Dibeybe, Erdoğan’ın Trablus’u ziyaret etmeyi düşündüğünü açıkladı

Başkanlık Konseyi, Libya’daki ordunun baş komutanı olarak yetkilerini onayladı.

Erdoğan ve Dibeybe, geçen cumartesi günü yaptıkları görüşme öncesinde (AP)
Erdoğan ve Dibeybe, geçen cumartesi günü yaptıkları görüşme öncesinde (AP)
TT

Dibeybe, Erdoğan’ın Trablus’u ziyaret etmeyi düşündüğünü açıkladı

Erdoğan ve Dibeybe, geçen cumartesi günü yaptıkları görüşme öncesinde (AP)
Erdoğan ve Dibeybe, geçen cumartesi günü yaptıkları görüşme öncesinde (AP)

Libya Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Libya- Türkiye Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısını gerçekleştirmek üzere gelecek Ekim ayında Libya’nın başkenti Trablus’a resmi bir ziyarette bulunmayı düşündüğünü açıkladı. Ayrıca Libya’da geçiş otoritesine bağlı güçler, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Ulusal Ordu’ya bağlı bir askeri grubu, geçen yıl Ekim ayı sonlarında Cenevre’de imzalanan ateşkes anlaşmasını ve Sirte ve Misrata arasındaki sahil yolunu açma anlaşmasını ihlal etmekle suçladı.
Dibeybe, geçen cumartesi günü İstanbul’da yaptıkları görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile, Ekim ayı boyunca başkent Trablus’ta Libya ile Türkiye arasındaki Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ikinci bir toplantısını yapmak üzere anlaştığını duyurdu.
Dibeybe, ofisinden yaptığı açıklamada, toplantıda ‘Türk şirketlerinin Libya’da faaliyetlerine geri dönüşü, teminat mektupları ve birikmiş borçlar konusunda mevcut sorunların üzerinde durma gerekliliği’ konularının ele alındığını söyledi. Dibeybe ayrıca, karşılıklı ticaret hacmini artırmak için bir dizi idari ve teknik kolaylığın sağlanmasının ve bunlara ilişkin bir dizi anlaşmanın imzalanmasının yanı sıra yakın zamanda geri dönüşe yardımcı olacak yürütme önlemleri üzerinde uzlaşı sağlandığını belirtti.
Öte yandan Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi’ne ve Dibeybe hükümetine bağlı güçlerin başlattığı Burkan el-Gadab (Öfke Volkanı) operasyon odası, Hafter’e bağlı ve Sirte’nin batısındaki 30’uncu Kapı’da konuşlanmış Medhali Selefileri görüşlü 604. Tugay’ın, İçişleri Bakanlığı güçlerini kovarak, araçlarını yağmaladığını açıkladı.
Mareşal Hafter liderliğindeki Ulusal Ordu’dan (LUO) ve 5+5 Ortak Askeri Komite’den bu suçlamalara ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı.
Aynı şekilde Başkanlık Konseyi, normal ve istisnai subayların terfisinin, askeri birliklerin kurulmasının ve askeri bölge komutanları ve yardımcılarının atanmasının yürürlükteki mevzuat nedeniyle, kendi yasal yetki alanına girdiğini ifade etti. Konsey, ‘herhangi bir tarafça, bu duruma aykırı olarak verilen herhangi bir kararın geçersiz sayılacağı ve yetkili olmayan bir tarafça verildiği için kararın iptal edileceği’ konusunda da uyardı.
Konsey, Libya Ordusu Başkomutanı olarak, geçen cumartesi günü ordu birliklerine hitaben yaptığı bir konuşmada, şartlar ve sebepler ne olursa olsun bu durumu ihlal etmenin doğru olmadığını söyledi. Ayrıca ihlalin, Ordu Yüksek Komutanı’nın yetkilerinin de ihlali olarak değerlendirileceği belirtilirken, tüm askeri birliklerin uyarıya uyması çağrısı yapıldı.
