Mısır Müftüsü: Geleneksel fıkıh metinlerindeki durağanlık ve bunlara harfiyen uyulması dini aşırıcılığın belirtisidir

Mısır Vakıflar Bakanlığı “dini düşünce önderlerini” hazırlamak amacıyla “Düşünür İmam” programını başlattı.

Mısır Müftüsü Şevki İbrahim Allam (Fetva Kurumu)
Mısır Müftüsü Şevki İbrahim Allam (Fetva Kurumu)
TT

Mısır Müftüsü: Geleneksel fıkıh metinlerindeki durağanlık ve bunlara harfiyen uyulması dini aşırıcılığın belirtisidir

Mısır Müftüsü Şevki İbrahim Allam (Fetva Kurumu)
Mısır Müftüsü Şevki İbrahim Allam (Fetva Kurumu)

Mısır Müftüsü Şevki İbrahim Allam, geleneksel fıkıh metinlerindeki durağanlık ve fiili durum ile geleneklerin değişmesinin dikkate alınmadan bu metinlere harfiyen bağlı kalınmasının, dini aşırıcılığın bir belirtisi olduğunu ve terör örgütlerinde de görülen ilahi maksattan sapma durumunu ortaya çıkardığını söyledi.
Allam, dün yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Fıkıhta uyarlama işleminden (kıyas) kasıt, ortaya çıkan yeni bir durumu -ki bu durumu iyi bir şekilde kavrayıp, gerçekliğini ve boyutlarını iyice anladıktan sonra- kendine has özellikleri ve hükümleri bulunan fıkıh usulü ile bağdaştırmaktır. Bu işlemin amacı, yeni durum ile yaşanmış bir olay arasındaki benzerlikten yola çıkarak yaşanmış olay için verilen hükmü yeni durum için uygulamaktır. Fıkhi ve hukuki uyarlama işlemi, İslam şeriatının genel hedefleri iyice anlaşılarak doğru ve titiz bir şekilde yapılır. İmam, İslam fıkhına ait kuralları ve literatürü bilmeli, fıkıh ve usule ait farklara, fıkhi ve hukuki teorilere ve literatürlere tümüyle hakim olmalıdır. Şüphesiz bu, İslam fıkhını zenginleştirmek, çehresini yenilemek, gerçekle uyumlu ve ona uygun hale getirmek için önemlidir. Dini söylemi yenilemek, Mısır’daki dini kurumların öncelikli ve en önemli mesajı haline gelmiştir.”
Öte yandan Mısır Vakıflar Bakanlığı, ülkedeki cami imamlarını eğiterek “dini düşünce önderlerini” hazırlamak amacıyla “Düşünür İmam” adında eğitici bir program başlattı. Bakanlık, programın amacını “yeni nesil öncü imam ve alimler ile düşünürlerin sadece dini ilimlerle uğraşanlardan değil aynı zamanda bütün çağdaş ilimlerle uğraşanlardan oluşmasını sağlamak” şeklinde belirtti.
Gözlemciler, söz konusu amacın, Bakanlığın küresel çapta sahip olduğu birikimle imam ve kadın vaizlerini eğitme planıyla uyumlu olduğu görüşünde. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi daha önceki bir açıklamasında, “İmam ve kadın vaizleri eğitmeye yönelik programların geliştirilmesi ve bu programların çağdaş davet metotlarıyla gerçekleştirilmesine önem verilmesi ayrıca imamların iletişim becerilerinin güçlendirilmesi ve diğer becerilerinin geliştirilmesi amacıyla insani araştırmaların yapılması” talimatı vermişti.
Düşünür İmam programı hakkında bilgi veren Mısır Vakıflar Bakanlığı, açıklamasında şunları kaydetti:
“Düşünür İmam programı adaylarına yönelik sınavlar ve mülakatlar yapılıyor. Bu sınav ve mülakatlar, medeniyetin inşasına ve dünyanın imarına güçlü bir katkı sağlayacak şekilde dini dosdoğru anlamaya ve davet bayrağını hikmetle ve güzel öğütle taşımaya uygun en iyi kişilerin seçilmesine katkı sağlayacak.”
Mısır Vakıflar Bakanı Muhammed Muhtar Cuma, “Bakanlığımız, davet alanında bayrağı ve dürüstlüğü liyakatli bir şekilde taşıyabilecek ve öne çıkmış deneyimli imamlardan oluşan bir gruba sahip. Bizim rolümüz, imamların bilgi ve becerilerini entelektüel düşünür dünyasında aradığımız seviyeye çıkarmaya çalışmaktır” ifadelerini kullandı.
Vakıflar Bakanlığı 2019’un başlarında imamları eğitmek ve Mısır içinden ve dışından eğitimciler yetiştirmek amacıyla bir akademi kampı başlatmıştı. Bakanlık, o dönem yaptığı açıklamada, “İmamlar, faydalanmak ve tehlikeleri konusunda dikkatli olmak için modern teknolojilere hakim olmalıdır. Ayrıca bazı sanal platformlarda yayılan fetva konusunda bilgisiz kişilere engel olmak için medya ile ilgili beceriler hakkında eğitilmeliler” ifadelerini kaydetmişti.
Bakan Cuma, “Dini düşünce önderleri yaratmak ağır bir zanaattır. İster programı sunacak olan kişiler olsun ister programı hazırlayacak ve eğitimi verecek kişiler olsun özel malzemelere ihtiyaç var. Nitekim 50 ila 100 imam seçmek ve aralarında siyasi ve kültürel ilimlerin de yer aldığı çeşitli alanlarda en üst düzeyde eğitim almaları için imamlar arasından seçilen gruba yönelik sınav ve mülakatlar yapılmaktadır. İmamın gücü, davet ve bilgi konusundaki üstünlüğünde ortaya çıkar. Çünkü imam, ümmette bilinç inşa etmeyi ve ümmeti dini açıdan bilgilendirmeyi temsil eder. İmamı bu role hazırlamak, faydalı ilim tahsiliyle birlikte onu iyi bir şekilde hazırlamayı, çağdaş meseleler hakkında donatmayı ve ilmi ve teknik becerilerini geliştirmeyi gerektirir” dedi.
Vakıflar Bakanlığı daha önce de imamlara yönelik bir eğitim gerçekleştirmişti. Bu eğitim kapsamında “sosyal medya platformlarının yararları, dikkat edilmesi gereken hususlar, sosyal medya etiği ve kullanımı; aşırı dinci gruplara ait internet sitelerini ve sayfalarını anlamak ve bunlara üye olmanın tehlikeleri” hakkında bilgiler yer almıştı. Bakanlık, modern teknolojileri rasyonel olarak en iyi şekilde kullanmak, risklerinden korunmak ve aynı şekilde siber terör gruplarıyla mücadele için bir davetçinin (imamın) modern teknolojilere vakıf olması gerektiğini vurgulamıştı.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.