Tunus’ta siyasi yol haritasının ilanı ertelendi

Havayolu bakanları, temsilcileri ve yetkilileri aleyhinde yolsuzluk suçlamasıyla soruşturma açıldı.

Tunus Cumhurbaşkanı Said dün Mısır Dışişleri Bakanı Şukri’yi ağırladı. (Tunus Cumhurbaşkanlığı)
Tunus Cumhurbaşkanı Said dün Mısır Dışişleri Bakanı Şukri’yi ağırladı. (Tunus Cumhurbaşkanlığı)
TT

Tunus’ta siyasi yol haritasının ilanı ertelendi

Tunus Cumhurbaşkanı Said dün Mısır Dışişleri Bakanı Şukri’yi ağırladı. (Tunus Cumhurbaşkanlığı)
Tunus Cumhurbaşkanı Said dün Mısır Dışişleri Bakanı Şukri’yi ağırladı. (Tunus Cumhurbaşkanlığı)

Tunus Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu, (UGTT) salı günü duyruulacağı sözü verilen kurtarmaya yönelik siyasi yol haritasının ilanını erteledi.
UGTT, Cumhurbaşkanı Kays Said ve bazı danışmanlarıyla gerçekleştirilen istişarelerin ardından onlarca kadrosunu ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini harekete geçirerek yol haritası taslağı hazırlamak amacıyla koordinasyon grupları oluşturmuştu.
UGTT Sözcüsü Sami et-Tahir erteleme kararı alındığını, zira Cumhurbaşkanı Kays Said’in henüz yeni başbakanın adını veya hükümet teşkiline dair ayrıntıları açıklamadığını bildirdi.
Kartaca Sarayı'nda 26 Temmuz'da yaptığı toplantıda iş insanları, çiftçiler, işçiler, avukatlar ve gazeteci sendikaları liderlerine ‘en kısa sürede yeni hükümetin kurulacağı’ sözü veren Cumhurbaşkanı Said, içişleri, maliye, ekonomi, iletişim teknolojisi ve tarım bakanlıklarına geçici atamalar yapmakla yetindi.
Yolsuzluğa karışanlara karşı kampanyasını sürdüren Cumhurbaşkanı Said, televizyonda yaptığı bir konuşmada Maliye ve Ekonomi Bakanı Ali el-Kaali’ye (Burgiba döneminde iktidardaki parti genel müdürlüğündeki Munci el-Kaali’nin oğlu) ciddi eleştirilerde bulundu. Said’in gerekçe sunmadan yolsuzluk ve kaçakçılığın yanı ısra ülkede ve makamında bulunmamakla suçladığı Kaali, 25 Temmuz’da alınan kararlar öncesinde devrik Başbakan Hişam el-Meşişi tarafından kendisine verilen görevle Roma'ya girmişti. Kaali, Tunus’a geçtiğimiz perşembe günü döndü.
Diğer yandan dün aralarında Tunus Merkez Bankası Başkanı Mervan el-Abbasi ve eski Maliye Bakanı Nizar Yaiş’in de bulunduğu, hükümet başkanlığı konusunda kendileriyle iletişim kurulan bazı ekonomik figürlerin mazeret sunduğu bildirildi. Yolsuzluk operasyonlarını izleyen Raqabah Gözlemevi kurumu; Abbasi, Yaiş ve eski Başbakan Meşişi’ye yönelik bir eleştiri kampanyası başlatarak söz konusu isimleri koronavirüs salgını kullanılarak Tunus bankacılık sektörü denetçileri arasında yapılan yasa dışı anlaşmayla Tunuslularıdolandırmakla suçladı.
Kartaca Sarayı’nda 2012-2013 yıllarında Kartaca Sarayı danışmanlığı görevinde bulunan Raqabah Gözlemevi Genel Müdürü İmad ed-Daimi, Rekabet Kurulu’nun (mali konuları takip eden bir devlet kurumu) dün Abbasi, Yaiş ve Meşişi aleyhinde acil şikayet aldığını bildirdi. Nitekim sendika ve bazı partilerden aldığı desteğe rağmen bu konunun Mervan el-Abbasi'nin başbakan olma şansını azaltması bekleniyor.
Çok sayıda bakan, milletvekili ile  havayolları ve toplu taşıma şirketleri yetkilileri aleyhine dava açmayı sürdüren Raqabah Gözlemevi, Tunus havayolu şirketinden bir dizi direktör ve mühendise karşı açılan eski davaları da gündeme getirdi. Suçlamalar arasında şirkete ait uçak motorlarının ülke dışındaki bakımı sırasında dolandırıcılık yapmak ve ‘yeni uçakların’ bozulması nedeniyle şirketi ve devleti milyonlarca dolar zarara uğratmak yer alıyor. 
