet karşıtı protestolarda yer almıştı. Askeri vesayet ve monarşiye karşı ayaklanan muhalif gruplar, dönemin Tayland Başbakanı Prayut Çan-oça'yı istifaya çağırmıştı. Protestocular ayrıca tartışmalı "krala hakaret" yasasının kaldırılmasını da talep etmişti. Yasa kapsamında Tayland Kralı'na veya monarşiye hakaretten suçlu bulunanlara 15 yıla kadar hapis cezası veriliyor. 

2021'de sonlanan eylemlerin ardından bazı gruplar küçük çapta protestoları sürdürmüştü. Netiporn da bu gruplardan biri olan Thalu Wang'ın üyesiydi. Grubun 2022'de düzenlediği iki eylemde monarşi karşıtı pankartlar açıp broşürler dağıttığı gerekçesiyle Netiporn hakkında "krala hakaret" suçundan hukuki işlem başlatılmıştı. 

Amerikan medya kuruluşu CNN'in aktardığına göre aktivist hakkında buna ek olarak 5 suçtan daha hukuki işlem başlatılmıştı. Netiporn'un duruşma öncesinde gözaltında tutulurken öldüğü bildirildi. 

Birleşik Krallık merkezli Af Örgütü'nden yapılan açıklamada da "Bu durum, Tayland hükümetinin demokrasi yanlısı aktivistlere uyguladığı sert baskıya dair şoke edici bir hatırlatma niteliğinde" dendi.

Independent Türkçe, Guardian, CNN


Gerilla taktikleri, İsrail'i korkutuyor: Hamas, Gazze'nin her yerinde

Yüzbinlerce Filistinli, İsrail'in saldırıları ve tahliye emirleriyle Gazze'nin farklı bölgelerine geçmek zorunda kalıyor (Reuters)
Yüzbinlerce Filistinli, İsrail'in saldırıları ve tahliye emirleriyle Gazze'nin farklı bölgelerine geçmek zorunda kalıyor (Reuters)
TT

Gerilla taktikleri, İsrail'i korkutuyor: Hamas, Gazze'nin her yerinde

Yüzbinlerce Filistinli, İsrail'in saldırıları ve tahliye emirleriyle Gazze'nin farklı bölgelerine geçmek zorunda kalıyor (Reuters)
Yüzbinlerce Filistinli, İsrail'in saldırıları ve tahliye emirleriyle Gazze'nin farklı bölgelerine geçmek zorunda kalıyor (Reuters)

Her ne kadar İsrail, Refah'a yönelik büyük bir kara operasyonunun örgütü çökertmek için gerekli olduğunu savunsa da 7 aydır hedef alınan Hamas tamamen silinecek gibi durmuyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, gerilla taktiklerine dönen örgütün İsrail'de bitmeyecek bir savaş korkusu yarattığını bugünkü haberinde bildirdi. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas'ı tamamen bitirme hedefinin gerçekleşmesinin çok zor gözüktüğü ve Gazze'nin Hamassız nasıl yönetilebileceği sorusuna tatmin edici bir yanıt bulunamadığı belirtildi.

ABD'nin terör örgütü diye adlandırdığı Hamas'ın; tünel ağları, militan hücreleri ve geniş toplumsal nüfuzuyla hem hayatta kalıp hem de İsrail güçlerine düzenli saldırabilecek güce sahip olduğu aktarıldı. 

Cibaliya Mülteci Kampı'nda görev yapan 98. Komando Tümeni'nden bir İsrail askeri, Hamas'ın daha da agresif saldırılar düzenlediğini ve tanksavar silahlarla hedef alındıklarını söyledi. 

Birliklerini Gazze'nin güneyindeki Refah'a yönelten İsrail'in kuzeydeki görece sakin bölgelerde vurkaç taktikleriyle uğraşmak zorunda kaldığı da haberde yer aldı. 

Brüksel merkezli Uluslararası Kriz Grubu'nun Ortadoğu ve Kuzey Afrika Program Direktörü Joost Hiltermann durumu şöyle yorumluyor:

Hamas, Gazze'nin her yerinde. Yenilmekten çok uzaklar.

WSJ, Amerikan istihbaratı ve İsrailli yetkililerin Hamas'ın tamamen bitirilmesini imkansız gördüklerini de bildirdi. 

Örgütün Refah'a geniş kapsamlı operasyon tehditlerine rağmen ateşkes müzakerelerinde geri adım atmamasının da bu farkındalıktan kaynaklandığı aktarıldı. 

İsrail askeri istihbarat birimi Aman'ın eski başkanı Tamir Hayman, "Terör eylemlerini silseniz bile toplumsal yapılar, İslam kardeşliği duygusu, ideolojik ve dini etkenler kalıyor. Bunlar kökü kazınabilecek şeyler değil" diyor.

Filistinli yetkililere göre 7 Ekim saldırıları sonrasında İsrail'in düzenlediği operasyonlarda çoğu kadın ve çocuk 35 bini aşkın kişi öldü. 

İsrail, Hamas öncülüğündeki Filistin güçlerinin 7 Ekim'de düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu'nda çoğu sivil 1170 kişinin öldüğünü bildiriyor. 

Tel Aviv'in tahminlerine göre Gazze'de rehin tutulan 128 kişiden 36'sı hayatını kaybetti. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters


ABD ve Çin'in yapay zeka yarışı Ortadoğu'ya yaradı: Yeni silikon vadisi

WP'nin analizinde, Batılı firmaların teknoloji yatırımlarıyla BAE ve Suudi Arabistan'ın ekonomisini kalkındıracağı belirtildi (Reuters)
WP'nin analizinde, Batılı firmaların teknoloji yatırımlarıyla BAE ve Suudi Arabistan'ın ekonomisini kalkındıracağı belirtildi (Reuters)
TT

ABD ve Çin'in yapay zeka yarışı Ortadoğu'ya yaradı: Yeni silikon vadisi

WP'nin analizinde, Batılı firmaların teknoloji yatırımlarıyla BAE ve Suudi Arabistan'ın ekonomisini kalkındıracağı belirtildi (Reuters)
WP'nin analizinde, Batılı firmaların teknoloji yatırımlarıyla BAE ve Suudi Arabistan'ın ekonomisini kalkındıracağı belirtildi (Reuters)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD'deki teknoloji devlerinin Ortadoğu'ya yatırımlarını mercek altına aldı. 

Analizde, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan'ın sağladığı olanaklarla sektörde lider konumdaki birçok yapay zeka firmasının Ortadoğu'ya yatırımlarını artırdığı belirtilirken, bölgenin "Silikon Vadisi'nin merkezi haline geldiği" yazıldı. 

Haberde, Amerikan yapay zeka şirketi Cerebras'ın Abu Dabi'de ileri seviye süper bilgisayarlar inşa etmek için araştırmalar yürüttüğü ifade edildi.