Öte yandan Misrata Belediye Meclisi, yasadışı grupların tır şoförlerine yönelik saldırıları nedeniyle güney Libya’ya her türlü akaryakıt tedarikinin askıya alındığını duyurdu.
Arap Petrol ve Türevleri Taşıma Kooperatifi Vakfı da aynı nedenle geçen cumartesi gününden itibaren güney bölgelere akaryakıt sevkiyatını durdurduğunu açıkladı. Vakıf, bazı kanun kaçaklarını, güvenlik yetkililerinin müdahalesi olmadan sürücüleri korkutmak, araçlarından çıkmaya zorlamak ve Barak eş-Şati bölgesinde üzerlerine ateş açmakla suçladı.
Vakıf, güney meselelerinden sorumlu olduğu için Dibeybe’yi, sürücülerin canlarının korunmasını ve onların akaryakıt transferi çalışmalarına geri dönmelerini sağlamak da dahil, sorumluluklarını üstlenmeye ve gerekli tüm önlemleri almaya çağırdı.
Diğer yandan birlik hükümetine bağlı Ahlaki Rehberlik İdaresi, Askeri Mühendislik Departmanı üyelerinin geçen cumartesi akşamı başkent Trablus’un güneyinde savaş kalıntıları ve çeşitli şekillerde patlamamış mühimmat bulduğunu açıkladı. Açıklamada, “Bu atıklar, uluslararası standartlara uygun olarak bertaraf edilmek üzere yığın noktasına taşınmalıdır” denildi.
Aynı şekilde Libya Kayıpları Arama ve Kurtarma Kurumu, Libya’nın batısındaki Terhune şehrinde bir tarım projesinde yeni bir toplu mezarın bulunmasının ardından dün (8 Ağustos) de kimliği belirsiz 10 cesedin bulunduğunu belirtti.
Ülkenin batısındaki yetkililer, LUO güçlerini geçen yıl Sirte’ye geri çekilmeden önceki son kalesi olan Terhune’de ‘savaş suçu’ işlemekle suçluyor.
Ailesi tarafından yönetilen silahlı el-Kaniyat Grubu’nun kurucularından Muhammed el-Kani, geçtiğimiz günlerde doğudaki Bingazi şehrinde tutuklanması sırasında yaşamını yitirdi. Yıllarca Terhune’yi kontrol eden ve LUO’nun yanında savaşan el-Kaniyat liderleri hakkında tutuklama kararı çıkarıldığı biliniyor.
Ayrıca Yüksek Seçim Komisyonu, kayıtlı seçmen sayısının 2,7 milyonun üzerine çıktığını duyurdu. “Son zamanlarda 22 binden fazla seçmen kaydoldu” diyen Komisyon, seçmen kütüğündeki kayıt süresinin bu ayın 17’sine kadar uzatıldığını açıklamıştı.
Diğer bir gelişme olarak Libya’daki Avrupa Birliği (AB) misyonu Başkanı Natalina Cea ve AB’nin Libya’ya yönelik silah ambargosunu denetlemek için hayata geçirdiği IRINI Harekatı'nın Komutanı Amiral Fabio Agostini, Libya makamlarının deniz ve bölge sınırlarını korumasına yardımcı olmak için aralarında iş birliği ve koordinasyonu geliştirmek amacıyla bir anlaşma imzaladı. Cea, sınır yönetimi, yasaların uygulanması ve ceza adaleti alanındaki uluslararası ortaklık çerçevesinde gelişen anlaşmanın, sınırları korumak için Libya makamlarına yardım etmeyi amaçladığını vurguladı.



İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
TT

İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışişleri bakanları, bugün Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde olağanüstü bir toplantı düzenleyerek İsrail'in Filistin halkına yönelik devam eden saldırıları, soykırım ve açlık suçları ile Gazze halkını yerinden etme girişimlerini görüşecek.