Yolsuzluk davalarında uzman bir isim olan Yargı Kutbu Sözcüsü ve yargıç Muhsin ed-Dali dün yaptığı açıklamada yargının dava kapsamında suçlanan direktörlerin ve mühendislerin seyahat etmelerini engelleme kararı aldığını, soruşturmaların devam ettiğini doğruladı. Mevcut parlamentodan Yusuf Şahid, İlyas Fahfak ve Hişam Meşişi hükümetlerinden ya da Zeynel Abidin bin Ali döneminden bir dizi bakanın ve temsilcinin mali yolsuzluğa karışma suçundan yargıya sevk edildiği bilgisini verdi. Seyahat etmeleri yasaklanan yetkililer arasında Devlet Mülkiyeti eski Bakanı avukat ve milletvekili Mebruk Kurşid, eski milletvekili Halid el-Kirişi, aynı zamanda 2011 yılı başından bu yana isimleri idari ve mali yolsuzluk suçlamalarında geçen 450 kişilik listede yer alan Bin Ali dönemi bakanları da bulunuyor.  
Sivil toplum kuruluşlarından bir dizi temsilci ve Raqabah Gözlemevi’nin söz konusu kimseler aleyhinde şikayetleri bulunuyor. Gözlemevi karşıtları ise gözlemevi ve Troyka hükümetinden bakanların aleyhinde dava açtı. Dali gibi Tunus eski Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki’nin partisine mensup Devlet Mülkiyet Bakanı Salim bin Humeydan da bu bakanlar arasında yer alıyor.
Raqabah Gözlemevi ve bazı yandaşları, ‘kaçakçılık elemanları’ isimli bazı sendika yetkilileri aleyhinde dava açtı. Söz konusu kişiler fosfat madenlerinde, petrol işletmelerinde, kimya endüstrilerinde ve limanlardaki çalışmaları ve ulaşımı yıllarca engellemekle suçlanıyor.
Cumhurbaşkanı Said, bir dizi danışmanı, askeri ve güvenlik kurumları liderleri eşliğinde mayın bölgesini ziyaret etti. Kartaca Sarayı'nda sivil toplum temsilcilerini ağırlayan Cumhurbaşkanı Said, halka hitap ettiği konuşmada yolsuzları hesaba çekme sözü vererek fosfat şirketlerinden, halktan ve devletten milyarlarca lira çalan milletvekilleri olduğuna işaret etti.  
Kartaca Sarayı ülkedeki krizin çözülmesi için Washington, Paris, Cezayir, Kahire ve Libya da dahil olmak üzere bir dizi bölgesel ve uluslararası başkentle istişarelerini yoğunlaştırdı.
Cezayir Dışişleri Bakanı’nı iki kez ağırlayan ve Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tabbun ile telefonda görüşen Tunus Cumhurbaşkanı Said dün Dışişleri Bakanı Samih Şukri başkanlığındaki bir Mısır heyetini kabul etti.
Şukri’nin Tunus ziyareti, Cezayirli mevkidaşının kendisi ve Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Kahire'de görüşmesinden bir gün sonra geldi. Söz konusu görüşmenin Tunus Cumhurbaşkanı ve 25 Temmuz'da aldığı kararları destekleme yönünde Mısır-Cezayir anlaşması ile sonuçlandığı bildirildi.
Ancak Cezayirli, Arap ve Avrupalı kaynakların verdiği bilgilere göre Tunus ve Libya'daki siyasi geleceğe ilişkin Kahire'den farklı bir görüş sergileyen Cezayir; Washington ve Paris ile birlikte demokratik ve parlamenter gidişata en geç bir veya iki ay içinde yeniden başlanması çağrısında bulunuyor.
Tunus medyası, Said'in kararlarına ve anayasa karşıtı darbeye karşı çıkan ABD ve Fransız medyasının haberlerini öne çıkarmaya devam ediyor. Haberlerde Tunus Cumhurbaşkanı’nın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile yaptığı uzun telefon görüşmelerine de değiniliyor. ABD tarafı söz konusu görüşmelerin ardından demokratik yola saygı duyulması ve parlamento çalışmalarına mümkün olan en kısa sürede yeniden başlanması çağrısında bulunmuştu.
Tunus, Cezayir ve Avrupa medyasında, Cezayir başkentinin Tunus ve Libya'nın geleceği ve Kuzey Afrika ülkeleri arasındaki ilişkilere dair gerçekleşecek bir üst düzey bir siyasi ve güvenlik istişare toplantısına, Libya, Tunus, Cezayir, Türkiye ve ABD’den üst düzey yetkililerin de katılımıyla ev sahipliği yapabileceği haberlerine yer verildi.