Ayrıca Amerikan risk sermayesi firması Andreessen Horowitz'in de Suudi Arabistan'da yapay zeka alanında yaklaşık 40 milyar dolarlık yatırım toplamayı hedeflediği belirtildi.

Bunlara ek olarak teknoloji devi Microsoft da geçen ay, BAE'nin önde gelen teknoloji firmalarından G42'ye 1,5 milyar dolar yatırım yapacağını duyurmuştu. 

Analizde, teknoloji devlerinin yatırımlarını Ortadoğu'ya kaydırmasında ABD'nin politikalarının önemli rol oynadığına dikkat çekildi.

Haberde, Washington yönetiminin Çin'in Ortadoğu'daki etkisini zayıflatmak amacıyla teknoloji sektörünü kullandığı, "özellikle ABD'nin güvenlik alanındaki önemli ortağı BAE'ye odaklanarak bu değişimi kısmen yönlendirdiği" yazıldı.

Gazete, BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun Bin Zayed Al Nahyan'ın, geçen yıl haziranda ABD'ye düzenlediği ziyarette, Beyaz Saray'da Microsoft, Google ve OpenAI gibi büyük firmaların üst düzey yöneticileriyle bir araya geldiğini de aktardı. 

Bu görüşmenin daha önce basına yansımadığına işaret eden WP, Nayhan'ın "önde gelen Amerikan yapay zeka ve teknoloji firmalarıyla ortaklık kurmaya açık olduklarını ve bunların bölgede uzun süredir faaliyet gösteren Çinli şirketlerin yerini alabileceğini söylediği" savunuldu. 

Analizde, Ortadoğu'daki ülkelerin de bu yatırımlardan kazançlı çıktığına dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi: 

Ortadoğu, Silikon Vadisi ortaklıklarını kendi hedeflerine bir an evvel ulaşabilmek için kullanıyor. Bu hedefler arasında yapay zeka alanında güç merkezi haline gelmek ve petrole ekonomik bağımlılığı azaltmak yer alıyor.

Gazete, Çin'in Ortadoğu'daki teknoloji sektörüne yaptığı yatırımlara da işaret etti. 2018'de kurulan BAE merkezli G42 firmasının, e-ticaret platformu JollyChic ve Ortadoğu'ya hizmet veren mobil internet servis sağlayıcısı MenaMobile gibi Çinli şirketlerle ortaklıklar kurduğu belirtildi. 

Ayrıca BAE'deki telekomünikasyon altyapısı ve veri merkezlerinde büyük ölçüde, ekipmanları ABD'de yasaklanan Çinli teknoloji devi Huawei'nin kullanıldığı hatırlatıldı.

Independent Türkçe, Washington Post, Reuters


Slovakya Başbakanı'na silahlı saldırı: Durumu kritik

Slovakya Başbakanı Robert Fico (AP)
Slovakya Başbakanı Robert Fico (AP)
TT

Slovakya Başbakanı'na silahlı saldırı: Durumu kritik

Slovakya Başbakanı Robert Fico (AP)
Slovakya Başbakanı Robert Fico (AP)

Slovakya Başbakanı Fico, uğradığı silahlı saldırı sonrasında hastaneye kaldırıldı. İlk müdahalenin ardından başka bir hastaneye nakledilen Fico'nun hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.

Slovakya Başbakanı Robert Fico'nun, katıldığı bir kabine toplantısı sonrasında silahlı saldırıya uğradığı bildirildi. Fico'nun bina dışında taraftarlarıyla konuştuğu sırada dört el ateş sesi geldiği ve karnından vurulduğu kaydedildi. Başbakan hastaneye kaldırılırken saldırgan olay yerinde yakalanarak gözaltına alındı.

Saldırıyla ilgili hükümet açıklamasında, "Handlova'daki bir hükümet toplantısı sonrasında Başbakan Robert Fico'ya yönelik bir suikast teşebbüsünde bulunulmuştur. Kendisi şu an helikopterle Banska Byrstrica'ya nakledilmekte, hayati tehlikesi bulunmaktadır" denildi. Açıklamada, Başbakan'ın akut müdahale gerekliliği ve Bratislava'ya naklin daha uzun zaman alacak olması nedeniyle Banska Byrstrica'ya nakledildiği de kaydedildi.

Reuters haber ajansı, ilk müdahalenin yapıldığı Handlova kasabasındaki hastanenin sözcüsüne dayandırdığı haberinde, Başbakan'ın hastaneye kaldırıldığı sırada bilincinin yerinde olduğunu kaydetmişti.

AB'den kınama

AB'nin en üst düzey iki yetkilisinden saldırının hemen ardından kınama açıklaması geldi. AB Konseyi Başkanı Charles Michel, haberin kendisini şoke ettiğini belirterek "Hiçbir şey şiddet ve bu tür saldırılara gerekçe olamaz. Düşüncelerim Başbakan ve ailesiyle birlikte" ifadelerini kullandı.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen da Fico'ya yönelik saldırıyı şiddetle kınadığını belirterek "Bu tür şiddet eylemlerinin toplumumuzda yeri yoktur ve biricik ortak değerimiz olan demokrasiyi baltalamaktadır" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hamas Gazze'de Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hamas Gazze'de Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti grup toplantısında konuştu. Hamas hakkında önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi Hamas’ı destekliyoruz diye dışarıda ve içeride bizi eleştiriyorlar. Sizde hiç mi vicdan yok? Sanmayın ki İsrail Gazze’de duracak. Bu azgın devlet, eğer durdurulmazsa 'Vadedilmiş Topraklar' hezeyanıyla gözlerini er ya da geç Anadolu’ya dikecekler. Hamas, Gazze’de Anadolu’nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz?" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya genelindeki Filistinliler ve kendileri için 15 Mayıs'ın anlamlı bir gün olduğunu söyledi.

Bugünün "büyük felaket" anlamındaki Nekbe'nin 76. yıl dönümü olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı'nın Filistin topraklarından çekilmek zorunda kalmasının ardından İngilizlerin himayesinde siyonistlerin toprakları işgale başladığını anlattı.

Filistin topraklarındaki ilk kitlesel katliamın, 1918'de Osmanlı'nın çekilmesiyle başladığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyonist çetelerin, siyonist terör örgütlerinin, toplu cinayetler işleyerek Filistinlileri topraklarından sürdüğünü ve göç etmek zorunda bıraktığını dile getirdi.