İİT, Tel Aviv'in Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol kurma girişimleri ışığında, toplantının çok hassas bir zamanda gerçekleştiğini ve ‘soykırım, açlık, yerinden edilme ve İsrail ablukası’ olarak nitelendirdiği konularda İslam dünyasının ortak bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı. İİT, siyasi ve bölgesel koşullardaki değişikliklere bakılmaksızın Filistin meselesinin gündemindeki ‘merkezi mesele’ olmaya devam edeceğini belirtti.

Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

İİT yaptığı açıklamada, ‘uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler (BM) destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması'nın (IPC) Gazze Şeridi'nde yayılan kıtlık hakkındaki değerlendirmesine yanıt olarak yüksek sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini’ ifade etti. Ayrıca, işgalci güç olan İsrail'i ‘bu suç ve sonuçlarından tamamen sorumlu’ tutarak, bunu ‘açlık politikalarının, yasadışı ablukanın, sistematik yıkımın ve yardım erişimini engellemenin doğrudan bir sonucu’ olarak nitelendirdi. İİT, bu uygulamaların savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini kaydetti.

İİT, kıtlık ilanının ‘insani, siyasi ve hukuki bir suçun küresel uyarısı’ olduğunu ve acil uluslararası eylem gerektirdiğini vurgulayarak, kuşatma altındaki sivillerin hayatlarını kurtarmak için insani yardımların derhal ve güvenli bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak üzere acil durum mekanizmalarının devreye sokulmasını talep etti. Ayrıca, kuşatma ve kasıtlı aç bırakma suçlarıyla ilgili dosyanın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sevk edilmesi gerektiğini vurguladı ve tüm ülkeleri, İsrail'e yaptırımlar uygulamak, silah tedarikini yasaklamak ve suçlarından sorumlu tutulması için uluslararası adalet mekanizmalarını desteklemek dahil olmak üzere, hukuki, siyasi ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı.

Suudi Arabistan'ın çabaları önemli sonuçlar verdi

Siyasi analist Dr. Nayef el-Vaka, ‘Suudi Arabistan'ın Arap ve İslam çerçevelerinde yürüttüğü çabaların önemli siyasi sonuçlar verdiğini’ belirtti. El-Vaka, “Arap Birliği ve İİT zirvelerinin sonuçları ve Filistin'i tanıyan veya tanımak üzere olan bazı Avrupa ülkeleriyle uluslararası ilişkilerde yapılan yatırımların tümü, kabul edilebilir bir siyasi performansı yansıtmaktadır” dedi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)

Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘İsrail'in politikalarını sürdürmeye devam etmesinin uluslararası dokunulmazlığı ve çifte standartları yansıttığını’ vurgulayan el-Vaka, “Tepkiyi siyasi ve medya çerçevesine sınırlamak, Tel Aviv'e saldırganlığını bedelsiz sürdürmesi için yeşil ışık yakacaktır” uyarısında bulundu.

Tutumların koordinasyonu

Yazar ve siyasi araştırmacı Mubarek Al Ati ise toplantının ‘tutumların koordinasyonu, safların sıkılaştırılması ve ortak çabaların birleştirilmesi çerçevesinde, İsrail'in işgali zorla pekiştirmeyi ve İsrail savaş makinesi tarafından tahrip edilen Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol sağlamayı amaçlayan karar ve planlarına karşı koymak için yapıldığını’ söyledi.

Al Ati'ye göre, soykırım, açlık, yerinden edilme, İsrail kuşatması ve Gazze Şeridi'ndeki eşi görülmemiş insani kriz suçları, İİT dışişleri bakanlarının, İsrail'in oldubitti politikasıyla dayatmaya çalıştığı ve tüm Filistin davasını baltalamaya çalıştığı durumla sorumlu bir şekilde ilgilenmelerini zorunlu kılıyor.

 İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Al Ati, ‘İİT çatısı altında düzenlenen toplantının, Filistin davasının tüm İslam ülkelerinin öncelikli meselesi olmaya devam ettiğini ve bu davayı desteklemenin İslam'ın ayrılmaz bir sorumluluğu olduğunu teyit ettiğini’ düşünüyor.