 


İsrail ordusu, Lübnan'daki "büyük bir silah tüccarının" ortadan kaldırıldığını duyurdu

İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)
İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)
TT

İsrail ordusu, Lübnan'daki "büyük bir silah tüccarının" ortadan kaldırıldığını duyurdu

İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)
İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)

İsrail ordusu bugün, bugün, Baalbek (doğu Lübnan) şehrine düzenlediği saldırıda, Suriye'de İsrail'e saldırı düzenlemeyi planlayan terörist hücrelerini Lübnan'dan yöneten büyük bir silah tüccarı ve tedarikçisi olan Hüseyin Seyfo Şerif adlı teröristi etkisiz hale getirdiğini duyurdu. İsrail ordusunun Arapça medya sözcüsü, "X" platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Teröristin faaliyetleri, İsrail ve Lübnan arasındaki mutabakatları ihlal etmektedir. Zira İsrail Savunma Kuvvetleri, İsrail Devleti'ne yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırmak için çalışmaya devam edecektir" dedi.

Baalbek şehrinde İsrail insansız hava aracının (İHA) dün akşam bir aracı hedef alması sonucu iki kişi hayatını kaybetti. Şarku’l Avsat’ın Lübnan'ın resmi Ulusal Haber Ajansı’ndan aktardığına göre İsrail İHA’sı Baalbek'in el-Asira semtinde bir aracı hedef alarak iki sivili öldürdü. Halk Sağlığı Bakanlığı'na bağlı Sağlık Acil Durum Operasyon Merkezi yaptığı açıklamada, "İsrailli düşmanın Baalbek şehrinde bir araca düzenlediği saldırıda ilk etapta iki şehit verildiğini" duyurdu.


İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 24 saat içinde 99 Filistinli öldürüldü

Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 24 saat içinde 99 Filistinli öldürüldü

Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)

Filistin Haber Ajansı (WAFA), tıbbi kaynaklara dayandırdığı haberinde, İsrail güçlerinin son 24 saatte Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 99 Filistinlinin hayatını kaybettiğini bildirdi. WAFA’nın haberine göre ölenlerden 77'si Gazze Şeridi'nin kuzeyinde hayatını kaybetti.

Hastanelere ulaşan ölü sayısı şöyle: "Şifa Hastanesi'nde 48, Ehli Arap (Baptist) Hastanesi'nde 20, Kudüs Hastanesi'nde 6, Saraya Hastanesi'nde 3, Avda Hastanesi'nde 3, Mescid-i Aksa Şehitleri Hastanesi'nde 1, Nasır Hastanesi'nde ise 18 ölü” bulunmakta.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, İsrail'in Gazze Şeridi'nde çeşitli bölgeleri hedef aldığını, bunlar arasında yerinden edilmiş kişilerin çadırları, evleri ve konut kulelerinin yanı sıra sivillerin toplanma alanları ve yardım bekleyen insanların da bulunduğunu bildirdi.


İsrail'in çağrı cihazlarını patlatmasının üzerinden bir yıl geçti… Lübnanlılar iyileşme yolculuklarına devam ediyor

Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
TT

İsrail'in çağrı cihazlarını patlatmasının üzerinden bir yıl geçti… Lübnanlılar iyileşme yolculuklarına devam ediyor

Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)

Zeyneb Mustarah, Beyrut'ta bir etkinlik planlama şirketi işletiyordu. Ancak geçen yıl İsrail'in Lübnan'da bubi tuzaklı çağrı cihazlarını patlatması sonucu yüzünden ve sağ elinden yaralandı. Zeyneb, eli ve gözlerinin sağlığına kavuşması için çok sayıda ameliyat geçirdi.

17 Eylül 2024'te, Hizbullah'ın üyeleri tarafından taşınan binlerce çağrı cihazı aynı anda patladı, bir gün sonra da diğer kablosuz cihazlar (telsizler) patladı.