"ER YA DA GEÇ FİLİSTİNLİLER EVLERİNE DÖNECEKLER"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönem yüz binlerce Filistinlinin yanlarına sadece evlerinin anahtarlarını alarak, Lübnan'a, Ürdün'e, Suriye'ye ve diğer bölge ülkelerine gittiğini, mülteci kamplarında zor bir hayata başladığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kalanların durumu gidenlerden daha kötüydü. 14 Mayıs 1948'de İsrail devleti kuruldu ve işgal, soykırım politikaları artık bir devlet politikası olarak sürdürüldü. İşte Filistinliler, İsrail devletinin kurulmasının hemen ertesi günü, 15 Mayıs'ı, 'büyük felaket' yani 'Nekbe' olarak ilan ettiler ve her yıl 15 Mayıs'ta, evlerine, bağımsızlıklarına kavuşma umudunu tazeliyorlar. Bu Nekbe gününde, tüm Filistinli kardeşlerimize kalpten selamlarımızı gönderiyorum. Nekbe'nin acısını en az onlar kadar yüreğimizde hissediyoruz. Nekbe'nin yıl dönümünde, en az onlar kadar umudu muhafaza ediyoruz. Er ya da geç Filistinliler evlerine dönecekler. Er ya da geç Filistinliler, yastıklarının altında muhafaza ettikleri ve nesilden nesile emanet bıraktıkları o anahtarlarını kullanacak ve inşallah kendi evlerine, yuvalarına kavuşacaklardır."

Hitler'in, Yahudi soykırımını yaparken yalnız olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönem Avrupa'daki çok sayıda ülkenin Hitler'i desteklediğini belirtti.

"Hitler, acımasızca katliam yaparken, soykırım yaparken, kendisini çok güçlü, çok kudretli, yenilmez hissediyordu. Ne oldu? Kafasına bir kurşun sıktı, yanmış cesedi Almanya gibi harabeye dönmüş sığınağında bulundu" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Aynı şekilde Bosna'da, Bosna Sırplarının lideri Mladic, Karadzic, Bosna'da kıyım yaparlarken Avrupa ve birçok ülke arkalarındaydı. Birleşmiş Milletlerin güya koruması altındaki Srebrenitsa'da soykırım yaparken dünyanın güçlü ülkeleri arkalarındaydı. Dünyanın gözü önünde 8 bin 372 Boşnak kardeşimizi şehit ettiler. Yenileceklerini asla düşünmüyorlardı. Bir gün hesap vereceklerini hiç hesaba katmıyorlardı. Ne oldu? Yakalandılar, mahkemeye çıktılar ve bir zamanların o kudretli politikacıları, o soykırımcı generalleri hesap verdiler, şimdi hapiste ölümü bekliyorlar. Er ya da geç, Gazze Kasabı Netanyahu'yu ve onunla birlikte Gazze'de soykırıma ortak olanları da unutmayın aynı akıbet bekliyor. Göreceksiniz, döktükleri her damla kanın hesabını mutlaka verecekler. Vahşice katlettikleri 35 bin Filistinlinin, yaralanan ve uzvunu kaybeden 80 bini aşkın Gazzelinin ahı bunların peşini asla bırakmayacak. Biz de soykırımcıların hukuka hesap vermesi için enselerinde olacağız."

"GAZZE SOYKIRIMININ HESABINI SORMADAN, DÜNYA HUZURA KAVUŞAMAZ"

Gazze soykırımın hesabı sorulmadan dünyanın huzura kavuşamayacağını ve temiz kalamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyanın bu hakikati kabullenmesi gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kimse bizden susmamızı, sözümüzü yumuşatmamızı beklemesin. Bunlar cani oldukları kadar küstahlar, barbar oldukları kadar da şımarıklar" dedi.

Filistin'de bombalarla mermilerle en ölümcül silahlarla keskin nişancılarla açlıkla susuzlukla insanların öldürüldüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in hastaneleri ve ambulansları hedef aldığını anımsatarak, "İnsanları evlerinden çıkarıp güya güvenli bölgelere yönlendirdiler, güvenli bölgelerde sivil katlettiler. Yardım için, bir parça ekmek için koşuşan insanları öldürdüler. Annelerine, evlatlarının parçalarını toplattılar. Tarihte bunun örneği yok" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de saldırılarını sürdüren İsrail'i eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hitler bile, tarihe kara bir leke olarak geçen o insanlık dışı Holokost'u yaparken bu kadar aleni yapmadı, bu kadar cüretkâr değildi. Bunlar o kadar pervasız ki kameralar önünde, canlı yayınlarda gazetecileri, doktorları, sivilleri, daha kundaktaki bebekleri katlettiler; camileri, okulları, kiliseleri bombaladılar. Bundan kaçamazlar, kaçamayacaklar. Mahkeme-i Kübra'ya çıkmadan önce, inşallah dünyada bunun hesabını verecek, cezasını çekecekler" diye konuştu.

Uluslararası mahkemenin baskı altına alınmaya çalışıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birlemiş Milletler kürsüsünden Birleşmiş Milletler Şartı'nı parçalayarak güya dünyaya meydan okuyorlar. Nesin sen ya? Orada o ufak kâğıt makinesinin içerisinde onu parçalamak suretiyle bu işten yırtacağını mı zannediyorsun? Bunun bedelini ödeyeceksiniz. Filistin'e destek veren profesörleri, öğrencileri açıkça tehdit ediyorlar. Ellerindeki devasa medya ve lobi gücünü kullanarak herkesi susturmaya teşebbüs ediyorlar. Antisemitizm yaftası vurduklarında, insanların korkacağını, geri adım atacağını zannediyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, insanlık bu katillerin yakasını bırakmayacak. İnsanlık bıraksa dahi biz bu katillerin, bu soykırımcıların, bu gözü dönmüş cinayet şebekesinin peşini bırakmayacağız" değerlendirmesinde bulundu.

"HAMAS, GAZZE'DE ANADOLU'NUN İLERİ HAT SAVUNMASINI YAPIYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: "Şimdi Hamas'ı destekliyoruz diye, Hamas'a sahip çıkıyoruz diye dışarıda ve içeride bizi eleştiriyorlar. Yahu sizde hiç mi vicdan yok, hiç mi insafınız kalmadı? Gazze'de açlıktan ölmek üzere olan masum yavrulara yardım götüren tırlara bile tahammül edemeyenleri savunacak kadar, bu terörü, bu terör devletini savunacak kadar mı ruhunuzu, kimliğinizi, kişiliğinizi kaybettiniz? Sanmayın ki İsrail Gazze’de duracak. Sanmayın ki Ramallah güvenlik içinde olacak. Bu azgın devlet, bu terör devleti, eğer durdurulmazsa 'vadedilmiş topraklar' hezeyanıyla gözünü er ya da geç Anadolu'ya dikecek. İsrail, Gazze'de sadece Filistinlilere saldırmıyor; bize saldırıyor bize. Hamas, Gazze'de, Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz? Bunu anlamayacak kadar mı idrakiniz kapandı? Ben Hamas'ı Kuvayımilliye'ye benzetince rahatsız olanlar var. Neden rahatsız oldunuz? Kuvayımilliye'ye de affedersiniz, eşkıya demediler mi, asi demediler mi, isyancı demediler mi, hain demediler mi, şaki demediler mi? Bugün Hamas'a terör örgütü diyenler, 100 yıl önce olsa, inanın, Kuvayımilliye'ye de terör örgütü diyecekler, asi, şaki, hain diyeceklerdi."