Toplantının sonuçlarına ilişkin olarak Al Ati, toplantının ‘Gazze Şeridi'nde derhal ve koşulsuz ateşkes, insani yardım malzemelerinin sağlanması, su ve elektrik tedariki ve Gazze Şeridi'ne yeterli miktarda acil yardım ulaştırmak için insani koridorların açılması’ çağrısında bulunmasını bekliyor. Al Ati ayrıca toplantının, açlık, su ve yakıtın kesilmesi dahil olmak üzere soykırım ve etnik temizlik suçlarının devam etmesinin tehlikesine karşı uyarıda bulunacağını tahmin ediyor.

Al Ati'ye göre toplantı, Filistin halkını topraklarından sürmek, yerinden etmek veya zorla nakletmek için yapılan her türlü girişimi kategorik olarak reddettiğini ve her türlü yolla karşı çıktığını teyit edecektir.


Gazze: İsrail bombardımanında bugün 20 kişi öldü... Açlıktan 11 kişi daha hayatını kaybetti

Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
TT

Gazze: İsrail bombardımanında bugün 20 kişi öldü... Açlıktan 11 kişi daha hayatını kaybetti

Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)

Filistin medyası bugün yer alan haberlerde, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şafak vaktinden bu yana 20 kişinin hayatını kaybettiğini bildirildi.

Eş-Şifa Tıp Merkezi'nden bir sağlık kaynağı, Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'nin kuzeybatısındaki el-Kerame bölgesindeki bir eve düzenlediği hava saldırısında en az iki sivilin öldüğünü, çok sayıda kişinin de yaralandığını söyledi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir çadıra düzenlenen İsrail hava saldırısında 1 kadın öldü, 7 kişi yaralandı. Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yardım sağlayan bir ekibe düzenlenen hava saldırısında da 3 vatandaş öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

İsrail hava saldırısında Cibaliye'nin el Kerame semtinde yıkılan bir ev (AFP)İsrail hava saldırısında Cibaliye'nin el Kerame semtinde yıkılan bir ev (AFP)

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Zerka ve Cibeliye bölgelerinde yoğun bombardıman operasyonları gerçekleştirdi. Ayrıca, Gazze Şehri'nin güneydoğusundaki Zeytun semtinde çok sayıda sivilin evini imha etti.

Şarku’l Avsat’ın Gazze Şeridi Sağlık Bakanlığı’ndan aktardığına göre son 24 saatte kıtlık ve yetersiz beslenme nedeniyle 11 kişi daha hayatını kaybetti. Yetkililer, Gazze Şeridi'nde kıtlık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 117'si çocuk olmak üzere 300 kişiye yükseldiğini bildirdi.


SDG, Suriye hükümetine bağlı silahlı grupları kendisine saldırmakla suçladı

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mensupları (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mensupları (Arşiv- Reuters)
TT

SDG, Suriye hükümetine bağlı silahlı grupları kendisine saldırmakla suçladı

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mensupları (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mensupları (Arşiv- Reuters)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dün yaptığı açıklamada, Suriye hükümetine bağlı silahlı grupların Deyrizor'un doğu kırsalındaki bir askeri noktayı hedef aldığını bildirdi.

SDG açıklamasında, güçlerinin "saldırıya cesurca ve ateş kaynaklarına güçlü bir şekilde karşılık verdiğini" belirterek, saldırganlar arasında yaralananlar olurken, beş savaşçısının da yaralandığını kaydetti.

SDG, saldırıyı "DEAŞ'ın saldırılarını tırmandırdığı bir dönemde, kaos yaratma ve bölgeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik umutsuz bir girişim" olarak nitelendirdi.

SDG, “Şam hükümetini bu grupların eylemlerinden doğrudan sorumlu tuttu” ve Şam hükümetini “elemanlarını dizginlemeye ve saldırılarını derhal durdurmaya” çağırdı.