Hamas, Katar yardımları krizini çözmek için yeni bir çözüm yolunu kabul etti

Katar’dan sağlanan fonun ulaşmasıyla maaşlarının bir kısmın alan Gazzeli çalışanlar
Katar’dan sağlanan fonun ulaşmasıyla maaşlarının bir kısmın alan Gazzeli çalışanlar
TT

Hamas, Katar yardımları krizini çözmek için yeni bir çözüm yolunu kabul etti

Katar’dan sağlanan fonun ulaşmasıyla maaşlarının bir kısmın alan Gazzeli çalışanlar
Katar’dan sağlanan fonun ulaşmasıyla maaşlarının bir kısmın alan Gazzeli çalışanlar

Filistinli siyasi kaynaklar İsrail merkezli bir gazeteye verdikleri demeçte, Katar yardımlarının Gazze Şeridi'ne ulaştırılmasında çıkan kriz için Hamas'ın yeni bir çözüm yolunu kabul ettiğini açıkladılar. Bu çözüme göre ABD ve İsrail yardım alanların listelerini gözden geçirip bunları onaylayacak.
Hamas’taki bir yetkili ile konuşan Haaretz gazetesi muhabiri Jack Khoury “İsrail-ABD müdahalesinin kabul edilmesinin ilk sebebi terörü finanse etmekle suçlanacaklarından korkan Filistin bankalarının sorununu çözmesi. İkinci sebebi ise Hamas’ın sıkıntıları hafifletmek ve Filistinlilerin öfkesinin patlamasını önlemek için mümkün olan en kısa sürede yardım getirmekle ilgilenmesi” ifadelerini kullandı.
İki gün önce İsrail çevreleri Katar yardım fonlarının Gazze Şeridi'ne ulaştırılmasının ertelenmemesi konusunda uyarıda bulunmuşlardı. Bu kişiler “söz konusu fonların herhangi bir nedenle dondurulmasının, bölgedeki vatandaşlar için ekonomik krizi derinleştireceğini, bu durumun da gerilime ve yeni bir tansiyon yükselmesine neden olabileceğini” söylemişlerdi. İbranice yayın yapan “İsrael Defence” sitesi “Katar yardım fonlarının Gazze’ye girişinin engellenmesi karşısında Hamas Hareketi’nin sabrı tükenmeye başladı” ifadelerini kullanmıştı. Site “İsrail'in belirlediği koşullar ve beraberindeki lojistik engeller durumu daha da gerginleştiriyor. Hızlı bir çözüm gerekiyor. Belki de bu fonların akışı eskiden olduğu gibi çantalarla sağlanmalı. Nitekim İsrail bu aşamada Hamas ile askeri bir gerginlik çıksın istemiyor” şeklinde açıklama yapmıştı.
Haaretz gazetesi dün yaptığı haberde, İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve bakanlarının Binyamin Netanyahu hükümetini Hamas'ı Katar’dan gelen para çantalarıyla finanse etmekle suçladığını yazdı. Habere göre bu yüzden Bennett ve bakanlar daha önce izlenen bu yolu değiştirmeye ve Hamas'ı para dağıtım anlaşmasının dışında bırakacak yeni kurallar koymaya karar verdiler. Bu durumun sonucunda tüm taraflar krize girdi. İsrail, Filistin Yönetimi’nin fonları dağıtma görevini üstlenmesini kabul etmeye hazır olduğunu belirtti. Filistinli kaynaklar geçtiğimiz haftalarda Katar ve Filistin Yönetimi arasında bu konuda başarılı müzakereler yapıldığını ve bu müzakereler sonucunda Katar’ın fonları Ramallah'taki Filistin Yönetimi ile ikili koordinasyon içinde dağıtması hususunda anlaşmaya varıldığını bildirdi. Anlaşmaya göre Katar, Hamas hükümeti çalışanlarının maaşlarının yanı sıra Gazze Şeridi'ne ayda 30 milyon dolar ve yaklaşık 100 bin aileye 100’er dolar verecek. Ancak İsrail ve Filistin Yönetimi, Hamas hükümetinin çalışanlarına ödeme yapılmasına karşı çıktı. Tel Aviv'deki çevreler bunu terörizme destek olarak görürken Ramallah'takiler bunun bölünmeye teşvik edici bir şey olduğunu söylediler. Filistin bankaları, terörü finanse etmekle suçlanacaklarından korktukları için fonların dağıtılmasını üstlenmekten çekiniyordu. Bu yüzden Washington devreye girdi ve İsrail ile birlikte Gazze Şeridi sakinlerinden yardım alanların listelerini gözden geçirmeyi ve aralarından Hamas aktivistlerini elemeyi önerdi. Böylece bankalar ABD ortaklığı kapsamında olmuş oluyor. Bu sorun henüz tamamen çözülmemiş olsa da, Hamas yetkilisi İsrail gazetesine yaptığı açıklamada, Hamas’ın bu fonların halka ulaştırılmasını engellemek istemediğini söyledi.



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.