Türk milletinin her zaman mazlumun, mağdurun, garibin, gurebanın yanında durduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle de istiklali için, özgürlüğü için, vatanlarını korumak için mücadele edenlerin yanında durduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem kendi topraklarının istiklali için savaşan hem de Anadolu'yu savunan Hamas'ın yanında durmaya devam edeceğiz. Ruhunu, aklını ve vicdanını siyonist katillere kiraya verenlere asla itibar etmeyeceğiz" dedi.

Anneler Günü'nde 81 ilde Filistinli anneler için "susmayacağız" diyerek örnek bir duruş sergileyen AK Parti Kadın Kollarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Gençlik Kolları Üniversiteler Teşkilatını da 60'tan fazla üniversitede gerçekleştirdiği barışçıl Filistin'e destek eylemleri için ayrıca kutladı.

"İNANDIĞIMIZ KUTLU YOLDA AZİMLE VE SABIRLA YÜRÜYECEĞİZ"

Türkiye'nin, mazlum ve mağdurların umudu hâline dönüşmesinden emperyalistlerin rahatsız olmasını anlayabildiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani değerleri ve adaleti merkeze alan politikalarıyla Türkiye'nin, yüzyıllardır devam ettirilen sömürge düzenine çomak soktuğunu söyledi.

"Dünya beşten büyüktür" tespitinin ne kadar doğru olduğunun yaşanan her krizde bir kez daha ortaya çıktığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu çağrımızın Afrika'dan Asya'ya iradeleri yok sayılan ülkelerde günden güne daha fazla makes bulduğunu görüyoruz. Türkiye, giderek bir cazibe, bir çekim merkezi hâline gelmektedir. Ülkemize yönelik propagandaların artmasının gerisindeki sebeplerden biri de işte budur" ifadelerini kullandı.

Kimin ne yaptığını ve nereye varmak istediğini iyi bildiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlara bugüne kadar boyun eğmedik, Allah’ın izniyle, bundan sonra da geri adım atmayacağız. Hak bildiğimiz, inandığımız kutlu yolda azimle ve sabırla yürüyeceğiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: "Şunun bilinmesini isterim; Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam da Filistinli, Suriyeli, Somalili, Türkistanlı, Sudanlı mazlumların hakkını savunmaya devam edeceğim. Siyonist katillerin ve piyonlarının bizi hedefe koyması; ürkecek, çekinilecek bir şey değil, göğsümüzde gururla taşıyacağımız bir şeref madalyasıdır. Her zaman söylüyorum; korkaklar zafer anıtı dikemez. Ne yarım asrı bulan siyasi hayatımızda ne de 21 yılı aşan iktidarlarımız boyunca korkanlardan, sinenlerden, zoru görünce kaçanlardan olmadık. Gün oldu, vesayetçilere meydan okuduk. Gün oldu, eli kanlı terör örgütlerine meydan okuduk. Gün oldu, emniyet, yargı ve ordu içinde yuvalanmış FETÖ'cü alçaklara meydan okuduk. Vatanımızın bekasına, milletimizin istiklaline kim kast ederse, bundan sonra da karşılarında dimdik durmaya devam edeceğiz. Hükûmetimiz, ittifakımız ve devletimiz her zamankinden daha güçlüdür, daha kararlıdır, hedeflerine daha fazla kilitlenmiştir. Gazze'de soykırım bitinceye ve katiller hukuk önünde hesap verinceye kadar tüm imkânlarımızla Filistin halkına sahip çıkacağız."

"NEKBE, BÜYÜK FELAKET GÜNÜNDE, FİLİSTİN DAVASININ YANINDA OLDUĞUMUZU BURADAN İLAN EDİYORUZ"

"Görüyorum ki; kimi vicdan fukaraları Filistin'den gelen yaralıları Türkiye'de tedavi etmemizden rahatsız olmuş" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vah zavallılar. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. İstedikleri kadar ortalığı ayağa kaldırsınlar. Bu milletin de bu devletin de hamdolsun, yaralının yarasını saracak gücü ve kudreti ziyadesiyle vardır. Türkiye, bunların muhayyilesinden çok çok büyüktür" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin, kendi vatandaşına da misafire, muhacire, muhtaca, yaralıya da en kaliteli sağlık hizmetini sunabilecek büyük bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar bereket kavramını bilmezler. Bunlar şefkat kavramını, merhamet kavramını bilmezler. Bunlar, ensar-muhacir kardeşliğinin ne demek olduğunu bilmezler. Bizim kültürümüzde misafir, bereketiyle gelir. Sen bir hastaya, bir yaralıya kucak açarsın, Allah da onun mükafatını verir" dedi.

Bu milleti de bu devleti de ayakta tutanın; kaybetmediği, kaybetmeyeceği şefkati, merhameti ve misafirperverliği olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Gazzeli Çanakkale'de bizim toprağımızı savundu. Mezar taşı orada, Çanakkale'de. Bugün biz de elbette Gazzelinin, Filistinlinin yanında duracağız. Bunu da bir karşılık, bir borç duygusuyla değil, bu milleti millet yapan şefkatle, merhametle, alicenaplıkla yapacağız" ifadelerini kullandı.

Filistin'e selamlarını yollayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nekbe, büyük felaket gününde, her zerremizle, her imkânımızla, Filistin'in, Filistin davasının yanında olduğumuzu buradan bir kez daha ilan ediyoruz" dedi.

 


Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyeceğiz

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyeceğiz

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son 21 yılda çetin mücadeleler sonucu gerilettiğimiz bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz, vermeyeceğiz." dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ülke, millet, demokrasi ve partisi için hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmasına başladı. "Aşkınız, sevdanız ve vefanız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nı dün yine coşku ve heyecan dolu bir atmosferde icra ettiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılının bu ilk il başkanları toplantısında hem son 5 ayın muhasebesini yaptıklarını hem de illerin adeta röntgenini çektiklerini belirterek, "Teşkilatımızın kararlılığı, dinamizmi ve heyecanı karşısında partimizin Genel Başkanı ve bir neferi olarak, hakikaten büyük bir gurur duydum. Bizi örselemeye çalışanlara inat, üstat Necip Fazıl'ın o veciz ifadesiyle yolumuza 'pekleşe pekleşe' devam ediyoruz" diyerek sözlerine devam etti.