Patlamalarda 39 kişi öldü ve 3 bin 400'den fazla kişi yaralandı. Yaralananlar arasında patlama anında cihazların yakınında bulunan ve İran destekli örgütün mensubu olmayan çocuklar ve siviller de vardı.

Şu anda 27 yaşında olan Zeyneb de yaralananlar arasındaydı.

Zeyneb, Reuters'a verdiği demeçte, evden çalışırken akrabalarından birine ait çağrı cihazının mesaj almış gibi bip sesi çıkardığını, ardından dokunmadan patladığını söyledi. Bilincini kaybetmemiş olsa da yüzünde ve elinde ağır yaralanmalar meydana geldi.

Şok edici bir saldırı

Zeyneb geçtiğimiz yıl 14 ameliyat geçirdi ve önünde halen yedi estetik ameliyatı var. Zeyneb, sağ el parmaklarını ve görme yetisinin yüzde 90'ını kaybetti.

Zeyneb, “Görme yetim sadece yüzde 10 olduğu için artık iç mimarlık okuyamam. Allah izin verirse, gelecek yıl kendime uygun üniversite bölümlerine bakacağız, böylece okula devam edebileceğim. Ama kesinlikle oturup hiçbir şey yapmadan durmayacağım” ifadelerini kullandı.

Çağrı cihazları ve telsizlerin patlaması, İsrail ile Hizbullah arasında yıkıcı bir savaşı tetikledi ve bu da Lübnan'ın geniş alanlarının tahrip olmasına yol açtı.

Patlamalardan iki ay sonra, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü, başbakanın saldırıya yeşil ışık yaktığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre İsrail, Hizbullah tarafından satın alınan binlerce çağrı cihazının içine, küçük ama yüksek patlayıcılı fünyeler sakladı.

Bu cihazlar, Hizbullah mensupları tarafından taşınıyordu.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, patlamaları ‘şok edici’ olarak nitelendirerek, siviller üzerindeki etkisinin ‘kabul edilemez’ olduğunu vurguladı.

Volker Türk, cihazları kimin taşıdığını veya nerede bulunduğunu kesin olarak bilmeden binlerce kişiyi aynı anda hedef almanın, ‘uluslararası insan hakları hukukunu ihlal ettiğini’ bildirdi.

Yaralanan sağlık çalışanları

Hizbullah'ın er-Resulu’l A'zam Hastanesi'nin mühendislik ve tıbbi ekipman müdürü 34 yaşındaki Muhammed Nasıruddin, çağrı cihazları patladığı sırada kendi cihazını cebinde taşıyordu. Nasıruddin, bu cihazı, hastanede gerekli olan bakım işlerine erişimi kolaylaştırmak için kullandığını söyledi.

17 Eylül'de, oğlunun okulunun ilk günü olduğu için eşiyle telefonda konuştu. Birkaç dakika sonra, taşıdığı çağrı cihazı patladı.

Patlama sonucu sol gözünü ve sol el parmaklarını kaybetti, kafatasına şarapnel parçaları saplandı. İki hafta komada kaldı. Nasıruddin halen yüz ameliyatları geçiriyor.

Uyandığında, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail'in düzenlediği saldırılarda öldürüldüğünü öğrendi. Bu olay, Hizbullah ve destekçileri için bir dönüm noktası oldu.

Ancak Nasıruddin, oğlu onu bu halde görene kadar tek bir damla gözyaşı dökmedi.

O şöyle dedi: “Gözümü ve parmaklarımı kaybettim ama ağlamadım... Hissettiğim tek üzüntü, oğlumun babasının durumunun böyle olmasını nasıl kabullenebildiğiydi.”

Lübnan Meclisi Milletvekili ve göz cerrahı Elias Jradi, çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarına onlarca ameliyat yaptı ve bazı vakaların ömür boyu tedavi gerektireceğini söyledi.

Reuters'a konuşan Jradi şu ifadeleri kullandı: “Çoğu bu yıl birkaç ameliyat daha geçirmeli. Çoğu ömür boyu takip gerektiriyor… Tedavinin belirli bir noktada sona ereceğini sanmıyorum; devam edecek. Her vaka insani bir vakaydı, özellikle de size ‘Bize ne oldu?’ diye soran çocuklar veya kadınlarla karşı karşıya kaldığımızda... Onlara cevap veremiyorsunuz.”