AK Parti'nin ayırıcı vasfının, istişareye önem vermesi ve attığı her adımı istişareyle atması olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin kuruluşundan itibaren daima ortak akılla hareket ettiklerini, bunu güçlendirerek sürdüreceklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Son 1 yılımıza damga vuran seçimler dolayısıyla gelenekselleşmiş istişare kamplarımızı yapamamıştık. İstişare toplantımızı önümüzdeki haftalarda gerçekleştiriyoruz. Milletvekillerimizle 7-8 Haziran tarihinde, belediye başkanlarımızla da 1-2 Temmuz'da inşallah bir araya geleceğiz. Önümüzdeki döneme dair yol haritamızın da şekilleneceği bu toplantıların, şimdiden partimiz ve davamız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Kongrelerimizle ilgili takvimi de inşallah yakında ilan edeceğiz. Yetkili arkadaşları gerekli hazırlıkları yapmak üzere talimatlandırdık. Bu süreci de dava ve yol arkadaşlığımıza halel getirmeden yürüteceğiz."

"DIŞ POLİTİKA KULVARINDA YOĞUN BİR 4 HAFTAYI GERİDE BIRAKTIK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin siyaset tasavvurunda, görev ve sorumluluk almak kadar gerektiğinde tüm rütbelerden azade bir şekilde bu partinin bir eri olarak çalışmanın da büyük bir şeref olduğunu vurgulayarak, her kongre sürecini, kadroları arasındaki bir bayrak yarışı olarak gördüklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yorulan arkadaşlarımız, motivasyonunu yitiren arkadaşlarımız varsa, hatası, kusuru, yanlışı olanlar varsa, kardeşlik hukukumuzu koruyarak onları dinlenmeye alacağız; yeni, heyecanlı, dinamik arkadaşlarımızla kadromuzu güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Kurulduğumuz günden beri yenilenerek, tazelenerek geliyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide hareket edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

14 Mayıs 2023'te yapılan genel seçimin üzerinden dün itibarıyla bir yıl geçtiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'nin, bu bir yıl içinde yine gece-gündüz demeden çalıştığını ve milletin beklentilerini karşılayacak yasaları çıkardığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aynı süreçte hükûmetimiz de başta şahsım olmak üzere, tüm kabine üyelerimizle gecemizi gündüzümüze katarak ülkemizin refahı, kalkınması ve güvenliği için ter döktük, döküyoruz. Sadece son grup toplantımızdan bu yana yurt içinde ve yurt dışında birçok programa katıldık, farklı liderleri ülkemizde misafir ettik. Dış politika kulvarında özellikle yoğun bir 4 haftayı geride bıraktık" ifadesini kullandı.

“SİVİL ANAYASA İRADESİ, GÜNLÜK SİYASETİN GEÇİCİ TARTIŞMALARINA KURBAN EDİLMEMELİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, diplomaside olduğu gibi iç siyasette de yoğun gayret içinde olduklarını dile getirerek, Meclisin gündeminde adaletten ticarete, ekonomiden güvenliğe ve eğitime geniş bir yelpazede kanunlaşma sürecinde olan tekliflerin bulunduğunu bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerek hayat pahalılığı ve fırsatçılık gerekse son dönemde sıkça basında yer alan öğretmenlerimize yönelik şiddetle mücadelede yasal zeminin güçlendirilmesine ihtiyaç duyuyoruz. AK Parti Grubumuzun, Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız MHP ile iş birliği ve eş güdüm içinde bu konuları çok iyi takip etmesini bekliyorum. Meclis tatile girmeden, yasal düzenlemeleri çıkarmamız gerekiyor" sözlerini sarf etti.

Yeni anayasa görüşmelerine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: "Yeni ve sivil anayasa meselesinde Meclis Başkanımızın çalışmalarına destek vermemiz, önemlidir. Cumhuriyet'in ilk asrını darbe anayasasıyla karşılamış ve geçirmiş olmanın mahcubiyeti içindeyiz. Toplumsal temsil kabiliyeti en yüksek meclislerden olan 28'inci dönemin; milletimize, demokrasimize ve gelecek nesillere yapacağı iyiliklerin zirvesinde Türkiye'nin 64 yıllık sivil anayasa hasretini dindirmek olacaktır. Sivil anayasa iradesinin, günlük siyasetin geçici tartışmalarına kurban edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Aceleye getirmeden ama çok da fazla uzatmadan istişari temasları bitirip, somut adımlar atılmasında fayda görüyoruz. Biz, sonuna kadar yapıcı ve uzlaşmacı tutumumuzu koruyacağız. Önümüzde, inşallah kesintisiz bir 4 sene daha var. Bu 4 yılın her gününü, ilk günkü heyecanla, ilk günkü aşkla dolu dolu geçirecek; Allah'ın izniyle, ülkemizi her alanda yeni seviyelerle, yeni rekorlarla buluşturacağız. Türkiye'nin son 21 yılına mührünü vurmuş bir kadro olarak, gelecek asrına da eserlerimiz ve projelerimizle inşallah biz istikamet çizeceğiz."

"31 MART SEÇİMLERİ BİR GÜVEN OYLAMASI DEĞİLDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs seçimlerinde aziz milletin, iktidar olma yetkisini kendilerine tevdi ettiğini, 10 ay sonrasında 31 Mart yerel seçimlerinde ise kendilerine bir ikazda bulunduğunun unutulmaması gerektiğini belirterek, "31 Mart seçimleri bir güven oylaması değildir. Seçmenin, ülkenin idaresine ilişkin tercihlerinde bir kırılma, bir değişiklik olmamıştır. Önce 14 Mayıs'ta, iki hafta sonra 28 Mayıs'ta seçmen kararlı bir şekilde hükûmeti Cumhur İttifakı'na emanet etmiş, yerel seçimde tercihini sandığa farklı şekilde yansıtmıştır. Bu ikisini birbirinden ayırmak durumundayız" düşüncesini dile getirdi.

Milletin 31 Mart'ta verdiği mesajı duymazdan gelmeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz o mesajı aldık, gereğini de yapmaya başladık. Ancak milletin, AK Parti'den ya da Cumhur İttifakı'ndan desteğini çektiğini zannedenler fena hâlde yanılırlar. Bu yanılgıya özellikle sizler düşmeyeceksiniz. Bakanlarımız, milletvekillerimiz, bütünüyle teşkilatımız, aziz milletimizin bize 14 Mayıs'ta yüklediği emanetin idrakinde olacağız. Bu emanetin bize beş yıllığına yüklendiğinin farkında olacağız. Hiç sağa sola bakmadan; işimize, hedeflerimize kilitlenecek, milletimizin yüklediği emanetin inşallah hakkını vereceğiz. Bu noktada, içimizde, kadrolarımızda, eğer yanlış değerlendirmeler yapanlar, milletin mesajını yanlış okuyanlar varsa, atalete veya tembelliğe tevessül edenler olursa, onlarla, hiç tereddüt etmeden yollarımızı ayırırız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin çalışma usulünün belli olduğunu söyleyerek, "Hemen yarın seçim olacakmış gibi hazırlıklıyız. Hemen yarın milletimiz tarafından hesaba çekilecekmiş gibi çok çalışırız. Aynı zamanda, biz hiç seçim olmayacakmış gibi, süreye bakmadan, tarihe bakmadan, kendimizi seçim tarihleriyle kısıtlamadan çalışan bir kadroyuz. Şunu çok net ifade etmek isterim; ne teşkilatımızda, ne de bürokrasi kadrolarında, rehavete, tembelliğe, gevşemeye, isteksizliğe, gönülsüzlüğe asla ve asla tahammülümüz olamaz. Son 21 yılda çetin mücadeleler sonucu gerilettiğimiz bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz, vermeyeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde gündeme gelen her hadiseyi tüm boyutlarıyla, en ince detayına kadar takip ettiklerini belirterek, "Kanunun dışına çıkan; hatası, kastı veya marazı olan kim varsa, hukuk zemininde hesabını mutlaka soruyoruz. Ülkeye ve millete karşı vazifesini yapmamanın hiçbir bahanesi olmaz. Bizim için her bir saniye, milletimizin emanetidir; o her saniyeyi milletimiz için sarf etmek boynumuzun borcudur" diye konuştu.

Son 22 yılda, AK Parti ve hükûmetleriyle ilgili karamsar ve kötümser senaryolar yazanların olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bize süre biçenler oldu. Bize, gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu. 'Bu iş bitti' deyip yolunu değiştirenler oldu. Bu davaya ihanet edenler oldu. Korkanlar, ürkenler, hırslarına yenilenler oldu. Onlar şimdi yoklar, esameleri okunmuyor; unutulup gittiler. Ama Allah'a hamdolsun, biz buradayız; dimdik, sapasağlam ayaktayız. Dava burada ve inşallah yarın da burada olacak. Mevla ömür, milletimiz de yetki verdikçe burada olmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı.

"TEMENNİMİZ ODUR Kİ ÖNÜMÜZDEKİ 4 YIL GERİLİMLE DEĞİL KARŞILIKLI HOŞGÖRÜYLE GEÇSİN”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i AK Parti Genel Merkezi'nde kabul ettiğini ve 1,5 saatin üzerinde verimli bir görüşme yaptıklarını hatırlattı.

Türkiye'de siyasetin bir "yumuşamaya" ihtiyacı olduğunu; bu konuda her zaman olduğu gibi üzerlerine düşeni yaptıklarını, yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir zaman kutuplaşmanın, gerilimin, kamplaşmanın tarafı olmadıklarını, olmayacaklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi bir ve beraber gördüklerini, hiçbir ayrım yapmadan bütün olarak 85 milyonun tamamını kucakladıklarını söyledi.

Milletin her bir ferdini "Türkiye ortak paydası"nda buluşturmak için büyük mücadeleler verdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetlerini gerilim ve kutuplaşma üzerine değil hizmetler, hedefler, projeler, yatırımlar üzerine inşa ettiklerini dile getirdi.

Haksızlık, adaletsizlik karşısında öfkelendiklerini, milletle irtibatlarında her zaman kucaklayıcı ve kuşatıcı olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Temennimiz odur ki önümüzdeki 4 yıl gerilimle değil karşılıklı hoşgörüyle geçsin. İstiyoruz ki muhalefet yıkıcı, kırıcı değil yapıcı olsun. Arzumuz odur ki Türkiye'nin meseleleri siyasetin günlük polemiklerinin üzerinde ele alınsın. Biz, milletimizin de takdir ve talep ettiği bu iklimin Türk siyasetinin normali hâline gelmesini ümit ediyoruz. Siyaseti yüksek gerilim hattına hapsetmek isteyenler her zaman olacaktır ama olmasını istemiyoruz. FETÖ'ye diyet borcunu ödemek için 'Yenikapı ruhunu' baltalayanlar, görüyoruz ki asla boş durmuyor. Siyasetteki tüm sermayesi köken, meşrep, inanç, bunun üzerinden insanları ayırmak olanların nereye varmaya çalıştığının idrakindeyiz. Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da çok iyi biliyoruz. Ne kadar çirkinleşirse çirkinleşsinler, biz o tuzağa düşmeyeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine yakışanın ağırbaşlılık, tevazu ve hoşgörü olduğunu vurguladı.

"CUMHUR İTTİFAKI DAHA DA GÜÇLENEREK YOLUNA DEVAM EDECEK"

"Başkaları ne yaparsa yapsın, biz kucaklayıcı ve kuşatıcı olacağız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: "Partimizin kapıları, ilkeleri, bizim ilkelerimizle örtüşen herkese açıktır. Biz milletimizin, devletimizin çıkarları için kin tutarız ama siyasette kin kavramını asla kabul etmeyiz. İhanete varmayan her dostluk bizim için bakidir. Yeter ki samimiyet olsun, hüsnüniyet olsun, ülkeye ve millete hizmet derdi olsun. Diğer her şey bir şekilde hâl yoluna koyulur. Siyasette yumuşama iklimini kara kışa çevirmeye çalışanlar olduğunu, Cumhur İttifakı surlarında gedik açmak isteyenler olduğunu biliyoruz ve görüyoruz. Daha önce de bu tarz teşebbüslerle karşılaştık. Allah'a hamdolsun hepsinden güçlenerek çıktık. İnşallah yine aynısı olacak. Fitne ve nifak odaklarına kesinlikle göz açtırmayacağız. Cumhur İttifakı daha da güçlenerek, saflarını sıklaştırarak, dayanışmasını artırarak yoluna devam edecek. Türkiye Yüzyılı'nın inşası için omuz omuza çalışmayı her zamankinden daha adanmış şekilde sürdüreceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya genelindeki Filistinliler ve kendileri için 15 Mayıs'ın anlamlı bir gün olduğunu söyledi.

Bugünün "büyük felaket" anlamındaki Nekbe'nin 76. yıl dönümü olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı'nın Filistin topraklarından çekilmek zorunda kalmasının ardından İngilizlerin himayesinde siyonistlerin toprakları işgale başladığını anlattı.

Filistin topraklarındaki ilk kitlesel katliamın, 1918'de Osmanlı'nın çekilmesiyle başladığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyonist çetelerin, siyonist terör örgütlerinin, toplu cinayetler işleyerek Filistinlileri topraklarından sürdüğünü ve göç etmek zorunda bıraktığını dile getirdi.

"ER YA DA GEÇ FİLİSTİNLİLER EVLERİNE DÖNECEKLER"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönem yüz binlerce Filistinlinin yanlarına sadece evlerinin anahtarlarını alarak, Lübnan'a, Ürdün'e, Suriye'ye ve diğer bölge ülkelerine gittiğini, mülteci kamplarında zor bir hayata başladığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kalanların durumu gidenlerden daha kötüydü. 14 Mayıs 1948'de İsrail devleti kuruldu ve işgal, soykırım politikaları artık bir devlet politikası olarak sürdürüldü. İşte Filistinliler, İsrail devletinin kurulmasının hemen ertesi günü, 15 Mayıs'ı, 'büyük felaket' yani 'Nekbe' olarak ilan ettiler ve her yıl 15 Mayıs'ta, evlerine, bağımsızlıklarına kavuşma umudunu tazeliyorlar. Bu Nekbe gününde, tüm Filistinli kardeşlerimize kalpten selamlarımızı gönderiyorum. Nekbe'nin acısını en az onlar kadar yüreğimizde hissediyoruz. Nekbe'nin yıl dönümünde, en az onlar kadar umudu muhafaza ediyoruz. Er ya da geç Filistinliler evlerine dönecekler. Er ya da geç Filistinliler, yastıklarının altında muhafaza ettikleri ve nesilden nesile emanet bıraktıkları o anahtarlarını kullanacak ve inşallah kendi evlerine, yuvalarına kavuşacaklardır."

Hitler'in, Yahudi soykırımını yaparken yalnız olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönem Avrupa'daki çok sayıda ülkenin Hitler'i desteklediğini belirtti.

"Hitler, acımasızca katliam yaparken, soykırım yaparken, kendisini çok güçlü, çok kudretli, yenilmez hissediyordu. Ne oldu? Kafasına bir kurşun sıktı, yanmış cesedi Almanya gibi harabeye dönmüş sığınağında bulundu" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Aynı şekilde Bosna'da, Bosna Sırplarının lideri Mladic, Karadzic, Bosna'da kıyım yaparlarken Avrupa ve birçok ülke arkalarındaydı. Birleşmiş Milletlerin güya koruması altındaki Srebrenitsa'da soykırım yaparken dünyanın güçlü ülkeleri arkalarındaydı. Dünyanın gözü önünde 8 bin 372 Boşnak kardeşimizi şehit ettiler. Yenileceklerini asla düşünmüyorlardı. Bir gün hesap vereceklerini hiç hesaba katmıyorlardı. Ne oldu? Yakalandılar, mahkemeye çıktılar ve bir zamanların o kudretli politikacıları, o soykırımcı generalleri hesap verdiler, şimdi hapiste ölümü bekliyorlar. Er ya da geç, Gazze Kasabı Netanyahu'yu ve onunla birlikte Gazze'de soykırıma ortak olanları da unutmayın aynı akıbet bekliyor. Göreceksiniz, döktükleri her damla kanın hesabını mutlaka verecekler. Vahşice katlettikleri 35 bin Filistinlinin, yaralanan ve uzvunu kaybeden 80 bini aşkın Gazzelinin ahı bunların peşini asla bırakmayacak. Biz de soykırımcıların hukuka hesap vermesi için enselerinde olacağız."

"GAZZE SOYKIRIMININ HESABINI SORMADAN, DÜNYA HUZURA KAVUŞAMAZ"

Gazze soykırımın hesabı sorulmadan dünyanın huzura kavuşamayacağını ve temiz kalamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyanın bu hakikati kabullenmesi gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kimse bizden susmamızı, sözümüzü yumuşatmamızı beklemesin. Bunlar cani oldukları kadar küstahlar, barbar oldukları kadar da şımarıklar" dedi.

Filistin'de bombalarla mermilerle en ölümcül silahlarla keskin nişancılarla açlıkla susuzlukla insanların öldürüldüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in hastaneleri ve ambulansları hedef aldığını anımsatarak, "İnsanları evlerinden çıkarıp güya güvenli bölgelere yönlendirdiler, güvenli bölgelerde sivil katlettiler. Yardım için, bir parça ekmek için koşuşan insanları öldürdüler. Annelerine, evlatlarının parçalarını toplattılar. Tarihte bunun örneği yok" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de saldırılarını sürdüren İsrail'i eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hitler bile, tarihe kara bir leke olarak geçen o insanlık dışı Holokost'u yaparken bu kadar aleni yapmadı, bu kadar cüretkâr değildi. Bunlar o kadar pervasız ki kameralar önünde, canlı yayınlarda gazetecileri, doktorları, sivilleri, daha kundaktaki bebekleri katlettiler; camileri, okulları, kiliseleri bombaladılar. Bundan kaçamazlar, kaçamayacaklar. Mahkeme-i Kübra'ya çıkmadan önce, inşallah dünyada bunun hesabını verecek, cezasını çekecekler" diye konuştu.

Uluslararası mahkemenin baskı altına alınmaya çalışıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birlemiş Milletler kürsüsünden Birleşmiş Milletler Şartı'nı parçalayarak güya dünyaya meydan okuyorlar. Nesin sen ya? Orada o ufak kâğıt makinesinin içerisinde onu parçalamak suretiyle bu işten yırtacağını mı zannediyorsun? Bunun bedelini ödeyeceksiniz. Filistin'e destek veren profesörleri, öğrencileri açıkça tehdit ediyorlar. Ellerindeki devasa medya ve lobi gücünü kullanarak herkesi susturmaya teşebbüs ediyorlar. Antisemitizm yaftası vurduklarında, insanların korkacağını, geri adım atacağını zannediyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, insanlık bu katillerin yakasını bırakmayacak. İnsanlık bıraksa dahi biz bu katillerin, bu soykırımcıların, bu gözü dönmüş cinayet şebekesinin peşini bırakmayacağız" değerlendirmesinde bulundu.

"HAMAS, GAZZE'DE ANADOLU'NUN İLERİ HAT SAVUNMASINI YAPIYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: "Şimdi Hamas'ı destekliyoruz diye, Hamas'a sahip çıkıyoruz diye dışarıda ve içeride bizi eleştiriyorlar. Yahu sizde hiç mi vicdan yok, hiç mi insafınız kalmadı? Gazze'de açlıktan ölmek üzere olan masum yavrulara yardım götüren tırlara bile tahammül edemeyenleri savunacak kadar, bu terörü, bu terör devletini savunacak kadar mı ruhunuzu, kimliğinizi, kişiliğinizi kaybettiniz? Sanmayın ki İsrail Gazze’de duracak. Sanmayın ki Ramallah güvenlik içinde olacak. Bu azgın devlet, bu terör devleti, eğer durdurulmazsa 'vadedilmiş topraklar' hezeyanıyla gözünü er ya da geç Anadolu'ya dikecek. İsrail, Gazze'de sadece Filistinlilere saldırmıyor; bize saldırıyor bize. Hamas, Gazze'de, Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz? Bunu anlamayacak kadar mı idrakiniz kapandı? Ben Hamas'ı Kuvayımilliye'ye benzetince rahatsız olanlar var. Neden rahatsız oldunuz? Kuvayımilliye'ye de affedersiniz, eşkıya demediler mi, asi demediler mi, isyancı demediler mi, hain demediler mi, şaki demediler mi? Bugün Hamas'a terör örgütü diyenler, 100 yıl önce olsa, inanın, Kuvayımilliye'ye de terör örgütü diyecekler, asi, şaki, hain diyeceklerdi."

Türk milletinin her zaman mazlumun, mağdurun, garibin, gurebanın yanında durduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle de istiklali için, özgürlüğü için, vatanlarını korumak için mücadele edenlerin yanında durduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem kendi topraklarının istiklali için savaşan hem de Anadolu'yu savunan Hamas'ın yanında durmaya devam edeceğiz. Ruhunu, aklını ve vicdanını siyonist katillere kiraya verenlere asla itibar etmeyeceğiz" dedi.

Anneler Günü'nde 81 ilde Filistinli anneler için "susmayacağız" diyerek örnek bir duruş sergileyen AK Parti Kadın Kollarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Gençlik Kolları Üniversiteler Teşkilatını da 60'tan fazla üniversitede gerçekleştirdiği barışçıl Filistin'e destek eylemleri için ayrıca kutladı.

"İNANDIĞIMIZ KUTLU YOLDA AZİMLE VE SABIRLA YÜRÜYECEĞİZ"

Türkiye'nin, mazlum ve mağdurların umudu hâline dönüşmesinden emperyalistlerin rahatsız olmasını anlayabildiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani değerleri ve adaleti merkeze alan politikalarıyla Türkiye'nin, yüzyıllardır devam ettirilen sömürge düzenine çomak soktuğunu söyledi.

"Dünya beşten büyüktür" tespitinin ne kadar doğru olduğunun yaşanan her krizde bir kez daha ortaya çıktığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu çağrımızın Afrika'dan Asya'ya iradeleri yok sayılan ülkelerde günden güne daha fazla makes bulduğunu görüyoruz. Türkiye, giderek bir cazibe, bir çekim merkezi hâline gelmektedir. Ülkemize yönelik propagandaların artmasının gerisindeki sebeplerden biri de işte budur" ifadelerini kullandı.

Kimin ne yaptığını ve nereye varmak istediğini iyi bildiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlara bugüne kadar boyun eğmedik, Allah’ın izniyle, bundan sonra da geri adım atmayacağız. Hak bildiğimiz, inandığımız kutlu yolda azimle ve sabırla yürüyeceğiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: "Şunun bilinmesini isterim; Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam da Filistinli, Suriyeli, Somalili, Türkistanlı, Sudanlı mazlumların hakkını savunmaya devam edeceğim. Siyonist katillerin ve piyonlarının bizi hedefe koyması; ürkecek, çekinilecek bir şey değil, göğsümüzde gururla taşıyacağımız bir şeref madalyasıdır. Her zaman söylüyorum; korkaklar zafer anıtı dikemez. Ne yarım asrı bulan siyasi hayatımızda ne de 21 yılı aşan iktidarlarımız boyunca korkanlardan, sinenlerden, zoru görünce kaçanlardan olmadık. Gün oldu, vesayetçilere meydan okuduk. Gün oldu, eli kanlı terör örgütlerine meydan okuduk. Gün oldu, emniyet, yargı ve ordu içinde yuvalanmış FETÖ'cü alçaklara meydan okuduk. Vatanımızın bekasına, milletimizin istiklaline kim kast ederse, bundan sonra da karşılarında dimdik durmaya devam edeceğiz. Hükûmetimiz, ittifakımız ve devletimiz her zamankinden daha güçlüdür, daha kararlıdır, hedeflerine daha fazla kilitlenmiştir. Gazze'de soykırım bitinceye ve katiller hukuk önünde hesap verinceye kadar tüm imkânlarımızla Filistin halkına sahip çıkacağız."

"NEKBE, BÜYÜK FELAKET GÜNÜNDE, FİLİSTİN DAVASININ YANINDA OLDUĞUMUZU BURADAN İLAN EDİYORUZ"

"Görüyorum ki; kimi vicdan fukaraları Filistin'den gelen yaralıları Türkiye'de tedavi etmemizden rahatsız olmuş" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vah zavallılar. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. İstedikleri kadar ortalığı ayağa kaldırsınlar. Bu milletin de bu devletin de hamdolsun, yaralının yarasını saracak gücü ve kudreti ziyadesiyle vardır. Türkiye, bunların muhayyilesinden çok çok büyüktür" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin, kendi vatandaşına da misafire, muhacire, muhtaca, yaralıya da en kaliteli sağlık hizmetini sunabilecek büyük bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar bereket kavramını bilmezler. Bunlar şefkat kavramını, merhamet kavramını bilmezler. Bunlar, ensar-muhacir kardeşliğinin ne demek olduğunu bilmezler. Bizim kültürümüzde misafir, bereketiyle gelir. Sen bir hastaya, bir yaralıya kucak açarsın, Allah da onun mükafatını verir" dedi.

Bu milleti de bu devleti de ayakta tutanın; kaybetmediği, kaybetmeyeceği şefkati, merhameti ve misafirperverliği olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Gazzeli Çanakkale'de bizim toprağımızı savundu. Mezar taşı orada, Çanakkale'de. Bugün biz de elbette Gazzelinin, Filistinlinin yanında duracağız. Bunu da bir karşılık, bir borç duygusuyla değil, bu milleti millet yapan şefkatle, merhametle, alicenaplıkla yapacağız" ifadelerini kullandı.

Filistin'e selamlarını yollayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nekbe, büyük felaket gününde, her zerremizle, her imkânımızla, Filistin'in, Filistin davasının yanında olduğumuzu buradan bir kez daha ilan ediyoruz" dedi.

 


Ukrayna ordusu, Harkiv bölgesinin bazı kesimlerinden askerlerini çektiğini duyurdu

Rusya'ya karşı savaşan Ukrayna askerleri (Arşiv - Reuters)
Rusya'ya karşı savaşan Ukrayna askerleri (Arşiv - Reuters)
TT

Ukrayna ordusu, Harkiv bölgesinin bazı kesimlerinden askerlerini çektiğini duyurdu

Rusya'ya karşı savaşan Ukrayna askerleri (Arşiv - Reuters)
Rusya'ya karşı savaşan Ukrayna askerleri (Arşiv - Reuters)

Ukrayna ordusu bugün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Rusya'nın 10 Mayıs'tan bu yana yeni bir saldırı başlattığı Harkiv bölgesindeki kuzey cephesinin bazı bölümlerinde geri çekilmek zorunda kaldığını duyurdu.

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Lukyantse ve Vovchansk yakınlarındaki bazı bölgelerde, düşman bombardımanı ve piyade saldırısı nedeniyle, birliklerimiz askerlerimizin hayatını kurtarmak ve kayıpları önlemek için daha elverişli pozisyonlara çekildi. Savaş devam ediyor” ifadeleri yer aldı.

Bu arada Şarku’l Avsat’ın İspanyol medyasından aktardığına göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy Cuma günü İspanya'ya yapmayı planladığı ziyareti iptal etti. İspanya Kraliyet Sarayı bu sabah İspanyol kralının seyahat programını güncelleyerek, Kral 6. Felipe ile Ukrayna Devlet Başkanı arasındaki görüşmenin ve Zelenskiy onuruna verilecek yemeğin iptal edildiğini duyurdu.